confessions

secret men

1. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 205
  2. takipçi 6
  3. puan 0

ali nadir hayta

secret men
Mersin'de MHP'nin kurucusu ve ilk il başkanlarındandı, Doktor Ali Nadir Hayta

14 Mart 1980 günü, yani tıp bayramında, muayenehanesinde dev-sol militanlarının silahlı saldırısında şehit düştü. Aziz ruhu şad olsun.

14 Mart Tıp Bayramı

muazzez ilmiye çığ

secret men
Sümerolog, bilim insanı, tarihçi. 20 Haziran 1914, Bursa doğumludur. Muazzez İlmiye Çığ'ın ailesi köken olarak Kırım'lı göçmenlerden olup babası Kırım'dan Merzifon'a, annesi ise Kırım'dan Bursa'ya göç etmişti. Ailesi İzmir'de yaşamaktayken, 1919'da İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgalinin ardından daha güvenli bir yer olan Çorum'a yerleşti. Muazzez İlmiye Çığ, ilkokula Çorum'da başladı, ailesi oradan Bursa'ya taşınınca, orada özel bir okul olan “Bizim Mektep”te Fransızca ve keman dersleri de aldı. 1926 yılında sınav kazanarak Bursa Kız Muallim Mektebi'ne (Bursa Kız Öğretmen Okulu) girdi. 1931 yılında bu okulu bitiren Çığ, babası gibi öğretmenlik yapmak üzere Eskişehir'e atandı. Babasının da öğretmenlik yaptığı Eskişehir'de dört buçuk yıl çalıştı.

Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk'ün emriyle kurulan AÜ Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin Hititoloji Bölümü'ne girdi (1936). Burada, Nazi yönetimindeki Almanya'dan Türkiye'ye kaçıp gelen Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock'tan Hitit dili ve kültürü derslerini, Prof. Dr. Benno Landsberger'den Sümer ve Akad dilleri ve Mezopotamya kültürü dersleri aldı. Çığ, 1940 yılında Ankara Üniversitesi'nden mezun oldu ve İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivi'ne uzman olarak atandı. Bu sırada okul arkadaşı ve öğretmen Kemal Çığ ile evlendi. Müzede çalıştığı 31 yıl boyunca meslektaşı Hatice Kızılay ve Dr. F.R. Kraus ile birlikte müzenin deposunda bulunan Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip sınıflandırarak numaralandırdı. Yetmiş dört bin tabletten oluşan çivi yazılı belgeleri belgeliğini oluşturdu. Üç bin tabletin kopyasını yapıp katalog olarak yayımladı.

Muazzez İlmiye Çığ, İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni; Paris-Louvre Museum, Londra-British Museum, Berlin-Vorderasiatisches Museum gibi bir Eski-Önasya Dilleri Araştırma Merkezi durumuna getirdi. Amerika'dan, Almanya'dan ve Finlandiya'dan gelen uzmanlarla Sümeroloji alanında yayınlar yaptı. 1957 yılında Münih'te yapılan Oryantalistler Kongresi'ne katıldı. 1960'da Heidelberg Üniversitesi'nde altı aylık bir çalışma yaptı. 1965'te Roma'da açılan Hitit sergisini bu kentten alarak Londra'ya götürdü. Kısa bir süre kaldığı Londra'da da çalışmalarını sürdürdü. 1972 yılında Arkeoloji Bölümü'nden emekliye ayrıldı.

Emekliye ayrıldıktan sonra bir süre yurtdışında yaşayan Çığ, 1988'de Philadelphia'daki Asuroloji Kongresi'ne katıldı. Philadelphia Üniversitesi Müzesi Tabletler Bölümü Başkanı Prof. Kramer ile yaptığı çalışmalar sonucu Sümer edebiyatına yeni konular kazandırdı, eksik bilgileri tamamladı. Kramer'in “Tarih Sümer'le Başlar” yapıtını Türkçeye çevirdi (Türk Tarih kurumu, 1990-95-98). Kitabın çok ilgi görmesi üzerine 1993'te çocuklara yönelik “Zaman Tüneliyle Sümerlere Yolculuk” kitabını yazdı. İlerlemiş yaşına karşılık arka arkaya yeni yapıt üretmeyi sürdürerek Sümer ve Hitit kültürlerini tanıtan on beş kitap yazdı.

Çalışmaları nedeniyle, 2000 yılında İstanbul Üniversitesi kendisine 'Fahri Doktor' unvanı verdi. 2005 yılında Osmaniye'nin Çardakköyü'ndeki Anadolu Kültür Araştırmaları Derneği tarafından kendisine 'Özgür İnsan' ödülü verildi.

2007 yılında, “Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabında, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” savıyla yargılandı ve ilk duruşmada aklandı. Muazzez İlmiye Çığ'ın “Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabı, Galatarasaray Rotary Kulübü tarafından İngilizceye çevrilip basılarak Avrupa ve Amerika'daki üniversite kütüphanelerine dağıtılmıştır.

Muazzez İlmiye Çığ, davet edildiği konferans ve organizasyonları ile televizyonlarda Sümer tarihi ve toplum sorunları hakkında konuşmalar yaptı.

Yunan Mitolojisi'nin Sümerlerden alıntı olduğunu iddia etti. Kitaplarından “Sümerli Ludingirra”, 2004 yılında İran'da basıldı. Kendisine Adana Tepebağ Rotary Kulübü Meslek Hizmet Ödülü, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fahri Doktora unvanı, Osmaniye Anadolu Kültür Araştırmaları Derneği 'Özgür İnsan' ödülü verilen Muazzez İlmiye iki kız annesidir.

cengiz topel

secret men
Cengiz Topel, Türk pilot yüzbaşı. 1964'te Türk Hava Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta gerçekleştirdiği uyarı uçuşunda, uçağı Rum uçaksavarlar tarafından vurulunca paraşütle atladı ve esir düştü. Rumlar tarafından hastanede öldüğü belirtilen Topel'in naaşı iade edildi. Türk Hava Kuvvetleri'nin Kıbrıs'taki ilk pilot kaybıdır. Vikipedi
Doğum tarihi: 2 Eylül 1934, İzmit
Ölüm tarihi ve yeri: 8 Ağustos 1964, Kıbrıs
Mezar yeri: İstanbul, Türkiye
Defnedildiği yer: Edirnekapı Şehitliği, İstanbul
Hizmet yılları: 1955-1964

rauf raif denktaş

secret men
Rauf Raif Denktaş, Kıbrıs Türkü siyasetçi ve yazar. Denktaş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıydı. 1983'ten 2005'e kadar cumhurbaşkanlığı yaptı.
Doğum tarihi: 27 Ocak 1924, Baf, Kıbrıs
Ölüm tarihi ve yeri: 13 Ocak 2012, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi, Lefkoşa
Cumhurbaşkanı: III. Makarios
Defnedildiği yer: Cumhuriyet Parkı, Gönyeli
Doğum: 27 Ocak 1924; Baf, Birleşik Krallık Kıbrıs Kolonisi
Mesleği: Hukukçu, Devlet Adamı

muzaffer sarısözen

secret men
Muzaffer Sarısözen, 1899 yılında Sivas ilinin Cami-i Kebir mahallesinde doğdu. Babası Sarıhatipzadelerden Şeyh Hüseyin Hüsnü Efendi, annesi Zeliha Hanım'dır. Sivaslılar, Sarıhatipzadeleri " Saçlıefendiler " diye bilirler. Ve Sarısözeni de "Saçlıların Muzaffer" diye tanırlardı. Sarısözen ilk müzik şevk ve hevesini ailesinden almıştır. Beş erkek kardeş içinde Kemal ve Abdulkadir Sarısözen de şairidir. Abdulkadir Sarısözen'e şairliği dışında türküler ve halk çalgılarıyla yakından ilgisi olduğu için " Çalgıcı Vali " denirmiş. Sarısözen ailesinin Sivas'taki evlerinin üst çatı katının camları vitray duvarları kütüphane yapılarak arada gizli bölmeler oluşturulmuştur. Bu gizli bölmelere ud keman bağlama tanbur gibi sazlar konulurmuş. Nakşibendi bir ailenin çocuklarının bu aletleri çalması Sarısözen'in dünyaya geldiği dönemde son derece aykırı bir şey olduğu için böyle bir yola baş vurulmuştur.

Sarısözen, 1930 yılının Eylül ayında Milli Eğitim Müdürü olan Ahmet Kutsi Tecer ile tanışmıştır. Tecer, Sarısözen ile tanıştıktan sonra 1930'da "Halk Şairlerini Koruma Derneği"ni kurar ve Sarısözen genel katip olur. İlk halk şairleri bayramı 1930'da yapılır ve Aşık Veysel bu şekilde ortaya çıkarılır. Bayram sonunda çıkarılan Sivas halk şairleri bayramı adlı bröşürde Sarısözen, Sivas halayları başlıklı yazısını yayınlar ve halayların notalarını koyar. Bu büyük bir ihtimalle bizde halaylar hakkında yazılmış ilk notalı makaledir.

17 Ağustos 1937'de Halil Bedii Yönetken, Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Necil Kazım Akses ve teknisyen Arif Etikan'dan oluşan grup Ankara'dan Sivas'a derleme yapmak amacıyla giderler. Ahmet Kutsi Tecer Halil Bedii Yönetken'e Sarısözen'i tavsiye ederek gruba katılmasını söyler. Böylece türkülerin resmi olarak değerlendirilmesi Maarif vekili Saffer Arıkan'ın zamanında başlar. Derleme grubu Almanya'dan getirlen "Saca" markalı hem elektrik hem de akü ile çalışan alıcı ve verici ses kaydeden makinelerle çalışır. Konservatuarın folklor arşivindeki 10.000 ezginin derlenmesinde, fişlerin doldurulmasında, onun bitmek tükenmek bilmeyen sabır ve azmi büyük rol oynamıştır.

1943'te Muzaffer Sarısözen, Halil BediiYönetken ve Rıza Yetişen'den oluşan grup Tokat, Amasya, Samsun, Ordu, Giresun ve Trobzon'da; 1944'de Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Muş'ta; 1945'te Ankara, Çankırı, Yozgat ve Kırşehir'de; 1946'da İçel, Antakya ve Antalya'da; 1947'de Çanakkale, Bursa ve Tekirdağ'da; 1948'de Bolu, Sinop ve Zonguldak'ta; 1949' Bilecik ve Eskişehir'de; 1950'de Van, Kars, Çorum ve Ağrı'da; 1951'de İzmit'te; 1952'de İzmir, Siirt, Mardin ve Bitlis'te derleme yapmıştır.

Sarısözen, derleme gezilerinde kendi çabası ve emeği ile topladığı bağlama, cura, ney, çifte kaval, kemençe, kaval, tulum, davul, zurna, tef, darbuka, gibi bir çok halk sazından kolleksiyon oluşturmuştur. Ayrıca derleme gezileri sırasında kaynak kişiler ile halk oyunlarını görüntüleyen fotoğraflardan bir resim albümü yapmıştır. Ne yazık ki; ölümünden sonra evi olarak gördüğü, çok değer verdiği, özen gösterdiği arşivi topladığı onbinlerce ezgi ve halk çalgıları kendi haline terkedilmiştir.

Muzaffer Sarısözen'in halk müziğine verdiği hizmet kadar halk oyunlarına verdiği hizmet de büyüktür. 1950 yılında İtalya ve İspanya'daki Avrupa Ulslararası Raks Müsabakalarına, Erzurum bar ekibi ve davulcu Kara Yılan, zurnacı Mümtaz Ardıç ile katılır. Madrid'te 68.000 kişinin önünde, Biariz ve San Sebastian'da yapılan 5 yarışmada ekip birinciliği aldı. Vedat Nedim Tör ve Mesut Cemal Bey'in daveti ile Yurttan Sesler'in başına Muzaffer Sarısözen getirildi. 1946 yılında Yurttan Sesler korosunu çalıştırmaya başlayarak derlenen türküleri koro üyelerine öğretti ve yayınlara başladı. Program büyük ilgi gördü. 1953 yılında İzmir'de, 1954 yılında İstanbul radyolarında "Yurttan Sesler" topluluklarını kurarak, halk türküleri ve oyunlarının yurt çapında sevilmesi ve tanıtılmasında büyük rol oynadı.

Muzaffer Sarısözen'e kadar radyolarda düzenli ve programlı halk müziği çalışmaları olmamıştır. Yurttan Sesler topluluğunu kurduktan sonra, programlarına kaynak kişileri ve bölge sanatçılarını davet ederek radyo sanatçılarına örnek dersler vermiştir. Muzaffer Sarısözen, Yurttan Sesler topluluğunu yetiştirirek ilk koral halk müziği icrasını başlatmış; toplu bağlama çalma geleneğinin uygulayıcısı olmuş ve halk müziğinde koro seslerini numaralayarak otantik karakterin kaybolmasını önlemiştir.

Muzaffer Sarısözen, 1941 yılında Yurttan Sesler korosuna giren Neriman Altındağ'la tanıştı ve1951 yılında dünya evine girdiler. Bu evlilikten 1952 yılında oğlu Memil Sarısözen dünyaya geldi. 1962 yılında Sarısözen prostat rahatsızlığından dolayı Devlet Demiryolları Hastanesi'ne yatırıldı ve burada ameliyat olacağını öğrenince diğer doktorlara tercihen özellikle kendisinin öğrencisi olan bir operatöre ameliyat oldu. Daha sonra ağabeyi Abdulkadir Sarısözen'in evine çıktı fakat tekrar rahatsızlandığında Ankara Hastenesi'ne kaldırıldı ve sağlığına kavuşamayarak 4 Ocak 1963 yılında vefat etti.

cahit sıtkı tarancı

secret men
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol