confessions

nushirevan

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1686
  2. takipçi 16
  3. puan 0

kar

nushirevan
Sabah erken işine gitmek zorunda olmayanlar için harikulade, kalanlar için eziyet bir hidrometeor. Sabahın köründe arabayı ısıtmak, çevresindeki birikintiyi kaldırmak, henüz tuzlanmamış yolda kayarak slalom yapmak oldukça sıkıntı verir. Oysa sıcacık kalorifere dayanarak pencereden manzarayı seyretmek ve filtreli bir instagram fotoğrafı eşliğinde story atmak gibisi yok değil mi? Gel bi de bize sor..

pandemi

nushirevan
Dün akşam saçma sapan bir olaya neden olan durum. Dün gece spider-man no way home filmine gittim. Pandemi kuralları yüzünden, en arka sırada bir koltuğun boş kalması gerekiyormuş. Kuralın mantıksızlığı ile arka koltuktan birinin ortalara yerleştirilmesi çabası tartışmaları filmin başlamasını 20 dakika geciktirdi. Nihayet film bittiğinde post-credit sahnesi akarken adamın biri yanaşıp "birader koltuk benim, biletliyim" dedi. "Ben de biletliyim" dedim. "Nasıl olur?" diyor. Film akıyor üstelik. Dedim ki "birader film başlamıyor, bu bitişi, müsaade edin filmimin sonunu izleyim" Hiç bir şey söylemeden çıktı. E haklı çünkü ona da bi saat vermişler ve 20 dakika gecikmiş. Artık şikayet mi etti noolduysa, ikinci post-credit sahnesini vermeden cart diye kapattılar sistemi. Pandemi bişey değil de, pandemi mantıksızlıkları diye ayrı bir başlık açmak lazım sanki

e-nabız

nushirevan
"Neyim var" sistemiyle sağlık devrimine imza atan uygulama. İster e-nabız'dan isterseniz neyimvar.gov.tr adresine giderek, şikayetinizi yazıyorsunuz. Sistem size tanıyı sağlayabilmek için ilgili sorular soruyor. Ne kadar doğru cevap verirseniz doğru tanıyı görebiliyor ve doktora gitmeden önce fikir sahibi olabiliyorsunuz. Bi nevi online doktor gibi bişey. Ben sevdim.

yılbaşı bileti

nushirevan
Ana akım medyanın ana haber bültenlerinde; sıra bekleyenlere, olası kazanma durumunda bu parayla ne yapacaklarının sorulduğu bilettir. Beraberinde yılbaşı ikramiyesiyle neler alınabilir sorusu altında 7 tane porşe araba, taksimde 20 daire, 30 bin TL günlük faiz gibi absürt örneklendirmeler yapılır. Talihli adaylarının "fakirlere yardım ederim" yalanının tavan yaptığı geyikler, hayaller ve insan onurunun ayaklar altına alındığı hissi ile sona erer. nimet abla piyango bayii önünde ağzı açık ayran budalası gibi 2 kilometre sıraya girenlerden rica ediyorum: tutarlı olun ve en azından sosyal medya hesaplarınızdaki "rızkımı veren hüda'dır kula minnet eylemem" sözünü kaldırın.

sözlük yazarlarının favori rap sanatçıları

nushirevan
canfeza diyorum. Rap müziğe yabancıyım. Eminim size göre daha iyi isimler vardır. Hatta bu çocuğu da son olarak meşhur "nafile"de yaptığı featuring ile tanıdım. Meğer derin bir dehlizmiş kendisi. Açıkçası yaptığı tarzın rap olduğundan bile şüpheliyim çünkü gayet güzel şiirler söyledikleri. Şunlara bakar mısın sözlük?

"Gözbebeğim sen bir ağla gerek kalmaz suya
Sen fısılda sağır sultan bile duyar
Adamlık öğretirsin en çıkmayacak huya
Sen niyet et yeter ki tüm cemaat uyar"

"Orada feryad et, burada bir can ölür
Bir nefes üfle yeter kuş kaybeder yönü
Ateşin yakar damla suyu kalmaz gölün
Işığın bir defalık kartal eder körü"

nejat uygur

nushirevan
Rivayete göre Nejat Uygur hasta yatağında çocuklarına vasiyet eder:

"Öldüğümde sizden 2 istediğim var; birincisi tabutuma yangın söndürme tüpü koyun. İkincisiyse tabutumu mezara mehter takımı eşliğinde taşıyın."

Çocuklar sorar:
"Baba, tüpü anladık öbür tarafta lazım olur diye istiyorsun da, mehter takımı niye ?"

Usta cevaplıyor:
"Mehter takımıyla iki ileri bir geri yavaş yavaş gideriz, acelen ne ulan eşek sıpası!"

yazarların başına gelen doğaüstü olaylar

nushirevan
Hazine arayan bir arkadaş somun ekmek büyüklüğünde eski bi sandıkçık bulmuştu. Soruşturduğunda cumhuriyetin ilk dönemlerine ait olduğu tespit edilmiş ama beklenilen kadar ederi olmadığı anlaşılmıştı. Üzerinde osmanlıca yazılar bulunan sandığın içinde çürümüş çaput ve kağıt parçaları ve metal ev gereçleri (kaşık, tarak vs) varmış. Hazineci ya bu arkadaş, birisi 250 lira veririm demiş bakmış ki antik bişey değil satmış bunu bu adama. Gel zaman git zaman bu arkadaşla yıllar sonra buluştuğumuzda sordum bu sandığı, sattığı adamın zengin olduğunu söyledi pişmanlıkla. Meğer bu sandık konuşuyormuş! Adam da sandıkla konuşmak için paranormal olaylara düşkün insanlardan para topluyormuş, iyi de para kaldırmış. Sandığı elime aldığımda böyle birşey hissetmediğim için merak ettim. Adamı buldum, randevu vermek için 250 lira istedi (adam her randevuya ilk ödediği parayı istemiş ironik olarak) Sarı basın kartımı gösterdim, aba altından sopa gösterdim bir iki dakikalığına kabul etti sandığı dinletmeyi. Elime aldım sandığı, söylendiği gibi kulağıma dayadım. Bir şey duymayacağımı bilerek, biraz da az önceki tehditten dolayı sinirli bir şekilde dinlerken sandığın içinden "bırak!" Diye bir fısıltı duydum. "Hö?! Bu ne lan?!" filan derken "bırak beni! Git burdan!" dedi. İrkildim elimden bıraktım koltuğun üzerine. "Noluyor ya?" Dedim tekrar kulağıma dayadım. "Seni öldürürüm!" Dedi. Tüm bildiklerimi unuttum, gerçekten irkildim. Tam o sırada telefonum çaldı. Normalde randevu verilenlerin telefonları dışarıda bırakılıyormuş ama benimki kavga dövüş olduğundan cebimde açık kalmıştı. Telefon çalarken aynı anda sandıktan "dıgıdık dıgıdık" sinyal sesleri gelmeye başladı. Ancak O anda tezgahı çözdüm! Bizim uyanık görüntüsü ürkütücü eski bir sandığın içine mikrofon koymuş, işbirlikçisi de müşterinin nabzına göre şerbet veriyor haspam! "Hadi çarşınız pazar olsun!" Dedim ve çıktım. Doğaüstü olay sayılır mı bilmem ama olayın kıyısından döndü gibi oldum, paylaşayım dedim.

dijital para

nushirevan
Kumardan farkı yoktur. Geçen acıktım, dedim "bi avm'de oturayım bişeyler tıkınayım". Orada da usül sıra verildikten sonra isminizle çağrılması malum. "Abüziddin Beeeey sparişinüz hazırrr!" gibi.. O sırada ismimi duyabilmek için tezgaha yakın bir köşeye oturunca, yandaki iki gencin konuşmalarına da şahit olmuş bulundum. Laf dinlemeyi severim ama bu seferki gerçekten istemsizdi (bkz:bgv)

Yaşları en fazla 20-21.. Birinin üzerinde "Fiyyu" diye bir üniforma var, ötekisi belli ki öğrenci, sırt çantası defter filan vardı yanında. Neyse efendim, öğrenci olan anlatıyor: Bir serhat varmışmış, bir program geliştirmişmiş, sen para yatırıyormuşsunmuş, program senin adına dijital parayı al sat yapıyormuşmuş. Hiç bir şey yapmana da gerek yokmuşmuş. İlk ay epeyce kazanmışmış ama ikinci ay para pul olmuşmuş. Bizim öğrenci kılıklı bu sistemde 35 bin TL'sini koymuşmuş, şimdi hepsi uçmuşmuş...

35 bin TL size nasıl geliyor okurken bilmem ama bana gayet mantıklı bir yatırım aracı gibi geliyor sözlük. Sadece mantıklı yatırımlar için tabi. Fiyuu üniformalı gencin kaybı aynı sistemde 5 bin tl imiş de, öğrenci kılıklı olan "5 bin para mı yanına koyim ben 35 bin kaybettim" demeye hamburgerciye gelmişler anlaşılan. Hiç tecrübe etmeden 35 binlik birikimi çat! diye yatıranların aracıdır dijital para. 10 yıl önce "ossasuna-barcelona maçında barça garanti" deyip evini arabasını iddia kuponuna yatıran enişteden farkın kaldı mı senin? Ya ortada büyük bir tezgah var, ya da bu ikili süzme gerizekalıydı.. Çok geçmeden ne olduğunu anladım. Hamburgerin tanesi 19 TL ancak ikili menü alırsan 27 TL filan oluyor. Baktım bunlar 19+19 'dan iki tane ayrı ayrı hamburger almış kaybettikleri paradan bahsediyorlar. Demek ki bir tezgah yok, sizin hamurunuza su katılmamış bilader..

hüzünlü mü neşeli mi olduğu belli olmayan şarkılar

nushirevan
"hey on beşli on beşli, tokat yolları taşlı" diyecektim ama son zamanlarda radyolarda çokça duyduğum "denizin dibinde hatçam"dır.


Yukarıdaki sanatçı her ne kadar şarkının adına "dalga dalga" dediyse de yaptığı tek acayiplik bu değil elbette. Hüzünlü bir hikayeye sahip şarkının göbek havasında söylenmesi daha acayip olan. Burdur menşeli türkünün hikayesinde, evli bir kadının evlerinin yakınlarında dolaşan bir çobana aşık olması ve birlikte kaçması rivayeti var. Kocası onları kaçarken görmüş ve aşklarına saygı duyup havaya tüfekle ateş açmış, kimseyi vurmamış. Hatta soran köylüye "peşlerinden kurşun attım ama vuramadım" diye de yalan uydurmuş. Gözü yaşlı adamın hikayesi dilden dile söylenirken bu türküye dönüşmüş. Hani millet dalga dalga diye hoplayıp zıplarken eserin ardındaki derinliği de bilin istedim sözlük.

4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol