varlık

normal adam
varlık ( vücud) ;

“vücûd”un dilimizde karşılığı “varlık”, ve farsçada karşılığı “hestî”dir. söz lük anlamı “aranılan şeyi bulmak”tır. genel olarak kullanılan “cisim ve be den” ma'nâsı sözlüklerde ancak mecâzî ma'nâ olarak geçmektedir. sûfî terim lerinde “vücût sahibi olan mevcût”tan ibârettir. şimdi vücût kelimesi ile bir hakîkat kastedilir ki, onun varlığı kendi zâtından ve kendi zâtı iledir. ve daimi mevcûtların varlığı ondan olup onunla mevcuttur. tasavvufla uğraşan tahkîk ehli sözlerindeki işârette, o hakîkate dikkat çekmek için “taayyünsüzlük” ve “mutlak vücûd” derler. çünkü vücûd zâtıyla bu mertebede hiçbir “isim” ve “sıfat” ve “fiil” ile kayıtlanarak açığa çıkmış değildir; bütün oluşumlarla kayıt lanmaktan mutlaktır. belki oluşumların hepsi bu mertebede zât'ın ayn'ıdır. “salt vücûd” derler. çünkü zât, isim ve sûret ve sıfat ve vasıftan kendi saltlığı ile hâlistir. “nakışsız zât” ve “şeffaf ayn” derler. çünkü isimler ve sıfatlar ve fiiller renginden sâde ve sâfîdir; ve hiçbir renk ile boyanmış değildir. “vasıfları bilinmeyen” derler. çünkü bu mertebede bütün vasıflar ârif olunabilir ve müşâhede edilebilir değildir. ve vasıf ise olmak ve olmamak ay rımından ibârettir. bu mertebede olmak ve olmamak tasavvurundan hiç birisi yoktur. bundan dolayı vasıfları bilinmeyen olur. “ezellerin ezelî” derler. çünkü vücûdun bundan yukarı bir mertebesi yok tur. ve bütün mertebeler bu mertebenin altındadır. “gayblerin gaybı” derler. çünkü sâbit ayn'lardan başlayarak tâ mutlak misale kadar olan izâfî gayb mertebeleri, bu mertebede mutlak kayıptır. ne harici tasavvurları ve ne de ilmi tasavvurları vardır. “işâretler son bulmuş” derler. çünkü bu mertebede bütün isimlerin ve sı fatların işâretleri son bulmuştur. “izâfetlerin düşmesiyle ettevhîd” bu merte bede gerçekleşir. “vicdân son bulmuş” derler. çünkü bu mertebede vicdân tasavvuru yok tur. bu ifâde “zât için vicdân yoktur” ma'nâsına değildir. çünkü vicdan ta savvuru ilim mertebesinde olur. bu mertebede ise ilim tasavvur edilir değildir. bundan dolayı ilim eserinden ibâret olan vicdân da yoktur.

Fususu'l Hikem / Muhyiddin ibni Arabi

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol