Sözlük yazarlarının yaşadığı en garip deneyimler

nushirevan
Bingöl'de görev yaparken, Diyarbakır Lice yollarında aracım bozuldu. Güvenlik gerekçesiyle gsm operatörlerinin çekim alanı da yok. Telefon çekse bi çekici filan arayacağım. Aksi gibi yolda da kimse yok geç saatler olduğundan dolayı. Arabada bekledim bir süre ama etraf zifiri karanlık. Yıldız dahi yok gökyüzünde. Telefonumun ışığını fener niyetine tutup en yakın ışık kaynağına doğru yürümeye başladım. Çevrede hayvan sesleri var ama kurt mu tilki mi çakal mıydı bilmem. Bir elimde telefonun ışığı, diğer elimde bi sopa gecenin 2'sinde Lice yollarındayım. Arabadan 4-5 km uzaklaştığımı varsayıyorum, bastırdı mı bir de yağmur? Işık kaynağına da var 3-4 km kadar. Bir kulübe gibi bir yer. Neyse gecenin o yarısında, araç geçmeyen yolda Allah'a emanet yürüdüm. Nihayet ışık kaynağı olarak gördüğüm su deposuna vardım. 1 tane 45'lik ampül koymuşlar, zifiri karanlığın içinde projektör gibi aydınlık görmüşüm. Yağmur da bastırdı iyiden iyiye. Deponun çatısının su oluklarının çıkıntısına sığındım. Yarım saat kadar orada kaldım. Yağmurun şiddeti geçince ileride bir kaç ışık kaynağı daha gördüm. Yağmur hafifti ama zaten ıslanacağım kadar ıslanmıştım. Artık risk alıp yoldan değil, önümdeki tepelerden geçmeye başladım. O sırada yeni ışık kaynağımın hareket etmeye başladığını gördüm. Yavaş yavaş bana doğru geliyorlardı. Elimdeki feneri sağa sola sallayıp dikkatlerini çektim. Baktım ki bunlar jandarma ve güvenlik güçleri. Silahlarını bana doğrultmuşlardı. Ben durumumu anlatınca, görevde olduklarını beni en yakın yerleşim birimine bırakarak yardımcı olabileceklerini söylediler. Bindim akrebe, bir kasaba gibi bir yerde indim. Saat sabah 4-5 gibiydi ama yorgunluktan bitkin düşmüştüm. Ortalık aydınlanmaya başlayınca, köye 1-2 km kadar yakın olduğumu, aslında eski bir mermer fabrikasında olduğumu farkettim. Köye yürümeye takatim yoktu. Fabrika kapısına dayanıp bekledim. Sabah 6'da bir güvenlik görevlisi geldi. Durumumu izah ettim ama gözlerim açılmıyor, ayakta uyuyacağım neredeyse. Fabrikada gece nöbetine kalan güvenlik görevlisi Diyarbakır merkez'e gidecekmiş. Özel arabasına bindik yola çıktık. Çok yorgun olduğum için ara ara uyumuşum. Ama her uyanık olduğumda simge sağın'ın yankı şarkısını çaldığını duydum ototeypten. Bir uyandım, simge, iki uyandım yine simge, lan ben bu kasedin hep aynı yerinde mi uyanıyorum yoksa deyip meraktan şarkı bitene kadar uyanık kaldım. İşte o an bu giri'ye sebep olan garipliğe şahit oldum. Güvenlik görevlisi, bu şarkıyı loop'a almış ve 8 saatlik versiyonunu cd yaptırmış. 100 km boyunca aynı şarkı dönüp durdu. "Lan kapat yeter artık!" da diyemedim. Şimdi nerede o şarkıyı duysam, anksiyetem depreşiyor. Dinlemiyorum, dinletmiyorum.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol