Plazminojen aktivatörleri felç ve kalp krizine yol açan kan pıhtılarının proteolitik olarak bozunmasını tetikleyen yüklü enzimlerdir. tpa, fibrinolitik sistemde yer alan kan pıhtılaşmasında, pıhtıyı dağıtan bir proteindir. Fibrin, damar hasarını takiben kanamayı önlemeye yönelik hasar bölgesinde oluşan patolojik bir yapıdır. Normal kan akımının tekrar sağlanması için fibrinin geri çekilmesi gerekmektedir. Dolaşımda fibrinolizisin esas başlatıcısı ise doku plazminojen aktivatörüdür. Tpa, fibrin yokluğunda zayıf bir enzimken, fibrin oluştuğunda etkinliği güçlü bie şekilde artmaktadır. Tpa bazı hastalık durumlarında; özellikle kan pıhtılaşmasıyla ilgili olan solunum embolisi, kalp krizi ve felç tedvilerinde kullanılmaktadır. Bu tedaviye trambolizis denilmektedir.
Tpa, ilk olarak rekombinant gen teknolojisi ile "genentech" tarafından ürerilmiştir. Daha sonra yeni bir jenerasyon geliştirerek klinisyenler trafından kullanımı daha kolay, güvenilir bunun yanında yarı ömrü daha uzun olan piyasaya sunmuştur. Tpa şu anda "bayer, merck, prifizer" gibi önde gelen şirketler tarafından üretilmektedir.
Bir de bunun kendin için açtığın kapıdan geçip teşekkür dahi etmeyi akıl edemeyen versiyonu var. Henüz toplum içinde yaşamayı öğrenememiş kişilikler...
Teşekkür ederiz ömürlerine ömür kattığın için. Üzücü bir gerçek fakat üretimleri deney hayvanları olmak için gerçekleştiriliyor, evde beslemek için değil.
Soykırımı ben yapmıyorum. Hayvanlar üzerinde deney yapılıyor mu yapılmıyor mu hiçbir araştırma dahi yapmadan kozmetik ürünlerini satın alanlar yapıyor. Üzüyorsun beni johny! Ben hayvanları severim.
Hayır değilim. Bu mantıkla ata binmek de tecavüz, yün kıyafetler de, kafesinde beslediğin kuşları sevmek de. Ama herşeyin bu dünyada var olmasının bir amacı var öyle değil mi?
işte william wallace ruhu budur. her şey kararında olmalı. hastaysan arının balını al ama kış için yaptığı erzağına dokunma. yol varken sırf kestirme olsun diye çimlere basma.
Güzel bir kural. Küfür zekanın yetmediği durumlarda kaçış yöntemi. bir de dile yerleşmişlik var tabi, bunlar da çoğu zaman kaçan kişilerin edindiği alışkanlık 'bana göre'
Tip 2 Diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin salgılayamaması veya salgılanan insülinin yeterli derecede kullanılmaması nedeniyle kan şekerinin yükselmesi durumudur. Tip 2 diyabet, diğer diyabet türlerinden daha yaygındır ve diyabetli kişilerin %90'ı Tip 2 diyabetlidir. Hastalığın temelinde genetik olarak yatkın kişilerde yaşam tarzı ile tetiklenen ve giderek artan insülin direnci ve zamanla azalan insülin salınımı söz konusudur. Tip 2 diyabet genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkar ve yaşlanma ile sıklığı artar. Bununla beraber, son yıllarda yaşam ve günlük aktivitelerdeki değişiklikler ve artan obezite sıklığı nedeniyle çocuk ve adolesan yaşlarında da tip 2 diyabet sıklığı artmaktadır. Ailede diyabet öyküsü olanlar, fazla kilolu, beden kitle indeksi ≥ 30 olanlar, 4 kilonun üzerinde bebek doğurma öyküsü olanlar ve stres altında yaşayan kişilerde Tip 2 diyabet riski yüksektir.
Eve gidince "ayy annem sen çok zayıflamışsın" diyerek 4-5 kilo aldırmadan geri okuduğun şehire döndürülmemek. Zor tarafları çok olduğu gibi insana kendi ayakları üzerinde durmayı öğretiyor, hayata daha kolay adapte olabilmeyi sağlıyor şahsımca. Bununla birlikte ailenin ne kadar kıymetli olduğu yakındayken bilinse de uzaktayken çok daha fazla anlaşılıyor.
Nam-ı diğer gıybet, amaan olmayan bir şeyi konuşmuyoruz diyerek vicdan rahatlatılan ancak olmayan şeylerin söyleminin iftira olduğu belirtildiğine, yüzüne söyleyemeyeceğim şeyi arkasından da söylemem diyerek geçiştirilen bu etkinlik popüler hobiler arasında yer alır. Kahve-sigara ikilisinin yanında en çok tercih edilen üçüncüdür. 'Düşmanımın düşmanı dostumdur'a büyük katkılar sağlar, yeni ikili ilişkilerin kurulmasına yardımcı olur.
Diyet deyince aklımıza sağlıklı ve dengeli beslenme gelmelidir. Çünkü diyet kelimesi esasen beslenme biçimi anlamına gelir. Fakat bizim toplumumuzda bu kelime; içerisinde çok kısıtlı besinlerin olduğu, kısa sürede kilo vermemizi sağlayan ve yapılması oldukça zor olan anlamında kullanılır.
Tip 1 diyabetli kişiler, genellikle insülin üretememektedirler ve bu yüzden insülini dışarıdan almak zorundadırlar. Bu nedenle tip 1 diyabet, insüline bağımlı diyabet olarak da adlandırılır. Tip 1 Diyabet akut seyirli bir hastalıktır. Belirtileri hızla ortaya çıkar ve hemen insülin ile tedaviye başlanmazsa ciddi sonuçlara yol açabilir. Genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde rastlanır. Bu nedenle juvenil diyabet olarak da adlandırılır. Diyabet vakalarının %10'unu Tip 1 diyabet vakaları oluştumaktadır. Tip 1 diyabet otoimmün bir hastalıktır. Bilinmeyen bir nedenle harekete geçen bağışıklık sistemi, insülin yapımını üstlenen pankreas beta hücrelini tahrip etmektedir. Bu tahribat %80'in üzerine ulaştığında hastalık belirtileri ortaya çıkar.
Diyet ve sporu yaşam standartı haline getirebilirsek birçok hastalığın önüne geçebileceğimizi düşünüyorum ben de. Kullanılan birçok ilacın yan etkisi mevcut maalesef.
Pragmatizm, felsefede; uygulayıcılık, uygulamacılık, faydacılık, yararcılık gerçeğe ve eyleme yönelik olan, pratik sonuçlara yönelik düşünme temelleri üzerine kurulmuş olan felsefi akım.
Öteki tarlaya bir şinik şekere mekere ekmişler. Beriki tarlaya da bir şinik şekere mekere ekmişler. Öteki tarlaya ekilen bir şinik şekere mekereye, boz ala boz başlı pis boz porsuk dadanmış. Beriki tarlaya ekilen bir şinik şekere mekereye de, boz ala boz başlı pis boz porsuk dadanmış. Öteki tarlaya ekilen bir şinik şekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis boz porsuk, beriki tarlaya ekilen bir şinik şekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis boz porsuğa demiş ki; sen ne zamandan beri beriki tarlaya ekilen bir şinik şekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis boz porsuksun? Beriki tarlaya ekilen bir şinik şekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis boz porsuk, öteki tarlaya ekilen bir şinik şekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis boz porsuk da cevaben; sen ne zamandan beri öteki tarlaya ekilen bir şinik şekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis boz porsuksan ben de o zamandan beri beriki tarlaya ekilen bir şinik şekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis boz porsuğum demiş.
İlk öğrendiğim tekerlemelerden. Yazması okunmasından daha zahmetli ehehe
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?