yazarların başına gelen ilginç olaylar

nushirevan
Yatılı lisede yatakhane nöbetçiliği vardır. Nöbetçi kişi, yatakhanede kimsenin kalmadığından emin olduktan sonra girişi kilitler çıkar ki kimsenin seher marka donu, aiwa kulaklıkları veya adiduiqs spor ayakkabıları çalınmasın.

O gün nöbetçi benim. Bi arkadaş da bana eşlik ediyor. Yatakhaneleri kontrol ettiğimizde Mehmet isimli arkadaşımızın haricinde herkesin yatağının boş olduğunu gördük. Bu mehmet, hastalanmış, müdürden izin almış, öğlen yemeğine kadar uyuyacakmış. Hatta gittik kontrol ettik, pijamayla yatıyor, ateşi de baya yüksekti. "Bişey ister misin öğlene kadar sıkıntı olmasın?" Dedik. "Yok kanka siz gidin ben uyuyacam öğlen gelir açarsınız kapıyı" dedi. "Peki madem" deyip ayrıldık. Demir kapıyı kilitledik, merdivenlerden aşağı iniyoruz. Bir iki merdiven indik ki aşağıdan bir öğrenci yukarı doğru geliyor. Ana! Bi baktık bizim Mehmet! Okul kıyafeti var üzerinde, saçları taralı.. Biz nöbetçi arkadaşımla birbirimize baktık bir an. "La mehmet sen ne ara giyindin de, nereden aşağı indin?" Diye şaşırdık. Çünkü başka merdiven yoktu. Demir kapıyı üstüne kilitledik bi de onu hiç düşünmüyoruz o an. Mehmet aramızda 4-5 merdiven kala durdu "kanka anahtarı ver de bişey unuttum yatakhanede" dedi. O sırada yanımdaki arkadaş "lan 1 dakika olmadı seni yatakhaneye kilitledik biz" dedi. Gülümseyen mehmet'in yüzü düştü. Somurttu manasında demiyorum, yüzü bildiğin aşağı doğru yağ gibi kaymaya başladı. "Lan tansiyonum mu düştü gözüm bozuldu" filan diyorum kendime, bi an yanımdaki nöbetçiye baktım yüzü bembeyaz oldu ağzı açık bayıldı kaldı merdivende. O bayılınca merdivenden aşağı doğru yuvarlanmaya başladı. Mehmetin yanından geçerken mehmetin hafif aralık ağzından, alt dudağından itibaren merdivenlere kadar uzadığını gördüm. Suratında donuk bir ifade vardı. Düşen arkadaştaki netlikle karşımdaki görüntüyü kıyaslayan beynim, bunun bir göz aldatmacası olmadığını farkettiğinde etraf karardı. Meğer ben de bayılmışım. Okul kantininde uyandığımda, nöbetçi arkadaş ağlıyordu. Bizi arkadaşlar bulmuş, kantine taşımışlar. Bana "noldu?" Diye sordular, ben de "biz mehmeti yatakhaneye kilitledik hasta diye, sonra merdivenlerde okul üniformasıyla karşılaştık" diyebildim ama karşımdaki kalabalığın arasında terden sırılsıklam olmuş, okul futbol takımının formasıyla mehmet duruyordu. Bütün arkadaşlar dönüp mehmete baktı. Mehmet "s**tir lan biz sabahtan beri antremandayız" dedi. Diğerleri de onay verdi. Üstelik kaleci olduğu için kaytarma şansı da yoktu. "Peki biz kimin üstüne kapıyı kilitledik a*** k***?" Dedim. Bütün sınıf yavaş adımlarla merdivenleri çıktık, yatakhanenin kapısını açtık. Mehmetin yatağı haricinde tüm yataklar jilet gibi. Sadece mehmetin yatağı kırışık, nemli.. Mehmet dedi ki "la benim yatağıma naaptınız dümdüz yapmıştım çıkarken". Mehmet kırışık yatağın battaniyesini bi kaldırdı, hepimiz yerimizden hopladık. Bir insan avucuna sığmayacak büyüklükte bir hamam böceği antenlerini oynatıyordu. 1-2 saniye bakıştık. Mehmet'in "ananns***" tepkisiyle yerden süpürgeyi kapması bir oldu. Ani verilen tepkiyle böcek (ya da hayvan mı diyelim artık) hızlı bir hamleyle aşağı atladı. 10-12 kişi ayakkabı, sopa, demir ne bulduysak kovalıyoruz. Böcek gitti tuvaletlere doğru. Peşinden koşan arkadaş devamını şöyle anlattı: "gardaş ben bunu govalıyom gitti 101'e (wc'ye 100 numara dendiği için sıralı tuvaletlerden birine verilen isim) girdi. Goştu goştu tuvaletin deliğine zıpladı girdi. Nası girdi pofff diye duman çıktı depeye!"

O gün ne yaşanıldı kimse anlam veremiyor. Nöbetçi arkadaş ve benim mehmetin yatağına böcek koyup böyle bir hikaye uydurduğumuza inananlar çoğunlukta. Ama bazılarımız o gün o okulda başka türden şeyler yaşandığının farkında. "Her şeyin bir açıklaması vardır" diyen gruba, tuvaletten çıkan duman bulutunu sorduğumuzda bile "la birisi kurumuş bokun üstüne yanan sigara atmıştır, o da tutuşmuştur tezek gibi, böcek atlayınca yandı duman ondan" dediler.

Hikâyenin en acayip kısmı ise şu: haftasonu beden eğitimi hocası turnuvaya gidecek takımı açıklarken mehmet'i listede okumadı. Nedenini sorduğumuzda bize o gün antremana hiç katılmadığı için böyle bir karar aldığını söyledi. Ona göre mehmet, olay günü bizim iddia ettiğimiz gibi hasta ve müdürden izinli olduğunu beyan etmiş ve antremana katılmamış. Bu tavır yüzünden hoca bunu takımdan kovmuş kafasında o gün.

Şimdi soru şu: yatakta, merdivende ve antremanda 3 mehmeti gören var ama aslında orada olmadığını iddia edenler de var. Bizim birlikte okuduğumuz mehmet, o gün hasta olduğunu zannettiği için müdürden izin almayı düşündüğünü ama asla izin istemediğini, herkesle birlikte yemekhaneye inip (yemekhanede gören yok ama ona ait yemek fişi kullanılmış) antreman affı için beden hocasını beklediğini ama gelmeyince sınıfa çıktığını iddia ediyor. (Etti mi 4 mehmet?) Yani çoğunluğun antremanda gördüğü kaleci mehmet, hakkımızdaki tüm iddiaları çürütüyor. Antremana çıkmadığını Hatta yatağında bulduğumuz böcek hikayesini de hatırlamadığını söylüyor. "Ben yoktum kanka yanlış hatırlıyorsunuz" diyor. Asıl mehmet o gün nerede, mehmet bile bilmiyor yıllar sonra. "Ne bileyim a*** k*** geçmiş zaman..." diyor.
merdumgiriz merdumgiriz
Franz Kafka, Dönüşüm. Türkçe versiyonu :)
gulurkensandalyedenduseneksicininkafasindakibere gulurkensandalyedenduseneksicininkafasindakibere
Yurtta kalan biri için okunmaması gereken bir olay. Okumaz olaydım.
nurse nurse
Yine bir trajikomedi okuyacağını sanan ben yerime mıhlandım..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol