rüyada votka ve bira içmek

yaprak
garipti, çünkü gidip kendi hür irademle yalnız başıma bi bara oturdum ki ben bara asla yalnız gitmem. barmenin önüne oturup bi bira istedim, ki biradan nefret ederim. biradan bi yudum alıp, votka istedim; tamam burda sorun yok ama sıra sıra içmeye başladım. neden böyle bir halt yedim bilmiyorum. sonra bira ve votka isteklerim sürdü, barmen de baktı ki pilot olmaya doğru ilerliyorum benle muhabbet etmeye başladı. oysa ben sarhoş olmayacağımı iyi biliyor ve sanki kafam güzelmiş gibi şımarıklık ediyordum ama bir yandan da yüz vermiyorum herife. böyle tek kelimelik cevaplar, etrafa sıkılgan ve umursamaz bakışlar falan... tam bir iç boşaltma eşiğini geçmiş zor kadın... isteğim üzerine daha yumuşak şeyler çalmaya başladılar. vakit hayli ilerlemiş lakin bilinçaltı sakinlerim barda azalma göstermemişti. neyse barmen bi ara surat astı " ne işi var lan bunun burda?" diye, sonra bi arkadaşına "sen yerime bak deyip" bana döndü "sen de rahat dur, kendine mukayyet ol" deyip içeri girdi. "hakikaten kim lan bu" diye bakmama kalmadan yanıma geldi. benim içki içtiğimi bilmediğinden "çok değişmişsin sen, ama zevksizliğin baki" dedi. "neyi nasıl yapacağımı ne zaman sana sordum?" dedim. bi yandan da sinirimi ve kendimi kontrol altına almaya çalışıyor, sarhoş gibi görünmeye devam etmeye çalışıyordum. kaç saattir o kadar insanı kandırmıştım, açığa çıksa hoş olmazdı. "zaten bi haltı bana sormadığın için bu haldesin. içki kim, sen kim, bar kim?" dedi. " sen kimsin lan *****" diyerek diklenmeye çalıştım. ama ayağım kaydığından başarılı olamadım. ya sarhoş moduna iyice kaptırmıştır. yada hafif çakırkeyiftim, herhalde içki karıştırmaktan "bira içki mi?" diye mırıldanarak küfür ettim. oysa cevap vermedi, pavyon ışıkları altında bile belirginleşmiş olan boyun damarlarının vücudundan fırlamaması için konuşmuyor gibi bir hali vardı. masada duran yarım votkayı dikti, birayı içse şaşardım. "götünü toplamak zorunda olmadığım halde burdayım, şansını zorlama istersen" "oğlum, sen ne zaman benim götümü toplamışsın? sen ot falan mı çektin, ne konuştuğunu bilmiyorsun." dedim, bağırarak "belanı sikmeden yürü" dedi. "sen benim evimi bile bilmiyorsun, ne bu ayaklar şimdi? her şeyi geç dört senedir görüşmedik senle. ondan önce de birlikte dışarı çıkmayı geç, bi şey bile yapmadık. sen kimsin şimdi küstah küstah konuşuyorsun" falan derken baya dramatik film sahnesi, üstüme eğildi bu; çünkü ispanyoluz biz koduğumun yerinde. bi yumruk attım, neye uğradığını şaşırdı; hayatında karıştığı ilk kavga bile olabilirdi bu, o kadar.. neyse "pişman olacaksın kızım" dedi. o sırada barmen geri döndü. "pişman et lan beni" diye bağırdım. yırtınarak "hayatını bok ettin laaan" dedi. "çevrende bi tane seni seven insan kalmadı, annen bile bıktı kızım senden. içmeyi öğrenmişsin, ama ağzınla içmeyi öğrenememişsin; üstelik yanında sana göz kulak olacak bi kişi yokken. sabah tanımadığım birinin yatağında kalkmak mı bundan sonra senin hayatın" sert bir tokat attım, şiddetiyle gözlerim doldu. telefon çaldı o sıra "şuradayım gel beni al" deyip, kim olduğuna bile bakmadan kapattım. hesabı ödedim, ayağa kalktım. bardan çıkıp eve doğru yürüyordum, o da yanımda yürüyordu. " arkadaşına gel dedin, onla git; bu şekilde yürüme" dedi, cevap vermedim " işte hep böyle yapıyorsun, kızı çağırdın, beklemeden gidiyorsun; sonra yalnız kalıyorsun" şöyle bi dönüp "kız??" dedim "ya da neyse ne" dedi. "ben evleniyorum" dedim, neden böyle bir halt dedim bilmiyorum. "tamam, hadi evine gidelim" dedi. soğukkanlılığı her şeyi açıklıyordu, vicdan azabı için buradaydı "sen gelmiyorsun" dedim. "sana ihtiyacım yok" dememe kalmadan mert çıktı köşeden (dün o kadar lafını ettik tabi adamın) sonra da uyandım.
damdan dusen bey damdan dusen bey
Okumadım durumumuz yoktu.
yaprak yaprak
Okumadığından adam olamadın
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol