confessions

Free Ottoman

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 10
  2. takipçi 9
  3. puan 0

gelecek size emanet gençler...

Free Ottoman

Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum.
Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir üyesiyim.
Madem bu ülkede yaşayan insanları gençler ve yetişkinler olarak ikiye ayırdınız, ben de siz yetişkinlere bazı sorular sormak istiyorum.
Bir köşe yazarı olarak gençlerin nereye gittiğinden çok, yetişkinlerin nerede durduğuyla ilgilenmeniz gerekmiyor mu?
Ülkenin başını belaya sokan olayların başaktörleri genelde gençler mi, yoksa yetişkinler mi?
Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte gençlerin hayallerini çaldı ve geleceğimizi çürüttü. Bu soruları çalanlar lise öğrencileri miydi?
15 Temmuz'u planlayanlar kaçıncı sınıfa gidiyordu?
Milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler hangi üniversitede okuyor?
Sanatçı kimliğiyle her türlü ahlaksızlığı yapanlar ergen mi?
Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp inancıma ve değerlerime küfredenler kaç yaşında?
Sinemada 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmde bel üstüne çıkamayan yapımcılar kaç doğumlu?
Lütfen artık gençliğe laf söylemeyi bırakın da yetişkinlere bakın ve “Sizler bu ülkenin geleceğisiniz!” gibi klişe sloganlardan vazgeçin.
Çünkü sizler bu ülkenin bugünüsünüz. Siz yaşadığınız günü bile kurtaramazken, yarınları kurtarma işini niçin bize ihale ediyorsunuz?
Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu dizilere reyting rekoru kırdıran sizlersiniz. Kan damlayan, şiddet kusan senaryoları siz yazdırıyorsunuz.
Evlilik gibi kutsal bir müesseseyi, evlilik programlarında virane bir gecekonduya dönüştüren yine sizsiniz.
Youtube fenomenlerini seyrediyoruz diye ağlaşıyorsunuz. Ama o fenomenlere film çektirip parayı götüren sizlersiniz.
Siz gece kulüplerinde kavga eden futbolcuları el üstünde tutarken, okul koridorlarında kavga eden öğrencileri disipline gönderemezsiniz.
Bir yandan her türlü rezilliği özgürlük olarak sunan, cinsiyetsiz bir toplum özlemiyle yanıp tutuşan yazarların kitaplarını okurken, bir yandan ailenin öneminden bahsedemezsiniz.
Yetişkinler para hırsıyla sürekli inşaat yaparak şehri betona boğarken, gençlerden geleceği inşa etmelerini bekleyemezsiniz.
Alttan bir sürü dersiniz var, bize üst perdeden ahlak dersi veriyorsunuz!
Size bir şey söyleyeyim mi? Yeni nesil pırıl pırıl. Hiçbir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı, yeni nesle eski nesilleri unutturan yetişkinlerde.
Son iki yılda kaç tane Türk filmi çekilmiş ve geçmişimizi anlatıyor. Kitapçıların çok satanlar rafındaki kitaplardan kaç tanesi gençlere ecdadını sevdirmek için yazılmış acaba?
Siz dedelerinizin emanetine sahip çıksaydınız, biz de yarınları emanet olarak kabul ederdik belki. Ama şu durumda hiç emanet alacak durumumuz yok! Kusura bakmayın!
Geçmişini unutturduğunuz bir nesle, gelecekten ödev veremezsiniz!
Bu yüzden aranızda, “Yeni nesil şöyle, yeni nesil böyle!” diye konuşup durmayı bırakın!
“Senin yaşında Fatih İstanbul'u fethetmişti!” diyerek demagoji de yapmayın! Evet, 21 yaşındayım. Ama Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşta değilim.
Çünkü benim babam II. Murad değil, hocam da Akşemseddin değil.
Zaten İstanbul da artık Fatih'in fethettiği İstanbul değil.
Kalın sağlıcakla...😢

ve allah kadını yarattı

Free Ottoman
Ve Allah kadını yarattı, hem de en güzel bir sıfatla yarattı.!
evet kadın kainatın varoluşundan bugüne kadar Hayatın her alanında Etkin bir role sahip olmuştur.
hatta kadının gücü ile kimileri Sultan Olmuş, Kimileri vezir olmuş, kimileri de Rezil olmuştur.
lakin birçok bölge de (islam'dan önce) kız çocuklar diri diri gömülmüş, kadınlar alınıp satılan bir malzeme ve sadece ihtiyaç gideren bir madde olarak görülmüştür. hatta özel günlerde şehrin dışına atılmış necis bir varlık olarak görülmüştür.
ve günümüz avrupasında kadın kariyer ve cesur, cesaret adı altında tamamen Öz benliğimden koparılmış, anne, ev hanımı, eş ,kızkardeş gibi akrabalarından tamamen soyutlanmıştır, koparılmıştır.
avrupada kadının bir pul kadar değeri yoktur.kadın adeta alınıp satılan bir Meta haline gelmiştir, Avrupa kadından medeni olarak tama olarak vücudundan faydalanmaktadır.
kadın kısırlaştırılmış ve resmen bir şehvet kurbanı ve çağdaş bir köle olmuştur.
lakin bunun farkında değildir, ama islamla tanışmadığı için hayatından memnundur.

peki Türkiye'mizde tamamen bunun eşiğindeyiz.
kadını koruma adı altında, aile kurumu bertaraf edilmekte, kadının beyanı esastır garabeti ve süresiz nafaka binlerce yuvayı yıkmış,boşanmalar gerçekleşmiştir.
cinsiyet eşitliği, cinsiyetsizleştirme ve istanbul sözlemesi (kadem) gibi projeler maalesef bizzat muhafakarlar tarafından yapılmaktadır.
hükümetimizin nas olmayan projelere bir an önce son vermelidir ve aile kurumunu ayakta tutabilecek politikalar üretmelidir.
evet Kadını yaratan Allah, kadın için ve tüm insanlık için en uygun yaşam tarzını buyurmuştur.
yaratan, yarattığına en uygun olanı hakkıyla bilir.
kadın için bunun dışında bir yaşam tarzı aramak kadına büyük bir zulümdür.
vesselam...

süresiz nafaka

Free Ottoman
Özellikle Aile bakanına sormak istiyorum başınızdaki örtüyü İslam'a göre uyguluyorsunuz da, neden aile yapısını, boşanma işlemlerini İslam hukukuna göre uygulamıyorsunuz.
en önemlisi vicdanları rahatlatacak bir şekilde ve adaletle uygulamıyorsunuz.
söylermisiniz süresiz nafaka, hangi İtikatta, Hangi dinde, hangi ideoloji de mevcut söyler misiniz.
velhasıl aile Kurumu hiç bu kadar mahsun, sahipsiz, başıboş ve uçuruma itilmiş ve terk edilmemişti.
aile Kurumu bitirilmiş bütün oyunlar, yasalar kadının ekseni etrafında çevrilmişti.
kadın adeta dokunulmaz, herşeyden üstün tutulmuş ve adeta putlaştırılmıştı,
hani yasalarla kadın ve erkek eşitti, Mademki eşitlik var neden erkek ömür boyu nafakaya mahkum ediliyor. eğer adaletse süresiz nafaka ile Adalet bunun neresinde.
Ülkemizin ekonomik durumuna göre nafakasını ödeyemeyen birçok erkek hapis cezası alıyor veya ağır borç yükü ve maddi gelir yetersizliği sebebiyle bir daha evlenememe gibi durumlarla yüz yüze bırakmaktadır.

Aldatma, gayrı meşru ilişki gibi sebeplerle bozulan evlilik akdinde dahi kusurlu tarafa nafaka verilmesi toplumsal ve ahlaki normlarla çelişmektedir.
süresiz nafaka, Allah'tan korkmaz ve tıyneti bozuk bir kadın için gelir kapısı haline gelmiş ve istihdam olarak görülmektedir.
sadakat duygusu derinden sarsılmış, boşanmak günlük cümleler haline gelmiş ve erkeğe tehdit haline gelmiştir.
ülkemizin huzuru,refahı ve (ırkımızın bekası) bekası için süresiz nafaka sona erdirilmelidir.
yasalar sadece kadını değil, Aileyi korumalıdır.esas olan ailedir.
vesselam...

sevgililer günü

Free Ottoman
Sevgililer Günü;
yani başka bir tabirle beden Aşıkları günü,
tıpkı yılbaşı gecesi içkinin ve fuhuşun kol gezdiği ve reklamının yapıldığı ve çok cici gösterildiği gün
(Helal dairesinde olanları tenzih ediyorum)
Sevgililer Günü ve daha birçok akla hayale gelmeyen bizleri Uyutmaya,beynimizi uyuşturmaya yönelik birçok özel günler icat edilmiştir.
bu özel günler adı altında her türlü ticari rant elde edilmekte ve milletimiz yavaş yavaş avrupalılaşmakta, örf ve ananelerimizden uzaklaşmaktayız.
mesela Anneler Günü sizce bir güne mi mahsustur.
peygamber efendimiz ''cennet anaların ayakları altında ''buyuruyor.
Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.( isra suresi 23)
Sevdiğin bir kimseye güzellikler yapmak ona sevildiğini hissettirmek ve bunu dile getirmek bunlar aslında çok hoş davranışlar.
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) (helal dairesinde)
“Sevdiğiniz insana sevdiğinizi söyleyiniz”
(Ebu Davud, Vitir 26. Ayrıca bk. Nesaî, Sehv 60) buyurmuştur.
Antik Roma'da sevgililer günü
Şubat ayı kuşların çiftleşme mevsiminin başlangıcı olduğundan, evliliğin ve ailenin koruyucusu kabul edilen “baş tanrı” (haşa) Jüpiter'in kız kardeşi ve eşi olan Juno'ya hürmeten 14 Şubat tarihi tatil günü ilan edilmiş, halk teşekkür babından Juno'ya çiçekler ikram ederdi.
ve 1 gün sonra da Lupercalia Bayramı” başlıyordu. Bu bayram gençler için çok önemliydi
çünkü gençler bu günün dışında karşı cins ile hiçbir şekilde birlikte olamıyordu.
Hangi genç kızın hangi genç erkek ile bir çift (partner) oluşturacağı eski bir âdet ile belirleniyordu.
genç kızlar bir araya gelerek deri papirüs şeritlerine isimlerini yazar ve bir kavanoza atarlardı, çıplak koşu yarışması yapan erkekler de varış çizgisine geldiklerinde isimlerin yazılı olduğu şeritlerden birer tane çeker ve o günü ismini çektiği kızlarla geçirirlerdi.
Eğer çiftler birbirlerine âşık olurlarsa evlenirlerdi ve yuvalarını kurarlardı, birbirlerine ısınamadılarsa ve elektrik alamadılarsa ayrılırlar ve bir sonraki sene nasiplerini ararlardı.
yıllar sonra Papa bu gayri Hıristiyan bayramı yasaklayarak sadece kura çekilişine izin verdi. Ancak artık kuralarda kızların değil azizlerin isimlerini yazılıydı.
Aziz Valentin'in hikâyesi;
İmparator 2. Claudius, Roma'yı kendi katı kuralları ile zalimce yönetirdi. En büyük sıkıntısı, ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Bu durumun tek nedeni aşktı. Romalı erkekler aşklarını, eşlerini bırakmak istemiyordu. Bu yüzden Claudius, Roma'da tüm nişân ve evlilikleri yasakladı.
Aziz Valentine, Claudius zamanında Roma'da yaşayan bir papazdı. Papaz arkadaşı Aziz Marius ile birlikte, Claudius'un yasağına karşın, çiftleri gizlice evlendirmeyi sürdürdü. İmparator bu durumu öğrendi ve Aziz Valentine tutuklandı.
Cezası, sopa ile dövülerek öldürülmek oldu. MS 270'in 14 Şubat günü, Hıristiyan şehitliğine gömüldü. Bu olaydan 226 yıl sonra, 496'da Papa Gelasius, Aziz Valentine'i onurlandırmak için Şubat 14'ü Aziz Valentine Günü olarak belirlendi.
Osmanlı'da hiç kutlanmayan sevgililer günü ,
türkiye'de Cumhuriyet döneminde 1923 yılından itibaren kutlanılmaya başlanılmıştır.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “Kim bir millete (kavme) benzemeye çalışırsa,
o da onlardandır” (Ebu Davut. Libas.5).
vesselam

nafaka

Free Ottoman
Nafaka;
hem de süresiz nafaka, yani ömür boyu, yani ölünceye kadar...
islam'da nafaka;
Kadın kocasından boşandıktan sonra iddetini (üç hayız / regl ya da üç adet dönemi) doldurana kadar nafakası boşandığı kocasına aittir.
hamile ise doğum yapana kadardır.
Boşanmış ve iddeti dolmuş kadın artık eski kocası ile nikah bağı kalmamış kadındır.Nikah bağı olmayan yabancı kadına nafaka borcu olmaz.
Talâk sûresi 6. ayette şöyle buyrulur:
"Eğer (çocuklarınızı) sizin için, onlar (anneleri) emzirirlerse, onlara emzirme ücretlerini tam olarak veriniz"
İslam hukukunda ayrılık sonrasında çocuklar varsa erkek çocuğun ergenlik çağına kadar,
kız çocuğun ise evlenene kadar bakım hakkı babaya aittir.
İddet dolduktan sonra kadının nafakası çocuklarına(büyükse) aittir.
Çocukları yoksa en yakınından başlayarak uzak yakınına doğru olan silsile takip edilir. Yakınları yoksa halka ve halk adına devlete aittir. Kadın İslam'a göre açıkta bırakılmaz.
Açıkta bırakılırsa kadının etrafındaki bütün Müslümanlar ahirette bundan dolayı hesaba çekilir.
avrupa'da nafaka en uzun ödenen nafaka hollanda'da; ortalama 12 yıl nafaka ödeniyor
üç yıldan daha az sürmüş evliliklerde eşe hiç nafaka ödenmiyor.
yani hiçbir dinde,hiçbir sistemde ömür boyu nafaka yok.
ömür boyu nafaka gençlerin evlilik hayallerinin önünde bir set olmaktadır.
süresiz nafaka hiçbir dinde, hiçbir kitapta, asya, avrupa hatta antartikada bile yok...
ama bizde var.
devletimizden bu büyük yanılgıdan dönmesini ve aile kurumu ayakta tutacak adımlar atmasını bekliyoruz
vesselam

erdoğan'ı devirmek

Free Ottoman
Erdoğan'ı devirmek;
(muhalefetin dikkatine)
ülkemizdeki şer odaklarının ve bütün dünya müstekbirlerinin en büyük arzusu ve hayalidir Erdoğan'ı devirmek.
Bunun için neler Yapmadılar ki ülkemizdeki irili ufaklı Hainler tayfası ve hatta Okyanus ötesindeki lain, ağzın ağa babalarına günlük ülkemizi ve sn Erdoğan'ı şikayet ettiler, çamur attılar, iftira attılar ama muvaffak olamadılar.
olmadı 15 temmuz darbesini denediler. hainler okunan selalardan bile rahatsız oldular ve kimileri de darde gecesini kuytu yerlerde izliyor ve darbenin başarılı olması için iç geçiyordu.
allah'ın izniyle başarılı olamadılar.
ama şeytanın hilesi bitmez Sadece bu mu bu milleti aldatmak için namaza bile başladılar .
Cevşen bile okudular, dualarla açılışlar yaptılar. hatta bu aralar türbanlı aday bile gösterdiler.
ne için Sırf Erdoğan'ı devirmek için,
aslında erdoğan'ı devirmek mümkündü. nasıl mı?
önce insan olmak, sonra vatansever olmak, sonra da müslüman olmak.
yani erdoğan'la yarışmak istiyorsanız onun yaptığını yapın veya yapmaya çalışın.
bu millete hizmet edin, insanların inancına saygı duyun ve bu aziz milleti karşılıksız sevin...
erdoğan'dan daha iyi hizmet edebileceğinizin teminatını verin, milletin gönlüne girmeye çalışın, abd'nin değil.
Gerçi Sizlerin böyle niteliklere sahip olmadığı aşikar.
sizin yapabaileceğiniz en iyi şey 35lik yeni rakı veya taş çatlasın 70lik şişe devirmek olacaktır.
ve onu ancak rüyalarınızda devireceksiniz.
siz Erdoğan'a saldırdıkça bu aziz millet ona sımsıkı sarılmaya devam edecektir.
vesselam

güçlü amerika

Free Ottoman
güç,
güç hiç şüphesiz güven verici, memnuniyet vericidir
eğer yerinde kullanılırsa ve mazlumun hakkı hukukuna riayet edilirse...
lakin güç bir zorbalığa dönüşürse baskı ve zorbalığa dönüşürse o güç başa bela olur!
hiç şüphesiz ki abd den söz ediyoruz.
bugün her fırsatta yumruğunu masaya vuran gücünü zorbalığa dönüştüren abd hiç şüphesiz sadece islam aleminin değil, hristiyan aleminin de apaçık düşmanı olmuştur.
kimde temiz, iyi, petrol veya güzel olan ne varsa abd onu alma yetkisini kendisinde görür,
güzellikle veya zorbalıkla...
abd tarihi günümüze kadar tarihi kan, cinayetler ve katliamlarla doludur.
beyaz adam kristof kolomb amerika'yı (güya)keşfettiğinde kendilerini büyük bir misafirperverlik, cana yakın, cömertlikle bir şekilde karşılayan kızılderililere yardım adı altında haince şarbonlu yiyecek, içecek gıda ve yardımı yapmıştır.
bu sebepten milyonlarca kızıldereli ölmüş, sağ kalanlar da çoluk çocuk demeden katledilmişti. bir kısmı da köle olarak çalıştırıldı.
günümüzde dökülen her damla kanın bazen ap açık, bazen de dahli olmuştur.
her ne kadar yemen'e saldıran suudi olsa da asıl saldıran abd dir.
ırak'ta, suriye'de, libya da doğal kaynak için petrol için binlerce kilometre uzaktan gelip kan dökmekten çekinmemiştir.
evet o petroller müslümanların bu kanlarıyla o hale gelmiştir.
abd gücünün yettiğine zorbalık, başına bela almak istemediği ne ise hile ve desiselerle saldırıyor. türkiye'de 15 temmuz 2016'da olduğu gibi...
bugün kendi dindaşı olmasına rağmen petrolü bulunan venezuella ya yaptığı,
ayrı bir bahis.
petrolu olan herkes abdnin düşmanıdır ve ganimetidir. müslüman veya hrıstiyan olmasının hiç bir önemi yok.
demek istediğim bu güç sonsuz değil dişe diş, hileyle ve desiselerle 15 parçaya (ülkeye) böldüğün sscb gibi, bizde seni 15 parçaya böleceğiz.
abdnin yıkılışı allah'ın izniyle türkiyenin eliyle olacaktır.
abd firavundur, bizde musa'yız allah'ın izniyle mazlum milletleri ve insanlığı büyük şeyten abd nin elinden kurtaracağız.
hiç şüphesiz allah zalimlerin hesabını ahirette soracaktır.
ama bizde bu dünyada onlara hesap sormak istiyoruz...
vesselam

dava

Free Ottoman
#HürOsmanlı
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Konumuz: DAVA
İslam davası, Hak davası,
İslam Davasında ve hatta bütün davalarda en büyük görev tebliğdir,
Yani davayı anlatmak, ikna etmek gönül almak, gönül kazanmaktır..
(Hidayet ALLAH'ın elindedir)
Bize düşen bu davada incitmeden, kırmadan, dökmeden davamızı anlatabilmek davaya fert kazandırabilmektir.
davayı anlatmak,
Anlatmak Öncelikle tatlı dille, bilgili, ilimle bu işe Ehil olanların işidir.
Tıpkı islam'ın doğuşundan bile Resulullah'(sav) tan sonra ilk islam muallimi olan nezaketli, tatlı dilli, güzel ahlaklı hoş görülü ve naif Musab bin Umeyr gibi,
Elbette küffara karşı tatlı dilli olmak gerekmez lakin dava için yumuşak bir üslup Tatlı dil müsamahalı olmak gerek onlara güzel bir uslupla sözünü dinletin..
İkna edebilirseniz ne Alâ,
Edemezsiniz en azından görevinizi yapmış olursunuz.
Ayrıca ve özellikle karşıt görüşlü insanları ikna etmeden önce.!
Tam olarak Bizim gibi düşünmeyen
Çekimser olan dostlarımıza, arkadaşlarımıza, yakınlarınıza zaman ayırmalı ve onlarla Hemhal olmalıyız önce onları davaya kazandırmalıyız...
Malum Şeytan dur durak bilmeden, yorulmadan gece gündüz Bizleri ve Dostlarımızı ve yakınlarımızı yoldan çıkarmak ve davadan uzaklaştırmak için çalışıyor.
Eğer şeytan ve şeytaniler yorulmuyorsa,
Seninde, Bizimde yorulmaya hakkımız yok...
Kırmaya, dökmeye, dışlamaya ve ötekileştirmeye hiç hakkımız yok...
Vesselam

17 sn.

sonra dedim ki

Free Ottoman
Sonra Dedimki dışlamayın, ötekileştirmeyin,
Davanızı Anlatın, Sevin, Sevdirin nefret ettirmeyin.!
Böyle bir kabiliyetiniz yoksa susun,
çenenizi kapatın..!

Susun ki içinizden Ehil olan, ilimli, donanımlı ve Gönül Alabilen kişiler konuşsun.!

hür osmanlı

Free Ottoman
#SonraDedimki
Edep, Haya, Sevgi ve Saygı kuralları çerçevesinde insanlara karşı yumuşak huylu ol, müsamaha göster...
Ama asla ve kat'a karakterinden ve kişiliğinden ödün verme, taviz verme.!
Çünkü iyi niyetini suistimal edecek pusuda bekleyen nice kişiler var.
Benden söylemesi.
1
Free Ottoman Free Ottoman
#SonraDedimki
Doğru bir yalnızlık,
Çıkarcı, menfaatçi, omurgasız bir toplulukta bulunmaktan iyidir.

Böyle fitne dolu bir ahval de bizi hişyar eden Rabbime hamd-u senalar olsun...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol