dokunmak

nushirevan
asla gerçekleştiremediğimiz bir yanılsamadır. her şey atomlardan ve atomların %99'u boşluklardan oluşur. yani aslında her şeyin iç içe geçebiliyor olması lazım ama atomların etrafında hızlı dönen elektronlar, diğer atomların iç içe geçmesini engelliyor. üstelik bu itici güç, atomların birbirine yakınlığı ile de doğru orantılı olarak büyüyor. elinizle bir nesneye dokunduğunuzda atom hızları daha yavaş olsaydı, parmağınız nesnenin içinden geçerdi. Ancak uyguladığınız basınç arttıkça, nesnenin elektronlarının da direnci artıyor. bu yüzden aslında hiç bir şeye "gerçekten" dokunmuş olmuyorsunuz. dokunduğumuzu zannettiğimiz nesnelerle aramızda aslında 10e-8 metre uzaklık bulunduğunun farkında bile değiliz. bu da bence yüce Allah'ın kainatı anlamak için neden sadece fiziğin yeterli olmadığını, metafiziğe ihtiyaç duyduğumuzun bir başka anlatım şekli. madem ki hiç bir şeye dokunamıyoruz, neden onu sadece fiziksel olarak tanımlamaya çalışıyoruz? neden maddenin mânâ alemindeki yerine odaklanmıyoruz?

ve madem dokunamıyoruz, dokunduğumuzu zannettiklerimizi neden sahipleniyoruz?
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol