kerim

kerim
Sizi kanun namına tevkif ederek, ellerinizi havaya kaldırıp teslimiyet içerisinde beni okumanızı istemiyorum. Böyle bir dayatma ve baskı ile yazıyı okumanız beni memnun etmeyeceği gibi sizin için de verimli bir okuma olmayacaktır. Sadece en doğal ve rahat halinizle, sükûnet içerisinde okumanız benim için yeterlidir.

Fakat yazıyı okumaya devam ettiğiniz müddetçe de bu yazının göz hapsinde olduğunuzu hissedebilirsiniz. Bu konuda bir garanti veremeyeceğim için şimdiden özür dilerim. Çünkü her satırda kendinizden bir şeyler bulacak ya da bulmak için düşüneceksiniz. Birbirimize karşı gizli pazarlıklar peşinde koşmadan, cambaza baktırıp da sözcüklere hendek atlatmadan derdimi ifade edeyim ki sonradan bozuşmayalım!

Aslında kimse ister kıpırdasın, ister kıpırdamasın bizi ilgilendiren bir konu değildir. Bizi ilgilendiren kimse değil herkestir. Herkesin her konuda ihtiyaç duyabileceği konular olabileceği düşüncesi ile izniniz olursa herkese dair yazımıza sizleri misafir etmek istiyorum. Çünkü içinde bulunduğumuz sorunlar bize her gün “kimse kıpırdamasın” diyerek zorla ya da kendi isteğimizle ilgimizi kendisine çekmektedir. Biz ne kadar görmezden gelmeye ve ertelemeye çalışırsak çalışalım, ihmal edip büyüttüğümüz sorunlar gün gelip karşımıza dikilip meydan okurcasına “kimse kıpırdamasın” der. Biliniz ki “kimse kıpırdamasın” sözünü duyduğunuzda ya boş bulunup teslim olmak zorunda kalırsınız ya da zor da olsa direnmeye çalışır, nadiren üstesinden gelirsiniz.

Bu nedenle size yakın bir gelecekte “kıpırdama, yakarım” diyecek sorunlarınız varsa onlara fırsat vermeden şimdiden çözüm geliştirmek gerekmektedir. Bu sorunlar kişisel, ailevi veya toplumsal olabilir. Çünkü her şeyin yolunda olduğunu düşündüğümüz zamanlar en boş bulunduğumuz zamanlardır. Bu zamanlarda işimizi, ailemizi ve çocuklarımızı ihmal ettiğimizde, muhtemel sorunlar karşımıza geçip “kimse kıpırdamasın” dediğinde iş işten geçmiş olmaktadır. Bir bakıyorsunuz içine kapanmış çocuğunuzun duygusal ve psikolojik ihtiyaçları karşılanmadığı için çocuğunuz kötü arkadaşlar ve uğraşılar edinmektedir. Ya da bir yakınınıza ilgi gösterip destek olmadığınız zaman, belki de en ihtiyaç duyduğu zamanlarda yardımcı olamıyorsunuz.

Sevdiklerimiz bizim en kıymetli zenginliğimizdir. Onlara verebileceğimiz en güzel hediye de pahalı hediyeler değil, sevgi dolu zamanlardır. Ailemiz ve çocuklarımızla geçirdiğimiz zamanlar hem onların hem de bizim en mutlu olduğumuz zamanlardır. Bu değerli zamanlarda sevdiklerimizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak adına gösterdiğimiz çabalar, ilişkilerimizi, anne baba rolümüzü ve toplumsal ilişkilerimizi geliştirecektir.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol