Animasyonları sevme nedenim diyebileceğim bir senaryoya sahip olduğunu söyleyebilirim. Yani ailece izlenebilecek bir animasyon.
Söz konusu olan marigal ailesinde zamanı geldiğinde herkese bahşedilen bir özel güç var. Özel güce sahip olamayan Mirabelin biraz dışlanmasıyla başlıyor herşey. Aileyi ayakta tutan ateşin bu dışlanma ile sönebileceği hiç kimsenin aklına gelmiyor Ve nihayet özel bir güce ihtiyacı olmayan mirabel sevgi ve birlikte bu durumun atlatılmasında büyük rolü oluyor ve şarkılar,şarkılar.
Kelime şakaları ve küfüre dayalı bir mizah, artık eskide kaldı. Gülen varsa buyursun. Yok "erdem atletik diye ben niye köfteci dükkanı açıyorum?" Sorusuna daha çok gülüyorsanız durum komedisi daha ağır basıyor olabilir mizah kotanızda. Üzerinde baya uğraşılmış bir iş Erşan Kuneri. Ama verilen emeği hak ediyor mu bir komedi işi olarak? Orası tartışılır. Eğer prodüksiyonu puanlıyor olsaydık 8 veya 9 alabilirdi. Yok komediyi puanlayacak olursak 6, hadi Kooperatif Kemal'den ötürü 7.. Daha fazla da değil.
Sebeplerinden bağımsız olarak, her iki tarafın da haklı duruma düşebileceği pozisyonlar barındıran iki ucu tükürüklü değnek. Şimdi X ve Y ülkesi var. Y ülkesine Z ülkesi gelip, "X sana saldırabilir, al sana silah!" diyor. Çünkü X çoğu zaman bu pasif agresif bir tavır içinde Y'ye karşı. Aslında hepimiz biliyoruz ki Z aslında X'ye düşman,Y'yi de maşa olarak kullanıyor. Y bu pozisyonu kendince kabul ettiği anda, savaşın fitilini ateşlemiş oluyor.
X diyor ki "Y silahlandı, kime ve neye karşı? Kabul etmiyorum ve daha fazla silahlanmadan, tehdit gücünü arttırmadan ben saldırıyorum!"
Y diyor ki "Ben ülkemi savunacağım, senin askerlerin benim topraklarıma girerse öldürürüm!"
Z diyor ki "Koçum benim Y! ben hep senin arkandayım, vur!"
Tahmin edebileceğiniz gibi X=Rusya, Y=Ukrayna, Z= Nato (abd)
Rusya, Ukrayna'nın Nato tarafından silahlandırılmasından bir anlam çıkarmakta haklı. Öte yandan ukrayna'nın da özgür bir devlet olarak elbette silahlanabilme özgürlüğü var. Rusya'nın bir vilayeti gibi, uzaktan kumanda edilmeyi kabul etmeme iradesi ortaya koymuş. Her iki taraf da haklı! Örneğin önümüzde bir Yunanistan örneği duruyor. Yunanistan, parasıyla silah satın alabilir ve envanterini güçlendirebilir. Ama bunu z'den hibe edilen silah ve mühimmatlarla, Türkiye sınırında yapması manidar. Türkiye sınırına yine Z destekli askeri yığınak yapıyor. Şimdi biz kalkıp Dedeağaç'a girersek, Rusya gibi işgalci mi olacağız? Haksız olan Z, yani Nato, yani neo-amerikanlar! Tavrımızı bundan yana koymalıyız bu mücadelede. "Ne ukrayna'dan ne rusya'dan vazgeçmeyiz" doğru stratejidir bu yüzden. Çünkü asıl düşman kuklacı z!
X diyor ki "Y silahlandı, kime ve neye karşı? Kabul etmiyorum ve daha fazla silahlanmadan, tehdit gücünü arttırmadan ben saldırıyorum!"
Y diyor ki "Ben ülkemi savunacağım, senin askerlerin benim topraklarıma girerse öldürürüm!"
Z diyor ki "Koçum benim Y! ben hep senin arkandayım, vur!"
Tahmin edebileceğiniz gibi X=Rusya, Y=Ukrayna, Z= Nato (abd)
Rusya, Ukrayna'nın Nato tarafından silahlandırılmasından bir anlam çıkarmakta haklı. Öte yandan ukrayna'nın da özgür bir devlet olarak elbette silahlanabilme özgürlüğü var. Rusya'nın bir vilayeti gibi, uzaktan kumanda edilmeyi kabul etmeme iradesi ortaya koymuş. Her iki taraf da haklı! Örneğin önümüzde bir Yunanistan örneği duruyor. Yunanistan, parasıyla silah satın alabilir ve envanterini güçlendirebilir. Ama bunu z'den hibe edilen silah ve mühimmatlarla, Türkiye sınırında yapması manidar. Türkiye sınırına yine Z destekli askeri yığınak yapıyor. Şimdi biz kalkıp Dedeağaç'a girersek, Rusya gibi işgalci mi olacağız? Haksız olan Z, yani Nato, yani neo-amerikanlar! Tavrımızı bundan yana koymalıyız bu mücadelede. "Ne ukrayna'dan ne rusya'dan vazgeçmeyiz" doğru stratejidir bu yüzden. Çünkü asıl düşman kuklacı z!
Gösterim tarihi Aralık ayında planlanan Avatar filminin devam filmi. Yayınlanan fragmanlardan sonra heyecanla bekliyoruz.
Netflixde yayınlanmaya başlayan cem yılmaz dizisi.Bol küfür ve erotizm içerir.Ekibi de değişmemiş. Sadece ilk bölümü izleyebildim daha fazla izleyen varsa bir şeyler karalasın😘
Hala devam etmekte olan savas
Yeni yeni parlayan başarılı müzik yapabilen bir grup. Öyle anlamsız,şarkı olsun diye değil. Her cümlesi yaşamdan bir anekdot, bir anı, bir geçmiş,bir hayal. Şu sıralar midem bulanana kadar dinleyeceğim şarkı listemdeki ilk sırada yer alıyor.
Kendinden başka kimseyi düşünmeyen insanlardan kurtulsan yeter.
Nere ne fark eder?
Ömrü kısa renkli kelebekler gibi ateşe uçarız belki.
... (bkz:kelebekler)
Kendinden başka kimseyi düşünmeyen insanlardan kurtulsan yeter.
Nere ne fark eder?
Ömrü kısa renkli kelebekler gibi ateşe uçarız belki.
... (bkz:kelebekler)
Bilim adamı kimliğinin yanında pek bilinmeyen bir özelliği olarak, kitab-ı mukaddes tefsirini yazan kişidir. Hatta bu kitabında hıristiyanlığın dünyaya hakim olacağı zamanlarla ilgili kehanetlerde de bulunmuştur.

(bkz:aytunç altındal)

(bkz:aytunç altındal)
Akşam oldu yerine "ay geldi"
Gündüz yerine "güneş geldi"
Mavi bir kardeş ister (erkek)
Pembe rengi yerine "çilekli" kelimesini kullanır.
Sarı rengi yerine "muzlu"
Beni hızlı salla demez de "bulutlara kadar,güneşe kadar salla" der.
Bir şeyleri çok veya az sevmez "kocaman" veya "minik" sever.
Salopet pantolon giydiğinde ben ali baba oldum der.(ali babanın çiftliğindeki ali baba)
Özellikle çikolata görünce ağzıma kokusu geldi der
Yapar, eder, söyler
O kadar çok ki bazen katıla katıla gülüyorum. Her insanın bir kızı olmalı. Kız çocukları her yeri güzelleştiriyor. Kalbi, zihni, evi.
Gündüz yerine "güneş geldi"
Mavi bir kardeş ister (erkek)
Pembe rengi yerine "çilekli" kelimesini kullanır.
Sarı rengi yerine "muzlu"
Beni hızlı salla demez de "bulutlara kadar,güneşe kadar salla" der.
Bir şeyleri çok veya az sevmez "kocaman" veya "minik" sever.
Salopet pantolon giydiğinde ben ali baba oldum der.(ali babanın çiftliğindeki ali baba)
Özellikle çikolata görünce ağzıma kokusu geldi der
Yapar, eder, söyler
O kadar çok ki bazen katıla katıla gülüyorum. Her insanın bir kızı olmalı. Kız çocukları her yeri güzelleştiriyor. Kalbi, zihni, evi.
1966 ve 2018 yıllarında filmleri de çekilen kitap.
İlk şart olarak güven diyebiliriz. Evlilikte veya tüm yaşamımızda mutluluğu elde etmek istiyorsak kabul etmek ama herşeyi. Kendimizi, karşımızdakini hayatın bize getirdiklerini veya getirmediklerini bir kabulleniş içinde yaşarsak bizim yararımıza olur.
19.yüzyılda yaşamış İngiliz kadın yazar. Yaşadığı zamanda bir kadın için eğitim zor şartlar altında alınsada kendisi birçok okula gitmiştir. Oxford'da bunlardan biriydi. Bir papazın yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk olarak Sağduyu ve Duyarlılık (1811) adlı kitabı basıldı. Bunu Gurur ve Önyargı (1813), Mansfield Parkı (1814) ve Emma (1816) takip etmiştir. Northanger Manastırı ve İkna romanlarının her ikisi de Austen'in ölümünden sonra 1818'de basılmıştır. Bütün bu romanlar anonim olarak yayımlanmıştır. Kitapları filmlere de uyarlandı. Hiç evlenmedi ve 41 yaşında meme kanserinden vefat etmiştir. Yaşadığı ev müze olarak kullanılmaya devam eder. Yeğeni kendisi için o kadar misafir, kalabalık ve yoğunluğun içinde nasıl yazdığına şaşırdığını ifade eder.
Samimi, içten ve aynı zamanda Zeki bir üslüba sahip olan yazarın kitapları okuyucuları oldukça cezbeder.
Samimi, içten ve aynı zamanda Zeki bir üslüba sahip olan yazarın kitapları okuyucuları oldukça cezbeder.
Namı değer 'empati' 'olasılıksız' ve 'oz' yazarı. Kitapları fantastiğin babası diyebilirim. Bu lezzette kitap bulamamak üzücü. Vardır biryerlerde ama bulamamak üzücü.
(bkz:adam faver) keşke daha çok kitabı olsaydı dedirten yazar.
Bazı okurlar vardır kitap eler ; bazı kitaplar vardır okuyucu eler.
Okuyucuları eleyen türden ,ütopik bir kitap. Okuyan 3 kişiye sorsanız herkes farklı şeylerden bahsedebilir. Yorumlamaya çok müsait.
Olay şöyleki
Burda itfaiyeciler yangın söndürmüyor. Kitap olan evleri yakıyor ve tabiki baş kahramanımız bir itfaiyeci. Kitap ismini nerden alıyor derseniz de şunu söyleyebilirim, yazar birgün itfaiyeyi arayarak kağıdın kaç fahrenheitta tutuştuğunu soruyor ' fahrenheit 451' cevabını alıyor ve kitaba bu ismi vermeye karar veriyor.
Ben çok sevmiştim,okurken zevk almıştım.
Okuyucuları eleyen türden ,ütopik bir kitap. Okuyan 3 kişiye sorsanız herkes farklı şeylerden bahsedebilir. Yorumlamaya çok müsait.
Olay şöyleki
Burda itfaiyeciler yangın söndürmüyor. Kitap olan evleri yakıyor ve tabiki baş kahramanımız bir itfaiyeci. Kitap ismini nerden alıyor derseniz de şunu söyleyebilirim, yazar birgün itfaiyeyi arayarak kağıdın kaç fahrenheitta tutuştuğunu soruyor ' fahrenheit 451' cevabını alıyor ve kitaba bu ismi vermeye karar veriyor.
Ben çok sevmiştim,okurken zevk almıştım.
"Ölüm defteri"
Çok güzel bir çizgi roman. Fantastik türünde. İlk okuduğum çizgi romanımdı. Belki şuan okusaydım biraz basit bulabilirdim yada fazla ütopik. 13 kitaplık bir seri. Girilerden anlayabileceğiniz gibi birde anime filmi var ama ben okumanızı öneririm.
Çok güzel bir çizgi roman. Fantastik türünde. İlk okuduğum çizgi romanımdı. Belki şuan okusaydım biraz basit bulabilirdim yada fazla ütopik. 13 kitaplık bir seri. Girilerden anlayabileceğiniz gibi birde anime filmi var ama ben okumanızı öneririm.
İlk şart olmasa da çiftler arasında bir fırt uyum olması şart. Aksi takdirde yuvarlak bir delik içindeki kare dübel gibi bir portre çıkıyor ortaya.
Ben ve eşim arasında bir mercimek tanesi büyüklüğünde uyum yok mesela. Evliliğimiz allah'a emanet.(bkz:bgv)
Ben ve eşim arasında bir mercimek tanesi büyüklüğünde uyum yok mesela. Evliliğimiz allah'a emanet.(bkz:bgv)
Hatırlıyorum da lise yıllarımda okullar arası yaptığımız yarışmalardı. Yani toplumdaki tartışmaya açık konuların bir gruba yararları, olabilirliği verilir; bir gruba zararları, olabilmezliği verilir ve jüriyi ikna edercesine konu savunulurdu. Burada hazır cevaplılık, jestler, mimikler, kullandığın ses tonu çok çok önem taşırdı. Karşı tarafa cevaplayamayacağı sorular sormak, onun konuşma sırasında savunduğu düşünceyi, olayı çürütmeye çalışmak falan. İnanılmaz zevkliydi ya.
Sadece açlığa tahammül etmek olsaydı çok kolay geçebilecek rahmet ayı.
(bkz:sabır)
(bkz:sabır)
İyilik kisvesi altında hareket eden tehlikeli bir insan türü.
Ehline denk gelmeyince insanı aynalara küstüren derin hüzünlere boğan meslek erbabı. Birde kuaför bir arkadaşınız ise siz düşünün gitmeden önce bir kere. Kırılmasın diye bir şey demedim ama hani kınalı yapıncak filminde aliye rona hülya Koçyiğit'in saçlarını tutup tutup kesiyor ya ondan hallice bir saç kesimi. Kuşa çevirmek mi, dönmek mi dersiniz yoksa kısa yoldan eşek traşı desek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?