confessions

horasan

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 74
  2. takipçi 5
  3. puan 0

Sırf seçimleri kazanmak için karşıt görüşlü partilerin koalisyonu

horasan
YSK İÇİN TEK SEÇENEK VAR...

Ak Parti İstanbul'da tüm ilçelerde oyların yeniden sayılması için YSK'ya başvuru yaptı. YSK Dört sebeple bu başvuruya olumlu cevap vermek zorundadır.

1-Şimdiye kadar yapılan itirazların Ak Parti lehine sonuçlanıyor olması
2- Bir çok sandıkta Ak Parti aleyhine oyların kaydırılmış olması
3-Bir çok sandıktan alınan sonuçların YSK sistemine yanlış girilmiş olması
4- Kamu vicdanın tam olarak tatmin olması

Eğer YSK bu başvuruyu olumlu karşılamazsa, kamu vicdanında, YSK'nın organize suç şebekesinin içinde olduğu kanaati oluşacaktır.

Elbette her ne olursa olsun, Devletimiz bu hain şebekenin peşini bırakmayacaktır.
Takipçisi olacağız bilesiniz zıllet ciler
Saygı ve Adalet le
#horasan

kazanan türkiye olacak

horasan
15 temmuz'da organize bir darbe girişimi yapıldı. Bir darbe hazırlığı olduğu, bir çok kişi tarafından önceden yazılıp çizilmişti. Elbette ki devletin ve istihbaratın da bu hazırlıklardan haberi vardı.

Belki önleyici tedbirler alınabilir, darbe hiç başlayamadan bitirilebilirdi. Ama o durumda darbeyi yapacak, destekleyecek ve sonrasında devleti ele geçirecek olan fetöcü kadrolar ortaya çıkarılamayabilir, fetö ile mücadele konusunda yeterli halk desteği ve siyasi birlik sağlanamayabilirdi. Ve o gün için darbe önlense de, önünde sonunda çok daha etkili, kanlı ve başarılı bir şekilde sonuca ulaşırdı.

Devlet bekledi, önleyici değil, karşılayıcı tedbirler aldı. Elbette bu tedbirler yüzde yüz başarılı olamazdı. Elbette darbe girişiminde istemediğimiz bir çok sonucu oldu. Ama sonuçta 15 Temmuz ve sonrasındaki süreçte büyük bir ihanet şebekesi, en azından bir daha bu çapta bir kalkışmaya asla yeltenemeyecek hale getirildi.

Darbe girişimi, devletin risk aldığı, aldığı risk karşılığında ise FETÖ'yü büyük bir tuzağa çekip, sonunda da kazandığı bir destana dönüştü.

15 temmuz ve sonrasındaki süreç tek başına, fetö'yü devletin ve ülkenin etkili alanlarından tamamen söküp atmaya yetemezdi, yetmedi. Hala kripto kalabilen ya da tespit edilen ama konjonktürel sıkıntılar sebebiyle müdahale edilemeyen Fetöcüler, bugüne kadar varlıklarını ve çalışmalarını bir şekilde sürdürdü.
Asker, polis ve yargı içindeki fetöcülere büyük oranda dokunulsa da devlet hala tam manasıyla temizlenememiş, özellikle siyasi ayağa yeterince dokunulamamış ve teşkilat içindeki fetöcüler kripto kalmayı başarmıştı.

31 mart'ta yapılan seçim çok önemliydi. Bu seçim belki de fetö'nün son şansıydı ve bu sebeple devlet, fetö'nün seçimlere mutlaka müdahale edeceğini, bunu da özellikle siyasi partiler içindeki hala kripto kalabilen elemanlarıyla yapacağını çok iyi biliyordu.

Tıpkı 15 temmuzdaki gibi, yapılacak bu kalkışmayı, seçim darbesini de engelleyebilirdi. Ama o zaman yine fetöyle istediği şekilde mücadele edebilmiş olamayacak, temizliği gerektiği şekilde yapamayacaktı.

Önleyici değil, karşılayıcı tedbirler alındı. Oyları istedikleri yönde manipüle etmeleri engellenmedi ama bunu yapanlar tek tek fişlendi, etiketlendi.

Yakında itirazlar sonucu yapılan tekrar sayımlar tamamlanacak ve İstanbul seçimleri sonuçlanacak.

Seçimi inşAllah AK Parti kazanmış olacak. Ama bu olmasa bile, asıl kazanan devlet, asıl zafer fetö'ye ve kalan kripto fetöcülere 15 temmuz'dan sonraki vurulmuş en büyük bu darbe olacak.

Seçimlere müdahale etmek için kullanılan fetö kırıntıları tespit edilip temizlendiğinde, Türkiye daha güvenli ve daha bağımsız bir ülke olacak. Yeni dönemde planlanan büyük adımlar, bu son seçim operasyonu sayesinde çok daha emin, çok daha sağlam atılacak.
Saygı ve Adalet le
#horasan

başka şey yokmuş gibi her fırsatta siyaset konuşanlar

horasan
"Benim inandığım dava bu duruma düşmemeli, düşürülmemeliydi" diyorum. "Binali Bey'i beş bin, on bin, on beş bin oyun hesabını yapacak konuma düşürmemeliydik. Çalınan oylara rağmen Binali Bey ezip geçmeli ve tarihî bir fark atmalıydı. Bu aşamadan sonra 5 bin, on bin oy farkıyla kazanılması beni kesmez, mutlu etmez" diyorum.
Ve bence hiç kimse böyle bir sonuçtan dolayı mutlu olmamalı...
Ancak; Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı açıklansa dahi, kimse bu durumdan dolayı mutsuz ve umutsuz olmamalı.
Çünkü eğer inanabilirsek, böylesi bir kayıp, gelecek olan zaferin habercisi olacak.
Bizler, sırtını yalnızca Allah'a yaslayan ve kaderin üzerinde bir kader olduğuna inanan bir davanın mensupları değil miyiz? Bizler, göklerden gelen bir karar olduğuna iman etmiş insanlar değil miyiz? Bizler, tam da o şiirde söylendiği gibi, yenilgi yenilgi büyüyen zaferlere imza atmış bir topluluk değil miyiz?
Şunu bin kere söyledim, bir kere daha söyleyeceğim. Hak davasında yenilgi yoktur, imtihan vardır. Eğer bizler, bu partinin hak davasını savunduğuna tüm kalbimizle inanıyorsak, bu imtihanı başarıyla atlatacak ve başarıyla taçlandıracağız.
İsyan etmenin, pes etmenin, mutsuz ve umutsuz olmanın zamanı değil. Başarılı olabilmek için aşağılık insanların kötü emellerine alet olanların kazandığı sahte zaferlere üzülmenin sırası değil.
Allah bize böyle zaferler nasip etmesin!
Çünkü aramızda dağlar kadar fark var.
Onların küçük ve kirli zaferleri, Amerika, Almanya, Fransa, Yunanistan gibi dünya barbarlarını sevindirir.
Bizim destansı zaferlerimiz Pakistan'dan Malezya'ya, Sudan'dan Kazakistan'a, Azerbaycan'dan Umman'a, Lübnan'dan Bosna'ya, Katar'dan Filistin'e, Mısır'dan Afrika'ya, Türkmenistan'dan Suudi Arabistan'a kadar bir ümmeti ayağa kaldırır.
Aramızda fark var.
Onlar; Selahattin Demirtaş'la, Figen Yüksekdağ'la, Can Dündar'la, Mine Kırıkkanat'la, Müjdat Gezen'le yürür.
Bizler; Ömer Halisdemir ve Fethi Sekin gibi vatan evlatlarıyla, vatanını canından aziz bilen şehitlerle, vatanı için canından bir parça kaybeden gazilerle yürüyoruz.
Varsın onlar, milletine darbe yapan, ülkesini bombalayan hain FETÖ'cülere "Mehmetçik" desin. Bizler; "Hedefimiz Kızılelma" diyen, cenge koşarken, "Bizi beklemeyin" diyen Peygamber Ocağı'nın şerefli mensuplarıyla yürüyoruz.
Çünkü; biz, terör örgütleriyle iş tutan, "Gelin ülkemize darbe yapın" diyerek Avrupalıların ayak suyunu içen, "Türkiye güvenli değil, sakın gelmeyin" diyerek ülkesini karalayan sefillerle yürümüyoruz.
Biz, Pakistan'da güllerle, Kosova'da türkülerle, Arakan'da nidalarla, Filistin'de dualarla, Sırbistan'da alkışlarla, Amerika'da, İngiltere'de Almanya'da ay yıldızlı bayraklarla karşılanan bir adamın arkasından yürüyoruz.
Biz, vatan hainlerine adalet getirmek için Ankara'dan İstanbul'a yürüyen birinin değil...
Somali'de posterlerle, Sudan'da tekbirlerle, Tunus'ta ilahilerle, Çad'da tebriklerle selamlanan bir liderin ardından yürüyoruz.
Makedonya'da halife, Kosova "Sultan oğlu Sultan" unvanlarıyla anıldığı için...
Azerbaycan'da "Can kardeş", Bosna'da "Candan öte" karşılanan, kanın oluk oluk aktığı İslam coğrafyasında "Ümmetin umudu" olarak görülen bir adam oğlu adamın ardından gidiyoruz.
Eğer biz, yeniden biz olduğumuzu ve daha da önemlisi kim olduğumuzu hatırlarsak, başarabiliriz.
Cumhurbaşkanımızın anlattığı Kadıhan ile Hülâgü hikâyesini hatırlayın. Kadıhan, şehrini istila eden Hülâgü'nün, "Beni buraya getiren sebep nedir?" sorusuna nasıl cevap vermişti hatırlayın:
“Seni buraya bizim amellerimiz getirdi. Allah'ın bize verdiği nimetlerin kıymetin bilemedik. Esas gayemizi unutup makam, mevki mal mülk peşine düştük. Zevk ve sefaya daldık. Cenab-ı Hak da bize verdiği nimetleri almak üzere seni gönderdi” demişti ve eklemişti:
"Biz, benliğimize dönüp, kısa zamanda toparlanıp, bize verilen nimetin kıymetini bilir, zevk ve sefadan, haramdan ve israftan, zulümden, birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek işte o zaman sen buralarda duramazsın!”
Biz şu an bu gerçeği bütün dehşetiyle bir kez daha yaşıyoruz. Unutmayalım ki biz, yeniden biz olduğumuzda bunlar burada duramayacak!
Bu uğurda birbirimizi kıracağız, inciteceğiz ama daima doğruyu ve hakkı konuşacağız. Yanlış yapanı söylemlerimizle üzeceğiz ama itmeyecek, kapı dışarı etmeyeceğiz. Darılmak, küsmek, kapıyı çekip gitmek olmayacak.
Haksızlık nereden gelirse gelsin karşısında dikileceğiz. Hırsız bizdense, hesabını soracağız. Yanlış yapanın yanlışını gözüne sokacak, doğru yola çağıracağız. Birbirimize iftira atmayacak, kara çalmayacak, yerine göz dikmeyeceğiz.
Şunu ya da bunu değil, sadece ama sadece Allah'ı memnun etmeye çalışacağız.
Bizim gibi düşünmeyenlere kem sözlerle saldırmayacak, küfrü ve hakareti bir tarafa bırakacağız. "Makarna da veriyor musunuz?" diyen edepsizlerin karşısında edep timsali Yusuf Özoğul gibi olabilirsek, başaracağız.
Biz, biz olduğumuzda "Katı CHP'li" olmasıyla bilinen Savcı Sayan gibi insanları bu davanın neferi hâline getirebiliyoruz. Biz, biz olduğumuzda Süleyman Soylu gibi aslanları bulup sahaya sürebiliyoruz.
Yapmamız gereken şey çok ama çok kolay!
İşbaşı yapan yeni belediye başkanlarını göz hapsinde tutacağız. Milletvekillerine gerekirse nefes aldırmayacağız. Yeri geldiğinde onlarla beraber çalışıp koşturacağız. Ehliyetin ve liyakatin olmadığı, rantın, rüşvetin ve yolsuzluğun olduğu yerlerde isyan çığlıkları atacağız.
Bırakın parti içindeki yanlış insanlardan yana dert yanmayı. İçimizdeki yanlışları da yanlış insanları da düzeltmek bizim elimizde. Onlar bu davanın neferi olamıyorsa, biz olacağız.
Biz, Hazreti Ömer'i hata yaptığı anda kılıcıyla düzelteceğini söyleyen Eshab-ı kiram gibi, Yavuz Sultan Selim'e, "Yanlışını görürsem halline fetva veririm" diyen Zembilli Ali Cemali gibi davrandığımız an düzlüğe çıkacağız.
Biz, istersek yeniden başarabiliriz!
Bizler, kaderi birbirine mühürlenmiş insanlarız. Bu ülkeye yapılan onlarca ihanetin canlı tanıklarıyız. Yeni ihanetlerin karşısında dimdik durabilmek ve başarabilmek için yapmamız gereken tek şey Erdoğan'a, "24 yıl önce başladığın gibi, yeniden başla Usta" diyebilmek. Saygı ve sevgi ile
#horasan
1
nushirevan nushirevan
👏👏👏👏👏

seçim analizi

horasan
İSTANBUL'DA HAİNLER TETİKTE BEKLİYOR!

#İstanbul'da başlatılan tekrar sayımlarda 3 ilçe tamamen(500 bin oy) 15 ilçeninde geçersiz oyları(120 bin oy) olmak üzere toplamda yaklaşık 620 bin oy yeniden sayılıyor..!

Gelen bilgilere göre Binaili Yıldırım fark atarak öne geçecek. Buna karşılık CHP ve HDP ortalığı karıştırmayı planlıyor. Bu yüzden gayet sakin olmalı ve asla bir taşkınlığa mahal vermemeliyiz. Allah'ın izniyle Devletimiz gerekeni en hızlı bir şekilde yapacaktır. Unutulan İmamınoğlu nun şehir şehir dolaşacağım demesinin altındaki asıl gerçek.! Millet i sokağa çağırıp kaos planlayan bu fetoşgil ve mr Pinokyo nun asıl amacı seçim değildir... Ana maksat kaos yapmak TÜRKİYE nin önünü tıkamaktır. Ve YSK eli ile bir Darbe dir. Ortaya konan şu Menem olay.!!! Tüm olaylar bitene kadar Tüm il ve ilçe seçim kurullarında çalışan kim varsa başta İmamınoğlu olmak üzere Yurtdışı yasağı konulmalıdır. Çünkü malum sonra istemesi gelmesi zor oluyor.!!!
Saygı ve Adalet le
#horasan

büyük strateji

horasan
ÇOK MÜHİMDİR

SOYAĞACI GERÇEĞİ ILE TÜRKIYE'DE GEÇMIŞI (ASIL SOYU) BELLİ OLANLAR NEDEN KUDURDULAR?
(ERDOĞAN' ın MÜTHİŞ OYUNU)
YAHUDİ ASILLILAR NASIL DEŞİFRE EDİLDİ

■ Uzun yıllardır Başbakanlık arşivinde çalışan bir hocamla sohbet ederken , Sn Recep Tayyip Erdoğan'ın arşiv merakından bahsetmiş... "Asıl amacı devletin geçmişini öğrenmek" demişti.

■ Öncelikle 1934 yılında yapılan soyadı kanununu ele alalım.

■ Arasıra benim de faydalandığım Başbakanlık arşivi halka açılmadan önce, Erdoğan soyağacı ve soyadı ile ilgili tüm arşivleri araştırıp dijital ortama aktarılmasını tamamlattı.

■ Tabi ki bu Türkiye'deki SOYSUZLARI HEM RAHATSIZ ETTİ, HEM DE PANİKLETTİ.

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, Yunanistan ve Avrupa'daki 100.000 lerce Yahudiyi Türkiye'ye getirip bunlara Ahmet, Mehmet , Ali , Zeynep, Fatma ... isimlerini vererek, bizlerden birileri gibi kamufle edip, başta İstanbul ve Batı illeri ağırlıklı olarak Türkiye'ye yerleştirip yaydılar. Bir de soyadı kanunu ile bunlara Türk ve İslamî soyadları vererek gizlediler..

■ Türk Sanayisini , en verimli toprakları ve en güzel semtleri de bunlara teslim ettiler.
90 yıldır da Türk Sanayisi bunların elinde. Hiç bir şekilde kendilerine rakip olacak milli sanayicilere izin vermediler. Hem kendi güçlerini kullandılar; hem de Devletin gücünü kullanarak milli ve yerli sanayiyi hep kontrolde ve alt seviyede tuttular..

■ İkincisi Üniversitelerimiz ve Medya hep bunların kontrolleri altında kaldı.

■ Bu sayede Türk toplumunu hep kontrolleri altında tuttular.

■ Ta ki ARŞİVLER AÇILINCAYA KADAR.
Sn Erdoğan'ın Soyağacı çalışması bunları çokça rahatsız etti..

■ Tüm Kripto Yahudiler iyot gibi ortaya çıktılar... iki göbek öncesi yahudi oldukları ortaya çıktı.
Bu da bunların çıldırmalarına yetti.

■ Aslında bu olaydan sonra Sn. Erdoğan'a birçok kez meydan okudular.
Artık kendilerini gizlemeye gerek duymuyorlar sanki, biz daha güçlüyüz imasını açıkça belirtiyorlar.

■ SON TÜSİAD başkanlık seçimi bunun açık bir örneğidir.
Artık gizlemiyorlar. Hatta Türk bile olmayan Avrupa'lı bir Yahudiyi TÜSİAD a başkan seçerek açıkça meydan okuyorlar.
Neyse biz konumuza dönelim.

■ Erdoğan bu durumu öğrendikten sonra ne yaptı :

1-) Bunların egemenliğindeki Medyayı sessiz ve sakince ellerinden aldı, medya güçlerini azalttı.

2-) Ellerindeki sanayi gücüne karşı yeni bir milli sanayi gücü oluşturdu.

3-) Savunma sanayindeki hiç bir çalışmayı bunlara teslim etmedi.

Gün geçtikçe etkilerini azalttı ve azaltmaya devam ediyor. ..

Bir de siyasi bir hamle yaparak tüm bu bilgi ve belgeleri Sn. Devlet Bahçeli'ye açarak Milli ve Güçlü bir cephe oluşturdu.

■ İŞTE BU DURUM İÇERDE VE DIŞARDA SİYONİST YAHUDİLERİ ÇILGINA ÇEVİRDİ. Ellerinden gelse bu ülkeyi yakıp yıkacaklar ama güçleri yetmiyor...

■ En büyük hayal kırıklığı da Türkiye'nin Başkanlık sistemine geçmesiyle oldu.

■ Şimdi bu hainler ve içerideki piyonlarının tek ümitleri kaldı. O da 31 Mart yerel seçimlerinde Cumhur ittifakını yenilgiye uğratmak..
Onun için CHP -IP-SP-HDP ortaklıgında milyonlarca yalan iftira havada uçuşuyor.

Yoksa mı ?

BU İSLAM BELDESİNDE KURDUKLARI SALTANAT 31 MART'ta yıkılacak..Mutlaka saltanatları yıkılmalıdir. Yıllarca bu halkın sırtından geçindiler.
Medyanin bir kismi ellerinden gidince "yandaş medya" yakiştirmasi cikarildi, bütün bunlar Erdogan'in haklılıgını bir kez daha ortaya cikti. Bu durumda Erdogan'ı ve Cumhur ittifakını desteklemek üzerimize FARZ oldu, farz varken mekruha veya Haramilere -ihanetçilere -zillete gerek yoktur-UYAN TÜRKIYEM
Uyanalım
Uyandıralım
Allahını seven kendini buna mecbur hissetmeli. DOSTLAR, bu ülke bizim, GEVŞEMEYELIM-YOLA DEVAM EDELIM
Saygı ve sevgi ile
#horasan

türkiye gerçekleri

horasan
Öyle mi gerçekten?👇👇👇

Erdoğan gelmeden bu ülke güllük gülistanlıktı.
Kürtler refah içinde özgür ve mutlu idiler
Aleviler saklanma ihtiyacı duymadan kendilerini özgürce ifade ediyorlardı.
Dindarlar inançlarından ötürü hiç bir baskıya,zulme,haksızlığa uğramıyordu.
Memurlar,öğretmenler geçim derdinde,ay sonunu nasıl getireceğinin tasasında değillerdi.
Hiç bir memur ikinci bir işte çalışma ihtiyacı duymadan,otomobil alabiliyor,tatile çıkabiliyordu.
Emekliler,dullar maaş kuyruklarında gavur eziyeti çekmiyordu.
Pazar yerlerine akşam saatlerinde gidip,pazarcıların bıraktıkları sebzelerin içinden bir kısmı yenebilir durumda olanları seçmek zorunda kalmıyorlardı.
Hastaneler yetersiz değildi,miting meydanını andıran kalabalık kuyruklar olmuyordu
İsteyen istediği hastaneye randevu ile gidiyor,röntgen çekilmek için,MR çekilmek için aylarca sıra beklemek zorunda değillerdi.
Okullar açılırken anne babaları kitap sancısı tutmuyordu,veliler ikinci el pazarlarından çocuklarına kitap almak durumunda kalmıyordu.
Şehirler arası yolların tek şeritli ve bakımsız olmasından ötürü, canları,malları,vakitleri ziyan olmuyordu.
Yılın 6 ayı kar yüzünden ulaşım imkanı olmayan köylerde hastalar,hamile kadınlar ölüp ölüp gitmiyorlardı.
Üniversite okumak isteyen gençler mutlaka büyük şehirlere gidip binbir zahmetle,ailesine büyük külfetler getirerek okumak zorunda değillerdi.
Aldıkları burs ve krediler ihtiyaçlarını karşılayacak düzeydeydi.
Uçakla seyahet sadece imtiyazlı azınlığın faydalandığı bir lüks değildi,işçi,köylü,memur,asker,öğrenci herkes uçakla seyahat konforunu yaşıyordu.
Ülkede ne terör bombaları patlıyor,ne askere gönderdiğimiz körpecik yavrularımız eğitimli canilerin karşısına çıkartılıp telef ediliyordu.
Kimse etnik kökeninden,inancından,mezhebinden dolayı dışlanmıyordu.
Milletvekilleri ehil kimselerden oluşur,bakanlar yolsuzluğa asla bulaşmazdı.
Ülkenin kaynakları bir avuç baronun emrine amade değildi,bütün halkın hayatını kolaylaştırmak için harcanırdı vergilerimiz.
Hukümetler halka söven kibirli gazetecilerin evlerinde kurulmaz,gazete patronları üreme organını kaşıyarak başbakan karşılamazdı.
Ne zaman ki Erdoğan geldi,ülkenin düzeni allak bullak oldu.
Erdoğan giderse o eski huzurlu,mutlu,müreffeh ve barış içinde yaşadığımız günlerin geri geleceğinden emin olabilirsiniz.
Haydin o zaman, Kandil'deki, Pensilvanya'daki vatanseverlerin dediği gibi "Sandıklara koşup Erdoğan'dan kurtulalım."
Saygı ve Adalet le
#horasan

hak yol islam yazacağız

horasan
GEVŞEMEK BİZE HARAMDIR..

Düşünsenize... 50 müslümanı katlediyorlar! Bu sayede kendi saflarında zannettiklerinden yaklaşık 1000 kişi bir hafta içinde #İslam'la şereflenerek, #Müslüman oluyor. Bu onlar için ne de korkunç bir netice olsa gerek...

Demem o ki, küffar bizden çok korkuyor. Bu yüzden İslam, küffar için en büyük tehdit olarak görünüyor. Haliyle İslam alemi üzerinden İslam'ı kötü göstermek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Ama ne yazık ki, biz bunun tam olarak farkında değiliz!

"Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz."(Âl-i İmran, 3/139)
Saygı ve sevgi ile
#horasan

fetö’nün siyasi ayağı

horasan
İP'çi Akşener'in meydanlarda il il, halka "TERÖRİSTLER NASILSINIZ?" sözü aslında bir FETÖ planıdır.
Amaç "TERÖRİST" kavramının altını boşaltma algı operasyonudur!
Yani terör örgütleri FETÖ-PKK kötü değil, bir nevi 'halkın kendisidir' bilinç altına işlemektir.
Mitinge katılan halkın da buna tepki vermek yerine şaka sanıp "İYİYİZ" demesi ise planın tuttuğunu gösteriyor!
Bu süre sonra bilinçaltı zihinlerde HALK-TERÖRİST kavramı sıradanlaşır!
Çok uzağa değil Ekrem Dumanlı nın#Zilletİttifakı na iy istemesi bunun diğer göze çarpan gerçeği.!!
Saygı ve Adalet le
#horasan

siyasi analiz

horasan
Biz hep "Allah düşmanımızın bile mertini versin!" demez miyiz?
Bakın artık kendilerini gizlemiyorlar.
"Velev ki i.neyiz , o...puyuz, çapulcuyuz, hepimiz Ermeni'yiz..." dediler.
Terörist cenazelerinde göz yaşı döktüler, şehit cenazesinde güldüler.
Pkk/ Pyd terör örgütü değil, dediler.
MİT Tırları Daeş'e gidiyordu, deyip ülkemize kara çaldılar.
15 Temmuz için "Kontrollü Darbe" dediler.
Ezanla hatta Allah ile dalga geçtiler.
Şehitlikte halay çekip içki içtiler.
Hdp barajı geçince pilav dağıttılar.
Birlikte iyi salladık, dediler.
Batılılara "Ülkemiz güvenli değil, gelmeyin" dediler.
Biz bütün terör suçlularını hapishanede ziyaret ettik, dediler.
Selahattin Başkan özgür kalmalı, da dediler.
Şimdi de "Hepimiz teröristiz" demeye başladılar.

Bu kadar açıkça ne olduklarını söyleyen bir kesim var ama onlara oy verenler bunun #şaka olduğunu zannediyor.
Saf niyetli (!) seçmene ödül olarak da Rum psikopos ile eşek heykelleri dikiyorlar.

Eee daha ne desinler, daha ne yapsınlar?
Hâlâ bunların ne olduğunu anlamayıp oy verene eşek heykeli az bile.
Saygı ve sevgi ile
#horasan

seçim analizi

horasan
DHKP-C'liler için yürüdünüz.
Devrim şehidi, dediniz yürüdünüz.
Hepimiz Ermeniyiz, dediniz yürüdünüz.
DEV-Genç, DEV-Sol... dediniz,yürüdünüz.
Hendek'ten kendi insanına ve askerime, polisime silah sıkan PKK enikleri için yürüdünüz.
Gay, Trans ve Lezbiyenler için yürüdünüz.
İbneler için yürüdünüz... "
ama
Askerim şehit düştüğünde yürümediniz!
Polisim vurulduğunda da!
Üniversite kapılarında genç kızlar coplanırken de yürümediniz!
Bu milletin dinine, imanına küfredilirken de!

Yani Ey CHP,
Bu millet için,
Bu milletle beraber hiç yürümediniz...

Bu nasıl bir çifte standart ey CHP?
Siz kimin çıkarları için çaba sarf ediyorsunuz?
Saygı ve Adalet le
#horasan

yerel seçim sonrası beklentiler

horasan
Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyup şöyle bir düşünün..
31 Mart akşamı sandıklar açılmış,
-Sokaklarda CHP konvoyları
-Araçlardan sallanan HDP bayrakları ve Apo posterleri
-ABD'den gelen tebrik mesajları
-Can Dündar ve Emre Uslu'nun sevinç paylaşımları..
-Kandil'deki terör baronlarından ''Diktatöre ders veren halkımızı kutluyorum'' demeçleri.. hakikaten bunu yaşamak zorunda mı MİLLET Hadi canım sende demeden
İyice düşünmeliyiz. Ya BEKA ya BELA
Allah korusun!
Saygı ve sevgi ile
#horasan

şipka geçidi

horasan
Hristiyan Teröristin Bahsettiği ŞIPKA GEÇİDİ OLAYI NEDİR?

Yeni Zellanda katilinin silahının üzerinde Şipka Geçidi ismi yazılıydı. Şipka Geçidi olayı tarihimizde bir çok tarihçinin bile bilmediği çok detay ve ayrıntılı bir tarihi olaydır. Bizim bilmediğimiz ve hatta unuttuğumuz, unutturulduğumuz ve unutmaya terk edildiğimiz bu olayı dünyanın öbür ucundaki katil biliyordu ve bu ne demek oluyordu?
Bu tür stratejik soruları istihbaratçılar araştırsın, biz Şıpka Geçidi olayının ne olduğunu kısaca anlatalım:
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nın Plevne Savunması hattında gerçekleşen önemli stratejik savaşlarımızdan birisidir. Şıpka Geçidi, Bulgaristan'ın tam ortasında Balkan dağları üzerinde, 1329 metre rakımlı ve askeri açıdan stratejik bir geçittir.
General Jozef Vladimiroviç Gurko komutasındaki Rus ordusu, Balkanları aşmak için Şıpka Geçidini aşması gerekiyordu fakat burada 4000 kişilik bir Osmanlı Ordusu beklenmedik şekilde direniş gösterdi. Uzun mücadelelere rağmen Osmanlı Ordusunu yerinden kıpırdatamayan Ruslar, bir sabah uyandıklarında Osmanlı Ordusunun mevzilerini terk edip geri çekildiğini hayretle görerek geçitleri ele geçirdiler.
Osmanlı Ordusunun neden geri çekildiği ve geri çekilme emrini kimin verdiği anlaşılmadı. Böylece çok stratejik bir mevki düşmana teslim edildi. Bu mevkinin düşmesi Edirne yolunu açmış oluyordu. Eğer Osmanlı Kurmayları bilmeden geri çekilmişlerse 500 yıl yönettikleri Balkanları tanımadıklarını ve bölgenin topografyasını bilmediklerini göstermektedir.
Şıpka Geçidi'nin düşman eline geçtiği haberi alınınca hemen alel acele Süleyman Hüsnü Bey komutasında bir ordu gönderildi. Her ne kadar Şıpka Geçidi stratejik olarak önemli olsa da bu sırada Plevne'de kuşatılmış olan Osman Paşa'ya yardıma gitmek daha önemliydi. Çünkü Osman Paşa'nın kurtarılması bölgedeki askeri kurtaracağı gibi o askerle Şıpka tekrar alınabilirdi. Fakat Süleyman Hüsnü Paşa (Kendisi aynı zamanda iyi bir yazardır. Dönemin harp okulu kitaplarını yazmıştır.) Şıpka Geçidini almayı tercih etti ve 30 bin askerini boşu boşuna 4 ay burada oyaladı ve bu süre zarfında Osman Paşa yenilerek teslim oldu. Bu durum onu da saldırıya açık hale getirdi.
Osman Paşa'yı yenen Rus ordusu tamamen serbest kaldığından 60 bin kişilik orduyla Süleyman Hüsnü Paşa'yı da yenip Sofya'ya girerler. Tüm Osmanlı Ordusu yenilmiş ve İstanbul yolu açılmıştır.
Osmanlı - Rus savaşındaki yenilginin müsebbibi olarak görülen Süleyman Hüsnü Paşa divan-ı harpte yargılanıp idama mahkum edildi. Fakat ll. Abdulhamid onu Bağdat'a sürgüne gönderdi ve orada vefat etti. Kaderin cilvesine bakın ki Mithat Paşa'nın ekibinden olan Paşamız Kanuni Esasi hazırlanırken Sultan ll. Abulhamid'den sürgün cezalarının kaldırılmasını talep etmiş ve bu talebi red edilmişti. Eğer Sultan onun talebini kabul etmiş olsaydı kendisi sürgün edilemediği için belki de idam edilecekti....
Saygı ve Adalet le
#horasan

ya beka ya bela

horasan
100 yıl önce olsaydı...
Osmanlı donanması İstanbul'dan Yeni Zelanda'ya doğru çoktan yola çıkmıştı...
Lakin olur mu şu anda ÜLKE de diktatör var diye diye MİLLET i oyalayan bir güruh var yetmez mi?
Bugün Ülkenin yarısının destek olduğu bir adam beka mücadelesi var diyor ve meydan meydan geziyor anlatmaya çalışıyor...
Diğer tarafta...
Batıyı gelin ülkemize müdahale edin diye çağıran bir adam
ve etrafında 40 bin insanımızı öldüren bir terör örgütünün
temsilcilerini toplamış rahat rahat konuşuyor...
Yancılarından bahsetmeye bile gerek yok.
Hele bir de katliam deyince değinilmeden olmaz...
Türk Askeri Kıbrıs'a çıktığında bir tane canlı Türk bulamayacak diyen Makaryos'un heykelini Beylikdüzün'de meydana diken İstanbul'u yönetmeye aday bir adam da ortalıkta dolaşıyor...
Her şey ne kadar açık ve net...
Daha ne denilsin ki?
Saygı ve sevgi ile
#horasan

ayasofya’nın ibadete açılması

horasan
ZALİM HAÇLI ZİHNİYETİ TEHDİT EDİLMELİ..!

#Türkiye ve dahi Dünya siyasetini en iyi bilen siyasilerden biri de Sayın Savcı Sayan'dır.

#AyasofyaYenidenCamiOlsun yada olmasın, Yapılan Hristiyan terörü üzerinden Gizli Haçlı komitesine ; "#Ayasofya er yada geç cami olacaktır. Eğer bunu hızlandırmak istemiyorsanız, kudurmuş köpeklerinize sahip olun, yada bedelini ödersiniz" Denmelidir!
Aslen Ayasofya yı ibadet e açmak kolay asıl soru şu! Eğer ibadet e açılırsa bedeli ödeyebilir miyiz? Baksanıza En Ufak bir vuku da döviz 1 lira artınca USTA ya ERDOĞAN a sırtını dönenler ile bu bedel ödener mi !!!
Saygı ve sevgi ile
#horasan

strateji

horasan
Pusudalar & Kaosa Doğru...

ABD pusuda bekliyor!
Venezuella'daki senaryoyu Türkiye'de oynayacaklar.
Ekonomik olarak düğmeye basacaklar ve sonra iç kargaşa.
Tecrübeli bir devlet görevlimiz şunu demişti: “ABD iktidara getirdiği partinin ihanetini(!) affetmez”
Nitekim Adnan Menderes'i affetmediler.
Menderes en başta ABD planıyla geldi.
Sonra ABD ve NATO konseptinden uzaklaşmaya başladı.
1958'de Rusya ile yakınlaşıp yeni ekonomik stratejik anlaşmalar yapmaya kalktı. ABD ve NATO konsepti affetmedi.
Bir darbe ve ardından işkenceden sonra idam...
Bu bilgi burada dursun.
Şimdi pür dikkat.

ABD'nin AKP'nin yerine alternatif aradığı çok açık.
AKP, ABD VE NATO konseptinden uzaklaştı.
AKP'den BM ve AB(D)'ci ekip tasfiye edilince AB kriterleri çöpe atıldı.
ABD, Türkiye'de yapılacak olan seçimleri yakından takip ediyor. Ve bir planı var.
Asıl önemli olan ABD'nin planı.
Kimse farketmedi ama Türkiye'ye gelen ABD'li sayısında büyük bir artış var.
Devletin bilgilerine göre, Türkiye'nin her yerinde faaliyette bulunuyorlar.
Hem seçimlerle ilgileniyorlar, hem de sonrası durum ile ilgileniyorlar.

Uluslararası finans mafyası da faliyette.
ABD, 31 Mart yerel seçimlerinde sonuç alma çabasında.
Sonuç alamaz ise 1 Nisan planları için düğmeye basacak.
Alternatif siyasi bir parti kuduracaklar.
ABD'den işaret bekliyor.
Türkiye bir karar vermek zorunda kalacak.
Kritik bir süreç bekliyor Türkiye'yi.
Açık ve net bir şekilde yeni stratejiler geliştirmeliyiz. Saygı ve Adalet le
#horasan

15 mart 2019 yeni zelanda cami saldırısı

horasan
Biz kim olduğumuzu unuttuk da onlar kim olduğumuzu unutmuyor!
Yeni Zelanda'da Cami saldırısını gerçekleştiren teröristin silahlarına ait şarjörlerde Viyana 1683 ve kırmızı ile işaretli noktada Kiril Alfabesiyle “Miloş Obiliç” yazıyor. Miloş Obiliç, 1389 1. Kosova Savaşı'nda Sultan Murat'ı şehit eden Sırp'ın adıydı.
Yeni Zelanda da yapılan direk TÜRK lere bir saldırıdır. Ve bunu kimse başka bir tarafa çekmesin. Üç gün önce Netanyahu nun piçi İstanbul Hristiyan toprakları dır. Şu anda MÜSLÜMAN lar tarafından işgal edilmiş tir. Yakında geri alacağız. Demesinin akabinde yaşanan bu Vahşet in tek izahı olabilir. Toprak lar kan kırmızı olamadıkça ABDÜLHAMİD HAN ın rövanşı bitmez. Yeni stratejimiz bu olmalıdır. MÜSLÜMAN asla CİHAD dan uzak ve CİHAD ı unutarak yaşamamalıdır. Çünkü bu olay ın bize dayattığı acı olay uyanık Olmaz isek daha çok yaşanacak tır. Saygı ve sevgi ile canlar #horasan

adaletsiz adalet

horasan
YAŞLI ADAM'A HAYAN MUAMELESİ!

#İstanbul'da yumurta haşladığı ocağı açık unutup kıraathaneye giden Nurettin Çevirgen, bu hatasından dolayı eşi tarafından suçlandı.

İlkel medeni kanunlarımıza göre kadının beyanı esas alındığı için, yaşlı adamın ifadesi dahi alınmadan 4 ay evinden defedilme cezasına çarptırıldı. Ayrıca her ay eşine 500 TL para ödeme cezası verildi.

Oysa ki adamın insan yerine koyulup en azından ifadesi alınması gerekmez mi ?

Ama ne yazık ki ilkel medeni kanunlarımıza göre, bu tür durumlarda kadının beyanı doğru kabul edilerek erkeğe jet hızla ceza veriliyor. Haliyle ülkemizde her yıl buna benzer binlerce olay yaşanıyor.

Bu insanlık dışı kanun, Feminizm Terör Örgütü'nün dayatması ile 2012 yılında çıkartılmıştı.

Kadın cinayetleri 2012 yılından önce yılda ortalama 180 civarı gerçekleşmişken, bu kanun çıktıktan sonra, cinayet sayısı hızla arttı.

En son 2018 yılında 477 kadın cinayeti gerçekleşti. Uzmanlar bu sayının neden kat kat arttığını araştırıyor. Sizce neden olabilir ?
Saygı ve sevgi ile
#horasan

siyasi görüş

horasan
PEKİ NEDEN BÖYLE OLUYOR ?

Profosör kılığına bürünmüş Soysuz bir köpek, "Başörtülü'den öğretmen olmaz' diyor. MEB bu soysuz it'e ödül veriyor.

Milletin adamlarından bir hocamız, kızların beden eğitimine eşofmanla çıkması konusunda; "Eşofman tesettüre uygun değil" diyor. MEB jet hızıyla görevden alıyor.

Diğer bir millet adamı "Kadın Başkan'a oy vermem" dediği için jet hızla Dekanlık görevinden istifa ettiriliyor.

Peki neden ? Çünkü ne yazık ki Devletimiz ve dâhi tüm siyasi partiler Feminizm ve Kemalizm Terörlerine boyun eğmiş durumdadır.

Bu esaretten kurtulmanın tek çaresi ise, #Taksim'de Ezan'a saldıran teröristler kadar, kendi davamıza sahip çıkmaktır!
Haydi şimdi fikirsel CİHAD ı yaşatma vakti Canlar.!!!
Saygı ve Adalet le davadaşlar
#horasan

ezan

horasan
*Bu görmüş olduğunuz Taksim deki gürühun dedeleri Kurtuluş Savaşında bunlar ***** olmasın, namusları kirlenmesin diye savaşmıştı.

*Bunlar ezan sesinden mahrum kalmasınlar diye savaşmış mücadele etmişti.

*Bu kuru kalabalık Kurtuluş Savaşını İslam'dan ve Osmanlı'dan kurtuluş olarak algılarlar ve bu yüzden sevinirler. Yunandan Fransızdan kurtulduk diye sevinmezler.

*Ve bunlar Atatürk'ün sadece "laiklik" ilkesini savunup benimserler. Niye mi?
Her türlü *****luk, ibnelik, hovardalık yapabilmelerinin garantisidir laiklik.
Yoksa Atatürk'ün ne hayatını okudular, ne Nutuk'u okudular!

*Çanakkale Savaşında bir tane bile laik yoktu ordumuzda. Laiklik için mucadele eden de yoktu. Eğer laiklik için savaşıyoruz diyen olsaydı Yunan, Fransız ve İngiliz ajanı denip öldürülürdü.

*Ve son: "Alkol, zina, flört ve dekolte" CHP rejiminin adam devşirme aracı olduğu için 1925'ten beri bunlara alışan bir gençlik istediler, teşvik ettiler.

* Dur şunu da ekleyelim. Lâiklik din inanç özgürlüğü diyorlar. Bu laiklik nedense hep İslamı savunup dindar olanları ezmiş; ezana, İslam'a, tesettüre hakaret edene birşey yapmamıştır. Çünkü bu ülkede laiklik Müslumanı ve İslam'ı engelleme ve ezme aracı oldu. Saygı ve sevgi ile

Çay ver çay...

#horasan

çifte standart

horasan
O SOYSUZ ALÇAKLARA NE YAPILDI ?
Bu yazım Biraz sinirli ruhtan çıkmıştır.
Tek başına yürekli bir kız, #10Kasım'da tapınanlara, "Bu kıyamdır" demeye kalmadan, "Atatürk'e hakaret" ettiği iftirası atılarak anında tutuklandı. Polisler onu yakaladığında ise, sadece polislere "Allah'ın kanunu bilmiyor musunuz, Batılı inançları getirdi' dedi.

Oysaki, ortada bir hakaret olmadığını, en aptal adam dahi bilir ama sözde adâlet adına hareket eden Savcı anlayamadı yada anlamak istemedi.

Lakin dün akşam #Taksim'de yüzlerce soysuz alçak! Bu milletin en büyük değeri olan İslam'ın en büyük Şiarı #Ezan'ı köpek gibi uluyarak protesto etti.

Ama tabi onlara hiç bir şey yapılamadı. Çünkü o soysuzlar ölmüş gitmiş bir kişiye değil, bu milletin en büyük değerine alenen hakaret etmişlerdi.
Saygı ve Adalet ile davadaşlar
#horasan
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol