Hendek savaşında hendek kazmayı öneren sahabidir. Peygamber efendimiz kendisine "Selman-ül Hayr" "Hayırlı Selman" sıfatını vermiştir.
tasavvuf kültüründe hz.ebubekir'den sonra gelen zat. İran asıllı mıdır? Kürt asıllı mıdır? aslında çok net değil.
Tasavvufta çok kıymetli, islam tarihinde çok kıymetli bir insandır. Hz. Ali'nin can dostudur.
Günümüz türkiye alevileri açısından da çok kıymetlidir. Türkiye coğrafyasında sözlü sanatın pirleri olan alevilerin ezgilerinde rahatlıkla görebileceğiniz bir sahabedir.
O ezgilerden bir tanesini şuraya bırakayım.
https://www.dailymotion.com/video/x5t7wkv?playlist=x4yq4q
[ebkz]37078[/ebkz]
"Resul eliyle âzâd” o sahabî sultanı Anlatmadan geçemem size ondan bir anı Adaletin cihanı ışıttığı bir günde Diz çökerdi Kisralar kölelerin önünde Acımasız ateşe tapar yanar yürekler Çatlardı saraylarda gurur yüklü direkler Ayakların zemine ulaştığı bir yerde Kurtuluş muştulanan o kutlu seherlerde Çınladı ezanlarla aydınlanan şafaklar Ilgıt ılgıt şenlendi çarşı, pazar, sokaklar Melce buldu yetimler Halife-i Cihân'da Karar kıldı adâlet ateşperet İran'da İşte günlerden bir gün o Selman-i Farisi, Ömer emriyle oldu Medayin'in valisi Vali iken o sultan, halka huzur saçardı Bir garip mütevazı insan gibi yaşardı Oldu sevgi bayrağı, sonsuz şefkatin eri Görmedi böyle vali Medayin çoktan beri Bir haksızlık olmasın diye dikkat nazarı Günboyu dolaşırdı gezer çarşı pazarı Adamın biri bir gün almış biraz zahire Hamal bulup taşıtmak maksadı ki, habire Sağa sola bakarak bir hamal aramakta Bakar ki dikiliyor bir adam ortalıkta "Bakar mısın a canım, şu yüke dalmaz mısın? Eve kadar götürüp paranı almaz mısın?" Dedi baktı yüzüne sevgi denizi sandı Gönlünde anlaşılmaz bir garip ateş yandı "Nedir bu halim?" deyip daldı biraz hüzüne Ansazın bakakaldı o hamalın yüzüne! Ağır yükün altında kesik kesik nefesler Yürekten kopup gelen zikre benzeyen sesler Ne görsün adamcağız? "Bu Selman-ı Farisi!" Yük taşıyan hamalmış, meğer şehrin valisi! Beyninden vurulmuşa döndü çuval sahibi Yalvarıp durdu nâçar "aman sultanım!" dedi "Fark etmedim zatını binlerce özür sana! Bağışlayın sultanım, yükümü verin bana!" “Israr etme kardeşim” dedi sahabi Selman “Bir vali ki devlettir, devlet de her derde derman.” "Göster bana evini bırakayım kapına Bir taş da ben koyayım senin hayat yapına" "Hem vazife bilip de sırtlandığım bir yükü Hedefine vardırır, bırakırım ben çünkü" Yalvarsa da çaresiz, Selman vermez çuvalı Adam mahçup, perişan, yüreğinden yaralı. Varıp Selman kapıya yükü koyunca yere Adamcağız davrandı cebinden ücret vere Zenginliğin verdiği nefsanî taşkınlıktı Para vermesi onun, temelli şaşkınlıktı Selman dedi: "Ey kişi! Var ekmeğim ve aşım, Ben ücreti neylerim, bana yeter maaşım"
[ebkz]51061[/ebkz]