martilara simit atan kadin

geldim gördüm yendim anlamına gelen ünlü Latince deyiş.
venire, videre, vincere fiilerinin birinci tekil şahıs geçmiş zaman halidir.

muhteşem showman ile başlığı açıyorum sayın yazarlar.

12 yaşında askerlere bir şeyler satarak ticarete atılan iş adamı P.T. Barnum, 1841 yılında kimsenin daha önce duymadığı bir hayalle yola çıkar. Dünyanın en muhteşem gösterisini sunacaktır.

edit: filme aşık oldum. zirve yabancı filmim artık kendisi.

1930'larda Japon yönetiminde yaşayan bir grup yazar günümüzde rearkarnasyon ile yeniden canlanmıştır.Günümüzde bu yazarlardan biri kitapları çok satan bir yazar,diğeri gizemli bir hayalet yazar ve bir diğeride en çok satan yazarın anti hayranı olarak yaşamaktadır.



izleyeli aylar oldu hala kalbimin bir köşesi 'hayaleeeet!' diye ağlıyor.

chicago typewriter

konusuyla, kökeniyle gerçekten farklı bir yapım. uzak doğuya ilginiz yoksa bile izleyin. kesinlikle pişman etmeyecektir.

eski türk toplumunda bayrak taşıyan ve önde giden asker.

Dağların ağaç sınırının yukarısında kalan, devamlı yeşil çayırlarla kaplı, ekolojik bakımdan tundralara benzeyen bölge. Yüksek tundra.

uğurlu, mutlu, şanslı anlamına gelen unisex isim.

varolması gereken anlamına gelen kadın ismi.

elzem, gereklilik, ihtiyaç anlamındaki kadın ismi.

yurt, sığınacak yer anlamına gelen farsça kökenli kadın ismi.

canımın içi, kalbimde var olan kadın, gözümün bebeği anlamına gelen çerkesçe isim.

babasının süsü, mücevher anlamına gelen kadın ismi.
anlamıyla sevilen geleneksel isimlerden biridir.

bir tek benim adıma şiir yazmamış şair. bu sebeple dertlerim bir yanda derya deniz, bir yanım 9\8 roman havası.

şu hayatta yapılabilecek en mantıklı şeylerden biri. özellikle kutluğ, sinemis, munia, meva, levla, alpago, alpin gibi anlaşılması zor isim verecekseniz çocuğa mutlaka ama mutlaka ikinci bir isim şart. bir de rica ediyorum isimlerden biri kısa olsun. destan gibi kimlik çıkarmaya hiç gerek yok. ah bir de soyadınız uzunsa ve özellikle çocuk erkekse acıyın. nice yiğit neferler sınav optiğine isim kodlarken çürüdü, şahidim! kızlar yine evleniyor kurtarıyor da erkeklerin öyle bir şansı da yok.

hayatlar ve hayaller.
tıpkı italyan erkekleri vs türk erkekleri gibi... üzgünüz beyler... acı gerçekler...

türkçe adıyla çocukluk, 2014 amerikan yapımı 165 dakikalık film. Yönetmen Richard Linklater'ın 12 senede çektiği film, bir gencin çocukluğundan üniversiteye kadar geçirdiği dönemi konu alıyor. Başrol oyuncusu Ellar Coltrane'in 8 yaşından itibaren oynadığı bu filmde, izleyiciler oyuncuların büyümesine (ve tabi yaşlanmasına) şahit olmaktadır.

açıkçası yönetmenin inanılmaz cesur olduğunu düşünüyorum. 12 yıl planlı olarak aynı kişilerle çalışmak gerçekten büyük cesaret. en başta ölüm var kalım var. oyunculardan biri rahmetlik olsa film tamamen çökerdi.

ikinci olarak dönemlerin olaylarına, siyasetine, sanatına, kültür ve yaşam anlayışına dikkat edilmiş ve hepsine ayrı ayrı yer verilmiş. bu da filmi hoş yapan bir detay. izlerken ister istemez 'ben şu yaşımdaydım, şunu hatırlıyorum, şöyle olmuştu' diyorsunuz.

geldik filmin en kötü yanına 2 saat 45 dakika... hızlandırarak izlemeyi hayal etmiştim, beceremedim. henüz 1 saat 26 dakikasını izledim ve ölüyorum. ben sabırlı biri değilim! sonunu da merak ediyorum, çatlayacağım artık. umarım bu gece biter, yarına içim kaldırmaz.

edit:

allah cezanızı vermesin. bir yere bağlanıp sonlanacak sanmıştım.

can yakıcı bir film izlerken bir anda evde yalnız olduğunuzu fark ettiğiniz an. bir de gece kabus görüp uyandığınızda.

pek çok filmi beğenmediğimden sürekli aynı filmleri tekrar tekrar izliyorum.