12 kasım 2018

serendipity
'Bir pazartesi sendromu dayatmasıdır gidiyoruz'a uyandığımız sevimli bugünümüz...

Aslında toplum baskısı olmasa sevecek gibi oluyor ancak hevesim kaçıyordu. Halbuki diğer günlerin bugünden farkı varmış gibi de üvey evlat muamalesi yapıp, kenara da attığımız da cabası.
Kırılan gururu, bir pazartesi olmanın acı yükünü senelerdir sırtında yaşadığını neden görmezden gelirdik ki? Beş parmağın biri acısa diğerleri de acımayacak mıydı? Evin en büyük çocuğuna yüklenen sorumluluklar ve tün haksızlıklar gibi neden tüm suç 'pazartesi' diye hiçbir vatan evladı sormayacak mıydı?
Daha dün 'Pazar' da ne oldu?
Yine hiçbir şey yap(a)madan bütün günü iç geçirerek, yine sil baştan olmayan hesaplarla umudu bir ertesine yani 'pazartesi'ne bırakmadık mı?
Hele Salı…
'Kötü, pis, ıyykk ' günün ertesi olan ama hiçbir günah bulunmayan o sinsi gün. Hiç aklınıza gelmiyor değil mi? Yediğiniz acılar bile günler belki aylar sonra çıkıyorken, ne oldu da saatler 00.00'ı henüz geçerken, külkedisi misali balkabağına dönüşüp hiçbir şey olmamış gibi 'günaydın tatlı Salı' modunu yakalıyor!
Halbuki şans verseniz; Belki Perşembe akşamı olduğu gibi, ada çayı tütsüsüyle arındırdığınız odanızdan Duman'ın –kırmış kalbini- şarkısı eşliğinde, 'yıkılmadım işte burdayım!' gururuyla camdan seyrederken ışıklı şehrini, boğazından geçen salepin tarçın kokusu Pazartesi de yakabilirdi.
Kim bilir. Belki de birgün…

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol