confessions

glveren

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 48
  2. takipçi 4
  3. puan 0

kendimizi eleştirmek

glveren
Kendini eleştirmek âlemi kendince eleştirerek, kendi eksikliğini
aramaya çıkan ve Âlemlerin Rabbinin farkına varmak…



Günümüzde kendini eleştirmek, âlemi kendince eleştirerek, kendi eksikliğini aramaya çıkan ve eksikliğinin gerçeği ile olanımız sanırım çok azdır. Kendi eksikliğini bilen, Âlemlerin Rabbini bilerek ömrünü boş yollarda fani dünyanın çıkarı için değil, ahreti unutmayarak bu gerçeğe varanlara selamlar olsun. Bazılarımızda bunun hiç farkına varmadan tam kul olmanın karşılığını bulamadan hayatını idame edip gidiyoruz düşüyoruz boşluğa. Rabbim cümlemizi kendi yoluna döndürsün, dönenlerde dualarında bizi eksik etmesin, âmin.

Kulluk ki insanın ruhuna huzur veren, Rabbi ile her an baş başa olduğunu bilerek haddini hududunu bilen, her anını analiz ederek hem Rabbine karşı gelmekten hem de yarattığı kullarının kalbini incitmemek için hassas davranması gerektiğini hatırlatandır(Allahu ekber). Âlemlerin rabbine kul olanın metodu inanmayanlardan farklıdır hem de dağlar kadar, fakat aynı duygu ve histe olmayanlar fark edemez anlayamaz… Rabbim fark edenlerden anlayanlardan eylesin(âmin). Diğer insanların metodu anlayışı sadece bu dünya ve kendi çıkarı için yürümekse, Âlemlerin Rabbine kul olduğunun idrakine varanın metodu, bu dünyanın geçici olduğunu ahretin bir tarlası bilerek mazlumlara derdi sıkıntısı olanlara koşarak Âlemlerin Rabbi olan Allah c.c.rızasını kazanmak olduğunu bilerek bu yolda bu adımlarla bu metodu uygular. Bir gün hesaba çekileceğini bilerek Âlemlerin Rabbinden korkar… Bu korku Âlemlerin Rabbinin rızasına ters düştüğü için korkar, yoksa iyi olan insan Âlemlerin Rabbi olan merhameti lütfü keremi ihsanı… Sonsuz olandan neden korksun ki?

Dünyanın geçici olmadığın bilenler, zamanla aklın bu prensibinden vazgeçmemek suretiyle değişikliğe dumura uğramış akıl, gerçeğin farkına varmaz boş hayaller peşinde koşarak insanların kalbini kırdığının farkına varmaz sadece kendisi için çalışır kazanır ve yer… Bu nedenle eksik hususlar ile yanlış noktaları fark etmez anlamaz anlaması da mümkün değildir çünkü aklı fikri körelmiştir ruhunu dünyalık değerlerle doldurarak, manevi hazlara yer bırakmamıştır…

İşte bu nedenledir ki farklı bir gözle görülerek eksikliklerin farkına varılması tanınması; farklı açılardan ele alınıp analiz edilmesi ancak, kendini eleştirmek âlemi kendince eleştirerek, kendi eksikliğini aramaya çıkan ve Âlemlerin Rabbinin farkına vararak ona kul olanların ve haddini bilenler “fayda” ve “güzellik” adına bir şey katanlar, hak yolunda yürüyenlerin yapabileceği bir iştir, metodudur… Rabbim bu güzel hak yolunda yürüyerek kendisine varanlardan insanlığa “fayda” ve “güzellik” adına bir şey katanlardan eylesin(âmin),selamlarımla.

Mehmet Aluç

orhan gencebay

glveren
en son eserlerini dinledin mi müthişşşşş

diğerlerinide burada bulabilirsin kardeşim,selamlarımla.

orhan baba herkese orhan baba buyurun dinleyin kararı verin.



şu sazdaki coşkuyu hissetmem diyenimiz yoktur.



kardeşim orhan baba sazı sözü duygu hisi konuşturuyor coşturuyor.....



soru cevap başlığı

glveren
Soru 3



Yalan söyleyenden adam olmaz diyen, yalanlarıyla kendini adam yerinde görüyorsa ona ne denilir?
A-Sende yalan söylüyorsun bak denilir
B-Önce kendi sıfatına aynada bak gerçek görülür
C.Gerçi ayna seni görünce kararır bir şey göstermez kırılır
D-Hepsi (diyenler alkışlanır belki)
E- Git birazcık insanlık öğren de gel denilir ders verilir
F-Fazla konuştun kafamızı şişirdin in kürsüden aşağıya ense tıraşını görelim
G-Hiç dinleyeni olmaz bom boş havaya konuşur havada uçan kuşların rotasını şaşırtır.

Mehmet Aluç-Gülveren

soru cevap başlığı

glveren
Soru 2


Göz değmesin diye kendilerine-Göz möz değmezde değerse öküz değer neyse- milleti hiçe sayanlar gözlerini karartanlar karanlıkta ne görürler?
A:Ebesini
B:Dedesini
C:Nenesini
D: Işık görmek için ışıktan kaçar karanlığa yürürler
E:Hiçbiri
F:Ebesi nenesi hariç dedesini... mi görürler

soru cevap başlığı

glveren
Soru Benden Cevaplar Sizden De Haydi



En kritik soru, boşa kürek çekenlerin sonunda ellerinde kalan kürekleri, ne yaparlar?

A:Teknenin kenarına koyarlar
B:Sinelerinevururlar
C:Tekrar boşa kürek çekmek için saklarlar
D:Münasip bir yere tıkarlar-Oturup mal mal bakarlar
3
broken_inside broken_inside
c
glveren glveren
Güzel bir cevap teşekkürler... Başka cevap veren yok mi?
xenonfr xenonfr
Cevap a;
Tekrar boşa kürek çekmek için aynı tekneyi kullanacaklardır.

şiir yaz

glveren
Ne Söylersem Söyleyeyim Kifayetsiz Kalacak



Oysa ortada ne sen ne ben vardı farkına vardın mı?
Biz vardı
Ne sen ne ben fark ettik bunu kendimizi kaybettik
Yitirdik
Şimdi dünyanın her hangi bir kuytu köşesinde
Ne sen ne ben ne de biz var
Aradık aradık mı yok yok aramadık ki bizi bulalım
Terk ettik bıraktık kendimizi sancıların ortasında
Kurtuluruz dedik bilmem neyden ise
Sancıların içinde kendimizi ayrı ayrı bulduk
Bizi bulamadık çünkü sancılardan kaçamadık

Ne sen ne ben yani biz yoktuk
Biz olsaydık sancılara sabır eder gönderir
Mutlu olurduk
Oysa şimdi gözyaşlarımızın
Kifayetsiz akışında boğulduk
Yan ön alt üst odalarım bomboş
Bize hasret

Ne sen bana gelmeyi
Ne ben sana gelmeyi candan istemedik
İsteseydik varırdık galiba zannımca galiba
Anlamsız kelimelerin arasına sıkışmış
Anlamı kalmamış sözlerin uçurumunda
Düştükçe düşüyoruz
Nereye
Biliyorum
Keşke hasrete düşseydik
Sonunda kavuşurduk bir gün
Şimdi oysa
Gerisini ne söylersem söyleyeyim kifayetsiz kalacak
Mehmet Aluç-Gülveren

şiir yaz

glveren
Tek Taş Alamadım Yandım



Tek taş alamadım yandım
Kendimi odaya kapattım
On dört şubat geçsin diye bekledim
Hanım kapıyı açtı derdimi anlatamadım

Saçımı sana dedi süpürge ettim
Ömrümü senle boşa geçirdim
Bir taşlı yüzük almadın sevinmedim
Cebimde param yoktur diyemedim

On dört şubatı yaşamak acı
Bu günde başlıyor bizde sancı
Ulan bu günü icat eden yalancı…
Hanım kapıyı açtı derdimi anlatamadım

Ayten'e kocası dedi almış dört taşlı
Bak işte dedi benim gözlerim yaşlı
Ah bir gün dedi olamadın anlayışlı
Cebimde param yoktur diyemedim

Tüm varımı harcadım diyemedim
Kazandığımı hep harcadım diyemedim
Siz istedikçe aldım yetişmedi diyemedim
Hanım kapıyı açtı derdimi anlatamadım

Nuri hanımına almış mücevher
Yarın gelir dedi hanımı başım etini yer
Ah herif dedi beni ettin sen beter
Annemin evine gidiyorum dedi artık yeter
Cebimde param yoktur diyemedim

Bir uyandım ki rüyaymış sevindim
Benim hanım taşlı yüzük istemez bilirim
Gönülden gülsem der ki seni severim
Cebimde param var mı yok mu eşim bilir
Böyle çılgınlıklara para harcatmaz derim

Mehmet Aluç - Gülveren

aşk

glveren
Aşkı Mırıldayan Dudaklarım, Sanki Susuzluğa Hasret Kalmış Gibi Çatlamış Ne
Kadar Su İçsem De Çatlakları Geçmiyor



Ummana sığmayan bu gönlümle ben, bir yârin gönlüne girince de tam yerim bu derken, nasılda kendini ummana salıvermeyi ister? Aşkın kanununda mı var bu? Gönlün merkezi bu değil mi? Yoksa ummana varmanın ilk giriş kapısı mı? Çözmek çok zor! Zerre iken damla olmak nehir olmak, zerre olan bir gönülde birleşerek mi olur varılır bilinmez! Mecnun Leyla'sına ulaşamazken, bizim ulaşmamız gerçek aşktan olmazsa gerek! Mecnun hakka vardı hakkı buldu gerçek aşkı verene ulaştı, Leyla'sını unuttu, kapı kapı açarak vararak ulaşmak mı acaba aşk?

Eksik Olanı Tamamlamak İçin Sabır Gerekir

Öyle ise vazgeçmemek gerekir anladığım kadarıyla, eksik olanı tamamlamak için sabır gerekir yoksa Mecnun sabır etmek çölde kalmazdı! Yoksa sadece gülüş yârin gamzesin de saklı değil mi o güzel gülüş, yoksa yârin gamzesine gülüş aşktan bir yansıma mı acaba? Uzun uzun düşünmem gerek… Yoksa bağrıma sineme saplanan ve eksik olan duyduğum eksiklik de neyin nesi?

Şu An Yârin Yanında Gördüğüm Bir Düş Mü?

Şu an yârin yanında gördüğüm bir düş mü? Hakiki olan aşka varmam için bir ışık mı? Aşkı mırıldayan dudaklarım, sanki susuzluğa hasret kalmış gibi çatlamış ne kadar su içsem de çatlakları geçmiyor iyileşmiyor! Bir muamma, çözmem anlamam gerek ama nasıl? Belki yaşayarak… Çöllere mi düşmem hasret ateşinde kavrulmam mı gerekir? Bakalım yaşayarak göreceğim…

Mehmet Aluç

ozan arif

glveren
Bir Ozan Arif Vardı Geldi Geçti Hey Hey Hey



Bir ozan Arif vardı geldi geçti hey hey hey
Bugün var olan yarın yok olan ney ney ney
Bir gülümsedi geldi geçti gitti hey hey hey
Bugün var olan yarın yok olan insandır hey hey

Bir ozan Arif vardı geldi geçti vay vay vay
Gelen giden kaç kişi oldu sen varda say
Aldı götürdü onu götürdü ecel vay vay
Alır götürür üstüne bin sende seni tay

Mehmet Aluç-Gülveren

ozan arif

glveren
Bir Ozan Arif Vardı Geldi Geçti


Bir ozan Arif vardı geldi geçti
Dün hakkın rahmetine gitti
Dün vardı bugün bak gitti
Aha geldim gidiyorum dedi gitti

Yalan dünya işte senden,
Aha geldim, gidiyorum.
Kalanlara selam benden,
Aha geldim, gidiyorum dedi işte gitti

Yalan dünya bu böyle
Gelen gider böyle şöyle
Geride kalan gülüşüyle
Aha geldim, gidiyorum dedi işte gitti

Giderken gönüllerde bıraktı sızı
Dünyanın çok çekti o da nazı
Ağladı güldü oda bazı bazı
Aha geldim, gidiyorum dedi işte gitti
Mehmet Aluç-Gülveren

"10 Haziran 1949 yılında Giresun'un Alucra ilçesinin Yükselen köyünde Muharrem Şirin'den olma Fatma Şirin'den doğma Arif Şirin nam-ı diğer Ozan Arif'in dünya seyahati 13.02.2019 sabaha karşı 04.50 da son buldu, Ozan Arif aramızdan ayrıldı.

Tevellüt; kırk dokuz, adım Arif`tir.
Soyadım kütükte Şirin bilinir.
Giresun, Alucra, Hapu köyünden,
Soyumu sopumu sorun bilinir.
Ozan diye tanır tanıyan beni,
Gönlümde yaşatmam garezi, kini,
Ve lâkin memleket, millet haini
Olanlarla aram serin bilinir
Siz sakın sanmayın el vurdu bana;
Öpmeye kalktığım el vurdu bana,
Bülbül idim bülbül, gül vurdu bana,
O yüzden dertlerim derin bilinir
Hakkımda istenen ceza çok benim.
İpe de çekseler, korkum yok benim.
Allah`a çok şükür, alnım ak benim.
Bekleyin... Sabredin... Durun bilinir
Ben Arif`im, baba bildim devleti.
Benim işim uyandırmak milleti.
Söylediğim bu destanın kıymeti,
Bugün bilinmezse, yarın bilinir.
Ozan Arif"

hikaye

glveren

Arabacı Arabayı Çek Getir



-Hey sana söylüyorum, bak hiç duyuyor mu alakadar oluyor mu?
-Sen kime diyorsun bu sözleri, benden başka kimse yok, bana söylüyor olamazsın!
-Neden?
-Ne bileyim!
-Her şeyi biliyorsun burnunu içine sokuyorsun da, şimdi mi bir şeyler bilmiyorum diyorsun?
-Sen kafayı mı üşüttün?
-Hayır.
-Öyleyse?
-Öyleyse sana söylüyorum, ben başka kime olabilir?
-Sen beni nereden tanıyorsun ki, ben seni tanımıyorum!
-Olabilir, şimdi tanışırız olur biter.
-Bu kadar kolay diyorsunuz?
-Evet, çok mu zor?
-Ne bileyim, şaşırdım…
-Neden? Onca gereksiz sözlerle her şeye karışan sen şimdi dut yemiş bülbül misali…
-Sende abartıyorsun yani?
-Hani abarttığım yani?
-Neyse buyur ne istiyorsun benden?
-Bir şey istemiyorum ki?
-Bunca fırçadan sonra, Allah'ım sen sabır ver.
-İşte bende bundan söz edecektim.
-Ne alaka?
-Sana atmayacağım korkma falaka.
-Vay birde şairane sözlerin var.
-Olmasın mı?
-Olsun da, asıl mevzua gel istersen.
-Ne acelesi var?
-Sen kafayı mı üşüttün?
-Hangi bağlam da?
-Ne bağla mı?
-Sazı çalmaya başla istersen.
-Ha şöyle gel yamacıma. Sen benim duygularım değil misin?
-Evet, ne olmuş?
-Sende duygu eksikliği var.
-Vay beni sorguya çekerken sorguluyorsun da, yorumcu musun?
-Değil miyim?
-Haklısın, senin bu yorumlamanı biliyorum, bende eksik olan nedir?
-Şöyle açıklayayım, bende coşkun sular seller gibi akarken, diğer insanlarda neden tembellik yapıyorsun? Bir gülümsemeyle her şeye yorum yapmazken herkes, birkaç kişiden başkası gülümsemiyor, diğer insanlara koşarcasına insanların varmasına neden vesile olmuyorsun?
-Vay, seni gidi şair vay, yardımcı olduk şimdi beni beğenmiyor?
-Yanlış anlama, bana laga luga yapma, cevap ver.
-Neden olsun herkesin duygusu bakış açısına, gönüldeki açan açtırdığı güllerin güzelliğine kokusuna göredir.
-Vay sende de var şairlik.
-Olmasın mı, seninle olan sana yazmana yardımcı olan duygular ben değil miyim?
-Haklısın, duygular bir değil mi, kardeş değil mi?
-Ne alaka?
-Hepiniz bir birinizi tanımaz mısınız?
-Hayır! Bir merkezden çıkarız lakin herkesin duygusu eğitimine okumasına bakış açısına göre değişir.
-Ne fark eder, diğer duygulara yardımcı olsanız siz iyi duygular.
-Sen ne güne duruyorsun, ben sana tüyo veriyorum ya.
-Şe şey ya yani bu açıdan bakınca hak haklısın!
-Ne oldu tut yemiş bülbüle değil kargaya döndün?
-…
-Neyse kaldır başını, İnsan duygularıyla hareket eden bir canlı olmasına rağmen, milyarlarca duygusal organizma küçük dünyamızda birbirine çarpar ve etkileşir. Kimisinin ki az çarpışır kimin ki çok çarpışır, kimisi duygularını saklar ortaya çıkmasını istemez, seninle benim görevim, bu saklanmış duygularını saklayan insanların, duygularını açığa çıkarmak hissettirmek hatırlatmak. Bu hemen olmaz uzun vadeli bir gönül işidir. Bizler bugün üzülerek yarının mutluluğunu hiçe sayan, görmek istemeyenlere göstermektir, haydi görev başına.
-Şey yani, ben…
-Tamam, anladım seni tuş ettim amma böyle sanma, seni az silkeledim say.
-Bak bu güzel oldu.
-Haydi, yazalım beraberce…

Arabacı arabayı çek getir
Duyguları az âlemde gezdirelim
Duygum der gönülleri birleştir
Beklemek yakışmaz bize haydi gidelim

Mehmet Aluç




0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol