hudut namustur

nushirevan
Bir grup gencin, ülkemize gelen göçmen akınlarına karşı prostesto için astığı pankart ve muhalefet tarafından onaylanan slogan.



Peki hudut namus mudur? Bir yargıya varmadan önce sözü biraz inceleyelim. Sondan alalım, "namustur" diyerek; vazgeçilmez, dokunulamaz, kutsal kabul edilen bir tanımlama getiriliyor. Vatan toprağı kutsaldır yargısından hareketle, namus kavramı çabuk içselleştiriliyor. Yalnız, vatan toprağı demiyor dikkat edin: hudut diyor.. Yani sınır. Türkiye Cumhuriyeti topraklarını çevreleyen resmi sınırlardan bahsediyor. Aynı şey gibi görünse de, aslında değil.

Gelin biraz daha geriye gidelim: Ne demişti Mustafa Kemal? "yurtta sulh cihanda sulh" Zamanın şartlarına göre de doğru bir stratejiydi. Öyle ya, düvel-i muazzama'nın işgali altında, sulh çağrısı yapmamak cephe genişletmek anlamına gelirdi ki, zamanın güçsüz kuvvetsiz Türkiye'sinin kaldırabileceği bir yük değildi. Dolayısıyla "yurtta sulh cihanda sulh"tan oluşan dört kelimenin altındaki tek kelime ile savaşı bitirdik: taviz'di. Dönemin tüm anlaşmalarında, cihan imparatorluğunun savaşı sonlandırmak için tavizler verdiğini görürsünüz. Peki bu ilke, günümüz için geçerli mi?

Misal cihanda sulh ilkesi gereği Suriye ile sulh yapmak isteyelim: Kimyasal silahlarla milyonları öldürdüğü bm raporlarıyla kanıtlanan adamla el sıkışalım mı? Reyhanlı patlaması için istihbarat örgütünü kullanan, sırf düşmanlık etmek için pkk'nın bilimum koluyla birlikte çalışmış ve güneyde bir koridor kürt devletine müsade eden Esad'la?

Yunanistan'la sulh edelim mi? Cumhurbaşkanına askeri helikopterle ateş açan hainleri ve tüm fetö kaçaklarını kırmızı halıyla kabul eden Yunanistan'la? Meis adasından sınır çekerek Ege'de yaptığı gibi akdeniz'de de sana denizde hak tanımayan, Kıbrıs'lı türklerin anasının ak sütü gibi hakkı olan doğal yeraltı kaynaklarında hak sahibi olduğunu iddia edip, adada kendinden olmayana ambargo uygulayan Yunanistan'la?

Kimle sulha gidelim birader, yardım taşıyan mavi marmara'da masum insanları şehit eden, yarım yüzyıldır filistin halkına zulmeden israil ile mi sulh yapalım?

Cihanda sulh şöyle olur diyin, oturup konuşalım. Olmuyorsa da miadı dolmuş fikirleri dönüp bugüne dayatmayın. Sizin yaptığınızın tersini, yobaz dediğiniz adamlar yapıyor. Diş macunu ve fırça dişleri tertemiz ediyor ama adamlar misvak'tan başka bir şey kullanmayı reddediyor. Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini, güncellemeden bugüne dayatmak da aynı şey.

İşte hudut kavramı da burada başlıyor. Nedir hudut? Bilmem kaç milyon km²'lik vatan topraklarını çevreleyen haritadaki bir çizgi midir? Musul ve Kerkük'ü de içine alan Misak-ı milli sınırları mıdır? Yoksa tarihini arkana alıp, karşılıklı sevgi ve saygı hukukuna dayalı bir gönül birlikteliği midir? Somali bize yakın olduğu için mi yardım ediyoruz, yoksa zulümden kaçan müslümanlara, hıristiyan olduğu halde misafir eden habeş kralı'nın memleketi olduğu için vicdani bir vefa mı taşıyoruz? Çok mu seviyoruz Bosna'yı yoksa aliya izzet begoviç gibi bir kutup yıldızının emaneti olduğu için mi?

Velhasıl hudut namustur, evet, doğrudur beyler. Ancak sizin gördüğünüzü sandığınız hudut, cihan imparatorluğunun varisçileri olarak bizim için sadece çizgilerden ibaret. Bizim gönül hududumuz dünyayı çevreliyor ama bunu anlamanız henüz zor. Hani diyordu ya Fatih: "bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile erişemez"

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol