confessions

nushirevan

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1686
  2. takipçi 16
  3. puan 0

nushirevan

nushirevan
Aslında "Nuşirevan" olarak okunur ki, Hz.Ömer'den sonra dünyada adaleti ile ün salmış bir Sasani hükümdarıdır. (bkz:Nizamülmülk)ün (bkz:Siyasetname) adlı eserinde adaleti ile ilgili çeşitli kıssalar mevcuttur.

Kısaca değineyim:

Nuşirevan bir gün avda iken bir kadın kendini okunun önüne atar. Nuşirevan kadına bunun nedenini sorar. Kadın hükümdarın ulaşılamaz olduğunu, çevresini saran dalkavuklar yüzünden derdini kendisine ulaştıramadığını bu yüzden bunu yaptığını söyler. Hükümdar halkının derdini kendisine anlatması gerekliliği hakkında tarihi bir karar alır. Sarayında yattığı odanın balkonuna devasa bir çan astırır ve derdi olanın çana bağlı iple bu çanı çalarak balkondan hükümdara derdini anlatabileceğini ilan eder. Halk artık büyük küçük her derdi için zili çalmaya ve hükümdara balkondan derdini anlatmaya başlar. Adil hükümdar dertleri dinler ve tek tek not alarak çözümler buldurur, halka adalet dağıtır. Öyle ki bu durum 8 yıl boyunca neredeyse aralıksız devam eder. Hükümdar bu hizmetten ötürü zayıflar, uykusuz kalır. Günlerden öyle bir gün gelir ki çan hiç çalmaz. Hükümdar vezire sorduğunda, vezir bunun sebebinin artık memlekette kimsenin derdinin kalmaması olduğunu söyler ve ekler: "madem zil de çalmıyor, siz uyuyup dinlenin artık" Hükümdar 8 yıldır ilk defa huzurlu bir uyku çekecektir. Tam yastığa kafasını koyar ki zil çalar. Ayaklanır fakat vezir onu durdurur: "Aman hünkarım yatınız.. Bir uyuz eşek.. Sırtı kaşınıyor belli ki kendini ipe sürtüyor.. Siz uyuyun" Hükümdar gülümser: "hayır vezir! o da adalet istiyordur"

Emir çıkarır: eşek bulunacak, sahibi saraya getirilecek!

Bir gün geçmeden eşek ve sahibi çamaşırcı saraya getirilir. Öğrenilir ki çamaşırcının eşeği artık yaşlandığı için iş yapamaz olmuş, çamaşırcı da bunu dövmekten usanmış, salmış çayıra..

Nuşirevan-ı Adil hüküm verir: Ey çamaşırcı! Bu eşek sana bunca yıl çalıştı, hizmet etti.. Hani bunun emekliliği? Mükafatı bu mudur? Bundan sonra eşeği ahırına koyacak, o ölene kadar taze yem ve su ile besleyeceksin, her gün güzel sözler söyleyip seveceksin. Cezan eşek ecelinden öldüğünde biter..Yok, eşek ecelinden değil senin veya bir başkasının elinden ölürse vay haline!

Hikaye bu.. Adil hükmetmekle ilgili aldığım ilk ders 11.yüzyıldan gelmişti. Sonra Aşık Veysel şunu dedi:

"Nuşverani Adil, nerede tahtı?
Süleyman mührünü kime bıraktı?
Resülü ekremin kanunu haktı
Her ömrün sonunda bir feryat gördüm"

Velhasıl hoş bulduk

katlanamadığınız davranışlar

nushirevan
Misafirlerin sus pus 7 saat 5'e 10 kalas gibi oturduktan sonra, giderken apartman boşluğunda muhabbeti koyulaştırması, bi türlü gidememesi, Allaha ısmarladıklaşması, tekrar gelin bunu kabul etmeyizden, "bi yemek yiyeydiniz yanına koyim"lere kadar söylenmeleri, o sensörlü ışığı defalarca yakıp söndürmesi, ışık hızıyla çıkarılan ayakkabıların zamanın göreceliliğini sorgulatırcasına yavaş giyilmesi ve evin sümüklü çocuğunun giderayak şirinmiş gibi tekrar öpülmeye çalışılması, o sırada misafirlik boyunca odasından çıkmayan çocuğun belki tatlı artmıştır diye mutfağa giderken yakalanmasından mütevellit utanması ve bi türlü o "bay bay de ablaya" komutuna cevap verememesi, annesinin "utandı utandı" diyerek sahte sırıtışları, o sırada apartmanın dedikodudan sorumlu istihbarat ablasının karşı delikten bakıyor oluşu, misafirler arabasına binerken kontra dedikoduların, adam gömmelerin konuşulması... doluyum sözlük.. söyletme daha..

kurban bayramı

nushirevan
Derin dondurucudaki boş yerden çok kılmadığı namazları hesaplayarak, et yerine günahlarını tartarak, az yiyerek ve az uyuyarak ihya edilebilecek bayramdır. sözlük yazarlarımızın bayramını bu vesile ile kutluyorum.

güven sözlük 3. yıl dönümü

nushirevan
Açıkça söylemekte fayda var: diğer sözlükler kurulduğu zamanki amaçlarını çoktan aştı. Ekşisini tatlısını incisini kömürünü çoktan geçtim, daha samimi, daha amatör bir arayış içindeydim. "Her b*ku ben bilirim"ciler arasında değil, içten paylaşımlar görmek istedim. Bu yüzden ufak ufak diğer sözlüklere kaydım. En samimi duruşu da burada buldum. Tek handikap olarak görülen aktif kullanıcı sayısına da o kadar takılmayın. Burayı bir site gibi düşünün: Yüzlerce bloktan oluşan, onbinlerce ailenin mi derdi dinlenir, yoksa 3-5 bloklu daha az sayıda ailelerin mi? Bugün ekşide "ölüyorum" yazsam "geber ameka bize ne?" Derler. Burada "canım sıkkın" yazsam benim derdimle dertlenecek kullanıcılar var. Kissinger diyor ki "kitle büyüdükçe zekâ seviyesi düşer"

Kıymetimizi bilelim bu küçük ailenin. Nice yıllara.

sözlük kadrosunun değişmiyor olması

nushirevan
Gerekli olduğunu düşünmediğim durum. Bir aile gibi görüyorum burayı. Düşünsene sabah kalkıp kahvaltı masasında oturanlara bakıp diyosun ki "ohhoooo hep aynı kişiler! yeni birileri yok mu?" Baban elindeki somunla sana bakıyor filan..
2
enercydrink enercydrink
sözlüğün yeni üyeleri olmasını istemiyormusunuz?
nushirevan nushirevan
Olsa da olur olmasa da olur diye bakıyorum olaya

wikipedia

nushirevan
Yasağı, Kitap okumak yerine çoğunlukla internetten hızlı ve özet bilgiye ulaşmayı şiar edinmişlere dert olan site. Yazık ki bize, sitede yer alan iftiralara karşı onurumuzu savunmak yerine aylarca bu özgürlüğün kısıtlamasını tartıştık. Wiki geri adım atıp bilgilerin düzenlenebilmesi ve refere edilmesi gerekliliği getirdi ama sanki biz tükürdüğümüzü yalamış gibi görünüyoruz hâlen. Hayırlı olsun wikicilere
1
nurse nurse
Teşekkürler

habertürk yayınında duyulan faili meçhul osuruk

nushirevan
Gündemi meşgul eden, iş bu giri'nin de aynı amaca hizmet ettiği gaz çıkarmadır.


Doğal olarak, olayın şüphelileri arasında ekranda görülen şahıslar var. Evlerinden yayın yapanların ev ortamında oldukları için şüphelilik ihtimalleri yüksekse de, bu konuda lokal ihtisas yapmış biri olarak şunu söyleyebilirim:

Veyis, açıkla kurtul kardeşim.. "içimde kanser olacağına kıçımda konser olsun" de bitsin bu muamma (bkz:bgv)

güven sözlüğün gümbür gümbür geliyor olması

nushirevan
Geçen ay zaten yazarı olduğum meşhur sözlükten yazarlık, yeni kurulan genç bir sözlük için de yöneticilik teklifi almama neden olan durumdur.

Bakmayın, girileri bir kaç kişi okuyor, bir kaç kişi yorumluyor gibi görünüyor ama bayağı takip ediliyormuşuz. Herhalde yöneticilerimiz bunu tık sayısıyla da fark ediyorlardır. Rağbet çok ama adının aksine bir güven sorunu yaşanıyor sanki. Yazmayı bıraktığım diğer mecralardaki arkadaşların tek merakı "bunlar neci?" Oluyor.. "insan la insan.. bunlar da insan.." neci olduğunun bir önemi yok. Önemli olan özgür, seviyeli ve entellektüel bir kadronun hakim olması.

yazarların başına gelen ilginç olaylar

nushirevan
Eve gelirken çöpün etrafında zavallı yavru bi kedi buldum. Eğilip elimi uzattım, hemen kendini sevdirip mırlamaya başladı. Dedim ki "yazık, çok da zayıf.. iyisi mi bunu sahipleneyim".. Kucağıma aldım, yavru sanki günlerdir bu anı bekliyormuş gibi rahatladı. "Ohh" dedim "çocuklar sevinecek" Bir kaç adım attım ki arkamda büyük bir kedi belirdi. Kızgın bir halde bana ve kucağımdaki yavruya bakıyordu. Yavru süt emecek dönemi geçmiş bi yaşta görünüyordu ama belli ki büyük kedinin annelik dürtüleri aktifti. Büyük kedi kavgaya hazırlanan kedilerin o meşhur seslerini çıkarmaya başladı. Bir yavruyu annesinden ayırmak olmazdı, usulca yavruyu yere bıraktım. Sanıyorum ki yavru koşa koşa annesine gidecek. Yere koyduğum yavru olduğu yerde çömelip oturdu. Çenesini yere koyup büyük kediyi izlemeye başladı. Yavrunun sıska oluşu beni şaşırttı. Yavruyu yerden alıp 1-2 metre ötedeki çim alana hafifçe attım. Yavru çime düşer düşmez fırladı büyük kedi de peşinden. Kısacık an, anne ve yavru bir araya geldi dedim ama yanılmışım. Büyük kedi yavruya bi daldı sanırsın namus davası var aralarında. Büyük kedi bunu altına aldı tırmalıyor, ısırıyor, perişan etti yavruyu. Araya girmeye çalıştım ama ışık hızında dayak yiyor bizimki. "Lan ne olursa olsun" dedim daldım tırmalamaların arasına. Büyük kedi son bi ısırık aldı bıraktı ama çıkardığımız sesler bütün mahallenin dikkatini çekti. Uzaktan bakanlar, beni büyük kediye durup dururken saldırdığımı düşünebilirdi. Gayri ihtiyari "yavru var, ona saldırıyor" dedim. O sırada bir köpeğin de hızla yaklaştığını gördüm bulunduğumuz çöp konteynırına doğru. Bu defa büyük kedinin hayatı tehlikeye girmişti. Bir kaç adım geriye gittim baktım ki köpeğin hedefi mahallenin huzurunu bozan benim. Yerden bi dal bulup "höt! hayt!" sesleri çıkarıyorum. Köpek ince daldan korkmayınca bana bi atak yaptı. Saldırıyı geri püskürteyim derken park halindeki bir aracın aynasını yerinden çıkarmış oldum. O sırada bir kaç mahalleli saldırgan köpeği dövmeye geldiler ellerinde sopalarla. Bu defa köpeğin hayatı tehlikedeydi. Mahalleliye "yav tamam sopalık bişey yok, vurmayın hayvana" dedim. Meğer mahalleli dediğim sopalı kişiler de aynası kırılan arabanın sahipleriymiş. Sakinliğimi koruyorum ki dayağın büyüğü gelmesin. "Abi öderim" filan derken bir kaç polis hengameye doğru geldi. Ellerindeki sopaları görürse olay çıkardı. "Abi polis geliyor atın sopaları" dedim. Adamlar koşan polisleri görünce sopaları sağa sola attılar. Ben de dönüp polislere "tamam abi sorun yok" dedim. Meğer onlar da benim için geliyorlarmış. Konteyner etrafında şüpheli birinin çanta koyup uzaklaştığı ihbari gelmiş. Hakikaten yavru kediyi alırken köşeye bıraktığım çantamı o an hatırladım. "Abi çanta benim içinde kirli çamaşırlarım var" dedin ikna olmadılar. Prosedür gereği beklemem gerekiyormuş. Yarım saat sonra imha ekibi olay yerine intikal etti. Mahalleli çevreyi sardı. Severler, olay olsun yeter ki mahallede. Efendim polis çantamı açıyor, gördün di mi bomba filan yok. "Hadi dağılın" de git de mi? Çantama elini sokuyor, bi çıkarıyor kirli donum.. Çantadan öyle bi çıkarışı var ki sanki düğünde takı anonsu yapıyor. "Damadın amcasından iki adet çeyrek altın" der gibi donumu kaldırıp gösteriyor ekibe. Bir don, iki atlet derken olay bitiyor. Polis "taam taam hadi dağılın" diyor, mahalleli "zaaaaa saalak saalak" modunda bakışlar atıyor filan.. O sırada yaşlı bi teyze yaklaştı dedi ki "oğlum kedileri seviyorsan sana bi yavru vereyim"

"Lan.. teyze.. dat.. düt.." dedim cevap bile veremeden eve girdim. Bi daha hayvansever olursam iki olsun.
5
mavikaranlik mavikaranlik
zincirleme talihsizlik hocam allah korusun yaşanılacka şey değil ama kahkaha attım hakkınızı helal edin
nushirevan nushirevan
:))
bewater bewater
Ya bu gerçek olamaz adafgsgagavac
nushirevan nushirevan
Hem de 2 gün önce başıma geldi
bewater bewater
olaya bak ya! geçmiş olsun hahah

diplomasi

nushirevan
taraflar arasında anlaşmazlığın, karşılıklı taviz veya algı oyunlarıyla şiddetten uzak çözümlenmesi yöntemidir.

Bir örnek:

Bir gün küçük bir köpeğin yolu, afrikanın balta girmemiş ormanına düşer. Minik köpek ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark eder. Ne yapacağını düşünürken bir de bakar ki; karşıdan bir leopar gelmektedir ve belli ki günlük yiyeceğini aramaktadır. ''şimdi başım dertte'' diye düşünür minik köpek. Hızlıca etrafına bakar ve yerde kemik parçalar görür. Hemen arkasını leoparın geldiği yöne çevirerek kemikleri kemirmeye başlar. Bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışır. Leopar daha önce hiç görmediği bu yaratığa saldırı hazırlığında yaklaşmaktadır.

Tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşur: ''hımmm ne kadar lezzetli bir leoparmış. acaba etrafta bundan bir tane daha var mı?'' Bunu duyan leopar bir anda donar kalır. ''riske girmemek gerek'' diye düşünür ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanır. ''Tam zamanında kurtardım postu yoksa bu yaratığa yem olacaktım'' diye düşünür leopar.

Bütün bunlar olup biterken, bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izlemektedir. Köpeğin yaptığı oyunu bildiği için, bunu eğer leopara anlatırsa bundan sonra ondan kurtulabileceğini düşünür. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatır.

Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenir ve maymuna: ''atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım'' der.

Ancak minik köpeğin kulakları iyi duymaktadır. Neler olduğunu duymuştur ve leoparın sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaştığını bilmektedir. ''şimdi ne yapacağım?'' diye düşünürken, kaçmaya teşebbüs etmez. Bunun yerine yeniden arkasını leoparın geldiği yöne dönerek, kemikleri kemirmeye devam eder.

Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmaya başlar:
-bu aptal maymun da nerede kaldı? yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok!

Bunun üzerine leopar sırtındaki maymunu parçalayıp hızlıca uzaklaşır.

Diploması böyle birşey işte.. Hızlı düşün, sakin kal, güçlü görün..

güven sözlük

nushirevan
her yazarının bir diğerinin ufkunu açtığı, adı ulusal bir krize karışmayan, nefret söylemlerinden uzak ama eleştiriye açık, karşılıklı saygı ve nezaket içerisinde kalınmasını ümit ettiğim sözlük.

tom and jerry

nushirevan
Çocukluğumuzun unutulmaz çizgi filmlerindendir.

Ayrıca;

Çizgi filmlerdeki gizli anlamlar konusu her daim ilgi çeken konulardır. Tom & Jerry 'ninkini duydunuz mu bilmiyorum..



Dünya savaşı sırasında İngilizler'e Tommies, Almanlara Jerreys dendiğini duymuşsunuzdur. Rivayete göre bu karakterler ve mücadeleleri bu iki milleti temsil ediyor. İngilizler onca gücüne rağmen, Alman zekasına her defasında yeniliyor ve bu durum Amerikan çizgi film sektöründe yer alan firmaların oldukça hoşuna gitmiş gibi.. Bu milletlerin savaş sırasında nerede durduklarına bakarsanız olayı daha kolay analiz edebilirsiniz. Öte yandan bu fenomen, yapım şirketi ve yazar ekibine de soruluyor. Hak sahipleri bu iddianın asılsız olduğunu, bunun sadece bir yakıştırma olabileceğini iddia ediyor. Ancak filmde bir ana karakter daha var.. O da Spike isimli bulldog köpek.. Tarafsız olmakla birlikte, daha çok Tom'a haddini bildirmesiyle meşhur.. Peki iddiaya geri dönersek Spike'ı nereye koyabiliriz? Zaten kırmızı tasmasından tahmin etmiş olmalısınız. Evet o, Rusya! İddiayı daha da ilginç kılan Spike kelimesinin ingilizce, "sivri uçlu demir" anlamına geliyor olması.. Savaşta Rus askerlerinin miğferlerini hatırladınız mı?



İddiayı güçlendiren bir başka şey de bir diğer karakter Quacker adlı küçük ördek yavrusu.. Kendisi sürekli bir depresyon halinde ve pasif şiddet karşıtı olarak karşımıza çıkıyor.



"Vak vaklayan" olarak tercüme edilebilirse de, yine 17.yy'da The Religious Society of Friends adlı bir grubun İngiltere ve Almanya'ya göçler yaparak, bu barışçıl inanışın savaşı durdurmasında ve savaş suçlarının önlenmesinde önemli bir rol oynadığı kabul edilir. Bu grubun bir diğer adıysa Quackers 'dır. Sadece bu kadar da değil..

Tom(İngiltere) 'un aşık olduğu Toots (tatlı şey) adlı kedinin isminin de İngilizlerin yan sanayisi Avustralya olduğu da bir başka detay..



Her karakterin bir şeylerin metaforu olduğu gerçeği, çizgi filmlerin masumiyetini sorgulatıyor..

yazarların başına gelen ilginç olaylar

nushirevan
Liseden kaçıp türkü barlarda kız düşürmeye çalıştığımız, libidonun zekaya sadaka verdiği dönemler. Pek bilmem de böyle ortamları, çoğacayip yerler hakkaten. Misal bi bakıyosun uzun havada efkâr dağıtan abi, 2 dakika sonra halayda masalar arasında tepiniyor felan. Kız düşürmek filan diyorum da, hani yokluk zamanı arada sakallı tipler felan da var. Neyse efendim ben tabi böyle ortamlara alışkın değilim, efendime söyleyim arizona kertenkelesi usulü kız tavlamadan felan anlamam arkadaşlar yardımcı olacak sözde. Ortam leş, gelen ikramlar bayat, ışık yetersiz, sigara dumanı oturduğun zaman göz hizasında bir bulut oluşturmuş kimsenin yüzü seçilmiyor. Usülen masaya önce araba anahtarları, çakmak ve sigara paketi bırakıyorsun. Bu bi nevi kertenkele dünyasının kabul formu gibi bişey. Ben sigara kullanmıyorum arada arkadaşların paketleri toplayıp transformers denemeleri yapıyorum can sıkkınlığından. Aksi gibi bizim arkaaşlar acayip eğleniyorlar oturdukları yerde. İlk 10 dakikada pişman oldum geldiğime ama adisyonu koydu masaya reyiz kalkamayız öyle hemen.. ben tabi somurttukça angaralı abiler işgillendi "hayırdır bilader naaayaksın?" Filan diyorlar, bizim arkadaşlar giriyor araya mevzu büyümesin diye. Alkol geliyor, kullanmıyorum niye diye soruyorlar. Günah diyorum, biz müzlüman değil miyik la? diyip dayağa hazırlanıyorlar yine arkadaşlar giriyor araya. Belli dayak geliyor takmışlar kafaya bi kere. sahnede canlı saz çalan bi abi var, "ne söylüyüm?" Diye sorup çığırıyor. Arada şimdiki kareoke kafeler gibi acemiler kalkıyor saz eşliğinde türkü okumaya çalışıyor. O zamanlar benim kulağım var ya, bet sesime rağmen zorladılar beni sahneye. Sahne dedim de bir basamak. Hani çıkınca göz hizasındaki sigara bulutunun tepe noktalarına hakimsin. Dedim bu dayak meraklısı abilerin de gözüne girerim. Sahneye doğru çıkarken bağırıyorlar "müzlümanık değilik ya ilahi okuma bize" diye dalga geçiyorlar. Sahneye çıkınca sazcı sordu ne "ne söylüyün?" dedi aklıma da bir şey gelmedi "ben başlarım sen eşlik et" dedim var olmayan özgüvenimle. Orada zaten yanlış anlamaya müsait, dayağa meyilli kitle için eski bir türkü okudum:

"Kadir mevlam senden bir dileğim var
Beni muhannete muhtaç eyleme.."

Sen misin bunu okuyan "la ne demek muhammede muhtaç eyleme lan değişik!" filan diye üstüme bir kitle yürümeye başladı. 5 kişiler ama aynı bedende mutasyon geçiren tek bir organizma gibi yürüdüler masaların arasından "abi muhannet muhannet!" diye açıklamaya çalışırken bunlar bana kafa göz bi daldılar, gördüğüm en son şey dandik ses sisteminin hoparlörü oldu. Bi uyandım adamlar pişman olmuşlar bir köşede oturuyorlar ama ben pişmaniye kıvamındayım. Baktım sazcı abi yanımda "abi niye müdahale etmiyosun muhanneti muhammed sandı adamlar" dedim. Öyle ya "höt!" desen susacak adamlar. "Gardaş ben de o türküyü muhammed diye biliyodum o yüzden okumam hiç. Valla sen okuyunca kavana şu mikrovonun sapıylan bi geçirüyüm dedim ama arkaaşlar hızlı çıktı ehehehe" dedi. Arkadaşlarım bana pansuman yaparken dayakçı abiler özür diliyorlar. "Abi" dedim "muhannet nankörler için söylenir muhammed demedim" dedim. Bi kertenkele uzattı kafayı diyo ki "ne bilek gardaş ibo madem unutacaktın beni neden yarattın diyo ya onun gibi isyan ediyon zannettik" dedi. "Ya bunun için adam mı dövülür?" dedim, "bi de tipin gıcıh.." dediler..

sosyal medya kullanmayan insan

nushirevan
Kimi zaman benim gibi hukuki süreçlerden bıkan insandır. Belirli verileri bir araya getirip, konjönktürel yapıya göre komplo teorisi kastığım twitter hesabımı sırf bu yüzden kapattım. Teorilerimin çoğu tutunca, yargının "hayırdır bilader sen bu olaylar gerçekleşmeden önce nasıl biliyorsun bunları? Yoksa işin içinde misin?" sorusuyla karşılaştım. Bir suikasti 1 hafta öncesinden tahmin etmek mümkün değilmiş yargımıza göre. Ne yapayım? Kapattım gitti.. Ha, eksikliğini hissediyorum özellikle iletişim kurmak istediğim zaman ama bir daha öngörülü olmanın cezasını çekemem.
2
nurse nurse
Dünyanın en kötü hissi duygularını,cümlelerini kimi zaman öngörülerini susturmak zorunda kalmak olsa gerek.
nushirevan nushirevan
Haklısınız

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol