kışın yataktan kalkmanın daha zor olması

yavaş yavaş idrak etmeye başladığımız olaydır. kesinlikle doğrudur, yazın daha enerjik ve rahat bir şekilde uyanabiliyorken bu durum kışları çok daha zorlaşmaktadır. Soğuk olması bunun en büyük etkenlerindendir, sıcacık yatak bırakılıp soğuğa adım atmak kolay değil. fiziken ve ruhen bu zorluğu kesinlikle yaz mevsimine kıyasla çok daha zor olduğunu düşünüyorum, en azından kendi adıma bunu gözlemlemekteyim.

Yatağın dışarıdan daha sıcak olmasından kaynaklanır öğrenciyken ilk eve çıktığımız da doğalgazı açtırmadan önce bir kaç gün kalmıştık sabah ısınmak için evden dışarı çıkıyorduk 😃 o zaman yataktan çıkmak çok kolay oluyordu

yaz kış her türlü zordur. acilen mesainin saat 11'de başlaması gerekmektedir, 3'te de bitsin.

Yaz aylarında, şahnişinin kenarına kıvrılıp, uyuyarak malum saat gelene kadar bu durumu alışkanlık haline getirdik çoğu zaman. güneydoğu yönünden henüz gelen ilk çapkın güneşin göz kapaklarının üzerinde adeta Bachata yaptığını görüyor ama nazlanıyorduk. “Artık yeter!” Edasıyla Dudinin, zemin katta bulunan mutfağımızdan gelen “sırlı” vanilya kokusu, alarmın 08.00 olmasından önce uyandırdığı zamanlar bitmiştir. Yazın çiftlik yaşamının doğal güzelliği kursağımızda kalarak; tatilin bitmesiyle betonik şehir hayatına yani 54 katlı rezidanstaki 36. Kattaki hayatımıza geri dönmek acı veriyordu. Mutfaktan gelecek sırlı koku yerini; pannkakor, taze olsa da perogieler, Avusturulya'dan dün gelen Vegemite olsa artık mutlu etmeyecektir. Haliyle erken kalkıp ta napayım? Tavrına hayran bırakıp, 08.05'e ötelediğimizi hatırlatan hüzünlü hikayemizi hatırlatan başlıktır.

Şaka şaka; Masaya Hafragrautur'un üstüne fıstık koymayı unuttukları için kışın erken kalkmıyorum!