çocukluk korkularımız

serendipity
Çocukken cahillikten mi bilmiyorum hiçbir şeyden korkmuyordum. Kertenkeleyi alır, yanağına buse kondururdum. Kurbağayı elimin üstüne alır dilini çıkarttıkça kahkaha atardım( ne alakaysa)
Aşırı yaramaz olduğum için cesaret gösterilecek her konuya atlar elimden gelenin de üstüne çıkarak yaramaz kuzen ve arkadaşlarımızla dediklerimizi yapardık. İşte en net hatırladığım yüksek katlı binaların salonlarının penceresinden penceresine geçerdik. Arada uzun menzil olmasına rağmen!
İşte tır geçer karayolunun kenarından helekopter ayağını uzatır, tekerlekler üstünden geçer ayağının, örgü şişini boğazına sokar, çıplak elektrik teli alır ölemez vs milyon tane örneğim var ancak tüm maddeselliklerim ve cesaretime rağmen öyle bir korkum var dı ki; ailemizde hatrı sayılır büyük bir yakınım vardı. Kendisine hürmet gösterirdim. Allah var beni de çok sever sayardı ancak kendisi o kadar serttti ki müşterileri bile korkuyordu ondan. Hatta iş yerinin bulunduğu kaldırımdan rahat 20 yaşıma kadar geçmedim sırf kızar diye. Yani nasıl korkuttuysa bilmiyorum acayip sert bir adamdı şu an yazarken bile irkilmedim değil ama haksız yere sesini yükseltir gereksiz moralini bozar, seni ağlatıp evine gönderir öyle değişik biri olsa da iyi bir insandı. Eskiden hayvanlardan korkmayıp insanlardan korkuyorsam şimdi tam tersini belki de yaşıyor olmam bu Mümtaz kişiye borçluyum. Yani korkulma konusunda öyle Nam Salmış ki; ziyaretime gelen arkadaşlarım bir gün telefonum çaldı baktım o kişi arıyor. Arkadaşlarımın hepsi ağzını tuttu, kazara söylediği cümlelerinden harf eksikliği olurda duyamazsam vay halime! Zaten ağzının içinden konuşuyor ve aklındaki şeylerin ortasını sana anlatıyor yani diyor ki; bağırsağımdan geçenleri oku!
Empati kurma yeteceğimi ben bu adama borçluyum!
Gerçekten insanların içinden ne geçtiğini, aklından o an da geçen alt metni okuyabiliyorum. Bazen bu durum yanlış anlaşılsa da şartlar bizi bu duruma getirdi.
Heee tabi bu arada bu adam gereksiz yere korku sebebim olmuş, bütün korkularımla yüzleşip karşısına dikildim birgün. Söyleyebileceği en kötüsünü, yapabileceği en kötü şeyler yapılmış zaten daha ne olabilir ki dedim, halt edip ona akıl vermeye kalktım. Halbuki hiç kimsenin aklını beğenmez. Ama hiç tahmin ettiğim gibi olmadı. Tam tersi o gün bugündür şeytan kulağına evladı bile kendisinden korkuyorken ben istediğimi yapabiliyorum.
Belki de korkularımız kafamızda büyüttüklerimizdi.
(bkz:kaybetmekten korkmayanlar derneği)
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol