kisiselbakim

Milyonlarca liralık ihalelerin döneceği bi enteresan müjde ! Bir toplumu bu kadar bedavacılığa alıştırmak ? Bunun ardından yine bir rant çıkarsa hiç şaşırmayacağım durumdur. Asıl enteresan olan ise 25 kuruşluk bir poşetin sadece 1 yıl içinde minimum % 60 fakirleşmiş bir toplumun en önemli gündemi olmasıdır !

Müslüm'ün dediği gibi "bu düzeni yakarsa, garipler yakar" cümlesinde ki bu gariplerin bir garip olması

"çaresizlik"
Yatatıcının insanlara verdiği en büyük lanet olsa gerek !
Dün kendi adıma en çaresiz kaldığım günlerden birisi oldu ve ilk kez bu kadar derinden yaşayarak tecrübe ettim.
Yaklaşık 6 aydır beslediğim bir muhabbet kuşum vardı. Hatta son 15 gündür aileye tam olarak alışmıştı ki, kafesinden dışarı çıkıyor, halıda yürüyor, elimize konuyor ve bizlerle neredeyse oyun kıvamında takılıyordu. Zaten kendisine alışmam da tam bu zaman içinde oldu. Dün akşam yine kafes dışındayken birden bire üzerine bir ağırlık çöktü. Hareketleri yavaşladı, başını tutmakta zorlandığını fark ettim. Hemen elime aldım ama nafile neredeyse tamamen hareketsiz kaldı. Kendimce kalp masajı yapmaya başladım, suni teneffüs yaptım ama olmadı. Yaklaşık 5 dakika uğraşamama rağmen başaramadım. O masum hayvan ellerimin arasında can verdi ve ben hiç bir şey yapamadım, elimden hiç bir şey gelmedi. Veterinere götürmeyi bile düşündüm ama mesafe uzaktı ve yetiştiremeyecektim. Sonunda olan oldu ve ben çaresizliği iliklerime kadar hissettim. Ellerimde bir canlının hayatı son buldu ve çaresizim hiç bir şey yapamadım.
Şimdi yakınlarını, evlatlarını kaybeden, hastane kapılarında çaresizce bir umutla bekleyen insanları düşünüyorum da, çok ama çok acı bir tecrübe. Allah düşmanıma dahi bunu yaşatmasın.

96-99 ankaradan kapı komşum olur kendileri. Sesi kadar insanlığıda mükemmel bir şahsiyettir. Mükemmel bir ailesi vardır. Sanatçı kişiliğinide babasından almıştır.
Selam olsun Emel ablama

Yine bir gün mağduruz.
Kabataşcılara ne anlatsan boş ama birde olayın diğer tarafını dinle kardeşim. Gerçi bu mecrada anlamadan yorum yapma kapasitesi çok yüksek ama yine bunu buraya iliştireyim. Belki biraz utanırsınız

kaynak

Popüler kültürün yarattığı bir diğer çocuğunu yemesi ile sonuçlanacak, edebiyat adına utanç veri bir kitap.
Ancak bu çocuk kitap yazayım diye ortalarda dolaşmıyor ( bu çocuğa kızmanın yada dalga geçmenin bir anlamı yok) bu çocuğun 10-15 yaş arası ciddi bir kitlesi var. Bu kitle yolunacak bir kaz gibi görülüyor ve nitekim de yolunuyor. Menajerler bu çocuğu yönlendiriyor ve bunun gibi abzürt işlerle paraya para demiyorlar. Bakın Enes diye bir çocuk vardı ve saçma bir film çıkardı. Filim 750 bin civarı gişe ile sıralamalara girdi! Bir çok sanat adına yapılan büyük ustaların filmlerinin bile 100 bin barajını alamadığı bir sektörde bunu başardı ve parayı cukkaladı. Şimdi de Çağatay sizin dalga geçtiğiniz "nasıl Çağatay oldum" kitabı ile burada ki bir çok yazarın ömrü boyunca kazanamayacağı parayı kazanacak.
O evini, arasını alır güzelde bir yatırım ile hayatını garanti altına alır bizde onunla dalga geçmeye devam ederiz.

İnsanlığın bir bölümü aydınlanma yaşarken, diğer bölümü ise her gün daha fazla karanlığa gömülüyor !
Bu dönemin sözde hoca ( din satıcısı) larının ve bazı yöneticilerin aklaksızlıkta pik yapması, ateizm ve deizm'in yükselişinin bir numaralı sebebedir.
Azıcık aklı olanın dinin insanlar üzerinde nasıl bir uyuşturucu etkisi yarattığını farkedince yolunu değiştirdi. Ancak asıl korkutucu olan ise, yaşanan tüm ahlaksızlığın temelinde ki sorunu göremeyen, körü körüne bağlanan kesimin her gün daha fazla bağnazlaşması, yobazlaşması ve dibe hızla inmesi ! ( inancını kendi içinde masumca sadece Allah için yaşayanlara saygım sonsuzdur. Ancak inancını güç ve para için yaşayan ahlaksız kesimin inancına asla saygı duymuyorum ve bu grup inananlar arasında en az 5 boy farkla öndedir)
Nitekim bu işin sonu hayır değildir. Meshepler arası savaş Müslümanlık ta olmazsa olmazdır ve birde cihat var ki vay halimize ( kafirlere karşı savaş ki burada kafir inanmayanlar oluyor) sonumuzu iyi görmüyorum. Bulunduğumuz çoğrafyada bunun onlarca örneği var.
Afganistan ( taliban öncesi/sonrası)
İran ( Ayetullah öncesi/sonrası)
Bakın bu ülkeler de bir zamanlar özgürlükçü ve laik olarak yaşanabilir ülkelerden, inancın siyasetin içine girmesi ile bugün ki hallerini aldılar.

Müge Anlı'nın programında anlattıkları ile sosyal medyanın gündemine oturan bir aile.
Yaşananlar aklın ötesine ulaşmış. Ne kadar suç varsa hepsi bu ailede toplanmış ama ne hikmetse herkes dışarıda ! Ceza alan yok
Suçlar
Cinayet
Fuhuş
Organ kaçakçılığı
Sahtecilik
Çocuğa tecavüz
Ensest ilişki

Yaşananlar her Ne kadar kan dondursada. Türkiye'nin bir çok yerinde benzerleri ve hatta daha ileri seviyeleri yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektedir.

Yaşanan olayların içindeki ana tema ise din. Bir hoca(iddia edilen) ve bir kaç cin asıl kahramanlar


Kaynak
https://onedio.com/haber/muge-anli-nin-programinda-bugune-dek-gelmis-gecmis-tum-konulari-unutturacak-gizemli-aile-855640

Tabi ya ne güzel a* ! Kaynak sabah olunca bol keseden atalım.
Ruh hastası mı bu kadın. Durup dururken yanda ki kadınlara laf mı atmış burası Arabistan mı demiş. Hasta ya der tabi, niye? Çünkü İslami siyasesetin aleti olumuş, ülkeyi İsviçre gibi anlatan bir gazete paçavrası öyle diyor.

Arkadaşım kimse kimseye durup dururken satamaz, illaki karşı tarafın da bir kusuru olmuş ve bu kusur neticesinde iş ahlak, din iman siyaset olunca o kadında tepkisini koymuştur.

Bak bak, birde diyor ki bedelini ödemeli ! Nasıl olacak o iş kardeş. İstersen toprağa gömüp taşlayalım ne dersin?

Al bak istesen bu da kaynak
http://www.cumhuriyet.com.tr/amp/haber/yasam/1190915/Menajeri_acikladi__Deniz_Cakir_su_anda_sette_.html?__twitter_impression=true

Yine kendisi gibi bir beşer olanın anlamsız karmaşası içinde kaybolmak yerine hayatın güzelliklerini görebilen ve kendisi için tanımlanmış olan sınırlı süreyi gerektiği gibi tadına vararak yaşayan insandır. Ne yapması/yapmaması gerektiğini başkalarından dinlemek yerine özgür iradesi ile karar verebilen insandır.

Ne erkektir, ne kadındır.
Aslında sadece "insandır"

İşte bu kafa bizi ileri değil geri götürecek. Medeni toplumlar gayet güzel bir arada yaşıyorlar. Bir arada yaşayamayanlar orta (doğu) da buluşmuşlar ! Başka gezegenler de yaşam arayanlar senin gibi bugünü değil. İnsanlığın geleceğini kurtarmak için çalışıyorlar. Ama siktiret biz ahireti kurtaralım yeter.

halbuki türkiye islam ülkesi olsa yada söyledikleri gibi müslüman ülke olsa bu kadar hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, tecavüz, torpil, adaletsizlik, haksızlık, rüşvet olmaz."
Dünyadan bi haber yazar beyanı!

Müslaman ülkelerde ki tecavüz, hırsızlık, rüşvet VS. Ahlaksızların oranını, %90'nı ateist olan fillandiya, %99'u inançsız olan japonya gibi (daha fazla varda neyse) Ülkeler ile kıyaslarsan bu yazdığını sana yedirirler. Yukarıda ki bahsettiğin temel ahlak kurallarının yaşanması için gereken şey inanç değildir. Ve hatta daha da ileri giderek diyorum ki, yaşanan tüm rezillik ahlaksızlık ve yozlaşmışlıpın temeli dindir. İstersen bi bak dünyada neler oluyor!

Birde şeriatı savunuyormuş muş. Şeriat ne lan? Şeriat dediğin kanser de "kadının adı bile yok" amq. Vazgeçin şu arap seviciliğinden. Adamların kendine hayrı yok sana, bana mı hayrı olacak.

Nicelerin umudu olacakken basiretsizliği ile hafızalara looser olarak kazınmış siyasetçi. İnce nin yakaladığı rüzgarın bir benzerini, zamanında İsmail Cem yakalamıştı. Ancak o da yine başka bir Kemal ( derviş) tuzağına düşüp yenilmiş ve son olarakta ince hastalığa tutulmuş ve vefat etmiştir. İki siyasetçi arasında ki en büyük fark ise "karakter" dir. İsmail Cem kimseye minnet etmeyen güzel insan olarak hatırlanacak, ince ise Yalova belediyesine talip olacak kadar alçalmış karaktersiz bir siyasetçi olarak hatırlanacaktır.

Sanırım başkada bir şey söylemeye luzum yok.

Sevgili Güven sözlük ahalisi. Herkese nice mutlu, huzurlu güzel bir yıl geçirmesini dilerim.... Hoş kalın, hoşca kalın.

İnsan olarak çok kıymetli değerlerimizi kaybettik.

Ama benim sorduğum ülke olarak neler kaybettik ?
Benim aklıma gelenler.
2018'de
-kadınlarımızı kaybettik
-çocuklarımızı kaybettik
-hayvanlarımızı kaybettik (arkadaşlarımızı)
-vicdanımızı kaybettik
-paramızı kaybettik ( değerini)
-itibarımızı kaybettik (rahip, deniz yüce)
-ifade özgürlüğümüzü kaybettik (tutuklu gazeteciler, metin Akpınar, Müjdat gezen ve niceleri)
-işlerimizi kaybettik
- inancımızı kaybettik (deizimin yükselişi)

Şimdilik benim aklıma gelenler bunlar.
Ya siz ne kaybettiniz?

2018 Türkiyesi ise "insan olmak yeterli" demek istiyorum.

Makyaj kadına sunulan bir lütufdur.
Makyaj yapmamak bir tercihidir ancak bu tercih yapanı eleştirme hakkını kimseye vermez !
İnce bir fondöten, hafif bir allık, dolgun bir maskara, yumuşak bir lip glos ve güzel bir parfüm ile tamamlanan makyajın hem cinsleri ve karşı cins üzerinde yapacağı olağan üstü etki ise her şeye değer.
Sıfır makyaj mottosu ile dolaşan feminist tayfa bu imkanları niçin terk ettiğini açıklayabilir mi ? Fashion size bu nimeti vermişken bu inat niçin.

Adamların 10 milyar bütçesi var ( eski para ile 10 katrilyon) illaki bir şeyler söyleme ihtiyacı hissediyorlar. Çünkü onlarda biliyorlar ki aldıkları paralar hakları değil. Dini yayma, icra etme, anlatma görevi kendi inançlarında para karşılığı olmadan yapılması gerekirken bunlar ülkenin bir çok kademsinden fazla bütçe ile işi ticarete dökmüş durumda. Kendilerini konuşmaya mecbur hissediyorlar. Dışa vurmasalarda içlerinde bir problemleri var ve bunu başkalarının hatalarını aşağılayarak çözmeye, rahatlamaya çalışıyorlar. Ters psikoloji.
Anladın sen onu

Kısa öz ve net olarak
Yatağı göreve dönüştürmek. Cinsel hayatlarını monotonlaştırmamak için yenilikçi olamak.

Evet bende varım diyorum. İyi bir dinleyici ve çözümcüyümdür. Özellikle inançla ilgili dertleri yada soruları olan varsa konuşur, tartışır fikir alır, fikir veririm.

Muhalif her söyleme eksiyi basan bir tayfa var. Ancak bu arkadaşların savunduğu ideoloji yi destekleyen yada taraftar bir yazıyı niyeyse hiç görmedik ! Bu arkadaşlar bir şeyden mi çekiniyorlar ki hiç yazmadan ideolojisini savunmadan eksiyi basıp hayatlarına devam ediyorlar ! Arkadaşım korkma cesur ol. Yaz fikirlerini bizde sana fav atalım yada karşıt görüş bildirelim. Niye bu sözlükte bir tartışma ortamı yok yada ilerlemiyor anlamıyorum. Hep kuşlar, hep böcekler olmaz ki böyle çok sıkılıyorum ben