ingiltere

1960'dan itibaren popüler müziğin anavatanı olmuş olan ülke.

esasında bu rock/blues işleri amerika kökenli olsa da amerikalılar bile bu adamların kalitesine yetişememiştir.

orta çağda ve rönesans döneminde soyluların kuşların ötüşüne çok değer verdiği ülke.

kuşunuz ne kadar farklı sayıda ötüyorsa o kadar itibarınız yüksek oluyormuş. bu sebeple soylular kuşlarının ötüşü değişsin diye kuşları için müzisyenler tutuyorlarmış. kuşlara ötüş öğretme işlemine de "to record" deniliyormuş.

blok flütün karşılığı olan "recorder" kelimesinin kökenlerinden birisi de buymuş.

Emperyalizm (sömürgecilik) politikasınin başıni çeken, nam-ı değer üzerine güneş batmayan ülke. Bu politikası sayesinde dilleri ingilizce "global bir dil" haline gelmiştir. Bir cinli ve türk rahatça ingilizce dili üzerinden anlaşabilir. Zamanında faliyetleri sayesinde osmanlı imparatorluğunun mahiyetindeki arapları ayaklandirma da önemli bir katkıları da mevcuttur. Hıristiyanlığın avrupa sınırlarının dışına çıkması da ingiliz misyonerlerinin oldukça katkıları büyüktür.
ingilizler Türklerin gözünde uyanık ve kurnaz olarak imaj yaratmışlardır. Ayrıca ingiliz futbol kulüplerinin başarısı dünya çapında yadsınamaz bir gerçektir. Bugüne kadar izlediğim bütün ingiliz dizilerinin mutlaka belirli bir seviyede kaliteyi yakalamaları kesinlikle bir tesadüf olamaz, işlerini iyi yaptıklarının ve çalışkan bir millet olduklarının göstergesi olmalı.