çocukluk anılarımız

nushirevan
köydeki evimiz inşaat halindeyken, hemen yanında eski bir bahçe kulübesinde kaldık bir süre. kış geldiği zaman akıtan tavanlar, yazın koynumuza kadar giren çekirgeler ve bilumum börtü böceğin arasında aklımda şimdi sahip olmadığım bir duygu var: yağmurlu bir günde, yağmur şiddetini arttırıyor ve kapı eşiğinden girmeye çalışıyordu. annem namazlıkları dürerek kapı altına sıkıştırırdı ki içeri girmesin. kardeşlerim ve ben ''daha ne kadar devam edecek bu yağmur?'' diye pencereden bakarken, 5 metre önümüzdeki su dinamosuna yıldırım düştü. öyle kuvvetli bir ses çıkardı ki bomba patladı sanıp hepimiz birbirimize sarıldık. şimdi o sarıldıklarımızla ayrı ayrı şehirlerdeyiz. hani derler ya gözden ırak olan gönülden de ırak olur bizimkisi de öyle bir hesap.. kimisini arayıp sormuyoruz, kimisini ayda bir.. sadece cenazelerde iki defa bir araya gelebildik. hani o yıldırım var ya o yıldırım? bir daha düşse yamacımıza da bir daha öyle sıcak sarılsak..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol