viski

türkiye'de nedense kötü adam içkisi olarak görülen içki türü. sanırım yeşilçam filmlerinden ötürü.

ne zaman viski içsem az sonra çok mafyatik işler yapacakmışım gibi geliyor ama yaptığım en pis hareket tuvalete gidip işemek/sıçmak oluyor. elbette bunlar doğal şeyler ama bir pislik bırakıyor ardında.

mısır, buğday, çavdar gibi malzemelerle yapılan damıtılarak elde edilen alkollü içecektir kendileri.

isminin kökeni galce uisge (su) kelimesidir. bunun sebebi ise latince'de tüm damıtma içkilere aqua vitae (yaşam suyu) denmesidir.

esasında bu içkiyi araplar bulmuştur. o da çok ilginç bir şekilde. araplar orta çağ'da hristiyanlarla rekabet etmek için "en kültürlü medeniyet biz olacağız" yarışına girdikleri için ne kadar yunanca eser varsa hepsini arapça'ya çevirmişlerdir. haliyle yunan yazmalarından damıtma işlemini öğrenmişlerdir. bu bilgiler de haçlı seferleri sırasında avrupa'ya geçmiştir.

lakin alkol damıtma teknikleri uzun süre içki üretmekten çok ilaç yapmaya yönelik olmuştur avrupa'da. haliyle adamlar damıttıkları alkolleri sağlık alanında kullanmakta, ağzılarına pek sürmemektedir.

daha sonra iskoç berberler (o zamanlar berberler yan dal olarak cerrahlık da yaparmış. hatta türkiye'de uzun süre sünetçi olmuşlardır bu abiler) ilk viskiyi yine medikal amaçlarla üretmişler ama daha sonra aralarından birisi "dur lan merak ettim, tadı nasıl acaba?" deyince viskiyi bulduklarının farkına varmışlardır.

benim favori viskim şimdilik caol ila.

Viski deyince aklıma hep boşalan Johnnie Walker şişelerinin içine açık çay koyup vitrin süsü olarak kullanılması gelir. Bir anne buluşu olmalı.
(bkz:dondurma kabından çıkan yaprak sarması)

sefa pezevenkliğinin yanı sıra grip tedavisine de yarayan bir içki türü. grip tedavisi için şöyle kullanılması gerekir: yarım bardak sıcak suya yarım bardak viski boşaltılır, deliklerine karanfil yerleştirilmiş bir limon dilimi içine atılır, güzelce içilir, sabaha turp gibi kalkılır.