"ırmaktan ve sudan daha güzelsin. Manzara sana rastlamış da fotoğraf çektirmenin havasını atıyor gibi."
Bir fotoğrafım için yapılmış şahane bir yorumdur.
Bir fotoğrafım için yapılmış şahane bir yorumdur.
Uvuvwevwevwe Onyetenyevwe Ugwemuhwem Osas 'ın bulunduğu kabilenin biricik prensesi olduğunu düşündüğüm hoşgelmiş yazar adayımızdır. Çekinmeyin,öyle uzaktan olmaz gelin katılın bize.
6 senemi bitirdim meslek hayatımda. 6 senede bir çok hasta ve ameliyata şahit oldum. Yeniden yaşama döndürdüğümde oldu,ellerimden kayıp giden yaşamlarda.
Çok lanet ettim ama kaybettiğimde. En zor anlarımın sayısını bilmem ama babamı ellerimle o masaya yatırdığımda ve artık başka çalışma arkadaşlarıma emanet ettiğimde zorlandığımı sanmıştım. Taa ki geçen hafta o 2 3 saati yaşayana kadar.
Onkoloji hep zorlu bir bölümdür. Ölüme yaklaşırken bunu bile bile savaşır insanlar. Her gün her aldığınız tedaviyle yaşama dönmek isterken ölümü yaşarsınız.
Çocuk hastalarıda genelde pek sevdiğim söylenemez. Ben onlarla o ameliyathane koridorlarında sedyelerle arabacılık oynamayı seviyorum, herkese dil çıkarmayı, selfieler çekip şımarıklık yapmayı,okullarındaki kızları -erkekleri çekiştirmeyi seviyorum.Ameliyat olmalarını değil. Ama daha kötüsü varmış ve ben 6 senedeki en büyük çöküşü yaşadım.
Maskeli,saçları dökülmüş, anne kucağındaki o çocuklarda. "Anne beni bırakma,anne canımı yakıyolar verme onlara,anne uyutmuyolar acıyoo ,anne nolur "diye çırpınırlarken yaşadım.
Sedye yok , dil çıkarma yok şımarma yok . Sadece acı ve korku var. O sevimlilikle kucağıma atlayan çocuklar bi anda gitmişti. Korku dolu bakışların altında ezildim o gün. Ve canım hiç böyle acımadı.
Hele o eylül'ün masmavi bakışları. Kimbilir kaçıncı kez o kocaman iğneler sokuyordu bedenine , kimbilir kaç kez daha sokulacaktı. Hayatının en güzel döneminde hemde. Öylede güzel bi genç kız ki. Kendi elleriyle gelişi. Ben biliyorum meraklanmayın ifadesiyle bizi teselli edişi. Herşeyi kendi elleriyle kontrol edişi. Senin ergen triplerinde olman gerekirken ne bu olgunluk? Hiç böyle çaresiz hissetmemiştim. Hiç. Ah be çocuk. Ah be.. ne yaptınız bana ?
Çok lanet ettim ama kaybettiğimde. En zor anlarımın sayısını bilmem ama babamı ellerimle o masaya yatırdığımda ve artık başka çalışma arkadaşlarıma emanet ettiğimde zorlandığımı sanmıştım. Taa ki geçen hafta o 2 3 saati yaşayana kadar.
Onkoloji hep zorlu bir bölümdür. Ölüme yaklaşırken bunu bile bile savaşır insanlar. Her gün her aldığınız tedaviyle yaşama dönmek isterken ölümü yaşarsınız.
Çocuk hastalarıda genelde pek sevdiğim söylenemez. Ben onlarla o ameliyathane koridorlarında sedyelerle arabacılık oynamayı seviyorum, herkese dil çıkarmayı, selfieler çekip şımarıklık yapmayı,okullarındaki kızları -erkekleri çekiştirmeyi seviyorum.Ameliyat olmalarını değil. Ama daha kötüsü varmış ve ben 6 senedeki en büyük çöküşü yaşadım.
Maskeli,saçları dökülmüş, anne kucağındaki o çocuklarda. "Anne beni bırakma,anne canımı yakıyolar verme onlara,anne uyutmuyolar acıyoo ,anne nolur "diye çırpınırlarken yaşadım.
Sedye yok , dil çıkarma yok şımarma yok . Sadece acı ve korku var. O sevimlilikle kucağıma atlayan çocuklar bi anda gitmişti. Korku dolu bakışların altında ezildim o gün. Ve canım hiç böyle acımadı.
Hele o eylül'ün masmavi bakışları. Kimbilir kaçıncı kez o kocaman iğneler sokuyordu bedenine , kimbilir kaç kez daha sokulacaktı. Hayatının en güzel döneminde hemde. Öylede güzel bi genç kız ki. Kendi elleriyle gelişi. Ben biliyorum meraklanmayın ifadesiyle bizi teselli edişi. Herşeyi kendi elleriyle kontrol edişi. Senin ergen triplerinde olman gerekirken ne bu olgunluk? Hiç böyle çaresiz hissetmemiştim. Hiç. Ah be çocuk. Ah be.. ne yaptınız bana ?
Uyudun mu ?
Her erkek bir gün çiçekli nevresimde uyuyacak zaten diye düşünüyorum. Bekarken olmasa bile evlenince illaki karınızın çeyiz denen o binbir türlü karmaşasından çıkacak ve yatağınızı süsleyecektir. (bkz:hangi çiçek bu?)
Hamburger. Abi neden öyle götüm kadar yapiyosunuz ki bunları. Ağzıma sığmıyor. Soslar oramdan buramdan akıyo. Hayır çikolata sosu gibi seksi meksi de olmuyo yani. Sonra oğlan içinden 'hayaller premses hayatlar tarzan' diyo. Sonrada (bkz:nasıl evde kaldım) oluyo.
Seri eksi almakla karistirilmis olaydır. Sayın yazarlar tabiki beğenmediğiniz yazıları eksileme sizin tercihinizde olan bir sorumluluk. Ama şöyle de bir durum varki aynı yazarın son 10 yazısınıda ayni anda beğenmeme durumunuz inandırıcı gelmiyor. Bu olay kurallarımız doğrultusunda yaptırıma tabiidir bilginize.
edit : eğer bir yaziyi eksiliyor ve konu hakkinda bir fikriniz varsa yazmaktan da çekinmeyiniz. Hem bizlerde farkli goruslere sahitlik ederken yeni bilgiler kazanmış oluruz.
edit : eğer bir yaziyi eksiliyor ve konu hakkinda bir fikriniz varsa yazmaktan da çekinmeyiniz. Hem bizlerde farkli goruslere sahitlik ederken yeni bilgiler kazanmış oluruz.
Peki aynı yazarın bütün entrylerini beğenmek sence doğru mu ?
Çünkü ben senin bütün entarilerini göynüme almışım zalim uyuşturucu baronu
Çünkü ben senin bütün entarilerini göynüme almışım zalim uyuşturucu baronu
Beğendiğin içinse evet ama aşıkım gör beniyse hayir.
Entarileri bana alman lazımdı göynüne degil
Entarileri bana alman lazımdı göynüne degil
Herkesin en az bir kere yaşaması gereken duygu yoğunluğu.
Bi yerde okumuştum aslında durumuda özetleyen bir söz;
"Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu 'aşk' sanıyorsunuz.”
Dışını beğenmediğimiz bişeyin içini merak etmediğimiz şu zaman diliminde aşk dediğimiz şey gözümüze ilk çarpan özelliklerden oluşuyor. Daha sonrasında kendimizden verdiğimiz ödünler,gençliğimizden çaldığımız zamanlar,giden hayat enerjisi,yıkılan umutlar,kırılan bir kalp ve yiten bir güvenden oluşuyor.
Ve o sancıyı daha sonra hep içinizde bir yerde hissediyorsunuz. Bazen çalan bir şarkı,bazen bir koku bazen bir ses. Belki bir gülüş. Hiç gitmiyor o yumru. Aynı şehirde aynı havayı soluduğunuza mutlu olmaya başlıyorsunuz. İçinizde öldüremediğiniz o umut yavaş yavaş günden güne sizi öldürüyor.
İşin sonunda elinizde içi çürümüş ama hala nefes alan bir beden kalıyor.
Bi yerde okumuştum aslında durumuda özetleyen bir söz;
"Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, bunu 'aşk' sanıyorsunuz.”
Dışını beğenmediğimiz bişeyin içini merak etmediğimiz şu zaman diliminde aşk dediğimiz şey gözümüze ilk çarpan özelliklerden oluşuyor. Daha sonrasında kendimizden verdiğimiz ödünler,gençliğimizden çaldığımız zamanlar,giden hayat enerjisi,yıkılan umutlar,kırılan bir kalp ve yiten bir güvenden oluşuyor.
Ve o sancıyı daha sonra hep içinizde bir yerde hissediyorsunuz. Bazen çalan bir şarkı,bazen bir koku bazen bir ses. Belki bir gülüş. Hiç gitmiyor o yumru. Aynı şehirde aynı havayı soluduğunuza mutlu olmaya başlıyorsunuz. İçinizde öldüremediğiniz o umut yavaş yavaş günden güne sizi öldürüyor.
İşin sonunda elinizde içi çürümüş ama hala nefes alan bir beden kalıyor.
Kendini düzgün bir yazarmış gibi gösteren ama anca
.m salak dediğimiz türden olduğunu diğer sözlüklerde ilan etmiş aç mahluk.
Keşke önce hristiyanım diye ötüceğine yokluktayım sözlük sözlük geziyorum deseymiş.
Ve eks yazar yokluğunuza çare olaraktan bir sürü tanışma aranış uygulaması var . Siteler var. Gidin bol bol gezin.
Bizim güzel seviyeli ortamımız size baya fazla. Bunuda kendiniz gösterdiniz. Haddinizi bilin.
.m salak dediğimiz türden olduğunu diğer sözlüklerde ilan etmiş aç mahluk.
Keşke önce hristiyanım diye ötüceğine yokluktayım sözlük sözlük geziyorum deseymiş.
Ve eks yazar yokluğunuza çare olaraktan bir sürü tanışma aranış uygulaması var . Siteler var. Gidin bol bol gezin.
Bizim güzel seviyeli ortamımız size baya fazla. Bunuda kendiniz gösterdiniz. Haddinizi bilin.
Mesaiye kalmak.
Nöbet tutmak.
Çalışmak şıkkıyla aynı gibi gözükse de lakin öyle değildir. Bir insan kendine bunca eziyeti nasil reva gördürmüş , bize de miras bırakmıştır hala çözemiyorum. Sömür beni sömüür daha da sömür diye kim ayıktırmıştır durumu merak içindeyim tabi.
Nöbet tutmak.
Çalışmak şıkkıyla aynı gibi gözükse de lakin öyle değildir. Bir insan kendine bunca eziyeti nasil reva gördürmüş , bize de miras bırakmıştır hala çözemiyorum. Sömür beni sömüür daha da sömür diye kim ayıktırmıştır durumu merak içindeyim tabi.
Sanki bi anda kapı açılacak " aa bak kardeş geldi sana " hissiyatına sahip olucakmışım gibi geldi. Ee nerede kaldılar ?
Herşey güzel olacak mottosuyla kendinizi kandırdığınız , bir sürü yeni hayal kurduğunuz ama içten içe oturup sıçtın mavisini görmeyi beklediğiniz durum .
"Görmemişin oğlu olmuş tutmuş çükünü koparmış" derler, bunun yaptığı da o hesap. (bkz:beyni yok fikri var)
Hayatım boyunca nefret ettiğim ama oynamayı çok sevdiğim hayvandır kendisi.şahsına münhasırdır aynı zamanda.Nankör olduklarına da kesinlikle eminim. Yinede arkadaşımın sokakta yaralı bulduğu yavru kedisi jelibon'u sahiplenmesinden sonra fikrim değişmiş olabilir. Bir haftasonunu beraber geçirmek zorunda kaldık. İlk gun çok verimli geçmesede ikinci gün o minnakla sarılıp uyumak uzun zamandır yaptığım en güzel şey olabilir...Sevimli sıpa bana kedileri de sevdirdi.
simdi neden nefret etin ki benden :(
Eskidendi ama o :( şimdi seviyorum kii. geçmişi geçmiştir hem.
içinde bize karşı bişi varsa bilelim hayır aksam arkadaslarla geliriz bi konusuruz bu konuyu hırrrrrrrr
Ooo çıkışta görüşürüz gibi oldu bi tırsma geldi bana
MİYAWWW
Bilmem kaç yaşındayım. Hala makyaj yapmayı bilmiyorum. Birde doğru düzgün orta karar giyinmeyi. Yanlış yanlamayın. Ya çok klasik bir kadın oluyorum ya da çok salaş. Arkadaş bunun ortası nedir nasil giyinilir ne neyle uyumludur neden bilmiyorum ben?
Yalnız değilsiniz sayın hocam ☆
Buna sevindim demek istiyorum ama pekte sevinmelik bir durum değil kanımca :) Biraz ufak tefek tüyolar vericek yazarlarımızın desteğini bekliyorum :)
Günaydın. Günün aymadığını size bu karmaşayla gösterebilirim. Biraz daha kafein alayım. Haberleşelim.
bu nasıl bir combo..kahve cay..termos da kı ne acba merak ettiim..
O da filtre kahve 😄
aferım cay sekerlı kahve sekerlı..
Çayı şekerli kahveleri sade :)
vayy basııma gelenlerrr
(bkz:ankara)
Millet eskiden toplanıp danaya girerlerdi. Yakında iphone'a giricekler. Ayranımız yok içmeye haydi koş gidelim iphone xs max almaya.
Öncelikle şöyle başlayabilirim. Aklı,fikri,zikri yerinde olmayan biri böyle bir şarkıyı yeni yetme gurubundan koray avcı isimli şarkı söylemeye yeltenmiş birine nasıl söylettirir anlamıyorum. Kendisi de buna yeltenmiştir. Ne haddine oysaki. Gerçekten anlamıyorum,bazı şeyler manevi değeriyle kalmalı,para herşeyi satın alamamalı.Taşıyacak ellerde taşınmalı 3 5 kendini bilmezin ağzında olmamalı.
Bi rakı sofrasının dönüp dolaşıp geleceği yerdir ahmet kaya. Seveni de sevmeyeni de kendinden acılarını anılarını bulur. En sevdiklerimdendir "yakarım geceleri". "Ayrılık başımı döndürüyor,kavuşmayı özlettin
İntiharlar kuşandım,bu aşkı sen kirlettin"
Sevda yakarışları hep böyle güzel olsa keşke. Dinlediğinizde olmayan aşkın bile acısını çekersiniz. Sızlar derinde bir yer. Bi daha bi daha dinlersiniz. Çevrenizdekilere bakar ve aynı sızlamayı görürsünüz. Konuşmanıza gerek yoktur. Şarkı anlatmıştır herşeyi. Öyle de birleştirir.
Yazarken bile 3 kere dinledim. Allahtan yalnızım ve sadece kahvem var .
Bi rakı sofrasının dönüp dolaşıp geleceği yerdir ahmet kaya. Seveni de sevmeyeni de kendinden acılarını anılarını bulur. En sevdiklerimdendir "yakarım geceleri". "Ayrılık başımı döndürüyor,kavuşmayı özlettin
İntiharlar kuşandım,bu aşkı sen kirlettin"
Sevda yakarışları hep böyle güzel olsa keşke. Dinlediğinizde olmayan aşkın bile acısını çekersiniz. Sızlar derinde bir yer. Bi daha bi daha dinlersiniz. Çevrenizdekilere bakar ve aynı sızlamayı görürsünüz. Konuşmanıza gerek yoktur. Şarkı anlatmıştır herşeyi. Öyle de birleştirir.
Yazarken bile 3 kere dinledim. Allahtan yalnızım ve sadece kahvem var .
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?