#spor

arif nihat asya

mahur
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli temsilcilerindendir. Sade bir üslupla millî değerleri ve dini heyecanları işleyen şiirler yazmıştır. bayrak, Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor, Fetih Davulları, Selimler, Kubbeler, Süleymaniye en tanınmış şiirleridir. Bayrak şiirinden dolayı Türk edebiyatında Bayrak şairi olarak da anılır.

babil'de ölüm istanbul'da aşk

mahur
iskender pala'nın Aşk ve macera dolu kitabıdır. Aşk bir sarmaşık gibiymiş. Ustundeki agaci kurutmadan bırakmazmış. Aski, gercek aski anlatan bir kitap. Hikaye, en başında Dicle kıyılarında bir çileğin kagit olmasıyla başlar. oradan hilleli şair fuzuli kağıtları satın alır ve ölümsüz eseri leyla ve mecnun'u yazar. Bu eser diyardan diyara sürüklenir. Bazen bir köşeye atılır bazen sabahlanarak başında ağlatır. Birçok acıya veya sevince tanıklık eder. Uzun yıllarca sürüklenir gider. Özellikle şairlerin elinde kıymeti bilinir. Hikaye şiir ve edebiyatla beslenirken, gizli orgutlerlerin elindeki zamanlarda bir sır kitap olarakta okuyucu meraklandirilir.
Bu kitap, Kitaba verdiği anlam acısından bile okunmaya değer. kitaplara başka bir gözle bakmama sebeb oldu. Onlarda bu hayatta sürüklenirken, üstünde kimbilir kaç kişinin izini taşıyordur, diye düşünüyorum. Kütüphanedeki kitaplarımın da akıbeti ne olacak? çocuklarımız, torunlarımız onlara ne kadar değer verecekler. Aslında elinizde tuttuğunuz bir kitap değil, canı kalbi olan çok ama çok değerli varlıklar olarak hissetmenizi sağlayacaktır bu kitap.

allahaısmarladık

mahur
faruk nafiz çamlıbel'in bir şiiridir.

Allahaısmarladık

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git...
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!

Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı
Andırıyor ışıksız evinde pencereler.
Biraz yeşermek için beklesin artık kışı
Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.

Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,
Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz:
Benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna,
Hiç bir ana kızına bu kadar düşkün olmaz.

Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü,
Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim.
Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü,
Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.

Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünü
Daha candan görürüm senden uzaklaşınca.
Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü:
Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca.

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!

anthony burgess

mahur
25 Şubat 1917 - 22 Kasım 1993 tarihleri arasinda yasamış İngiliz roman yazarı, şair, besteci, eleştirmen, dil bilimci ve çevirmen. otomatik portakal isimli romanıyla tanınır.



1959 yılında Burgess'a ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı kondu ve bir yıldan az ömür biçildi. İlk karısı Lynne'in geçimini sağlamaya kararlı olan Burgess 12 ay içinde beş buçuk roman yazdıktan sonra teşhisin yanlış olduğu anlaşıldı. Ama artik tanınan bir yazar olmuştu bile. 50'den fazla roman ve kitap yazdı.

otomatik portakal

mahur
anthony burgess'e ait roman. Eserin orijinal ismi A Clockwork Orange'dir. 1971'de yonetmen stanley kurbick tarafından beyaz perdeye aktarılan kitap, kült film klasikleri arasında yeri almıştır.
kitabin baskahramani alex hirsiz, katil, seseri, tecavuzcu, gaspci gibi tum suc unsurlarını uzerinde barındırır. Ve daha onbes yasindadir. Kitabi alex'in dilinden okuyoruz. Bu yuzden ilk baslarda cok zorlandim, ama bir sure sonra insan alışıyor. Kitap, argo kelimelerle bir serserinin dilinden yazılmış. Alex hapse duser ve hapiste degisik bir tedaviyi kabul eder ve o artik hic suc isleyemeyecektir, istese bile yapamaz. Fantastik kurgusuyla aslinda toplum, suc, adalet, irade, hak, hukuk gibi kavramlari irdeler. Oldukca ilginc bir kitap.

semerkant

mahur
Amin maalouf 'un bir kitabıdır. ömer hayyam'ın rubaiyat'ının çevresinde dönen içiçe iki öykü... 1072 yılında, Semerkant'ta başlayan ve 1912'de titanik'e kadar suren bir macera... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun öyküsü. Kitabın karakteri son derece zengin; ömer hayyam, melikşah, alparslan, nizamülmülk, hasan sabbah... ikinci kısmı ise iran devriminden kaçan prenses ve hayyam hayranı bir amerikalının hikayesi titanikte devam eder.

flaş

merdumgiriz
Edip Cansever'e ait bir şiir.


Hava poyrazladı yağmur yağacak
Yanıp yanıp sönüyor ışıklandırılmış gözlerin
Yukarda
Küle gömülmüş bir elma gibi gökyüzü
Patladı patlayacak
Olanca hışmıyla kentin.

Sensin
Akıyor ön dişlerin beyaz beyaz yanıma
Her şey rengine göre kanar bilirsin
Tırnakların pembeye boyanmış bir koy gibi
Pespembe kanar
Ve her bir renkte kanayan gözlerin
Çınlatır Eluard'ın mısralarını orada
“İçinde uçtuğum gözlerin
Yolların gidişine
Dünyanın dışında bir anlam verdi.”
Demek oluyor ki bu dünyada olmak öyle derin
Öylesine anlamlı ki insan
Bizse bu anlamın işçilerinden ikisi
Yağmur yağacak.

Yarı karanlık odamız, üstelik soğuk
Isıtıcı bir soğuk bu, değişik
Sensin, bir yüzümde geziniyor şimdi yüzün
Bir elimizdeki kitaplarda
Şiirler okuyoruz bugün
Limanlık bir deniz gibi kıpırtısız önümüzdeki taş masa

Uykuya yatmış gibi bütün balıklar
Gemileri kaptansız tayfasız
Gidip gidip geliyor kimi zaman da
Anayurduna dağlara
Şiirler okuyoruz bugün.

Yaşlandık da ondan mı
Susarak katlanıyoruz her mutsuzluğa
Saatlendiriyoruz günü
Bölüyoruz dakikalara
Bir hiç oluncaya kadar bölüyoruz onu.
Bölüyoruz yani bütün mutsuzluklara
Bir yaprak saniyesi geçiyor usul usul
Penceremizden
Mavi mavi hatmiler parlıyor dışarıda
Dışarıda küçük bahçemizde
Ayak izleri gibi gökyüzünün
Hatmiler
Bırakıyoruz bu sessiz uyuma kendimizi
Derken bir mavi damar, bir dudak büküş
İyi anlaşılamayan bir ses sokaktaki
Çırpına çırpına yükselen duman
Bir tutam saçın öne düşüşü
Sanki bir sardunya bir yaz boyu ne kadarcık uzarsa
Kaça alınırsa bir tükenmez kalem
Doluyor içimize öyle
Hayatın birdenbire anlaşılması gibi bir duygu gürültüsü
Yağmur yağacak.

Yaşını çoktan aştım Orhan Veli'nin
Ölümle duruyorsa eğer yaşlanmak
Onun bir sonbahar yağmuruna gömülü ölüsü
Yağdı yağacak
“Ölünce kirlerimizden temizlenir
Ölünce biz de iyi adam oluruz...”
Sade ve ince
Dünyaya uzun parmaklarıyla dokundu dokunacak.

Yorulduğun zaman söyle
Susalım, hiç konuşmayalım istersen
Sussak da, hiç konuşmasak da, sözlerin senin
Açık denizler gibidir zaten elimde
Her zaman ama her zaman bir kıyıyı sezdiren
Hatırlıyorum da kelimelerini bir bir:
Şairlerin flaşları kalpleridir
Dışarıya da parlamalı biraz
Kaldı ki ben içimde gezinmekten yoruldum
Sensin, iyi anlarsın beni
Gözlerine başka türlü bakıyorum
Ben bütün gözlere başka türlü bakıyorum şimdi
Nemli bir tülbent olup buğulanıyor
Ve yaslı ve mahzun
Ve devrilmiş bir boya kabı gibi de yoğun
Memleketimin gözleri
Yağmur yağacak.

Öyle bir yağmur ki bu, bilirsin
Dam saçak demeyecek, yağacak
Yağacak bir hışım gibi canevine kentin
Kalplerimiz küle gömülmüş elmalar gibi
Patladı patlayacak
Alacak sonunda kendi rengini.

pal sokağı çocukları

mahur
(bkz:Ferenc molnar) 'in 1907 de yazdığı romandır. Pâl sokağı çocukları bir devrin yaşadığı çocukların simgesi haline gelmiş kitap. Bu çocuklar oyunu oyun değil adeta yaşayarak oynayan bir nesil. O devrin etkisiyle general, asker komutan olmak ciddiyetle yapılması gereken bir oyun değil bir yasam tarzıdır. Heleki macun dernegi kitaptaki harika bir ayrıntı. Sonuna kadar sevgi dolu, dürüst, adil bir oyun karşı çetedeki çocuklara karşı bile. Böyle kitapları çok seviyorum çünkü çocukluğumda ki o dilediğini yapabilirsin duygusunu hatırlamama sebeb oluyorlar. Hiç bir sorumluluğun veya kaygının olmadığı o birdaha asla yasayamacagimiz zamanları yad etmek çok güzel. Okurken adeta yaşıyorum. Pal sokagi çocuklarıyla bende sevindim, heyecanlandım, üzüldüm, ama hiç ümitsizliğe düşmedim.
Çocukluğunu dolu dolu yaşamış ve hala icindeki cocugu öldürmemiş bir yazarın anılarını andırıyor.

kumkurdu

mahur
(bkz:Asa lind) adlı yazarın üç seri halindeki çocuk kitabıdır. Sade ve akıcı dili sayesinde çocuklar tarafından anlaşılır bir seridir. Zackarina ve kumkurdunun maceraları çocuklar kadar en az yetişkinlerinde hoşuna gidebilecek doğal bir anlatim tarzina sahiptir.

palto

naama
"evet belki karnı doymuyordu ama gelecekte yeni bir paltoya sahip olacağı düşüncesinin sürekli olarak aklında olması ruhunu yeterince besliyordu."
Gogol'un bu eseri insanın dünyevi yaşamını kendi deneyimimle en iyi anlatmayı başarmış eserlerden biridir, üstelik bunu 70 sayfalık mini bir öyküde başarmıştır.

victor hugo

cetinkrc
Victor Marie Hugo Romantik akıma bağlı Fransız şair, romancı ve oyun yazarı. En büyük ve ünlü Fransız yazarlardan biri kabul edilir. Hugo'nun Fransa'daki edebi ünü ilk olarak şiirlerinden sonra da romanlarından ve tiyatro oyunlarından gelir.

"Herkes ölür ama herkes (gerçekten) yaşamaz."

cemal süreya

cetinkrc
Edebiyat tarihimize önemli eserler bırakmış şair,yazar ve çevirmendir.

Tanrı
Bin birinci gece şairi yarattı,
Bin ikinci gece Cemal'i,
Bin üçüncü gece şiir okudu Tanrı,
Başa döndü sonra,
Kadını yeniden yarattı.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol