a haber haberciliği

nushirevan
samanyolu denen fetö kanalı muhalif medyada aktifken, "ulan oğlum bu kadar yanlı habercilik yapılır mı?" diye dalga geçen, daha sonra taraf olmakta aynı yanlışa düşen kanalın habercilik anlayışı.

eski bir gazeteci olarak; bu habercilik anlayışını kabul etmemekle beraber, maalesef gerekli de görüyorum. bir zamanlar akıllı bir adam:

"eğilmiş bir dalı düzeltmek için onu düz konuma getirtmek yetmez. tersine bükmek gerekir" diyordu. payesini verelim. öyle bir muhalif medya vardı ki zamanında, oluşturulan algıyı kırmak için bir ömür gerekiyor.

örnekler verebiliriz:

muhalefete sorsan rte "askerlik yan gelip yatma yeridir" demiştir. oysa ki tam tersini söylemişti ama öyle bir algı yönetildi ki sanki adam askerlik müessesesini hafife alıyormuş gibi lanse edildi.

"tek dil" diyor, ardından bakıyorsun ki "tek dil demedim" diye başka bir videosu çıkıyor. basit bir montaj tekniği aslında. zamanında az kefal avlamadı bu iki erdoğan bir başbakan videoları. adam ilk "tek dil" dediğinde devletin resmi dilinden bahsetmişti. hatta bugünkü rabia'nın da parçasıdır. ikincisinde "ana dilde savunma hakkı" ile alakalı bir soruya verilen cevaptı ama montajlı izlediğin için aynı şeye iki farklı cevap vermiş gibi algıladın. bugün "ana dilde savunma hakkı" var ve sen sevmesen de bunu bu adama borçlusun, borçluyuz.

bir de habur var mesela.. veya dillere pelesenk olarak habur rezaleti

ne oldu hakikaten habur'da? galat-ı meşhur şu: devlet teröristleri davul zurnayla karşıladı, halaylar çekti...

şimdi dönüp o videoyu tekrar izle. sınırdaki güvenlik mensupları dışında bir tane devlet görevlisi görürsen gel bu giri'yi eksile. hayır efendim, öyle bir şey olmadı. iyi dinle bak doğrusu şuydu:

devlet teröristlere açık bir çağrı yaptı. "herhangi bir operasyonda bulunmayan" yani enine kan bulaşmamış örgüt mensupları gelip teslim olurlarsa, pişmanlık haklarından yararlanacaklardı. çünkü dağ kadrosunun 3'te 1'i; kaçırılan, mecbur bırakılan, cahil gençlerden oluşur. neden iki üç ermeni rahat sübyancılık yapsın diye memleketin gençleri ölsün? sınırın öte tarafını konuşan yok bu arada. bu örgüt mensupları bir anda "yeter dağda durduğumuz hadiyin türkiye'ye gidek!" mi dediler? yoksa dağ kadrosundan kaçabilen az sayıdaki insanlar mıydı?

neyse efendim bunlar habur'dan giriş yapacak ama milliyetçilik damarlarımız kabarmış, dişlerimizi sıkıyoruz ekran başında. o sırada şimdiki hdp (bkz:hdpkk) devreye girip devlete bir teklifte bulunuyor:

"bırakın biz karşılayalım. hiç bir emniyet mensubu olmasın. biz belediyeden güvenliği de sağlarız. örgüt mensupları türkiye'deki aileleri ile buluştuktan sonra devlete teslim edilecek"

şimdi devlet olduğunuzu düşünün:

bir grup pkk'lı, pkk yandaşı bir parti tarafından karşılanıp halay çekmesine izin verme karşılığında, sınır ötesi kontraespiyonaj faaliyetleri için devlet himayesine alınacak. kabul ederdiniz değil mi? işte o anlı şanlı habur rezaleti bundan ibaretti.

devlet kalabalığın hemen ötesine seyyar bir mahkeme kurarak anında tutuklattı hatta bunları. sonra haberlerde "tsk kandil dahil 23 pkk noktasını vurdu, 144 üst düzey dahil olmak üzere terör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi" izledin. sanıyordun ki "tsk'ya bu sınır ötesi nokta atışı bilgisi gökten vahiyle indi" herhalde..

son olarak halay deyince aklıma geldi. bir de bu algı mühendisliğinin bir ayağı daha var, ona da megri megri diyorlar. barzani'nin törenle karşılandığı, herkesin bildiği ama aslında ne için toplanıldığını söyleyemeyen ibrahim tatlısesli megri megri..

barzani ile bir petrol anlaşması idi o. nasıl mı? günlük bilmem kaç varil petrol satan barzani'ye satıştan elde edilen gelir için bir banka gerekiyordu. bu paranın türkiye'de bir bankada muhafaza edilmesi, yerli sermayenin yıllık en az 1 milyar dolar ķâr etmesi anlamına geliyordu. bankaların nasıl para kazandığını anlatmama gerek yoktur. sahip olduğu varlık, bankanın kârı ile doğru orantılıdır. ne oldu dersiniz? o yerli bankanın adının halkbank olduğunu söylesem anlardınız herhalde? 17-25 Aralık denilen o hain deneme gerçekleştirildi. Halkbank müdürü paralarla yakalandı (o ayrı mevzu bu başlığın konusu değil) (bkz:ayakkabı kutuları) bankanın hisseleri dibe çakıldı.

muhalefet bu hain darbe denemesine destek çıktı ve ayakkabı kutuları ve hırsızlık diyerek piyasalarda güveni sarstı. bu vatansever(!) muhalefet ne yaptı neticede?

doları fırlattı ve halkbank'ta bekleyecek petrol parası anlaşması, abd'li fed'e geçti! şimdi yılda 1 milyar doları neo-conlar kazanıyor..

özetle habercilik var olduğu günden bu yana bir algı mühensliğidir. a haber belki doğru habercilik yapmıyor ama gerekeni yapıyor mu? yapıyor..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol