vals

jean baptiste de la croix
esasında köylü dansı olmakla beraber sonradan salonlara taşınmıştır.

hatta dans eden çiftlerin birbirine sarılması barok dönemde büyük ahlaksızlık olarak görülmüş. zira barok dönemde danslar "seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" tarzındadır.

18. yüzyılın ortalarında bazı soylular "lan olm farkında mısınız bilmiyorum ama 200 yıldır aynı dansı yapıyoruz. ben sıkıldım artık lan!" demiş ve gidip soylu olmayan kişilerin eğlencelerine katılmaya başlamışlardır. böyle böyle vals de soylular arasında görülmeye başlamıştır. ama elbette çoğu soylu "bu ne la böyle, oldu olacak tecavüz edelim kadına?" şeklinde düşünmüştür bu dans hakkında.

bir nevi barok dönemin rock'n roll dansı gibi bir şeymiş bu.

19. yüzyılda ise aristokrasinin artık git gide silinmeye başlamasıyla vals bilmeyen balo müdavimlerini dövmeye başlamışlar.

20. yüzyılda da japonya haricinde aristokrasiye önem veren batı ülkesi kalmadığı için (heheh, şaşırdınız değil mi japonya'ya batı ülkesi deyince? gidin bir araştırın rus-japon savaşı sonrası japonya'nın doğu ülkesi mi yoksa batı ülkesi olduğunu. ) insanların aklına salon dansı deyince hep vals gelmeye başlamış.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol