1. nesil güven sözlük yazarı.
Bir çok konuda birinci nesil olmayı kaçırmışlık hissiyatımı benimle paylaştığını varsayıyorum. Herkes trene binip giderken biz, kasabanın, tren istasyonunu görmeyen bir bölgesinde bahçemize salatalık-domates fideleri ekiyorduk. Sonra bize trenlerden, yollardan, yolculuklardan bahsettiler. Genel itibarı ile dinledik, gıpta ettik. Haset etmedik, nefret etmedik.
Bir gün, ama inanıyorum ki bir gün, bir tren yolculuğu başlarken ben ve
nightfall istasyonda, peronda bekleyenlere el sallayarak o seyahate çıkacağız. Çok az kaldı, nefesi ensemizde adeta. Sonra o tren kuş uçmaz kervan geçmez çöllerden, geçit vermez zannedilen ulu dağların bilinmeyen geçitlerinden geçecek. Nehirler şelalelere dönüşecek, ağaçlar ormanlara. Bir çocuğun her ilk gördüğü şeydeki hayreti ile gözlerimiz büyük büyük izleyeceğiz tüm manzaraları.
Fakat sadece iyi insan olmak yeterliyse bu hayat için, onu trene binmeden de başarabiliriz zannediyorum. Hatta
nightfall için, başardığını...