confessions

lullaby

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 4
  2. takipçi 2
  3. puan 0

deprem

serendipity
1. derece deprem kuşağında yer alan, özellikle İstanbul gibi 15 milyon kişinin yaşadığı kozmopolit şehri ele alalım;
7 şiddeti ve üzerinde gerçekleşeceği tahmin edilen depremden bahsediyorum. Henüz 1999 depreminden sonra 19 yıl geçmesine rağmen ciddi manada önlem alınmadığı da görülmüştür. Yaşanacak facianın vahim boyutuna gelelim. Kentsel dönüşümün henüz %17'si tamamlanmış; geri kalan yorulmuş binaların tekrardan yüksek standartlarda inşası tamamlanmamış %83'ü, yüksek enerji ortaya çıkarak depreme karşı koyabilecek binaların %17'si demek oluyor. İstanbul'da bir milyon binanın, Türkiye genelinin 8 milyon binanın tekrardan yıkılacağı konusunda gırtlak yırtıldı ama boş!
Deprem sırasında 1 milyon tehlikeli bina şu demek; deprem sırasında yatay kuvvetlere karşı koyamayıp kendisini ortaya çıkan yüksek enerjiyle birlikte salınıma kaptırıp, katlı pasta gibi üst üste binip, enkaz yığınından hiç kimsenin canlı çıkamayacağını anlatır. 1 milyon binada ortalama 4 kişilik aile yaşadığı düşünüldüğünde 15 milyonluk İstanbul Nüfusunun 1/4'ünden fazlasının ölümü demek oluyor.
Daha barajların deprem kuvvetlerine karşı koyamayarak yaşanacak felaketlere ve 400.000'in üzerinde binanın doğal gaz patlamasıyla yanacak olması konusuna hiç girmedim bile.
Evet gözünüz korksun!

toplumsal baskı

serendipity
''Bekara karı boşamak'' kolay diyen sevgili atalarımızın devamı olan biricik toplumumuz, bu sözü yine kendilerine göre yontmuşlar. Her şeyi bizden çok fazla bilen, kendilerinde olan, olmayan, ne kadar yalan, yanlış, hatalı, kısmen de olsa doğru davranışlarını dayatmacı kişilikleriyle, imgelenmiş nevrotikliğin ta kendisidir aslında.
-Askere gitmeyene kız verilmezmiş!
-Kadının yeri mutfakmış!
-Erkekler ağlamazmış!
-Ye tatlıyı çıkar Hakkı'yı imiş?!
Nikah memurunun, evlenecek eşlere; ''... hiçbir baskı altında kalmaksızın...'' şeklindeki sorusunun evveliyatında bile ''evlilik'' baskısıyla sonuçlanmış, eehh sonunda tabiki de cevap olarak ''eveeeeeeet'' demekmiş tüm mesele!
Hani kapı menteşesinin arasına sıkışır ya parmaklarınız, toplantı sırasında gıcık bir öksürük gelir de tutmak zorundasınızdır, sevmediğin bamya yemeğini hatır gönül üzerine, miden bulansa bile yersin ya.. Nüktedanlığına zarar gelmesin diye kendini baskı altına alırsın ya. Tüm bileşenlerin hepsidir aslında.

Sahi toplumsal baskı da sevdaya dahil di dimi?

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol