psikolojik olgunluk

kerim
Yücelik damına çıkmak için alçak gönüllülükten başka merdiven yoktur.
Hz. Şeyh Sadi (k.s.)

Kendi ile barışık olmayan, kendine sevgi ve saygısı az olan insanlar başkalarının onay ve takdirine aşırı bir ilgi gösterirler. Her ne kadar kendilerini beğeniyor gibi görünseler de kendileri ile ilgili algı ve düşünceleri olumsuzdur ve bilinçaltında kendi eksiklikleri ile fazla yüzleşmek istemezler.

Kendisinin olumlu ya da olumsuz özelliklerini tanıyıp, yüzleşip kendini olduğu gibi kabul etmek kolay görünse de zor bir beceridir. Zorluğu insanların kendilerinin eksik yönlerini görmek istemedikleri içindir. Çünkü kendi varlığına duyduğu saygı, “var oluşundan değil” başkalarının onay, ilgi ve sevgisine bağlıdır ve her zaman bunun arayışındadırlar. Bu nedenle de oldukları gibi görünmek yerine olmadıkları gibi görünmeye çalışırlar.

Hatta uzaktan sempatik, iyi ve güven verip de yakından tanıdığımızda, pişman olduğumuz kişiler olmuştur. Bu nedenle “keşke, hep uzaktan tanısaydık!” dediğimiz de olmuştur. Çünkü insanların isim, fiziksel görünüş, memleket, meslek ya da maddi durumundan iyi bir insan olup olamayacağını bilemeyebiliriz. Bunlar bizi yanıltabilir ve hayal kırıklığına uğrarız. Sahte gülümsemelerle sempati uyandıran bu insanları tanıdıkça iç dünyalarını daha fazla saklayamazlar ve açığa çıkarlar. Bu insanlar böyle açığa çıkınca tahammül sınırları da zorlanır.

Aslında diğer insanları tanımaya çalışırken psikolojik olgunluk düzeyine bakmak gerekir. En önemlisi de alçak gönüllü olup olmadığına bakmak gerekir. Her ne makamda olursa olsun, insan makamına uygun şekilde alçak gönüllü olabilir. Psikolojik olgunluk kavramı, kim olduğu ya da olmadığı veya duygu ve düşüncelerini ayırt edebilen, benmerkezci olmayan, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında, en az kendisi kadar başkalarının duygu ve düşüncelerine de değer vermeyi ifade eder. Psikolojik olgunluk düzeyi yüksek olan insanlar duygu ve düşüncelerini saklamazlar ve davranışları ile düşünceleri uyum içindedir. Kendini büyük görmek, diğerlerini küçümsemek gibi bayağı davranışlardan uzak olup alçak gönüllü insanlardır. Menfaat veya çıkar ilişkisine dayalı dostluklar yerine sevgi, saygı ve paylaşmaya dayalı kalıcı dostluklar kurmayı tercih ederler.

Mükemmel görünmeye yönelik aşırı bir çaba göstermek yerine doğal, içten ve oldukları gibi görünmeyi tercih ederler. Çünkü biliriz ki mükemmel olmasalar da kendilerini severler ve kendilerine saygı duyarlar. Bu nedenle de hep mutludurlar, karşılık bekleyerek iyilik yapmadıkları için de hayal kırıklığına daha az uğrarlar. Buna rağmen hayal kırıklığı yaşasalar da bunun sorumlusu, kendileri ya da başkaları ise bundan kaçmazlar ve bununla yüzleşirler. Özür gerekiyorsa özür dilerler, diğeri ise bunun sorumlusu aynı adımı karşı taraftan görmeden geri adım atmazlar. Çünkü kendilerine duydukları saygı başkalarına duydukları saygıdan daha az değildir.

Bütün bunlar, Hz. Şeyh Sadi (k.s.) nun sözünde hayat buluyor diyebiliriz. Gerçekten yücelik makamı, yukarılarda, küçük ya da büyük dağların zirvesinde değil, diğerleri ile benzer ya da farklı duyguların anlaşılıp paylaşılması ve alçak gönüllülükten geçmektedir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol