#kurgusal karakter

özgecan aslan

serendipity
Mersin Çağ Üniverstesi'nde psikoloji öğrenimi gören rahmetli genç kızımızdır. Arkadaşıyla bir avm'de buluştuktan sonra her genç kız/erkek gibi evine gidebilmek için minibüs kullanmayı tercih etmiş ve bugün hayatının baharından koparılacağını bilmeden yoluna devam etmiş ancak yol bitmeden kendi hayatı gitmiş bir genç kızımızdır ayrıca.

Başına gelenleri özetleyecek olursam;
Mersin'in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015 yılında evine gidebilmek için mininüse binmiş, en son yolcu olarak kaldığı dolmuşta tecavüz girişimine direndiği için önce defalarca bıçaklanmış ardından demir çubukla dövülmüştür. Daha sonra Özgecan Aslan'ın cesedini yakmaya çalışmışlar ancak bir kısmı yansa da bir kısmı yanmaya kainat kabul etmemiş, evren utanmıştır. Genç kızın hayatına kasteden 3 kişi Özgecan'ın ellerini de kesmiştir.

Genç kızın yanmış bedeni olaydan bir gün Sonra yani 12 Şubat 2015 günü suçu beraberindeki iki kişiyle işlediğini itiraf eden kişinin jandarma ekiplerini olay yerine götürmesi ile bulunmuştur. Cinayeti asıl işleyen, dürtü psikozu şeref yoksunu, kart zampara Suphi Altındöken'dir. Cinayete babası da yardım etmiştir. Katilin babasının adı da Necmi Palandöken'dir. Daha önce Kuyumculuk yapan sonrasında iflas eden baba ve oğul minibüs şoförlüğü yapmaya başladılar. Mahkemeye çıkarılan 3 zanlı ağırlaştırılmış müebbet ve 27 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Özgecan Aslan'ın katillerinden Suphi Altındöken Adana Kürkçüler E tipi kapalı cezaevinde uğradığı silahlı saldırıda kalbine isabet eden mermi sonucu ölmüştür.

Özgecan Aslan Türkiye'nin kilit ve sembolik isimlerinden biri olmuştur ancak benim için başka bir önemi var. Her işkenceye/tecavüze/öldürülmeye karşıyım, insanlar ölecekse kendi ecelleriyle ölmeli yasal şartlar altında başka türlü ölümleri kastetmiyorum, onlar ayrı!

Gece 00:00 sularıydı sanırım bundan 4 yıl önce. Erken uyumayı denemiş kitap dahi okumadan yarı yatağıma uzanmış haberleri okuyordum. Ancak Ne olduysa haberleri de okumaktan vazgeçtim. Sosyal medyada hepinizin de bildiği bir ünlü ara sıra masal hikayeleri paylaşırdı. Ben de kafam dağılsın diye ara sıra okurdum hatta. Yine bir hikaye anlatmıştı. Evine gitmek isterken tecavüze direnip hayatından koparılan bir genç kız anlatılıyordu.

İrkildim, o kadar derin işkenceler vardı ki, hikayedeki ormanlık alanda yankılanan çığlık sesleri adeta odamda yankı buldu. Daha fazla okumaya dayanamadım birkaç tur attım, nefes aldım ayağa kalktım.
Bu nasıl hikaye dedim!
Meğer hikaye değilmiş!
Zaten gerçeğin ta kendisiymiş!
Böyle bir şey nasıl olurmuş!
3 gece kulaklarımda bir genç kızın sesi yankılandı durdu!
Vicdan mı dersiniz, başka bir şey mi dersiniz;
Bilmem!
Ama o kızın çığlıkları adeta kulaklarımda, babasının kefenlenmiş cesedine dokunmayacak kadar kendisini kaybettiği anlar halen gözümün önünde.
Ben hikayesine dayanamadığım olayın gerçek olay anlatıldığından bihaber okuduğum o satırlar sonrası tüm başına bu haksızlık gelen insanları/hayvanların acı çığlıklarıyla adeta yaşamaya çalışıyorum.
Çığlık sesli olsa da sükutu vaveylanın sesini bizler duymamaktayız ancak evren de yankı yapmaktadır.
Tüm Özgecanların ruhu şad olsun!
Nur içinde uyuyun!

modern insanın en büyük problemi

kisiselbakim
Modern insanın en büyük sorunu "kandırılmak"
Kendimizde öyle bir ego yarattık ki ,asla kimsenin bizi kandırmayacağına inandık. Ama en güçlü yönümüzün en zayıf tarafımız olduğunu görmeyecek kadar da aptallaştık.

Hepimize olmayan ihtiyaçlar yarattılar ve o ihtiyaçları karşılayabilmek içinde bizleri köleleri yaptılar,
Hayat monoton,
Hava aydınlanmadan işe gidiyoruz
Hava kararınca eve dönüyoruz
1 haftalık tatil yapmak için 360 gün para biriktiriyoruz (o da şanslısıysan)
Emekli olmak ve gezebilmek için 65 yaşına kadar çalışıyoruz.... Şimdi hep bir ağızdan bağıralım... Özgürüzzzzzz.

muz cumhuriyeti

annapolly
ilk olarak nasıl dile gelmiş bu kavram öğrenelim;

muz meyvesinin amerika' da çok tutacağını anlayan birkaç girişimci 1899 senesinde United Fruit Company (Birleşik Meyve Şirketi)i kurdular. işte bu şirket muzla ilgili abd de' de piyasayı eline geçirdi. bunun için pek çok şey yaptı tabii ki, muzun daha kolay ulaşması için demir yollarından tut, bozulmaması için soğuk hava depolarına kadar. okullarda ve doktorlarla olan diyaloglarında muzun ne kadar önemli bir besin maddesi olduğunu raporlarla ıspatlamaya çalıştılar. bunun propagandasını yaptılar, yaptırttılar.

hatta “ABD'nin Orta Amerika ve Karayiplere ilk müdahalelerinin tamamı muz ticaretinin güvenliğiyle ilgiliydi. United Fruit Company, özellikle Honduras ve Guetamala'da kurduğu rüşvet düzeniyle en etkili güce dönüşmüştü. “ Amerikalı yazar o. Henry (William Sydney Porter) bu durumu “muz cumhuriyeti” olarak ilk adlandıran kişidir. çünkü honduras' ta bu şirketten habersiz kuş uçmuyordu artık. limanlar, demir yolları ve kara yolları bu şirketin kontrolü altındaydı. hatta halk bunlara ahtapot ismini vermişti. şirket rüşvetle iş yapabilmek için ilgili ülkelerde hep tek adam rejimini desteklemiştir.

bu şirketin yaptığı yolsuzluklar, diktatörlere verdiği usulsüz destekler ortaya çıkınca şirketin intihar eden başkanı yerine gelen kişi 1984 yılında şirketin adını "Chiquita (çikita) muz" olarak değiştirdi.

sebepsiz yere terk eden kadın

deliduydu
Kadın bardak gibidir.. erkek bin kez bitirmeye çalışır kadın damla damla atar içine sonra takati kalmadığı bir an yorulur ve gider sessizce.
Erkeklerin kadınlar ayrıldıktan hemen sonra başkası ile nasıl olabilir diye kafa karışıklığı yaşamasının asıl nedeni budur.. kadın aklında,kalbinde tam anlamıyla bitirmeden hoşçakal demez sevdigine . Yani o kadın aslında sizden çoktan gitmiştir de gittim diyememistir.. iki üç hafta öncesine bakin

midas'ın kulakları eşek kulakları

gel tanisalim once ben kisaca mg
efsaneye göre yunan tanrısı apollon ve kır tanrısı pan arasında yapılacak müzik yarışmasına kral midas yargıç olarak uygun görülmüş. yarışma sonunda midas oyunu pan'dan yana kullanmış, diğer yargıç ise apollan'a oy vermiştir. bunun üzerine apollon, güzel müzikten anlamadığı gerekçesiyle midas'a kızmış ve böyle birine ancak eşek kulakları yakışır diyerek midas'ın kulaklarını eşek kulaklarına dönüştürmüştür.

midas'ın herkesten gizlediği kulakları berber tarafından fark edilmiş ancak berber hiç kimseye söylememiş. daha fazla içinde tutamayacağını anlayan berber, bir kuyunun başına giderek haykırmış. kuyu suya, su sazlara aktarmış ve bu sır herkes tarafından öğrenilmiş.

devamında halkın aşağılamasına dayanamayan midas kulaklarını kestirmiş. ancak bir süre sonra kulakları sarmaşık şeklinde, eskisinden daha kötü bir görünümde çıkmış. midas tanrıdan yardım istemiş ve tanrı midas'ı affetmiştir.

bitcoin

nightfall
hakkında özellikle tanım olarak bir çok yanlış bilgi olan geleceğin teknolojisi.bir gün hepimizin bizzat kendisini yada bir türevini kullanacağımızı düşünmek çok büyük bir hayal değil.

bitcoin satoshi nakamoto tarafından hayata geçirilmiş açık kaynak kodlu bir yazılımdır.düşünme özgürlüğü, konuşma özgürlüğü ve en son iletişimin özgürlüğü (internet) nden sonra yakında paranın özgürlüğü diye tanımlanacak ve herkesin varlık ve değerlerinin kontrolünü kendi özgürlüğüne bırakacak bir devrimdir. bitcoin ve ondan sonra geliştirilen diğer tüm projeleri sadece dijital para olarak tanımlamak yanlış olmayabilir fakat yetersiz kalacaktır. bitcoin'in en önemli özelliği dijital yada şifrelenmiş olması değildir. decentralized, immutable,trustless ve permissionless diye adlandırabileceğimiz 4 önemli özellik bu teknolojiyi öne çıkaran özellikler diyebiliriz. peki nedir bunlar kısaca değinelim :

decentralized - merkezi olmayan
merkezi bir otoritenin olmadığı dolayısıyla bir güç odağının oluşmadığı ayrıca point of failure diye tabir edilen dijital veyahut sosyal anlamda saldırı vektörlerinin odaklanabileceği ve kolay baskı kurabileceği bir baskı noktası veyahut başarısızlık noktasının olmadığı dağıtılmış sistemler. merkezi olmayan sistemler başlı başına detaylı anlatılması gereken bir konu olduğundan bu tanım yetersiz olsada burada bırakacağım.

trustless - güvene ihtiyaç duyulmayan
günümüzde bu şartı sağlamak için aracılar kullanıyoruz herhangi bir A kişisi uzak bir noktadaki B kişisine bir değer/para/ürün yollarken güvenebileceği aracılar kullanıyor. güvenebileceğimiz diye tabir ettiğim bu araçlara en basit örnek bankalar, bulunduğum yerden çok uzakta olan bir noktaya para göndermek istersem oraya giden ve benim için parayı istediğim noktaya götürecek birine güvenmek zorundayım.tahmin edeceğiniz gibi güven çok yetersiz bir dayanak noktası ve bu yüzden kollektif güven noktaları olan bankalar bu ihtiyacımızı karşılıyor fakat bugün bankalara güvenilebileceği konusu oldukça tartışılır bir konu, en azından bitcoin destekçisi olan insanlar için konu çok açık , bankalara güvenemeyiz. o zaman güvene ihtiyaç duyulmayan bu tekonoloji tek çıkış noktamız, bitcoinin yapısı gereği teknik olarak a noktasından b noktasına yapılacak bir transferi filtreleyecek yada müdahele edecek hiç bir yol yok. (bkz:proof of work)

immutable - değiştirilemez / geri döndürülemez
baştan söyleyeyim burada biraz detaya gireceğim, evet bitcoin ağını büyük bir hesap defteri ve her bir bloku(bkz:blockchain) ise bu hesap defterinin sayfaları olarak düşündüğünüzde bu sayfalara yazılan her bir işlem artık geri döndürülmez/değiştirilme bir kayıt olarak kalacaktır. bir çok bu teknolojiye uzak insanın, ki bu kişilere kriptopara topluluğu jargonuyla nocoiner deniliyor, bildiğinin aksine crypto(şifre) işlemlerin gizli yapılmasını sağlamak için değil esasen bu değiştirilemez yapıyı oluşturmak için (ve birkaç başka konu daha) vardır. kaydı tutulan her bir blok içerisinde kendisinden önce gelen sayfaya ait hash kodu barındırır. öncelikle şunu belirteyim, hash fonksiyonu dediğimiz şey değişken büyüklükte olan herhangi bir veriyi benzersiz ve sabit uzunlukta bir çıktıya dönüştüren fonksiyonlardır. 1000 sayfalık bir kitap yazıp buna hash (sha256) fonksiyonu uygularsanız sonuç 64 karekterli benzersiz bir kod olacaktır. örneğin bu yazımın bu cümleden önceki kısmı için hash kodu şudur. 1F8E20DBE3F8826487F935B300B34155D1FA8F5722B6535708952DD7E85A061C
şimdi bu kod dediğim gibi yazının bir kısmına hash fonksiyonu uygulanmış haliyle çıktısı, şimdi o yazıda yanlızca bir harfi yada boşluğu bile değiştirip aynı fonksiyonu uygulamaya kalkarsam bu çıktı tamamen farklı olacaktır.
tekrar bitcoine dönersek bitcoin her bir blok içerisinde bir önceki blokta yazan verileri bu şekilde kayıt altına almaktadır. dolayısı ile yapılan tüm işlemler 1 harfi bile değiştirilse uyumsuzluk oluşturacak ve geçersiz kılınacak şekilde kayıt altında ilerlemektedir. sonuç olarak kayıt alınan işlemler değiştirilemez bir biçimde zincirleme olarak bir birine bağlanmaktadır.

permissionless - izin gerektirmeyen
bu özelliğin merkezi olmayan (decentralized) ana başlığının önemli yapı taşlarından biri olduğu da söylenebilir. bitcoin ağı üzerinde yapacağını bir işlem için, açacağınız bir cüzdan için , madencilik yapmak için yada ağ üzerinde çalışacak yada bu ağdan faydalanacak herhangi bir ek yazılım için bir otoriteden izin almanız gerekmez. zaten böyle bir izni verebilecek herhangi bir otorite/yönetim/merkezi yapı yoktur. dolayısı ile bitcoinle ilgili yapmak istediğiniz hiç birşey için bir izniniz olmasına gerek yoktur.

ayrıca bitcoinin yaratıcısı satoshi nakamoto bitcoini yeteri kadar kişiye ulaştırdığını düşündükten sonra gerçek anlamda merkezi olmayan bir yapıya kavuşabilmesi adına tamamen ortadan kaybolmuştur. eğer bunu yapmamış olsaydı sonraki dönemlerde bitcoin ile ilgili topluluğun alması gereken kararlarda belirleyici bir unsur olacağından doğru bir karar almıştır kanımca. ortadan kaybolduktan sonra bitcoin akıl almaz şekilde değerlenmiş fakat satoshiye ait olduğu bilinen hesaplarda hiç hareket olmamıştır bu güne kadar , ona ait olduğu bilinen hesaplarda milyonlarla ifade edilen BTC miktarları var kaba bir hesapla dünyanın en zengin insanları arasına girecek bir miktardan bahsediyoruz. bu hesaplarda hala herhangi bir hareketin olmaması satoshi nakamoto nun öldüğü yada bir kişi değilde bir grup olduğu ve ortadan kaybolmadan önce hesapları kontrol edecek anahtarları tamamen ortadan kaldırmış olabilecekleri düşünülüyor.

bitcoinle iligli sözlüğe yazdığım bu tanım her ne kadar uzun gibi görünsede aslında hiç detaya girmeden konulara değinmeye çalıştım. son söz olarak ; siz siz olun nocoiner olmayın .

edit:yazıyla ilgili imla ve kelime yanlışlarını düzelttim, malum çok yazı yazan biri değilim.

aile planlaması

monica ziyagildurulay
Oldukça önemli bir konu olmasına rağmen kimsenin pek umrunda olmuyor prensip olarak ekstrem durumlar dışında çocuk aldırmaya karşı bir insan olarak herkesin özen göstermesi gerektiğine inanıyorum.

“Aaaa sevgilimle seviştim hamile kaldım hadi alayım” ben senin yapacağın işi sikeyim, her ne kadar fetüs bu bebek değil falan dense de karnındaki gayette bebek dili yumuşatınca can almamış olmuyorsunuz. Dikkat etmekle engellenebilecek bir durumken pislik yapıyorsunuz üstelik kürtaj dikkatli yapılmadığında bir daha gebe kalmamanıza neden olabilir.

Aile planlaması ise kişinin istediği zaman istediği şekilde (tüp, normal vs) çocuk sahibi olması için gerekli bilgiyi vermeyi içerir.

Çocuk sahibi olmamak içinde değişik korunma yöntemleri mevcut bunların hiçbirini kişinin kafasına göre kullanmaması gerekiyor zira hormonel korunma yöntemleri sizde olan bir hastalığı uyandırabilir veya neden olabilir.

hormonel korunma yöntemleri: iğne ( 1 aylık, 3 aylık şeklinde yapılanları mevcut)
Ertesi gün hapı (alınacaksa ilk 72 saat içinde alınmalı ki etkisi olsun aksi taktirde etki göstermeme olasılığı yüksek)
Deri altı kapsüller (Türkiye de yok)
Vajinal halkalar
Mini haplar

Bunlarla beraber; kondom (erkek veya kadın kullanabilir), rahim içi araçlar (spiral yöntemi, diyafram gibi. geri dönüşü olan yöntemlerdir)

Geri dönülemeyen yöntemler artık çocuk istenmediğinde rahatlıkla uygulanabilir yumurtalıkların alınması, vazektomi (erkekte tohum kanallarının alınması) gibi.

Doğal yöntemlerle de korunulabilir ama adet takvimi tutmak gerekir bunun için de düzenli adet şart bunlarla beraber halk arasında geri çekme yöntemi denilen olay da var ama tabi bunları uygulayanlar genelde ebeveyn oluyor.

Ps: gebelikten önce muhakkak check-up yaptırmak gerekir ki problemler ortaya çıksın.

İnsan olun keyfinize bakıp kliniklerde ağlamayın sonra. Keyfi yapılan her işlem canilikten başka şey değildir bunla beraber devletin birinci görevi Alman teknolojisi ile yapılan gereksiz havalimanı yapmak değil bu tarz eğitimleri ülkenin en ücra köşelerine dahi vermektir ama işte yok yani, bir ömrü lohusa, gebe geçiren kadınlar.
1

imam hatipler kapatılsın

lafee
bir gün annem hemşire adayı üniversite öğrencileri ile imam hatip ortaokulu'nda kahvaltının önemiyle ilgili bir seminer veriyor. Seminere geçmeden önce de çocuklara: “içinizden kimler doktor olmak istiyor, mühendis olmak istiyor?” gibi sorular soruyor. En sonunda da kimlerin ilahiyat istediğini sorduğunda, tek bir kişi bile elini kaldırmıyor. Mesele okul değil, zihniyet..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol