malatya

jurgen
Ortasından bir su akar. Öylesine bir sudur, ne Eskişehir'deki Porsuk çayı gibidir ne de Amasya'daki Yeşilırmak. Ama "hiç yoktan iyidir" dermişçesine akar. Suyun geldiği yer şehrin güneyindeki Yeşilyurt kasabasıdır. Eskiler "çırmıhtı" derdi, bir zamanlar da İsmet İnönü'nün Malatyalı olması hasebiyle kasabaya İsmetpaşa adını vermişler fakat maya çok iyi tutmamış. Eskimalatya diye bilinen ilçe ise daha sonra Battalgazi oldu ve bu maya zoraki de olsa tuttu. Şimdi iki merkez ilçeden birisi Battalgazi bir diğeri ise Yeşilyurt. Eski zamanlarda bu Yeşilyurt kasabası şehrin 10 kilometre uzağında bulunan şirin bir kasabaydı. Şehrin içinde gelen su da bu kasabadan gelirdi. İnsanlar hafta sonları buraya piknik yapmaya giderdi. Bugün bir inşaat denizi olan 10 kilometrelik mesafe o zamanlar iki aracın yan yana zor gittiği ve hatta ara sıra ölümlü kazaların olduğu bir yol ile kat ediliyordu. Bugün neredeyse bir otoban var ve civarı ev dolu. Tabi ki zamana yenik düşüyor her şey, yollar genişledikçe bahçeler yok oluyor. Sonra o, Evliya Çelebi'nin, "ağaçtan ağaca atlayarak Anadolu'yu bir uçtan bir uca kat edebilir" diye bahsettiği sincaplar evsiz kaldı, yine Evliya Çelebi'nin bahsettiği bir nice çeşit meyve yok oldu gitti. Binlerce hatırayla beraber tabi ki.

Malatya, benim çocukluğumda bir masal ülkesiydi. "Hâlâ masal ülkesi" dersem inanmayın zira benim de inancım kalmadı artık. Hakkını yemeyeyim, önce masallara olan inancımı kaybettim sonra Malatya'ya. Yine de dünyanın merkezi olma özelliğini sürdürüyor. Haritadaki bilinmeyen noktalar hep Malatya ile karşılaştırılarak anlam kazanıyor. Geçenlerde, Atlas Okyanusu'nun dibinde, birkaç yüz kişinin yaşadığı bir adacık olduğunu öğrendim. Fotoğraflarını arattım, haritadan buldum ve uzaklığını ölçtüm hemen. Nereye mi?

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol