hacettepe itiraf

raven rust
şimdi.
artık, neler olduğuna güzel bir açıklık getirmenin zamanı. elbette, zamanı çoktan gelmişti, ama eyleme şimdi geçiriyorum.

dün gece bir rüya gördüm. bilinç altım bana ya oyun oynuyor, ya da görmediğim bir şeyleri göstermeye çalışıyor. bilmiyorum. keşke bilseydim.
düşün.
tuhaf. hayatımda kendimle alakalı onca bulmaca var. ama ben hayatıma bir şekilde, ufak bir yerlerden de olsa sızan başka birinin bulmacalarını çözmeye çalışıyorum. kendimle alakalı soru işaretlerim yıllardır duruyor, ama başkası olunca bunları hemen yok etmeye çalışıyorum. sefilim, evet. ve çok aptalım. ne kadar aptalım. keşke daha akıllı ve güçlü olabilseydim. ama ben buyum. bunu kabul etmekten başka seçeneğim yok. diğer yolları seçersem işler daha da boka sarabilir. kendimle alakalı onca soru işaretim var. dediğim gibi. ama ben şimdi o rüya hakkında konuşmak istiyorum. evet. o da neyin nesiydi öyle? nereden çıktı? ne tür bir oyun? yoksa oyun değil mi? her hâlükârda, bilinçaltım, benimle resmen taşak geçiyor. en kaba tabiriyle. evet. normal rüyalar, uyandıktan sonra geçen birkaç dakika içinde unutulur, kaybolur. ama ben bu rüyanın içindeyken geçirdiğim zaman içinde, orada, boynumda hissettiğim sıcaklığı ve... iyi hatırlıyorum. o hissi hala yaşıyorum. rüyanın içinde neler yaşadığımı. evet. unutmadım ve hala taptaze.

ah... ne sefil ve aptalım. seni sefil piç kurusu! burada durmuş, hayatında en ufak bir yere sahip olup olmadığımı bile bilmediğim biri hakkında derin derin düşünüp, uzun uzun yazılar yazıyorum. acziyetin dik alası bir sefillik bu. değil mi? öyle mi?...

acaba. sadece acaba, sen de benim hakkımda düşünüyor musun? günde en az bir defa aklına geliyor muyum? kim bilir? asla bilinmeyecek. ne önemi var ki. unutulup gidecek. yok olacak. hiç olmamış gibi. yaşanmamış gibi. ama yaşandı. ben yaşadım.

tamam, belki bilinçaltın beni rüyalarında göstermiyor. peki bilincin? günde bir defa olsun, beni aklına getiriyor mu? bilmiyorum. keşke bilseydim. ama o zaman ne anlamı kalırdı ki, değil mi? ama neyin anlamı? kafa karışıklığının mı? bu, çok mu anlamlı? belki hiçbir şeyin anlamı yoktur. sadece içinden geldiğince yaşaman gerekir. derin düşüncelerden kaçınmak gerekir belki. ne istediğini ve neyden korktuğunu sorgulamadan, sadece yaşamalısındır belki. yüzeyinde kalmaya çalıştığım kocaman bilinmezlik okyanusunun içinde bildiğim bir yudum varsa, senin böyle yaptığın. sadece içinden geldiği gibisin. sorgulamıyorsun. düşünmüyorsun. içindeki kısrağı özgür bırakmışsın, istediği gibi koşuyor. ve işe yarıyor gibi. yani, iyi görünüyorsun. mutluymuş gibi. ya da en azından kendini hırpalayıp durmuyorsun. aslında bunu ben de deneyebilirim. neden öyle olmuyorum? neden kendimi serbest bırakmıyorum? çünkü korkuyorum. evet. korkularımdan duvarlar örmüşüm, içine hapsetmişim kendimi. dışarı çıkmak için kendime güvenemiyorum. güvenemiyorum. ben buyum. bir sefil. aptal bir sefil. acizin dik alası, aptal bir sefil. sadece. kendimi böyle olmak durumundan kurtarmak gerçekte benim elimde. bunu başka kimse yapamaz. ama ben kurtarmıyorum çünkü aptalım. yapamıyorum çünkü acizim. denemiyorum çünkü sefilim. öyleyim. tamamen bu sayfaları buruşturup atamıyorum. okumaktan çekiniyorum. sadece elimde tutup, üzerlerindeki satırlarda göz gezdiriyorum. içinde kötülük varsa düşünmeden buruşturup atacağım. iyi bir şey varsa başımın tacı yapıp, dünyasında kaybolacağım. ama açıp okumuyorum. sadece elimde tutuyor ve kendimi kendime hapsediyorum. bir başkasının yutmasındansa, kendimi yutup sindirmeyi; başkasının elinden acı çekeceğime kendi kendime acı çektirmeyi seçiyorum. evet bunu ben seçiyorum.
ben buyum.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol