1978 komedi filmi gibi dursada aslında altında büyük dramlar yatar. ağalık, başlık parası geçmişte kalmis gibi dursada hikaye hep ayni. Sistem aynı, zayıf olan hep ezilmekte, sömürülmektedir. Eskiden ağalar varmış; şimdi ise evi olsun, arabasi olsun, sigortası olsun, aman maaşı su kadar olsun...
Biraz abartsalarda işini düzgün ve severek yapan insanlar görmek güzel. Ayrıca haberciler için kesat bir dönem sanırım.
Osmanlıca öğrenmek isteyenlere ilk başlangıç olarak mehmet eminoglu'nun türkiye diyanet vakfi yayınlarından çıkma " osmanlı vesikalarını okumaya giriş" adlı kitabı tavsiye edebilirim. Kitap son derece basit ve kisaca kurallara değiniyor ve örnekleri oldukça güzel. Birde sözlük lazım şemseddin sami'nin kamus-ı türk; osmanlıca bir sözlük oldukça faydası olur. birde osmanlıca türkçe sözlük lazım oluyor (latin harfli) kelimelerin anlamları için gerekli. Bende prof. dr. Ahmet doğan'nın sözlüğü var ve işimi görüyor. Herhangi bir osmanli-turkce sozlukde olabilir. Ayrıca "lugatim" isimli kubbealtı lügati ise dijital uygulamadan cok memnunum, çok zengin ve kullanisli. Öğrenmek kesinlikle zor degil, bol bol pratik yapmak yeterli.
Dil yaşayan bir varlik olduğu için durmadan değişir, gelişir. Osmanlıca da aynen böyledir. 20. yuzyil veya 19. yüzyıl osmanlıcasi daha okunabilirdir. Ama geriye gittikçe okumakta zorlaşır. Matbu yazısı en kolaydır. Çünkü matbaa yazısı anlamına gelir. Arap alfabesini bilen herkes bunu kolaylikla yapabilir. Rika ise el yazısıdır ve kişiden kişye değiştiği için oldukça zordur. Daha pek çok değişik yazı türü vardır; Nesih, sülüs,Ta'lik, Divânî, Celi Divânî, Kûfi, siyâkat, Muhakkak, reyhâni, İcazet, Rikağ.
Dün gece rüyamda gezdiğim şehir. Ne gitmişliğim ne görmüşlüğüm vardır, uzaktan yakından hiç bir alakam yoktur. Hayır olsun.
Kesinlikle skype muhteşem. Telefon hattı istemediği için tabletten tablete veya telefona görüşelebiliyor, ayrıca kaliteside harika.
İngiliz yapımı bir televizyon dizisidir. Netflix'de de mevcuttur. 1919 yılında İngiltere, Birmingham'da "shelby" ailesinin hayatı anlatılmaktadır. Bahis, kumar, cinayet hertürlü çete faliyeti mevcuttur. Suç, şiddet dizboyu. Filminde aileninde baş kahramanı tommy shelby'yi Cillian Murph'i canlandırır. Film gerçek hayattan esinlenmiştir. Müzikleri oldukça etkilidir.
1949 doğumlu japonya'nın en popüler yazarlarından biridir. Eserleri most modern, bilim kurgu, fantasik tarzındadır. En çok kafka'dan etkilenmiştir. Dili çok yalın ve akıcıdır. Kitapları oldukça kalın olmasına rağmen çok hızlı okunur. "Koşmasaydım yazamazdım" adlı kitabında nasıl yazar olmaya karar verdiği ayrıntılı olarak anlatmaktadır. Kültür farklılığından da olabilir bana pekde derin gelmedi kitapları. Ama çok ama çok ilginç detaylara sahip. Yazarın hayal gücü oldukça yüksek.
Kışın kar yağınca çocukların en büyük eğlencesi. Insan hep insan yapma yarışında. Kardan, samandan, demirden, bezden...
Ani tansiyon düşüşlerinde insulini dengelemek için kullanılabilir.
Kendini bilmeyen insan tipidir. Ego, öz veya benligimiz (artik ne derseniz) doğal yaşamımızı devam ettirebilmemiz için çok özel bir mekanizmadır. Lakin bazı insan veya insan suretindeki canlıların bu benliklerini sınırlarının diğer bir benliğin sınırın başladığı yerde bittiği bilmezler. Buda oldukca sıkıntı yaratır, bunaltır, yıpratır.
ülkemizin en az "menemenin soğanlı mi soğansız mi yenir ?" problemi kadar önemli ve ciddi bir sorunudur.
"Şekerli mi şekersiz mi çay?" da hayatımızda önemli bir mevzu bahis teşkil eden konulardandır. Hatta bu konuda da mutlaka cimere danışılmalı, onlarında fikri alınmalıdır.
Efendim işsizlik, egitim, şiddet vb gibi sorunların çözülmesi icin mutlaka böyle soruları cesurca sormak gerekir. Eğer bu tür sorunlarımızı ülkece aydınlığa kavusturursak diğer müesseselerseki meselelerimizde çarçabuk çözülecektir. Çünkü işin özünde,problemin temelinde: saygı eksikliği mevcuttur. Herkes birbirinin şekerine yada sekersizligine tahammül etmekten öte saygı gösterirse zannımca konuda çözüme kavuşur.
"Şekerli mi şekersiz mi çay?" da hayatımızda önemli bir mevzu bahis teşkil eden konulardandır. Hatta bu konuda da mutlaka cimere danışılmalı, onlarında fikri alınmalıdır.
Efendim işsizlik, egitim, şiddet vb gibi sorunların çözülmesi icin mutlaka böyle soruları cesurca sormak gerekir. Eğer bu tür sorunlarımızı ülkece aydınlığa kavusturursak diğer müesseselerseki meselelerimizde çarçabuk çözülecektir. Çünkü işin özünde,problemin temelinde: saygı eksikliği mevcuttur. Herkes birbirinin şekerine yada sekersizligine tahammül etmekten öte saygı gösterirse zannımca konuda çözüme kavuşur.
iranin depresif ve modern yazarı. Kendisi bir hayvanın kesimine şahit olduktan sonra ömrünün sonuna kadar vejeteryan olmuştur. başbakan olan eniştesinin asilmasindan sonra intihar etmeye kararvermistir. yirmi beş yıllık arkadaşı Bozorg Alevi anlatır; Paris`te günlerce, havagazlı bir aρartman aradı, Championnet caddesinde buldu aradığını. 9 Nisan 1951 günü dairesine kaρandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. Ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. Tertemiz giyinmiş, güzelce tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı. Yakılmış müsveddelerin kalıntıları, yanıbaşında yerde duruyordu."
Elle ve daha çok iki küçük değnekle çalınan ve zurnaya refâkat eden, basık dümbelek şeklindeki vurmalı saz.
Nakkare çalmak eski iran kentlerinde güneşin batışını duyurmak için yapılan bir gelenektir ve hala bazı kentlerde bu gelenek devam etmektedir.
Nakkare çalmak eski iran kentlerinde güneşin batışını duyurmak için yapılan bir gelenektir ve hala bazı kentlerde bu gelenek devam etmektedir.
Farsçada peşm “yün” demektir. Pişmaniye ise yüne benzeyen, yün gibi anlamlarına evrilmistir.
Hiç kör tanımayıp ama körlerin başka ne dertleri olabileceğini düşünmeyip, rüya görüp görüleceğine kafası takılan kişilerin sorusudur.
Cevabına gelince kör birisinin anılarını anlattığı bir kitapta okumuştum, tabiki görürler. Ama görenlere göre farklıymış. Rüyalarında duyarlarmış, günlük hayatlarında ki gibi.
Cevabına gelince kör birisinin anılarını anlattığı bir kitapta okumuştum, tabiki görürler. Ama görenlere göre farklıymış. Rüyalarında duyarlarmış, günlük hayatlarında ki gibi.
Doğuda "uğursuz" batıda "bilge" sıfatıyla anılan bir tür kuştur.
Preveze deniz zaferi osmanlı devletinin donanmasının basında kaptan-ı derya olarak barboros hayrettin paşa haçlı donanmasının basında ise barborosun ezeli rakibi andrea doria vardı. Osmanlının kesin zaferiyle akdenizde hakimiyeti en üst seviyeye ulaşmıştır.
Aman benim ayakkabılarıma ilişmeyin de ne yaparsanız yapın, dünya bir yana ayakkabılar bir yana diye düşünen hatta yemeyip içmeyip yatırımlarını bu yönde düzenleyen kadınların ruh halidir.
İnsanın ruh denilen ne olduğu tam olarak anlatılamayan olgudan ayrılmasıyla arta kalan, kasaplarda ki asılı duran koyunlardan pek farkı olmayan et ve kemik yığınları.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?