Efendisinin "sana kıyamete kadar gülsünler" bedduasiyla günümüze kadar varlığı devam eden hocaların hocası nasreddin hocadır.
Arz talep meselesidir, kapatılsın diye kestirip attiramayız. Hala devam edebiliyorlarsa kapatilamaz. Bence isimleri değiştirebilir. Çünkü halkımız imamhatiplerden sadece imam ve türleri olunabilecek zannediyor. Zaten ülkece isim, marka çok önemlidir. Kimin hangi okula, üniversiteye gittiği, hangi marka araba aldığı, ayakkabılarının hangi marka olduğu gibi durumlar statü aracıdır bizim toplumumuzda, ne yazik ki. çocuğunu x kolejine gittiğini söyleyenle imamhatibe gittiğini söyleyen aynı duyguyu paylaşmıyor. Toplum cahil, bu yuzden duzeni buna gore kuracaksin, muhatiplarinin da yaptığı gibi oyununu kurallarına göre oynayacaksın.
Not: bizim sınıfta hiç sümeyye yoktu, hatta okulda bile yoktu.
Not: bizim sınıfta hiç sümeyye yoktu, hatta okulda bile yoktu.
Üyelerini türk ve hollandalıların oluşturduğu müzik grubu. 70ler anadolu içerikli çok hoş bir tarzları var. Geçen günlerde keşfettim, çok hoşuma gitti ve özellikle "goca dünya" favorim oldu.
Kardeş kardeşin ne olduğunu nede öldüğünü istermiş. Belki doğrudur ama içlerinden biri eksilince pek öyle olmuyor.
Türkçeye "senin adın" diye çevrilen anime. Animede olduğu gibi hangimiz geçmiş günlerimizi rüyadaymışız gibi hatırlamayız veya tam tersi rüyalarımızda sanki günler geçmiş gibi hissetmez miyiz ?
Kutsal toprakları aldığı zaman oradaki idarecilerin kullandığı Hakimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hakimi) sıfatını uygun görmeyip kendini Hadimü'l-Haremeyn (Kutsal beldelerin hizmetkârı) ilan etmiş, Kendi deyimiyle Hadim-i Haremeyn-i Şerifeyn (Haremeyn-i Şerifeyn), yani Mekke ve Medine'nin hizmetkarı unvanını devraldı.
1512'de tahta çıkan Sultan Selim, 22 Eylül 1520'de bir çıban yüzünden henüz 49 yaşındayken hayatını kaybetti.
1512'de tahta çıkan Sultan Selim, 22 Eylül 1520'de bir çıban yüzünden henüz 49 yaşındayken hayatını kaybetti.
Trivia crack
Onsekiz yaşına kadar doğru düzgün okuma yazma bile bilmezken kısa bir sürede sadece kendi çabalarıyla dünyanın en iyi yazarları arasına girebilen değerli bir yazardır.
martin eden hayatından izler barındırır ve bunlardan bahseder
Videolarla blog yapmak. Sıradan insanların bile hayatlarından kesitler paylaşarak ve hikayelestirerek ün kazanılan bir platforma dönüşmüştür.
Hiçbir özelliğe (zeka, güzellik, ses, yetenek vb. gibi) sahip olunmadanda ünlü olunabileceğini kanıtlayan isim. Pardon kendisi kitap yazmış galiba. Ama her kitap yazan "yazar" olmamalı, sanırsam.
Kapalı havuzların yaygınlaşmasıyla kış aylarında da yapılabilen sporlardan biridir.
Kendi gelmeden şöhreti gelen yazar, hoşgeldiniz.
Lahmacun başka neyle yenir ki !
Bilmiyorum vücudundan nasıl bir ışın,davranışlarından nasıl bir hava yayılıyordu ki,yatistirmisti beni.
Zamanında anneme kızdığım şimdi ise benimde yaptığım eylemdir.
Günlü tutmak deyince çocukluğuma gittim. Her ilkolkul çocuğu gibi bir zamanlar benimde günlük tutmuşlugum vardır. Taki anneme kızıp günlüğümü kalorifer kazanında yakana kadar. O günden sonra birdaha hiç günlük tutmadım. Çok kırılmış ve kızmıştım. Ben günlüğüme "sarı çiçeğim" derdim. Çocukluk işte böyle hitap ederdim. Çünkü günlüğümün dışında sarı çiçekler vardı. Annemde bu sarı çiçek meselesini benim sevgilim var diye yorumlamış. Sözde ben yazdıklarımı ona hitaben yazıyormuşum. Biz muhafazakar biz aileyiz. Annem bu büyütüp beni baya üzdü. Aslında benim asla o taraklarda bezim olmadı, hiçbir zaman. Ben inek kıvamında, kendi halinde bir çocuktum. Bilir misiniz, bilmem Ipek Ongun diye bir yazar vardır. O zamanlar onun gençlik serisi kitapları vardı. Günlük şeklindeydiler. Bende onları okuduktan sonra özenip günlük tutmaya başlamıştım. Kitapta ki kız kiraz agacim deyip baslardi gunluklerine. Tamamen ona özenmemden dolayıydı.
2018 yılı lübnan yapımı film. Bir çok ödül almış, başarılı bir bir geçmişe sahip. Film mülteci ve suriyeli bir çocuğun hayatından bir kesit. Orta-doğu, mülteciler, savaş, şiddet, fakirlik, bolca da cehalet... Şuan ulkece bizimde başımızda olan multeciler ve problemlerini, birde onlarin gözünden görmek ilginc olacaktir. izlenmesi gereken filmlerden olduğunu düşünüyorum.
Hep görüp "amaaaan sanat filmi.." deyip izlemekten vazgeçtiğim filmdi. İzledikten sonra yorumunuzu bekliyorum
Bence sorun hiç bir konuda öğretmenlerin fikrinin alınmaması. Kitaplar yetersiz diyorlar kimse birşey yapmıyor. El yazısı çıkarttılar, sonra kaldırdılar. Oyuncak sanki. Şimdi önce tatil, sonra tatil gibi birşey cıktı. Bakalım o ne olacak. Birşey yapmaya çalışıyorlar, ama işin içindeki öğretmenlerin fikri alınmıyor. Deneysel bir eğitim sistemimiz var diyebiliriz. Insallah sonunda deneye deneye bulabiliriz.
el yazısının kaldırılması bence isabetli bir karardı. okuma yazmaya yeni başlayanlar için çok sıkıntılı bir durumdu. kendi yazdıklarını dahi okumakta güçlük çekiyordu öğrenciler. ileri seviyedeki sınıflarda uygulanması daha doğru olur. "tatil" düzenlemesine alışmak belki bizler için zor olacak fakat çocuklar için yine olumlu bir karar gibi görünüyor. eski düzende okul çok uzun sürüyor, tatile ihtiyaç duyuluyordu; tatiller ise fazla uzun geliyor, bilgilerin unutulmasına yol açıyordu. danışılmadan alınan kararlardı, danışsalardı daha uygun olurdu. o noktada katılıyorum.
kitaplar konusuna geri dönecek olursak "kitaplar yetersiz" diyoruz evet ama bir şey yapması gereken biz değiliz, biz zaten elimizden geldiğince materyal hazırlamaya çalışıyoruz. bir şeyler yapması gereken talim terbiye kurulu. bu kurul bunun için var. bu eleştiri, tembelliğe bahane olarak algılanmamalı. sistemde bir açık varsa o açık eleştirilmelidir. çünkü bu, o açığı kapatmaya yönelik yapıcı bir eleştiridir. "böyle gelmiş böyle geçer, öğretmenler bunu da idare ediversin" mantığıyla bugünlere kadar gelmişiz zaten. geleceğe de aynı şekilde yürümeye devam edersek olduğumuz yerde sayarız. öğretmenler artık kendi sorumluluk alanlarına dahil olan konular üzerinde kendilerini geliştirmeli. eğitim-öğretim hizmetlerini yürütmesi gereken tek kişi öğretmen değildir. bu hizmetlerin yürütülmesinden, okul müdüründen tutun devletin en başındaki kişiye kadar herkes sorumludur. sorumluluğun tamamı veya büyük bir kısmı sadece öğretmene yıkılırsa, bu hizmetlerin bir verimliliği olmaz.
konuyu da fazla uzattım gibi ama bir iç döküş olarak kabul edip mazur görürseniz sevinirim. iyi geceler :)
kitaplar konusuna geri dönecek olursak "kitaplar yetersiz" diyoruz evet ama bir şey yapması gereken biz değiliz, biz zaten elimizden geldiğince materyal hazırlamaya çalışıyoruz. bir şeyler yapması gereken talim terbiye kurulu. bu kurul bunun için var. bu eleştiri, tembelliğe bahane olarak algılanmamalı. sistemde bir açık varsa o açık eleştirilmelidir. çünkü bu, o açığı kapatmaya yönelik yapıcı bir eleştiridir. "böyle gelmiş böyle geçer, öğretmenler bunu da idare ediversin" mantığıyla bugünlere kadar gelmişiz zaten. geleceğe de aynı şekilde yürümeye devam edersek olduğumuz yerde sayarız. öğretmenler artık kendi sorumluluk alanlarına dahil olan konular üzerinde kendilerini geliştirmeli. eğitim-öğretim hizmetlerini yürütmesi gereken tek kişi öğretmen değildir. bu hizmetlerin yürütülmesinden, okul müdüründen tutun devletin en başındaki kişiye kadar herkes sorumludur. sorumluluğun tamamı veya büyük bir kısmı sadece öğretmene yıkılırsa, bu hizmetlerin bir verimliliği olmaz.
konuyu da fazla uzattım gibi ama bir iç döküş olarak kabul edip mazur görürseniz sevinirim. iyi geceler :)
Insanların kendilerini korkutmak için izlediği filmlerdir.
Yemek yiyerek para kazanmanın en güzel yolu. Hammaddesi ağız tadı olan meslek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?