iyi hal indirimi

kerim
Kendi kendinize “iyi hal indiriminden” yararlanıp tahliye olmak için geç kalmış değilsiniz. Masumiyet karinenize zarar gelmeden aklanıp temize çıkmak için lütfen yazımızı okuyunuz.

Kendini sürekli hatırlatan fakat daima ertelediğiniz işleri yapmadan “rahat edemeyenlerdenseniz” yalnız değilsiniz. Her zamanki gibi bir sorun ya da durumun başkalarında da olması hafifletici bir sebep sayıldığı için müsterih olunuz! Söylenmemiş sözler, yapılmamış işler ya da gidilmeyen yerler… Ne yapabildiğiniz ne de unutmaya çalışıp unutamadığınız bu takıntılar sizi serbest bırakıp terk edecek zannediyorsanız yanılıyorsunuz.

İnsanı en çok üzen de geçmişe dair üzüntü ve pişmanlıklardır. “Keşke, şöyle yapsaydım ya da şöyle söyleseydim” dediğimiz yaşantılar, söylenmemiş sevgi sözcükleri, özürler ve ziyaretler… Ben de kendi adıma aslında bu konularda çok başarılı değilimdir. Hep “ayıp olur, sonra söyleyeyim, şimdi zamanı değil” deyip kaçtığım durumlar da oldu. Hemen buradan kendime dair ciddi pişmanlıklar ve üzüntüler içerisinde olduğumu düşünenler olacaktır. Fakat sürekli kendini hatırlatan bir takıntım olmamakla beraber zaman zaman “şöyle yapsaydım” “böyle deseydim” gibi dediğimiz durumlar da olmuyor değil. Fakat biz bunları çoğunlukla unutmaya eğilim gösteririz. Yaşadığımız kötü anıları ve olayları da insan beyni unutup bilinçaltına atarak bir nevi savunma mekanizması geliştirip girerek kendimizi korumaya alırız. Böyle olmasaydı zaten, unutmasaydık bu olumsuz ve kötü anıların esaretine girerdik.

Bunları itiraf edip paylaşınca kendi vicdanımdan “iyi hal indirimi” alır mıyım bilmiyorum? Saç ve sakal tıraşı olup takım elbisemi giyip, kravatımı bağlayıp düğmelerimi de ilikledikten sonra vicdanımın karşısına geçince vicdanım da bu çabamı görmezden gelemeyecektir! Bunun neticesinde de “iyi hal indiriminden” yararlanarak kendimi tahliye edebilirim. İnsan kendi vicdanında kendisini tahliye edebilirse bundan ala huzur mu olur? Geçmişe dönük hata ve günahlarımızı epey bir süre sırtımızda bir kambur gibi taşımış ve bugünlere gelmiş iseniz, iyilik ve sevaplarınız da varsa vicdanınızın karşısına çıkıp adil yargılanma hakkınızı isteyin. Bazılarının yaptığı gibi Avrupa insan hakları mahkemesi gibi başka mahkemelerden medet ummak yerine kendi vicdanınızdaki mahkemeye başvurunuz. Sonuç istediğiniz gibi çıkmazsa bile yüce Allah'a bir temyiz başvurusu yapıp tövbe edebilirsiniz. Allah'ın rahmetine ve adaletine teslim olduktan sonra hangi mahkemeler sizi mahkûm edebilir?

Genellikle bütün suçlular “ben masumum” der! Elbette kader mahkûmları dediğimiz, her ne kadar tasvip etmesek de şartların ve zorlukların suça ittiği insanlar olabilir. Bunu sınanmadan bilemeyiz, bu nedenle insanları eleştirirken daima bir ölçü koymak gerekir. Fakat isteyerek ve bilerek suç işleyenler ise elbette “masum” değildir. Suçlarının karşılığını görmeleri gerekir ve ancak bu şekilde toplum nazarında bir huzura erebilirler. Vicdanları ise onları ilelebet mahkûm edebilir.

Kendi kendimize kaldığımızda “ben masumum” diyebiliyorsak ne mutlu bize! Biz de bundan faydalanmak için vicdanımıza teslim olduktan sonra iyi hal indiriminden yararlanmamızın kime ne zararı var?

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol