konda'nın araştırmasına göre dindar neslin azalması

beklenen durumdur, gerek aile yapısı gerek genç neslin hayatının içine aldığı farkında olmadan sağlanan yönlendirmeler bir çok uygunsuz şeyi normalmiş gibi algılamasına neden olmakta. bu da gerek yeni nesil gerekse sonradan gelecek nesiller için aslında bir tehdit. bunların engellenmesi için adım atılıyor olsa da aileler doğru bulup engel olduğu için gidişat normal şekilde onların da istediği gibi ilerliyor. ileride bir gün pişman olduklarında vakit geç olacaktır.

Türkler tarih boyu öyle ya da böyle bir şeye tapmışlardır.
Konda'nın araştırması ve sorduğu sorulara aldığı cevaplar dahilinde bu sonuca vardığına da hem fikrim..

Fakat tarih boyu bir varlığa inanmış, iman etmiş bir millet, nasıl oliyorda ateizme eğilim gösteriyor.?
Çıkan sonuca aslında, islama düşman kimselerin kaçamak cevapları olarak bakmak lazım..

Normal de tüm dünya da ateistler her dine eşit mesafe de uzak iken, bizdekj (sözde) ateistler sadece İslam dinine, hatta ve hatta sünnilik mezhebine yönelik bir hasmane tutum sergilerler..
Bu detaydan yola çıkarak, konda'nın sorularına ateistim cevabı verenlerin aslında mezhebsel ve siyasi ideolojilerine ters gelen bir iktidara yara vermek adına, her yolu mübâh görmeye eyilimli oldukları sonucunu çıkartabiliriz..

Yani özet olarak, Türkiye de ateizme geçişte bir artış yok!
Ama ideolojileri uğruna gerekirse dini değerlerini ikinci plana atabilecek, marjinal bir zümrenin varlığı yadsınamaz bir gerçek..

İnsanlığın bir bölümü aydınlanma yaşarken, diğer bölümü ise her gün daha fazla karanlığa gömülüyor !
Bu dönemin sözde hoca ( din satıcısı) larının ve bazı yöneticilerin aklaksızlıkta pik yapması, ateizm ve deizm'in yükselişinin bir numaralı sebebedir.
Azıcık aklı olanın dinin insanlar üzerinde nasıl bir uyuşturucu etkisi yarattığını farkedince yolunu değiştirdi. Ancak asıl korkutucu olan ise, yaşanan tüm ahlaksızlığın temelinde ki sorunu göremeyen, körü körüne bağlanan kesimin her gün daha fazla bağnazlaşması, yobazlaşması ve dibe hızla inmesi ! ( inancını kendi içinde masumca sadece Allah için yaşayanlara saygım sonsuzdur. Ancak inancını güç ve para için yaşayan ahlaksız kesimin inancına asla saygı duymuyorum ve bu grup inananlar arasında en az 5 boy farkla öndedir)
Nitekim bu işin sonu hayır değildir. Meshepler arası savaş Müslümanlık ta olmazsa olmazdır ve birde cihat var ki vay halimize ( kafirlere karşı savaş ki burada kafir inanmayanlar oluyor) sonumuzu iyi görmüyorum. Bulunduğumuz çoğrafyada bunun onlarca örneği var.
Afganistan ( taliban öncesi/sonrası)
İran ( Ayetullah öncesi/sonrası)
Bakın bu ülkeler de bir zamanlar özgürlükçü ve laik olarak yaşanabilir ülkelerden, inancın siyasetin içine girmesi ile bugün ki hallerini aldılar.