18-24 mayıs müzeler haftası

secret men
Yüzyıldan fazla bir geçmişi olan Türk müzeciliği ilk zamanlar yalnız İstanbul'da ve belirli bir kesime seslenirken sonradan yurt düzeyine yayıl­mıştır. Bugün çağdaş batılı müzelerle boy ölçüşecek düzeye erişmiştir. Uzun bir süre camilerde, medreselerde, yıkık binalarda çeşitli zorluklarla müzeciliğimizi sürdüren Anadolu'nun müzecilerine bugün çok şey borçlu olduğu-muzu belirtmeliyiz.

Eski ve yıpranmış müzelerimizin yerine kültür birikiminin zengin olduğu il ve ilçelerde yapılan yeni modern müzelerimiz o kadar çoğalmıştır ki ülkemizi ziyaret eden yabancı turistler bile bu gelişmeyi şaşkınlıkla karşılamaktadırlar. Bu çoğalma Türkiye'de turizmin gelişmesine bağlanabilir.. Ya da kalkınma harekelerinin normal sonucu olarak kabul edilebilir.

Devletin bunca katkı ve ilgisine rağmen halkımızın müzelere olan ilgisi üzülerek belirtelim ki aynı oranda olmamıştır. Özellikle büyük müzelerimizde yerli ziyaretçi sayısı yabancılardan çok az olmuştur. Bunun nedenleri arasında on beş, yirmi yıl öncesine kadar özellikle Anadolu müzelerinin elverişsiz yapılarda ve tamamen bir depo görünümünde olmaları ve bu duru­mun insan üzerinde yarattığı kötü iz olabilir. Durum şimdi öyle değildir.

Müzeler artık geçmişle aramızda kültür köprüsü kurulan eğitim yerleri olmuştur. Günümüzden yüzlerce yıl önce yaşamış insanların kültürleri, yaşa­yış biçimleri hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. Müzeler yalnız geçmişteki kültür varlıklarının sergilendiği yer değil, aynı zamanda Etnografya, fen, doğa ve folklor müzelerinde yakın geçmişin sanat ve zeka ürünlerinin ortaya konduğu yerlerdir.


Müzelerimizin görevlerinden biri kültürel varlıkları korumak ise diğeri eğitimdir.

Polonya'daki bir müzenin önündeki şu yazı müzenin önemini çok güzel açıklıyor «Geçmiş, gelecek içindir»
nushirevan
kıymeti pek bilinmediğini düşündüğün müzelere ait haftadır. ilgisizlik konusunda secret mene katılmakla beraber, bunun nedeninin tembellikten öte olmadığını düşünüyorum. insanlar şiir kitabı okumayı bıraktı. birileri okusun, onlar dinlesindi. bu daha kolay geldi belli ki. tıpkı bunun gibi bir arka planı var bu işlerin de. öncelikle müzelerin, camekânda taş sergilemekten öte fikirler üretmesi lazım. bunun bir çok farklı versiyonu avrupada mevcut mesela. gidin bir waterloo savaşını canlı canlı izleyin avrupada. bizim gibi aksiyon figürü çanakkale oyuncağı koymuyor ki adamlar.. şahsen özel ilgi alanım tarih olmasına rağmen şehzade kabirlerinin başında pirinç levhadan okumak yerine Talha Uğurluel 'in o hırıltılı sesinden dinlemeyi yeğliyorum (hoş, onu da fetö'den aldılardı ne oldu bilmiyorum) velhasıl işin içine biraz teşbihte hata olmaz, yaratıcılık ekleyin birşeyler yapın arkadaş. hep aynı topkapı sarayı, hep aynı surlar.. koysana dibine cenk eden figüranlar filan mesela? sonra müzeler haftası.. oldu

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol