confessions

countess

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 0
  2. takipçi 6
  3. puan 0

nasip niyete vurgundur

tor
Olimpos yayınları, Ethem Emin Nemutlu yazarın kitabı.

Her şey güzel derken başına öyle şeyler gelir ki “Yandım!” dersin, “Bittim!” Düşersin…

İşte o an, içindeki iyilik çıkıp gelir ve kapını çalar. “Kalk!” der, “kalk!”

Tutar elinden, karanlığı yırtar ve seni güzel günlere götürür. Korku nedir bilmez iyilik.

Aydınlık, karanlıktan korkar mı hiç? İyilik adına yanan ateşi, kötülük söndürebilir mi hiç?

Kötü günler ile karşılaştığında kimseye ihtiyacın yok! Önce Allah, sonra içindeki iyiliğe güven.

Niyetin ne kadar iyiyse Allah o kadar seninle. nasip niyete vurgundur; alsa da elinden yoğunu varını, döner dolaştırır geri verir sana hakkını!Olmaz deme, olur! Unutma ki allah isteyince kuşlar filleri yener azizim!

öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın

tor
Şuraya şöyle bir yorum bırakayım. Belki ihtiyaç halinde dinlenir.




Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri
Yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
Gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
Yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak. Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
Hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
Hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
Hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
Hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
Hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde. Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
Ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
Dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
Yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
Unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
Sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
Yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...

düşenin dostu olmaz

tor
Bir tekmede onlardan gelir mi? Diye düşünür dururdum. Dost görünümlü ağlak insanlar.
İnsanların takılıp düşmelerini bekler, düştükten sonra da akbaba gibi başına üşüşürler...
O yüzden kalkmayı tek başına başarmalı gideceği hedefe yalnız gitmelidir.

ey sevgili

mavikaranlik
bir Sezai Karakoç şiiridir.

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim

Güneşi bahardan koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakabılarımdan degil
Ayaklarımdan belli

Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim


Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım
Salome'nin Belkis'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alir sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çagdas Kudüs (Meryem)
Ey şiirini gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düsüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çikar madem ki yar vardır
Yoktanda vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Gögsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

diyet

mosii
Diyet deyince aklımıza sağlıklı ve dengeli beslenme gelmelidir. Çünkü diyet kelimesi esasen beslenme biçimi anlamına gelir.
Fakat bizim toplumumuzda bu kelime; içerisinde çok kısıtlı besinlerin olduğu, kısa sürede kilo vermemizi sağlayan ve yapılması oldukça zor olan anlamında kullanılır.

dahil olmadığı başarının zaferini kutlamak

tor
Ukde: (yazar:mekanizebakteri)

Çok özür dilerim...!

Bir insanın düşüncelerine, ortaya attığı fikirlere tecavüz etmeleri neticesinde kendilerini piramidin üzerinde görmelerini sağlıyor.
Sonrasında ise (bkz:zafer sarhoşluğu) denilen olayı yaşıyorlar (bkz:yersen)

Bize ne düşüyor burada diye soracak olursanız;
Tamam efenim sensin/sizsiniz...
Olmamalı tabi ki ama maalesef günümüz koşullarında netice bu şekilde...

herkesi mutlu etmeye çalışanlar

tor
Yook be abisi/ablası yok yani öyle bir dünya yok. Herşeye kılıf uydururlar. Bir türlü yaptığınız işleri duyguları ilgi ve alakayı beğenmezler.

Bunlar mutluluk nedir bilmeyen modeller yüzünden mutluluğu kaybedenler tayfası olarak geçiyor aklımdan...

doğru insanı bulamamak

tor
somut bir karşılığı olmadığını düşünüyorum. Bulmayın yahu, arama moduna girince ne oluyor sanki, olumsuzluk üzer yıpratır.
Önce kendimiz doğru olalım cümlesinden bir kurtul güzelim... Çok baydı bu, gerek yok...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol