umut

3k
umut sensin, umut benim, hepimiziz umut. Umut yarin degil bugündür. Onu yitirdigimiz gun kaybettigimiz gundur. Umudunu yitirmeden asla kaybetmis sayilmayacaksin.
mavikaranlik
Çoğu insan için “yok” olan kavramdır. Bizim de birini tercih etmemiz gereken ikilem; sahte umutlar ile mutlu olmak mı, realist bir şekilde kabullenip mutsuz olmak mı? Çoğu şeyde kendimizi kandırdığımız husuların başında gelir. Realist insanlar için umut kavramı yoktur, olamaz.
umut2
Edit: hoş bulduk.

umut aslında hakikaten fakirin ekmeğidir. İzafi, garip bir his. Aşığın aşkı, tutsağın hürriyeti, mazlumun adaleti...

i. (Fars. um?d’den um-mak fiilinin etkisiyle; bâzı dilcilere göre ise um-mak fiilinden türemiştir) yeni.
1. Bir şeyin gerçekleşmesi ihtimâlinin verdiği ferahlatıcı duygu, ummaktan doğan ferahlık, ümit: Son umutları da suya düşünce ananın babanın yüzü gözü kararır (Eflâtun C. Güney).
2. Bu duyguyu uyandıran kimse veya şey: Baskın yerinde Selçuklular’ın bir umudu daha duman olmuş tütüyordu (Mustafa N. Sepetçioğlu).
? Umut ışığı: mec. Umut verici işâret: “Nihâyet bir umut ışığı belirdi.”-(url: http://www.lugatim.com)
serendipity
İmkansız dahi olsa, olabilitesini size aortun kalpten çıkan ve vücuda dağıtıp tüm yaşaımınızı saliselik adeta satın alan, saniye saniye veren duygudur.

Bir kere bu duyguya yakalanmayı görün, o an odaklandığınız şey dışında hiçbir şey görmez gözünüz. Hedef sizi belki istediğiniz yere götürmeyecekti ama vazgeçtirmeyecekti de!

aristotales'e ne diyordu umut için; uyanık insanların rüyası! ,
Ya balzac?
''cesaretin yarısıdır.''
Ya da Tales ne diyordu son olarak;
“her şey yok olduğunda bile umudun var olacaktır.”

her türlü negatiflik içinde barındırsa bile, olumsuz tüm yollar sarmışken etrafını, nefes alıp verdiği sürece istesen de istemesen de taşırsın bu duyguyu tüm ilkel benliğinle ve ölünce de gömülür kara toprağa seninle birlikte...

Hazır umut demişken, Pazar gününe de ithafen sevgili attila ilhan'ın şu şiirini hatırladım.

seni ben kallavi sokağı'nda gördüm
sen beni görmedin görmedin
kapıları çaldım adını sordum
söylemediler öğrenemedim
seni ben kallavi sokağı'nda gördüm
bir daha görmedim bilmedim
belma sebil adını yakıştırdım
aklıma geldikçe her sefer
gözlerinin mavisini bitirdim
saçlarının siyahına başladım

kallavi sokağı'nda güvercinler
benim karanlık istanbul'um
bir esnaf kahvesine oturdum
belma sebil ya geçti ya geçer
rüzgarını içime doldururum
kallavi sokağı'nda güvercinler
bunca yıl sönmemiş umudum
nisan değilse mayıs
perşembe değilse pazar
ben belma sebil'i bulurum.
taethorden
“Prometheus'a sinirlenen Zeus'un kalbi insanoğluna nefretle dolmuştu. Zeus ateşi insanlardan saklamıştı taki İapetus'un soylu oğlu çalıp insanlara verene değin... Ey İapetus'un oğlu, kurnaz, beni alt ettiğin ve ateşi çaldığın için mutlu musun? Bu senin ve insanoğlunun felaketi olacak dedi Zeus. İnsanlara ateşin karşılığı olarak bir kötülük vereceğim ki kendi yok oluşlarını mutlulukla kucaklayacaklar...
Ve Pandora kutuyu açtı. Salgınlar, hastalıklar ve kötülükler kutudan çıkıp insanoğlu arasına karıştı. Sadece umut Pandora'nın kutusunda kaldı. . .”

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol