ben küçükken (kadim zamanlar) trt ekranlarında (sanki başka kanal vardı) boy gösteren bir komedi dizisi ve aynı zamanda dizi kahramanı olan kukla. kukla alf bir uzaylı rolünde oynuyordu ve o zamanlar (tabi ki olric yoktu) ayıp sayılacak espriler yapıyordu.
islam dininin kurucusu, yeryüzündeki en büyük devrimin banisi, selam üzerine olsun.
dünya tarihinin en büyük devrimcilerinden üç tanesinin isimleri. Prometheus'a da saygımız sonsuz fakat gelmiş geçmiş en büyük devrimci için (bkz:hazreti muhammed)
bazı sayıların uğursuzluğuna inandığını, bazı konularda da takıntıları olduğunu düşündüğüm adam. Mesela 1. ilk aldatma olayından sonra bunun tek sayı olarak kalmamasını gerektiğini düşünerek ikinci bir aldatma gerçekleştirmiştir. iki sayısında da aldatma eylemine yardım ve yataklık (gerçek manada) eden kişi sayısının 2 tane olmasının sürekli aralarında kıyas yapmasına sebep olacağını düşünerek bir üçüncünün yolunu tutmuştur. bu yolla üç yüze kadar çıkılır, üç yüzde de durulmaz, gittiği yere kadar gider.
toplumda rollerin değişimi ile ilişkilendirilebilecek nedenler.
kadın, kadın rolüne uygun davranmıyor, fıtratı inkar ediyorsa, erkek de erkek rolünün gereklerini yerine getirmiyorsa, içi boş bir "eşitlik" kavramı dayatılmış ve ne yazık ki maya tutmuşsa kaçınılmaz bir şeklide boşanmalar artacaktır. modernitenin dayattığı eşitlik söylemlerine aldanmamak gerekiyor. her zaman ve her yerde eşit olunmaz.
kadın, kadın rolüne uygun davranmıyor, fıtratı inkar ediyorsa, erkek de erkek rolünün gereklerini yerine getirmiyorsa, içi boş bir "eşitlik" kavramı dayatılmış ve ne yazık ki maya tutmuşsa kaçınılmaz bir şeklide boşanmalar artacaktır. modernitenin dayattığı eşitlik söylemlerine aldanmamak gerekiyor. her zaman ve her yerde eşit olunmaz.
türk edebiyatının büyük dahisi, türk tarihinin yetiştirdiği en büyük isimlerden birisi.
okumak farklı bir eylemdir, tanpınar okumak okumak farklı. saatleri ayarlama ensitüsü ile tanışmadıysanız hayri irdal beyle ve tabi ki halit ayarcı beyefendi ile tanışmamış oluşunuz sizin için bir şansızlık değil de şanstır belki de. bu kadar güzel bir deneyim yaşamamış olabilirsiniz.
okumak farklı bir eylemdir, tanpınar okumak okumak farklı. saatleri ayarlama ensitüsü ile tanışmadıysanız hayri irdal beyle ve tabi ki halit ayarcı beyefendi ile tanışmamış oluşunuz sizin için bir şansızlık değil de şanstır belki de. bu kadar güzel bir deneyim yaşamamış olabilirsiniz.
kalanının fanta olduğu yalanı ile devam eden yalan.
Ortasından bir su akar. Öylesine bir sudur, ne Eskişehir'deki Porsuk çayı gibidir ne de Amasya'daki Yeşilırmak. Ama "hiç yoktan iyidir" dermişçesine akar. Suyun geldiği yer şehrin güneyindeki Yeşilyurt kasabasıdır. Eskiler "çırmıhtı" derdi, bir zamanlar da İsmet İnönü'nün Malatyalı olması hasebiyle kasabaya İsmetpaşa adını vermişler fakat maya çok iyi tutmamış. Eskimalatya diye bilinen ilçe ise daha sonra Battalgazi oldu ve bu maya zoraki de olsa tuttu. Şimdi iki merkez ilçeden birisi Battalgazi bir diğeri ise Yeşilyurt. Eski zamanlarda bu Yeşilyurt kasabası şehrin 10 kilometre uzağında bulunan şirin bir kasabaydı. Şehrin içinde gelen su da bu kasabadan gelirdi. İnsanlar hafta sonları buraya piknik yapmaya giderdi. Bugün bir inşaat denizi olan 10 kilometrelik mesafe o zamanlar iki aracın yan yana zor gittiği ve hatta ara sıra ölümlü kazaların olduğu bir yol ile kat ediliyordu. Bugün neredeyse bir otoban var ve civarı ev dolu. Tabi ki zamana yenik düşüyor her şey, yollar genişledikçe bahçeler yok oluyor. Sonra o, Evliya Çelebi'nin, "ağaçtan ağaca atlayarak Anadolu'yu bir uçtan bir uca kat edebilir" diye bahsettiği sincaplar evsiz kaldı, yine Evliya Çelebi'nin bahsettiği bir nice çeşit meyve yok oldu gitti. Binlerce hatırayla beraber tabi ki.
Malatya, benim çocukluğumda bir masal ülkesiydi. "Hâlâ masal ülkesi" dersem inanmayın zira benim de inancım kalmadı artık. Hakkını yemeyeyim, önce masallara olan inancımı kaybettim sonra Malatya'ya. Yine de dünyanın merkezi olma özelliğini sürdürüyor. Haritadaki bilinmeyen noktalar hep Malatya ile karşılaştırılarak anlam kazanıyor. Geçenlerde, Atlas Okyanusu'nun dibinde, birkaç yüz kişinin yaşadığı bir adacık olduğunu öğrendim. Fotoğraflarını arattım, haritadan buldum ve uzaklığını ölçtüm hemen. Nereye mi?
Malatya, benim çocukluğumda bir masal ülkesiydi. "Hâlâ masal ülkesi" dersem inanmayın zira benim de inancım kalmadı artık. Hakkını yemeyeyim, önce masallara olan inancımı kaybettim sonra Malatya'ya. Yine de dünyanın merkezi olma özelliğini sürdürüyor. Haritadaki bilinmeyen noktalar hep Malatya ile karşılaştırılarak anlam kazanıyor. Geçenlerde, Atlas Okyanusu'nun dibinde, birkaç yüz kişinin yaşadığı bir adacık olduğunu öğrendim. Fotoğraflarını arattım, haritadan buldum ve uzaklığını ölçtüm hemen. Nereye mi?
1. nesil güven sözlük yazarı.
Bir çok konuda birinci nesil olmayı kaçırmışlık hissiyatımı benimle paylaştığını varsayıyorum. Herkes trene binip giderken biz, kasabanın, tren istasyonunu görmeyen bir bölgesinde bahçemize salatalık-domates fideleri ekiyorduk. Sonra bize trenlerden, yollardan, yolculuklardan bahsettiler. Genel itibarı ile dinledik, gıpta ettik. Haset etmedik, nefret etmedik.
Bir gün, ama inanıyorum ki bir gün, bir tren yolculuğu başlarken ben ve nightfall istasyonda, peronda bekleyenlere el sallayarak o seyahate çıkacağız. Çok az kaldı, nefesi ensemizde adeta. Sonra o tren kuş uçmaz kervan geçmez çöllerden, geçit vermez zannedilen ulu dağların bilinmeyen geçitlerinden geçecek. Nehirler şelalelere dönüşecek, ağaçlar ormanlara. Bir çocuğun her ilk gördüğü şeydeki hayreti ile gözlerimiz büyük büyük izleyeceğiz tüm manzaraları.
Fakat sadece iyi insan olmak yeterliyse bu hayat için, onu trene binmeden de başarabiliriz zannediyorum. Hatta nightfall için, başardığını...
Bir çok konuda birinci nesil olmayı kaçırmışlık hissiyatımı benimle paylaştığını varsayıyorum. Herkes trene binip giderken biz, kasabanın, tren istasyonunu görmeyen bir bölgesinde bahçemize salatalık-domates fideleri ekiyorduk. Sonra bize trenlerden, yollardan, yolculuklardan bahsettiler. Genel itibarı ile dinledik, gıpta ettik. Haset etmedik, nefret etmedik.
Bir gün, ama inanıyorum ki bir gün, bir tren yolculuğu başlarken ben ve nightfall istasyonda, peronda bekleyenlere el sallayarak o seyahate çıkacağız. Çok az kaldı, nefesi ensemizde adeta. Sonra o tren kuş uçmaz kervan geçmez çöllerden, geçit vermez zannedilen ulu dağların bilinmeyen geçitlerinden geçecek. Nehirler şelalelere dönüşecek, ağaçlar ormanlara. Bir çocuğun her ilk gördüğü şeydeki hayreti ile gözlerimiz büyük büyük izleyeceğiz tüm manzaraları.
Fakat sadece iyi insan olmak yeterliyse bu hayat için, onu trene binmeden de başarabiliriz zannediyorum. Hatta nightfall için, başardığını...
Yapılan araştırmalara göre aşırı kullanımı değişik fiziksel ve psikolojik deformasyonlara yol açan elektronik ifadelendirme.
Psikolojik olarak içe kapanıklıktan suça eğilime kadar değişik etkileri varken fiziksel olarak da mide ağrılarından cinsel isteksizliğe varan çeşitli etkileri oluşuyormuş.
Saygın üniversiteler tarafından bir çok smiley hakkında ayrı ayrı çalışmalar yapılmış. Deney grupları ve kontrol grupları oluşturulmuş. Misal, çokça kullandığımız gülme smiley'i rahmetli Turgut Özal'ı da tedavi etmesiyle yakından tanıdığımız Houston Üniversitesi tarafından araştırılmış. Günde 70'in üzerinde ilgili smiley kullanan hastaların orta vadede şeker hastalığı riski ile karşı karşıya oldukları saptanmış.
Bunun gibi, her üniversite üçer beşer aldıkları smiley'ler üzerinde araştırmalar yapmış. Araştırma toplum seviyesinde büyük infiale neden olunca FDA konuya el atmış ve smiley kullanımına kısıtlama getirilmesi için üniversite temsilcileri, mobil telefon servis sağlayıcıları, işletim sistemleri temsilcileri ile bir araya gelmiş. Alınan kararlar çok yakında Amerika'da kullanılmaya başlayacak. Günlük 100 smiley hakkı verilen bireyler sağlık durumlarına göre bunu artırabilecekler ya da duruma göre azaltmalar da yapılabilecek. Sağlık sigortası şirketleri gerekli gördüğü durumlarda yukarıda bahsettiğim konsorsiyumun üyelerinde oluşacak teknolojik kurula (kurulun ismi henüz belli değil fakat verilince siz de duyacaksınız dünyanın en ünlü kuruluşlarından birisi olacak) talepte bulunarak hastaların kullandıkları smiley'lerin sayısı ve türü hususunda kısıtlamalara gidebilecekler.
Umarım hızlı bir şekilde faaliyete geçer ve yine aynı hızla ülkemize gelir zira aklınıza gelmeyecek kadar çok fazla hastalığa sebep oluyormuş bu mendebur smiley'ler.
Psikolojik olarak içe kapanıklıktan suça eğilime kadar değişik etkileri varken fiziksel olarak da mide ağrılarından cinsel isteksizliğe varan çeşitli etkileri oluşuyormuş.
Saygın üniversiteler tarafından bir çok smiley hakkında ayrı ayrı çalışmalar yapılmış. Deney grupları ve kontrol grupları oluşturulmuş. Misal, çokça kullandığımız gülme smiley'i rahmetli Turgut Özal'ı da tedavi etmesiyle yakından tanıdığımız Houston Üniversitesi tarafından araştırılmış. Günde 70'in üzerinde ilgili smiley kullanan hastaların orta vadede şeker hastalığı riski ile karşı karşıya oldukları saptanmış.
Bunun gibi, her üniversite üçer beşer aldıkları smiley'ler üzerinde araştırmalar yapmış. Araştırma toplum seviyesinde büyük infiale neden olunca FDA konuya el atmış ve smiley kullanımına kısıtlama getirilmesi için üniversite temsilcileri, mobil telefon servis sağlayıcıları, işletim sistemleri temsilcileri ile bir araya gelmiş. Alınan kararlar çok yakında Amerika'da kullanılmaya başlayacak. Günlük 100 smiley hakkı verilen bireyler sağlık durumlarına göre bunu artırabilecekler ya da duruma göre azaltmalar da yapılabilecek. Sağlık sigortası şirketleri gerekli gördüğü durumlarda yukarıda bahsettiğim konsorsiyumun üyelerinde oluşacak teknolojik kurula (kurulun ismi henüz belli değil fakat verilince siz de duyacaksınız dünyanın en ünlü kuruluşlarından birisi olacak) talepte bulunarak hastaların kullandıkları smiley'lerin sayısı ve türü hususunda kısıtlamalara gidebilecekler.
Umarım hızlı bir şekilde faaliyete geçer ve yine aynı hızla ülkemize gelir zira aklınıza gelmeyecek kadar çok fazla hastalığa sebep oluyormuş bu mendebur smiley'ler.
mezuniyetin arkasından geçen onca yıldan sonra artık bana rüyaymış gibi gelmeye başlayan üniversitem. bazen rüyalarımda güney kampüs meydanına gittiğim olur. bazen de, bilhassa yaz akşamlarında, manzaradan inerken gördüğüm ateş böceklerini hatırlarım. maalesef zaman dediğin (nedir ki ahmet abi) geçişini her şeyin unutuluşuyla belli ediyor.
aşkta ve savaşta, varlıkta ve yoklukta, her türlü ikili ilişkide, her sabah günaydınında akşam çayında, kahvede ve dernekte, hemen her zaman ve her yerde kullanıyor olduğumuz teknoloji.
neden mi bu kadar aynıyız? Hayatımız taklitten ibaret de ondan. Kopyala yapıştır hayatlar yaşıyoruz. Aşklarımız bile birbirinin aynı. "Nerdesin aşkım? Burdayım aşkım." Birbirimize hitap ediş şekillerimiz, dostluklarımız, çalıştığımız işler, yediğimiz yemekler. Her şey ama her şey birbirinin aynı. başka birinden görmüş olan başka birinden görüp kendi hayatımıza uyguluyoruz her türlü klişeyi.
neden mi bu kadar aynıyız? Hayatımız taklitten ibaret de ondan. Kopyala yapıştır hayatlar yaşıyoruz. Aşklarımız bile birbirinin aynı. "Nerdesin aşkım? Burdayım aşkım." Birbirimize hitap ediş şekillerimiz, dostluklarımız, çalıştığımız işler, yediğimiz yemekler. Her şey ama her şey birbirinin aynı. başka birinden görmüş olan başka birinden görüp kendi hayatımıza uyguluyoruz her türlü klişeyi.
eski mücahitlerin müteahhit, eski komünistlerin reklamcı, eski devrimcilerin yazlıkçı, eski mağdurların zalim, eski islamcıların lüks ve refah düşkünü oluşunu ve bu oluşun hızını rahmetli darwin görmüş olsa idi kafasında ampül çok daha erken yanar, bu teori dünya gündemine çok daha erken vakitlerde düşerdi.
madem unutacaktın, beni neden yarattın?
sorusu mesela, esrarengiz değil çelişkili zira adam sanki cenab-ı rabbil alemin'le irtibat halindeymiş gibi soruyor fakat sorunun kendisine bakınca isyan kokuyor, bir de meyhanelerde söylendiğini düşününce çık işin içinden çıkabilirsen
sorusu mesela, esrarengiz değil çelişkili zira adam sanki cenab-ı rabbil alemin'le irtibat halindeymiş gibi soruyor fakat sorunun kendisine bakınca isyan kokuyor, bir de meyhanelerde söylendiğini düşününce çık işin içinden çıkabilirsen
bazılarını anneleri bu gece doğurmuş, adlarının kadir olmasından ya da işlerinin sürekli rast gitmesinden tanıyabilirsiniz bunları
kenarında, köşesindeki reklamlarda boyuna hıristiyanlık propagandası yapılan sözlük,
ben çok derin bir boşluktayım da google mi fark etti, sözlüğü bahane etti bilmiyorum
ya rabbim imanımı muhafaza et
ben çok derin bir boşluktayım da google mi fark etti, sözlüğü bahane etti bilmiyorum
ya rabbim imanımı muhafaza et
müdahale edildi bir daha denk gelmeyecektir hocam.
gözünü sevdiğimin alibaba reklamı, gel böğrüme böğrüme, imanım tazelendi yemin olsun
aldığım hümanist eğitimi bir anda çöpe atan, insan sevgimi sıfıra indiren mahluk
Ya rabbim, bunları yarattın eyvallah da bunlar kendi kendilerine nasıl bir araya geldiler ben onu merak ediyorum
Ya rabbim, bunları yarattın eyvallah da bunlar kendi kendilerine nasıl bir araya geldiler ben onu merak ediyorum
bana mutluluğun hattını yapabilir misin hattat? demek istediğim kişi
(ama öyle vav ortasına elif kolayına kaçmadan)
(ama öyle vav ortasına elif kolayına kaçmadan)
oğuzcuğum atay, seviyeli bir ilişkimiz var, ayağını kaldırmış olduğu yerleri arıyorum ki ayağımı basayım
Burası orası mı?
Burası orası mı?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?