Evet.
İdama karşı olanların temel argümanları "ya haksızlık edilirse" oluyor. Yani suç bitmiş, hukuk işlemiş, dava görülmüş ve hüküm verilmiş bir zaman dilimi için "hayır" diyor diyen. Oysa biz "evet" diyenler, suçun işlenmeden önceki zaman dilimi için caydırıcı niteliğinden ötürü istiyoruz. Önce kendi perspektifimden anlatayım. Suç işleyen kişi, var olan caydırıcılıktan yoksun hukuk sistemi içerisinde suç işlemekte ikilemde kalmıyor. "En fazla hapse girer paşalar gibi yatarım"ın karşılığında cinayet var aga.. İsteyen sadece özgürlüğünü ipotek altına alarak, istediği gibi cinayet işliyor, cezasının 3'te 1'ini vukuatsız yatarsa, bir şekilde tekrar toplumumuzun arasına girebiliyor. Trafikte iki baklavacı hamile bir kadına dehşet yaşatırken, daha ilk duruşmada serbest kalabileceğini biliyor. Darbeci bile, Vodafone Arena'ya idam sehpası hazırlarken, başarısızlığı durumunda cezasının en fazla "ağırlaştırılmış müebbet" olacağını biliyor mesela..
Şimdi gelelim "hayır"cıların bakış açısına. Tut ki yargı kurumu, yanlış ve geri dönülmez bir karar aldı. Aslında suçsuz birinin, yanlış bir kararla idam edildiğini kabul edelim. Bu durumda yargı daha doğru kararlar alabilen hakimler yetiştirmek zorunda kalacak. Üstelik idam, caydırıcılığı ile suçun daha işlenmeden önceki tedbir uygulaması gibi olacak. Cinayet işlemeden önce kişi "10 yıl yatar çıkarım" değil, "cezamı hayatımla öderim" der. Evet bu sistemde canı yananlar olacaktır ama toplumsal fayda kişilerin zararından üstündür.
İşin manevi boyutu da var. Haksız yere idam edilen kişi bunun ecrini alacaktır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?