bir problemdir. en alakasız yerlerde en alakasız hareketleri yapmanıza sebeptir. sanırım bu biraz hayatı umursamamaktan kaynaklanıyor. peki insan neden hayatı umursamaz? zamanında yeterince umursayıp ağzı yandığından... albert camus'un yabancı isimli eserindeki ana karakter gibi de olabiliyor insan. bir boş vermişlik değil de, ilgilenmemek. robot gibi hissizleşmek. ben şuan yersiz hareketler yapıyorum bir sonraki levelin hissizleşmek olduğunu düşünüyorum.
allah alsın onu ya. en kötü histir. o mesaj gelmez, o sonuç açıklanmaz, o telefon çalmaz, o haber gelmez... ne zaman beklemekten vazgeçersin o mesaj gelir, o sonuç açıklanır, o telefon çalar ve nihayet o haber gelir.
geri zekalı gibi yazdığımı fark etmemi sağlayan rehberdir efendim. hahaha.
bu kadar artıladığınıza göre, doğru. teşekkürler sayın yazarlar sjkhfasj
isyanı çok olanın nisyanı (unutması) çok olur denmiştir. kulluk görevini ifa etmek hafızayı diri tutar. böyle de inançlarım var işte*
matematik, siyer.
hepimizin bir şekilde dahil olduğu tarikat.
Eğer insanların üzerine hayal kurmazsak bunu aşabiliriz diye düşünüyorum. insanlar noksandır, hiçbir zaman beklentilerimizi tam anlamıyla karşılamazlar. beklenti karşılamak şöyle dursun, hayatımızı karmaşık hâle getirmekten zevk alıyor gibidirler. ne kadar az beklenti o kadar çok mutluluk.
Eğer insanların üzerine hayal kurmazsak bunu aşabiliriz diye düşünüyorum. insanlar noksandır, hiçbir zaman beklentilerimizi tam anlamıyla karşılamazlar. beklenti karşılamak şöyle dursun, hayatımızı karmaşık hâle getirmekten zevk alıyor gibidirler. ne kadar az beklenti o kadar çok mutluluk.
ruh sağlığınızı korumak istiyorsanız "insan kırkayak". yavaş yavaş delirmeme sebep olan şeylerden biri.
Bunun bir de mezun olunduğundaki gerçekleri vardır ki insanı depresyona sokar. üniversitede edinilen özgüven bir anda bitivermiş, işsizlik, bir baltaya sap olamama, toplumu tanımama gibi acı gerçeklerin yükü ile a101 kasiyerliğine yol gözükmüştür.
varlığı ile de yokluğu ile de başlı başına imtihandır.
zordur. geçenlerde bir tweet gördüm aslında işin aslı bu:
"Sevgili emekli astsubay komşumuz neden ısrarla benimle din, tasavvuf, tarikat, mezhep konularında açık oturumlardan ezberlediginiz boş lakırdıları tekrar edip tartışmak istiyorsunuz oysa ben size, hoşgeldin deyip çay içmeye gelmiştim."
insanlar din hakkında konuşmayı çok seviyor. kendimi bir şekilde dini konuları konuşurken buluyorum. bir de bu diğer alanlar gibi değil ki! bir mühendisle mühendis olmayan bir kişi mühendislik hakkında kaç saat konuşabilir? ama bir ilahiyatçıya herkesin dişi geçiyor maşaallah! herkes her şeyi çok biliyor. hafiften yoruldum ama ne yapabilirim? hepiniz haklısınız ey hırçın kalaba! biz beş sene boşuna okuyoruz, takvim arkası bilgileriniz ile bizi yerle bir edebilirsiniz. ama müsaade ederseniz ben de geyik yapayım, boş lakırdı edeyim artık.
"Sevgili emekli astsubay komşumuz neden ısrarla benimle din, tasavvuf, tarikat, mezhep konularında açık oturumlardan ezberlediginiz boş lakırdıları tekrar edip tartışmak istiyorsunuz oysa ben size, hoşgeldin deyip çay içmeye gelmiştim."
insanlar din hakkında konuşmayı çok seviyor. kendimi bir şekilde dini konuları konuşurken buluyorum. bir de bu diğer alanlar gibi değil ki! bir mühendisle mühendis olmayan bir kişi mühendislik hakkında kaç saat konuşabilir? ama bir ilahiyatçıya herkesin dişi geçiyor maşaallah! herkes her şeyi çok biliyor. hafiften yoruldum ama ne yapabilirim? hepiniz haklısınız ey hırçın kalaba! biz beş sene boşuna okuyoruz, takvim arkası bilgileriniz ile bizi yerle bir edebilirsiniz. ama müsaade ederseniz ben de geyik yapayım, boş lakırdı edeyim artık.
adı üstünde sanmaktır. peki gösteriş nedir?
"başkalarını etkilemek ya da başkalarına kendini beğendirmek ya da yalnızca böbürlenmek amacını güden aldatıcı, yapay davranış"
yediğimiz - içtiğimiz şeylerin, gezip tozduğumuz yerlerin, sevdiceklerimizin gösterişini yapınca layk (!) kitabın gösterişi yapılınca hede hödö. gösteriş yapılacak ise kitap ile yapılmalıdır. aferin, göstere göstere okuyun. reklam da bir hizmettir bu noktada.
"başkalarını etkilemek ya da başkalarına kendini beğendirmek ya da yalnızca böbürlenmek amacını güden aldatıcı, yapay davranış"
yediğimiz - içtiğimiz şeylerin, gezip tozduğumuz yerlerin, sevdiceklerimizin gösterişini yapınca layk (!) kitabın gösterişi yapılınca hede hödö. gösteriş yapılacak ise kitap ile yapılmalıdır. aferin, göstere göstere okuyun. reklam da bir hizmettir bu noktada.
şule yüksel şenler'in yazdığı bir roman.
mini mini bir bewater iken okumuş beğenmiştim. seneler sonra yazarı merhume olmuş tekrar okuyayım dedim. o da nesi!? kutuplaştırmanın, bulunduğumuz toplumu tanımamanın kitabını yazmış resmen. tesettürlüler ahlak abidesi, tesettürsüzler ahlaksız, terbiyesiz olarak sunulmuş. yapma be ablacım. şekilcilikten bıktı bu toplum. ahlak mefhumunun tesettürden öte bir şey olduğunu idrak etmiş durumdayız.
mini mini bir bewater iken okumuş beğenmiştim. seneler sonra yazarı merhume olmuş tekrar okuyayım dedim. o da nesi!? kutuplaştırmanın, bulunduğumuz toplumu tanımamanın kitabını yazmış resmen. tesettürlüler ahlak abidesi, tesettürsüzler ahlaksız, terbiyesiz olarak sunulmuş. yapma be ablacım. şekilcilikten bıktı bu toplum. ahlak mefhumunun tesettürden öte bir şey olduğunu idrak etmiş durumdayız.
hiç düşünmeden yazarak sözlüğün kalitesini düşürmektedir, ammaa lakinki gurban olduğum ya rasulallah... bu sözlüğün canlanması lazım. çok yazıp kalitesiz yazarak bir iyi niyet göstermiş oluyorum aslında, evet.
bir yazar. çok çok rica ediyorum orada "gulurken" yazmasın. sinirlerimi yıpratıyor. elimde değil. bu arada klavyesine kuvvet. takipteyiz!
Artık çok geç 😁
kopamadığımdır. sosyal medya kullanmaya şiddetli bir şekilde karşı çıktığım, akıllı telefon kullanmadığım dönemlerde bile zaman zaman bir hesap açar, bazı yazarları takip eder çıkardım. kullanmasını bilen için gayet faydalı, müthiş bir platform.
genel de memleketimiz sorulduktan sonra söylenen söz. ya da okunulan bölüm. ya hu bölüm bir nebze anlaşılır da memleket için teselli etmek nedir? şehir milliyetçileri ya.
ne güzel bir eylem. ömrümün yarısı belki de metroda geçiyor, en verimli okumalarımı metroda yapmışımdır. bu vakti telefonla oynayarak, etrafı gözlemleyerek geçirdiğim zamanlar da oldu. arapça gibi zor bir dili metroda öğrendikten sonra büyük bir pişmanlık yaşadım. her gün belki de yarım saat düzenli kitap okumuş olmaya vesiledir metrolar. o vakti çar çur etmemek gerek. bazıları gösteriş olarak tanımlıyor bu eylemi. onlara da buradan akıl, fikir, irfan temennilerimi sunuyorum.
her ne kadar şikayet edilse de en verimli işlerin yapıldığı durumlardır.
şöyle ki, okul zamanı kitap okuyamıyorum, aktivitelere katılamıyorum gibi düşünsem de okulun tatilde olduğu zamanlarla kıyasladığımda daha çok aktivite yaptığımı fark ederim. yoğunluk iyidir, yorgunluğu ulvidir. sorumluluklar fazla olunca insan işine daha çok sarılır ve küçük ayrıntılarda boğulmaz. erteleme hastalığı varsa yenmesi kolay olur. uyku düzeni yorgunluğa bağlı olarak düzene girer ve sair.
şöyle ki, okul zamanı kitap okuyamıyorum, aktivitelere katılamıyorum gibi düşünsem de okulun tatilde olduğu zamanlarla kıyasladığımda daha çok aktivite yaptığımı fark ederim. yoğunluk iyidir, yorgunluğu ulvidir. sorumluluklar fazla olunca insan işine daha çok sarılır ve küçük ayrıntılarda boğulmaz. erteleme hastalığı varsa yenmesi kolay olur. uyku düzeni yorgunluğa bağlı olarak düzene girer ve sair.
ateizm, bilim, allah'ın varlığı üzerine müthiş bir seri. hadi ilahiyatçı olduğum belli olsun. öhö öhö.
ey, benim iyimser hallerim
çabuk aldanışlarım,
hep inanışlarım,
alttan alışlarım,
hatayı hep kendimde buluşlarım
değmeyecekleri kafama takışlarım,
yoktan yere akıp giden gözyaşlarım,
hepinize elveda...
artık ben kimsenin,
hiç kimsesi olmayacağım...
...nazım hikmet
çabuk aldanışlarım,
hep inanışlarım,
alttan alışlarım,
hatayı hep kendimde buluşlarım
değmeyecekleri kafama takışlarım,
yoktan yere akıp giden gözyaşlarım,
hepinize elveda...
artık ben kimsenin,
hiç kimsesi olmayacağım...
...nazım hikmet
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?