nushirevan

2017 alman yapımı gizem ve fantastik türde bir dizidir. almancaya rağmen kısa sürede bağımlılık yapar.



Kendi halinde bir kasaba olan Winden'da bir çocuk ardında hiç bir iz bırakmadan kaybolmuştur. Çocuğu bulmak için harekete geçen kasaba, ikinci bir çocuğun kayıp vakasıyla sarsılır. Hiç bir sonuç alamayan polisin yanında, kasabadan birkaç kişi de olayı kendi çapında sorgulamaya başlarlar. Farklı yollarla keşfedilen gizemler, onları kasabanın geçmişi ile yüzleştirecektir. Artık akıllardaki soru çocukların nerede olduğu değil, hangi zamanda olduğudur..

33 yıl ara ile 3 farklı zaman diliminde sürüp giden hikaye, gizem katmanları arasında bilim ve din üzerine sorgulatıyor. Karanlık havası ve melankolik karakterleri de bu gizemi daha da derinleştiriyor. Eğer karakter çokluğu, zaman yolculuğu ve paralel evren teorileri arasında karmaşa yaşamam diyorsanız kaçırmayın derim.

ingilizce ''attack on titan'' olan anime 2009 yapımıdır.



Eren adlı bir gencin, devlere karşı olan savaşına odaklanır.

Efsane müziklere de sahiptir.

4 dakikalık kısa bir örnek izleyin, tamamını izlemeye karar vereceksiniz:



''O gün insanlık acı bir şekilde hatırlamıştı..
Devlerin boyunduruğu altında duydukları korku
ve kafeste kuşlar gibi yaşamanın verdiği aşağılanmayı..''

Japonya'nın sakin bir kasabasında, büyükannesi ve küçük kız kardeşi ile yaşayan Mitsuha adında liseli bir kız, bir sabah uyandığında herkesin ona garip davrandığını fark eder. Sebebi bir gün önce sergilediği kendi garip davranışlarıdır. Mitsuha son 24 saatte ne yaptığını hatırlamadığı gibi uyanmadan önce garip bir rüya görmüştür. Rüyasında Tokyo'da liseli bir erkeğin vücuduna girdiğini ve bir başkasının hayatını yaşadığını tecrübe eder. Ama aslında bunun bir rüya olmadığını ve gerçekten de genç bir erkekle uykuda beden değiştirdiğini anlaması uzun sürmeyecektir. İki genç, bu doğaüstü olayın bir rüya olmadığını, gerçekten bedenlerini 24 saatliğine değiştiklerini fark ettiklerinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışırlar. Kader türlü ağlarını örerken, bu ikili birbirlerini bulabilecekler midir?

Eşinizle, sevgilinizle birlikte seyretmenizi tavsiye ederim

2015 yapımı bir animedir.



eğlenceli ve komik bir animedir. O eski Dragon Ball havasını yakalamıştır bana göre.

Saitama sıradan bir adamdır. Bir gün garip çeneli bir çocuğa ıstakoz mutantının saldırdığını görür. Ona yardım edip etmemek arasında kalır ancak içindeki kahramana engel olamaz ve çocuğu kurtarır. Bundan sonra sıkı bir çalışma programı yapan Saitama 'nın saçları dökülmüş ve insani duyguları (heyecan, korku, endişe, sevinç) körelmiştir. Artık o bir yumruğu ile devleri dize getiren bir kahramandır.

Ancak zamanla bir sorun ortaya çıkar: Saitama 'nın tek yumruğunu yiyen -ne kadar devasa olursa olsun- bütün kötüler parçalarına ayrılmaktadır. Saitama garip çeneli çocuğu kurtardığı zamanlardaki gibi düşmanlarına karşı korku ve endişe duyma hissini tekrar kazanmak istemektedir ancak bir yumrukta yere serilen canavarlar, devler onun bu hayalini gerçekleştirmesine engel olacaktır.

Acaba Saitama 'yı zorlayacak veya onu yenebilecek bir rakibi çıkacak mıdır?

Kahramanlık macerasında ona katılan bir androidle beraber düşmanlarının karşılarına çıkmasını bekler..

2012 yapımı bir animedir.



26 yıl önce Kuzey Yomiyama 3-3 sınıfında gizemli bir ölüm gerçekleşir. Okulunda ve ailesi tarafından sevecen ve başarılı bir öğrenci olan Misaki'nin ölümü sevenlerini üzer. Öğretmenleri ve arkadaşları ölümü kabullenemez ve onun hatırasını yaşatmak adına sınıfta Misaki varmış gibi davranırlar. Onun için ayrılan bir sırası, ev ödevi hatta notları bile ''varmış gibi'' yapılan bu güzel anma tiyatrosunun bir parçasıdır.

Ancak herşey yıllık için çektirilen toplu fotoğrafta ortaya çıkacaktır: Misaki, fotoğrafta kendisine ayrılan yerde aylar sonra görünmektedir.

Olay bu kadar zannedilirken, asıl problem daha yeni başlamaktadır. Her yıl, Kuzey Yomiyama 3-3 sınıfında, her yıl sonu sayımında 1 öğrenci fazla çıkar.

Örneğin 22 kişilik sınıftan, yıl sonunda 23 mezun verilmiştir ancak onun kim olduğu hakkında kimsenin bir fikri yoktur. Çünkü ''artan kişi'' ye ait tüm kayıtlar, fotoğraflar ve hatta zihinlerdeki hatıralar birer birer silinir. Ancak bu bir lanettir, çünkü ''artan kişi'' ile iletişimde bulunan herkes ve birinci dereceden yakınları, tesadüfi gibi görünen kaza veya cinayetlere kurban gitmektedir. Kuzey Yomiyama 3-3 sınıfında okuyan öğrenciler ve yakınları her yıl kurban vermektedir.

Sınıf bu laneti çözmek için her yıl ''artan kişi''yi temsilen bir kişi seçerek, ona ''olmayan'' ismini takıp, okulda varlığı yokmuş gibi davranmaya başlar. Hatta öğretmenler bile 26 yıllık bu lanetten korktukları için sınıfın ''olmayan'' çözümüne ortak olup, 1 öğrenciyi görmezden gelirler. Böylece ölümler büyük bir çoğunlukla önlenebilmektedir.

Taa ki kahramanımız Kouichi 'nin Kuzey Yomiyama 3-3 sınıfına atandığında ''olmayan''ı görmezden gelmemesine kadar..

Kouichi ''olmayan''la temas kurduğunda lanet yeniden baş gösterecek ve korkunç olaylar olmaya başlayacaktır. Ancak Kouichi'nin de laneti çözmek için hiç de boş durmaya niyeti yoktur..

Gizem ve psikoloji içeren, efsane bir anime.

genellikle kanat ve forvet pozisyonlarında oynayan galli futbolcudur.

Bugün Real Madrid'te oynamaktadır ama geçmişte Tsubasa'nın Nankatsu'sunda da oynadığını gördük :)

bırakması değil de kesmesi sorun olan tercihtir :)

Büyük olma ideali taşıyan milletler, bilimin odağına kendilerini alırlar.

Bu; coğrafi bilimde de böyledir, eğitim dilinde de..

Yakın tarihte; 2015 yılının 27 Eylül 'ünü 28 'ine bağlayan gece saat 03:00 civarı gerçekleşmiştir.
bir sonrakinin 2033 'te gerçekleşeceği öngörülüyor.
Metroda "save the cheerleader save the World" diyen bi japona denk gelirseniz dikkate almayın :)

yanlış bir önermedir.

Dominus (Yaradan, Mutlak) başlangıçta Rerum (Madde) 'u yarattı.
Bu başlı başına bir Miraculum (Mucize) idi.
Familias Planetarium (Güneş Sistemi, Gezegenler Ailesi) yörüngelerine oturmaya başladı.
Solis (Güneş) onları gözetmek için görevlendirildi.
Lactea Vita (Samanyolu) sistemi kapsayacaktı.
Siderae (Gökler) bu dizilimin en büyük parçası olacaktı.
Ve hepsinin üstünde yüce Dominus..

Dominus, Rerum, Miraculum, Familias Planetarium, Solis, Lactea Vita, Siderae ve yine Dominus..

ve evrensel ahenk böyle kuruldu:

Do, Re, Mi, Fa, Sol, La, Si ve Do.

3 bölümlük; film tadında, fantastik bilim kurgu türünde bir dizidir.



Uzaylılar dünyaya gelip sıradan bir çiftçiyi elçi olarak, kendileri ve dünya arasında iletişim kurması için atıyorlar. Üstün teknolojisiyle insanlığın kendilerine karşı hiç şansı olmadığını kanıtladıktan sonra; elçinin de yardımıyla, dünyada önce savaşlar, sonra hastalıklar, daha sonra da kıtlık bitiriliyor.

Karellen adındaki uzaylı, amacını ''insanlığa altın çağını yaşatmak'' olarak tanımlıyor.

Nazik ve tehditvari bu global yardımın amacı ne? Bu gerçekten bir yıldızlararası bir yardım mı? Yoksa içten içe bir istila mı?

İzleyin efendim ;)

izlenilesi bir animedir.



Deus Ex Machina tiyatroda, oyunun iyice karmaşık hale gelip seyircinin kafasında ''nasıl çözülecek şimdi problem?'' soruları oluştuğunda kullanılan bir drama çözüm yöntemidir. Eskiden bu tür sahnelere sözde kutsal varlıklar vinçler yardımı ile indirilirmiş. Bu yüzden adı latince ''makine ile inen tanrı'' anlamındadır.

Mirai Nikki (Gelecek Günlüğüm) Hikayemizin düğüm noktası burada başlıyor.

Yukki asosyal, çevresindekileri izleyip, sıradan olayları cep telefonundaki günlüğüne anlamsızca kaydeden ezik bir tiptir. Hiç arkadaşı olmadığı için, hayalinde zaman ve mekana hükmeden bir tanrı ile sohbet ettiğini hayal eder. Bir keresinde hayalinde Deus Ex Machina adındakı bu sözde tanrı, cep telefonunun bundan böyle yaptığı şeyleri değil, yapacağı şeyleri göstereceğini söyler. Gözlerini açtığında Yukki'nin telefonundaki günlük, artık ona geleceğini söylemektedir.

Hikayenin asıl sürükleyici kısmı ise şu: Deus, bu türden bir gelecek öngörüsü yeteneğini çeşitli şekillerde 11 kişiye daha vermiştir. Deus bu 12 kişiyi toplayıp onlara bunun bir yarış olduğunu söyler. Birbirlerini öldürecekler ve son hayatta kalan kim olursa, Deus'un yerine geçecek ve zaman-mekana hükmeden bir tanrı olacaktır. Ancak Yukki ve 11 kişinin işleri zordur çünkü her biri geleceği görebilme yeteneği ile donanımlıdır. Üstelik bir handikap olarak kullanılan materyal (cep telefonu) yok edilirse, sahibi de yok olacaktır.

Yukki bu yarışta hayatta kalmaya çalışırken, ona en büyük yardımı psikopat-katil aşığı Yuno verecektir.

gözle görünmeyecek kadar küçük şeyleri mercek yardımı ile büyütüp görünmesini sağlayan optik cihaz.

''Mikroskop insana önemini gösterdi; teleskop da önemsizliğini..''

Geleceğe doğru küçük bir ihtimalle, geçmişe doğru imkansız olan yolculuktur. ama üzülmeyiniz efendim çünkü hepimiz aslında birer zaman yolcusuyuz.

Farkında değiliz ama ne kadar uzağa bakarsak o kadar geçmişe gidiyoruz. Çünkü ışık bize "o an" gelmiyor.

Arkadaşınıza baktığınızda onun yüzünden ışığın size gelmesi 3,35 nanosaniye sürüyor, yani onun şimdiki değil, geçmişteki halini görüyorsunuz.

Onu duyduğunuzda geçmişteki sesini duymuş oluyorsunuz çünkü ses titreşimleri de "anında" kulağınıza gelmiyor.

Size el şakası yaptığında ensenize değen eli teninizin hissedip beyne ulaştırması da geciktiğinden tokadı geçmişte yemiş oluyorsunuz.

Ona küfrederseniz gelmişine geçmişine sövmüş oluyorsunuz..... Ulan ne güzel başlamıştım yine bozdum :)

bir peynir türü.

rivayet odur ki;

Yirminci asrın başında, SELANİK 'te bir yahudi köylü kızı 15 YAŞINDAKİ Raşel'in tarihi HATAsı, dünya çapında bilinmektedir. Küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Raşel'in babası beyaz peynir yapması için onu görevlendirir. Raşel beyaz peynir için hazırlanan teleme kitlesini elinden kaynar suya düşürünce, peynir yumuşar ve garip bir kıvama gelir. Babasından korkan Raşel, telaşla peyniri tutup hava almayacak bir karavanaya basıp saklamaya çalışır. YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR diyerekten en nihayetinde babasına durumu anlatır. Gidip kalıplaşmış peynire baktıklarında, bunun halen yenilebilir olup olmadığı konusunda kararsızlardır. Bu peynir çeşidini o yörenin hahamına götürmeye karar verirler. Zira yahudilerin ne yiyip ne içmeleri gerektiğine o zamanlar hahamlar karar vermektedirler. Haham; eğer yenilen şey yenilebilir ise KAŞER, yenilemiyor ise TURFA der. Raşel'in kazara bulduğu sarı peynir, beyaz peynirden daha lezzetlidir ve haham ''KAŞER'' der. Her ne kadar baba-kız bu peynire ''kaşkaval'' gibi farklı isimler verdi ise de, Haham'ın hükmü besinin üzerinde kalır ve bildiğimiz KAŞAR ortaya çıkar.

Tarih: 29 Temmuz 1909
Yer: Ayasofya Meydanı

O zamanki Volkan gazetesinin başyazarı Derviş Vahdeti, Mahmut Şevket Paşa ile karşılaşır ve sorar:

"Paşam! İstediğiniz oldu. Abdülhamid gitti. Şu an projeniz nedir, neler yapmayı düşünüyorsunuz?"

Alınan cevap oldukça ilginçtir:

"Bilmiyorum, biz sadece Abdülhamid'i yıkmaya odaklanmıştık!"

"Afet-i gamdan aceb, dünyada kim âzâdedir?
Herkesin bir derdi var, madem ki âdemzâdedir.
Bir hûmâ-yı zevki bin sayyâd-ı gam takib eder,
Böyle bir mevhuma bilmem halk neden üftâdedir?"