hediye alınan kişinin hediyeyi beğenmemesi

serendipity
Tanım: Doğum günü, yıldönümü yahut özelliği olsun ya da olmasın gönlünden kopup alınan hediyelerden sonraki hediye sahibinin aldığı hediye karşılığında memnuniyetsizliklerini vücudunun her zerresiyle belli ettiği durumdur.


Mükemmelliyetçi ruhlar böylesine özel günlerde, kendisi için özel olan her kimse en mükemmellini yakalamak uğruna özellikle konu hediye, karşı tarafı mutlu etmek vs gibi hassas konularsa bu hazırlıkların aylar öncesinden yapılıp, ince elekten geçirilerek karar verip sunulduğunu çoğu zaman bilmiyorlardı.

Çevresindeki kişileri memnun etmek için kar, kış, fırtına demeden en güzelini almak için yola koyulmuş ve günler süren araştırmanın ardından en nihayetinde “işte bu!” Denilerek alınmış hediye yine kendi özeninde tüm gösterişliliğinde süslenerek paketletilmiştir.

Tabii Hediyeden çok, hediye alınan kişinin hediyeyi aldığında “ne kadar mutlu olacak” duygusu daha ağır basıyordu.

Gün gelmiş, nihayetinde hediye takdimi için süslü sözlerden sonra ödül törenine geçilmiştir.
Özenle paketin hışırtıların arasında hediye açılmaya çalışılmış, ardından;
-Aaaa ne gerek vardı ki(?)!
Denilmiş.
Tüm Yapmacıklığıyla kem küm edip, hediyeyle göz göze gelinmiş, bir hediyeye bir size bakar olmuştur. (Hayranlıktan)

İçine kaçmış ses tonuyla:
Hımmmm.. tşk
Denilmiş ve hiçbir şey olmamış gibi konu kapatılmıştır.
Hatta yüzü o kadar düşmüştür ki, az sonra bunu neden bana aldın der gibi bakacaktır.
Şimdi buraya nokta koyalım.

Hayatı boyunca herkese hediye alıp karşılığında pek hediye almamış biri olarak (tanımadığım kişilerden aldığım hediyeler hariç) kimseyi memnun edemedim.
(Aslında aldığım hediyeleri başuçlarında saklayıp, ömür boyu koynunuzda yatırdığınızı da biliyorum ama bilmemiş ayağında devam edelim, neyse)
Sırf seni bozmak için, o ruh-u endamını senin karşında yükseltmek uğruna tüm Şevkini bozmak kaydıyla yapıldığını sonradan anladığım o yıllar...
Sonra noldu?
Ne yapıldıysa iyi yapılmış.
Hayatta her şeyi keyfim isterse yapıyor olup, napıyorsum da karşılıksız yapmayı öğrendim bu sayede.
O hediyeyi açarken ki aslında dehşete düşseniz de kibirinizden gözlerinizi kör edip burun kıvırma yapılarınızdan dolayı hepinizin birbirinize benzediğini görüp, bir daha sizin gibi olanları hayatıma sokmamaya öğrendim.
Küçük bir çocuğun başı kopmuş papatyayı sırf bana verdi diye 10 yıldır saklayan birisiyim.
Hiç tarzım olmayan hediyeleri baş tacı edip saklarken şunu söyleyeceğim;
Birgün kalbi kırılan ve bu durumu haketmediğini düşünen yazarlar olup ta bu entrime denk gelirseniz;
Bilin ki hediye verdiğiniz için siz kötü değilsiniz, hediye alanın kendi kötülüğüdür.

Değer verdiğiniz şey layık olandan incili kaftan, layık olmayana da yamalı fistan gibi durur.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol