ayrılık acısı

şu anda ev arkadaşımın fikret kızılok gönül şarkısıyla klipsel davranışlar sergilemesine neden olan, dünyanın en bok duygusu.

nefes darlığı ile başlar her şey. sonrasında tüm vücut giderek güçlenen bir sızı ile sarılır, derken titreme atakları. yaşamak o kadar anlamsızdır ki; kim olduğun, yaşama amacın, hepsinden önemlisi de niye bu durumda olduğun anlamsızdır. elinde var olan tek şey sadece acıdır.
tam bu noktada yol ikiye ayrılır. ya acıyı hissettikçe nefesin daralır ve en başa geri dönersin ya da acının farkına varıp ağlama evresine geçersin.
ağlamak iyidir, hala yaşadığını gösterir. kendini bulduğuna göre, baştaki süreç yavaş da olsa ters yönde ilerlemeye başlar. ve tebrikler tekrar aramızdasın. aklına geldikçe yüzünde tebessüm oluşturan yeni anılarınla birlikte.

unutmadan; hangi yola girilirse girilsin o yıl kış hiç olmadığı kadar soğuk geçecektir.

abartılmadığı takdirde deneyimlenmesinde sorun olmayan acıdır.

bireye en çok tecrübe ve olgunluk kazandıran durum.
hiç ayrılık acısı tatmamış insan biraz eksik sanki be?

Slow şarkıların yarısından fazlasına konu olacak kadar dramatik sonlardır.
Yaşanmışsa ders alınmalıdır

bir süre sonra alışılan his. zamanla geçtiği konusu tarafımda onaylanmıştır.

İnsanı zayıflatıyormış.
İğneden ipliğe dönme sebeplerinden biridir.

ic yakan, kalbe agirlik olandir.

Kendi yarattigimiz suni acidir. Insana terk edilmek koyar. Ege once davranip sen terkettiysen aci maci duymazsin. En kotu ihtimalle bir haftada gecer yine etrafi kesmeye baslarsin.

erkeklerin yaşadığına inanmadığım duygu. yaşıyorlarsa da ya hafif yaşıyorlar ya da hissettirmiyorlar.

geçiyor diyorlar. Bilmiyorum henüz geçmedi.

Aşk'ın varlığına inanmıyorum. Karşı cinse zerre kadar güvenmiyorum vee ayrılık acısı denilen şeyin sadece akışkanlıklarından vazgeçen herkesin ve genelde bi tarafın yaşadığı normal şeyler olduğunu düşünüyorum. Haa acınızı dibine kadar yaşamak isterseniz bekleriz. Buyrun..