ilk olarak nasıl dile gelmiş bu kavram öğrenelim;
muz meyvesinin amerika' da çok tutacağını anlayan birkaç girişimci 1899 senesinde United Fruit Company (Birleşik Meyve Şirketi)i kurdular. işte bu şirket muzla ilgili abd de' de piyasayı eline geçirdi. bunun için pek çok şey yaptı tabii ki, muzun daha kolay ulaşması için demir yollarından tut, bozulmaması için soğuk hava depolarına kadar. okullarda ve doktorlarla olan diyaloglarında muzun ne kadar önemli bir besin maddesi olduğunu raporlarla ıspatlamaya çalıştılar. bunun propagandasını yaptılar, yaptırttılar.
hatta “ABD'nin Orta Amerika ve Karayiplere ilk müdahalelerinin tamamı muz ticaretinin güvenliğiyle ilgiliydi. United Fruit Company, özellikle Honduras ve Guetamala'da kurduğu rüşvet düzeniyle en etkili güce dönüşmüştü. “ Amerikalı yazar o. Henry (William Sydney Porter) bu durumu “muz cumhuriyeti” olarak ilk adlandıran kişidir. çünkü honduras' ta bu şirketten habersiz kuş uçmuyordu artık. limanlar, demir yolları ve kara yolları bu şirketin kontrolü altındaydı. hatta halk bunlara ahtapot ismini vermişti. şirket rüşvetle iş yapabilmek için ilgili ülkelerde hep tek adam rejimini desteklemiştir.
bu şirketin yaptığı yolsuzluklar, diktatörlere verdiği usulsüz destekler ortaya çıkınca şirketin intihar eden başkanı yerine gelen kişi 1984 yılında şirketin adını "Chiquita (çikita) muz" olarak değiştirdi.
son dönemlerde yazmayanın veya söylemeyenin ağzına kürekle vurulduğunu düşündüğüm popüler söz öbeği.
sokak ağzından çıkmış belli ki. ancak geniş çevrelerce benimsenmiş. ne zaman ki bir olay, bir durumla ilgili hissettiklerinizi yazmaya, anlatmaya kalksanız merhametli ve vicdanlı olsanız bu söz öbeği kullanılır oldu. ilgili herhangi bir olayın şahıslarla, çevreyle ilgili durumunu neden ve sonuçlarıyla açıklasanız hatta çözüm öneriyle sunsanız dahi birilerinin sizin beğenmediği fikirlerinizi karalaması çok kolay olmuş. "duyar kasıyorsun"
lan insan nasıl olur da bir insan bu duyar kasmayı melek gibi olmak, yalaka olmak veya akıl ve vicdanıyla düşünmek ile bir tutar, ayır edemez, karıştırır. çünkü bu tip insanlarda bahsettiğim 2. düşünme gelişmemiştir.
valla ben merhametimi, vicdanımı aklımla birlikte yanıma alabildiğim sürece duyar kasıyor olacağım.
sokak ağzından çıkmış belli ki. ancak geniş çevrelerce benimsenmiş. ne zaman ki bir olay, bir durumla ilgili hissettiklerinizi yazmaya, anlatmaya kalksanız merhametli ve vicdanlı olsanız bu söz öbeği kullanılır oldu. ilgili herhangi bir olayın şahıslarla, çevreyle ilgili durumunu neden ve sonuçlarıyla açıklasanız hatta çözüm öneriyle sunsanız dahi birilerinin sizin beğenmediği fikirlerinizi karalaması çok kolay olmuş. "duyar kasıyorsun"
lan insan nasıl olur da bir insan bu duyar kasmayı melek gibi olmak, yalaka olmak veya akıl ve vicdanıyla düşünmek ile bir tutar, ayır edemez, karıştırır. çünkü bu tip insanlarda bahsettiğim 2. düşünme gelişmemiştir.
valla ben merhametimi, vicdanımı aklımla birlikte yanıma alabildiğim sürece duyar kasıyor olacağım.
48 yaşımdayım der demez insanları itinayla kaçırtıyorum. sanıyorum ben sizin ananızım. sadece ben ne dersem o olmuyor. tamam lan yakında ölcem biraz daha nazik davranabilirsiniz idareten. ara ara gelir kimseyi rahatsız etmeden yazar giderim.
çocukken hayal edilen veya sorulduğunda dile getirilen meslektir.
ben hep dansöz derdim. gençler bilmez. yıl başlarında çıkardı vakti zamanında sadece bu meslek erbapları. herkes onlara kitlenirdi. çok önemli çok mühim sanırdım onları. erişilmez insanlar gibim. bir gün otobüste sormuşlardı sen büyüyünce ne olcan diye. dansöz dedim. birden müthiş bir sessizlik sardı ortamı. annem babam ehehehe çocuk işte dedi. işte böyle....
ben hep dansöz derdim. gençler bilmez. yıl başlarında çıkardı vakti zamanında sadece bu meslek erbapları. herkes onlara kitlenirdi. çok önemli çok mühim sanırdım onları. erişilmez insanlar gibim. bir gün otobüste sormuşlardı sen büyüyünce ne olcan diye. dansöz dedim. birden müthiş bir sessizlik sardı ortamı. annem babam ehehehe çocuk işte dedi. işte böyle....
bazen insanın düşündüğü durumlardır. lan bu, nasıl yani dersiniz, nerden buldunuz bunu dersiniz ya o işte.
yumurta mesela. kim kaynatmış, kim kırmış, kim demiş bu yenir diye. ve diğer pek çok yiyecek tabii ki.
edit: aklına diye düzeltilirse sevinirim.
yumurta mesela. kim kaynatmış, kim kırmış, kim demiş bu yenir diye. ve diğer pek çok yiyecek tabii ki.
edit: aklına diye düzeltilirse sevinirim.
toplum, yöre, adet ve çevreye göre belirlenmiş duruma uygun olmayan, evlenmemiş kimsenin hali.
çok da şart ve illaki gerekliymiş gibi. bana ne, size ne, ona ne?
çok da şart ve illaki gerekliymiş gibi. bana ne, size ne, ona ne?
herkesin farkında olduğu gerçeklik. lan oğlum bir milletin insanını bu kadar da salak yerine koymaya çalışmanız inanın bizi çok eğlendiriyor. alla belacığınızı verecek.
belli bir yaştaki çoğunluğun bir zamanlar yapmış olduğu en güzel aktivitedir. bir tepe mutlaka bulmuşuzdur çevremizde. hatta o tepedeki bir taşın altına sigara bile saklamışızdır. amann ben yaptım sanıyorum ki çoğunluk da yapmıştır.
elbette artık günlük hayatlarında ne tepe ne de çimenlik kalmış insanları yargılamıyorum. benim burada bahsettiğim çocukluk. sadece bu. hepsi bu.
elbette artık günlük hayatlarında ne tepe ne de çimenlik kalmış insanları yargılamıyorum. benim burada bahsettiğim çocukluk. sadece bu. hepsi bu.
"acıların kadını"
1959 yılında dünyaya gelip 1989 yılında hayatı sonlandırılan arabesk şarkıcısı. yaklaşık
30 yıllık ömründe yüzünün bir kısmı kezzapla yanan ve bir gözünü kaybeden, defalarca eşinden şiddet gören ve tek kurşunla yine onu sevdiğini öne süren insan tarafından öldürülen. ilginç, saplantılı bir ilişki ve bunun sonuçları.
asıl adı belgin olup konservatuvarı kazanmış bir şahıs aynı zamanda. demek ki insan çizdiği yolda ilerlerken ona eşlik edecekler hayat planında kişiden çok mu belirleyici rollerde oluyor bazen?
o halde hayatımıza aldığımız insanları titizlikle seçmeliyiz sanıyorum.
1959 yılında dünyaya gelip 1989 yılında hayatı sonlandırılan arabesk şarkıcısı. yaklaşık
30 yıllık ömründe yüzünün bir kısmı kezzapla yanan ve bir gözünü kaybeden, defalarca eşinden şiddet gören ve tek kurşunla yine onu sevdiğini öne süren insan tarafından öldürülen. ilginç, saplantılı bir ilişki ve bunun sonuçları.
asıl adı belgin olup konservatuvarı kazanmış bir şahıs aynı zamanda. demek ki insan çizdiği yolda ilerlerken ona eşlik edecekler hayat planında kişiden çok mu belirleyici rollerde oluyor bazen?
o halde hayatımıza aldığımız insanları titizlikle seçmeliyiz sanıyorum.
inceliklerin şairi gülten akın tarafından 17 yaşında idam edilen erdal eren için hissettiklerini anlattığı şiirdir.
"büyüyüp de on yedine geldiğinde
baban sana idamlar alacak"
"büyüyüp de on yedine geldiğinde
baban sana idamlar alacak"
keşke herkes şerefini yılbaşı kutlamasıyla kaybetse.
tanım; şeref kavramının içeriğini bilmeyen ve her gün ülkemizde iğrenç bir şekilde yaşananlarla ilgili pek çok gerçekliği görmezden gelen bir düşünce.
tanım; şeref kavramının içeriğini bilmeyen ve her gün ülkemizde iğrenç bir şekilde yaşananlarla ilgili pek çok gerçekliği görmezden gelen bir düşünce.
zülfü livaneli şarkısıdır.
hapur hupur yedik. içeceklerimizi içtik. saat tam on ikide balkonda havai fişek gösterilerini izlerken birbirimizi şapur şupur öptük. işte her şey bu kadar sıradandı. sonra herkes kendi dünyasına çekildi. iç hesaplaşmalar başladı.
çok farklı kutlama yapanlar da aslında bu dünyanın, bu sistemin ezik ve yalnız insanlarıydı bence. hepsi bu.
yılbaşı gecesi evde oturan ezik ve yalnız insanlar adına bildirdim.
çok farklı kutlama yapanlar da aslında bu dünyanın, bu sistemin ezik ve yalnız insanlarıydı bence. hepsi bu.
yılbaşı gecesi evde oturan ezik ve yalnız insanlar adına bildirdim.
iletişime devam edemeyeceğinizi veya karşı tarafın sizi anlamadığını düşündüğünüz durumlarda kendi kendinize yaptığınız protesto. bazen nasıl ya beni anlamıyor ki diye düşündüğünüzde, bazen kavga etmekten kaçınma amaçlı, bazen de susmak erdemdir derken bir anda içine düştüğünüz durumdur. ancak siz bunu kendinize ait bir tek halka olarak düşünüyorsanız yanılırsınız. çünkü bu durum zincirleme şekilde etkilerini gerçekleştirir. ve kendini büyütür.
ilgili dizinin 5. sezon 10. bölümünde yer alan konu. çok etkilenmiştim.
bir sanatçi her daim hatırlanır.
bir sanatçi her daim hatırlanır.
kendini türkiye' nin tek komünist belediye başkanı olarak nitelendiren tunceli ovacık belediye başkanı.
helal olsun mu? yaptıkları düşünüldüğünde olsundur.
helal olsun mu? yaptıkları düşünüldüğünde olsundur.
kendini sonraki 5 yılda nerede göreceğiniz ile ilgili sağlam ip uçları belirten sololardır. çile bülbülüm kısmını bağıra çağıra söylemektir. artık allahhhhh diyecek işvereni bularak koroyu oluşturmak önümüzdeki günlere bakar.
allahhhhh!
allahhhhh!
samimi ve vicdanı olmayan insanlar tarafından suistimal edilir. alla onların belasını versindir.
oğlum ekşi sözlük yazarı. beni de üye yaptı. çünkü allahım ne çok canım sıkılıyor. sonra bana dedi ki bak anne ekşiye yazar olman en ama en az 2 yıl. gel sana bir sözlük bulalım. orada piş. ne olduğunu anla dedi. ve beni buraya üye yaptı. nickimi bilmiyor elbette. sadece nasıl üye olunacağı gösterdi. hakkında epey yazabilirim bence:))
interaktif sözlükleri keşfetmek benim 40 yılımı aldı. insanlar bilmiyor bence.evet söylemek istediklerim bunlar.
interaktif sözlükleri keşfetmek benim 40 yılımı aldı. insanlar bilmiyor bence.evet söylemek istediklerim bunlar.
oğlunuz kaç yaşında bilmiyorum ama çok da ciddiye almasın bu platformları. çok fazla yanlış bilgi olabiliyor.
oğlum 18 yaşında. inanın ki onla birlikte ben de pek çok şey yaşadım bu sözlükler olayı ile ilgili. anneler daima bir şekilde öğrenir:))
ilginçmiş cidden ((:
:) bir anneden öğrenebileceğiniz çok şey olabilir. özellikle anonimse.
mesela? ((:
bunu zaman gösterecektir. şimdi ben bunu biliyom şunu biliyom bunu yaşadım diycek halim yok mesela.
anladım ((:
şaşırtıcı bir yasanın gerçekleşmesine az kalan durumdur. şimdi şöyle ki yalan yok bugüne kadar hayatımda koroplast çöp poşeti almış değilim. hep market poşetleriyle iki işi bir arada yaptım. hem aldıklarımı taşıdım hem de sonrasında o poşetleri çöp poşeti olarak değerlendirdim. o halde amaç nedir anlamadım ben. market poşetini kimse atmıyordu zaten. herkes çöp poşeti olarak kullanıyordu. bilemedim. hakkımızda hayırlısı deyip olayı geçiştiririm.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?