confessions

kisiselbakim

1. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 282
  2. takipçi 19
  3. puan 0

13 aralık 2018 ankara hızlı tren kazası

kisiselbakim
Sabah saatlerinde meydana gelen tren kazasında anlık 7 kaybımız ve 43 yaralımız var. Ölenlere rahmet yaralılara geçmiş olsun.

Konu,
Giriş : kaza
Gelişme : titizlikle inceliyoruz
Sonuç : fıtrat
Olarak tamamlanacak bir Türkiye gerçeği.

Çok değil daha 2 ay önce 20 den fazla vatandaşın katledildiği çorlu kazasında, tek bir yetkili dahi istifa etmemiş, tüm sorumluluk yağmura ve fıtrata yüklenerek geçiştirilmiş ve ölenlerin yakınlarından başka kimse isyan etmemişti !
Normal bir ülkede kurumun başı ve ilgili bakan dahil herkes istifa eder ve yargılanır. Ancak yeni Türkiye gerçeği bu işte!

Allahım nasıl bir sınava tabiyiz?

Ne yiyip, ne içiyoruz ki böyle kayıtsız kalıp sadece izliyor sandıkta dahi tepkimizi koyamıyoruz?
Sanırım biz yaşanan tüm garabeleri hakediyoruz.

Geçmiş olsun Türkiye

Edit : bu arda yht ihalesini alan yapan ve uygulayan Mehmet Cengiz ve kolin ortaklığına da rahmet okumayı unutmayalım...

Edit : maalesef ki ölü sayısı dokuza yükseldi.
Eksi basan yazarlar nasıl böyle iyi mi ? Bak bu sözüm size,
Yht ihalesini alan ve "bu milletin am*** koyacağım" diyen cengiz gerçekten de am*** koyuyor. Mutlu musunuz

prezervatif

kisiselbakim
geçenlerde bununla ilgili bir makalede yarar ve zararları tartışılıyordu.

çok sık kullanımda kadın vajinasında tahriş ve bakteri oluşumuna sebebiyet vererek farklı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olduğu ile ilgili.

tabii ki yararının, zararından fazla olduğu tartışılmaz bir gerçek. Sadece farklı bir bilgi vermek istedim. yani yatırım tavsiye değildir.

ideal seks süresi

kisiselbakim
''kadınların erkeklere nazaran daha geç orgazm olmasından mütevellit'' yanlış bilgi

kadınlar erkeklere göre daha erken,ancak daha fazla sayıda orgazm olurlar.

ideal süreye gelince de bunun bilimsel karşılığı 20-28 dk. arasındadır.

sanıldığı gibi bu iş dokunarak gerçekleşen bir eylem değil,hissedilerek yaşanan bir eylemdir.

Türkiye'nin sorunu ise aceleci ve maddeci bir yaklaşım ile dokunma eylemini aşırı gerçekleştirdiğinden dolayı maksimum süre 3 ila 5 dk. arsında gerçekleştirmesidir.

başlıklara yazmaya davet ediyorum

kisiselbakim
Güven sözlüğün değerleri yazarları,
Eminin bir çoğumuz aynı durumdan muzdaribiz !
-Başlıklara girdi yapılmıyor.

Yaşanan durumun sözlüğün doğasına aykırı olduğu kanaatindeyim. birisi başlık açıyor ve yapılan girdi sayısı 1,2 bilmedin 3'ü geçmiyor.
Mevzu bilgi vermek ve fikir paylaşmaksa eminim hepimizin bir konu hakkında fikri vardır ( iyi,kötü) ancak 2 aydır gözlemlediğim kimse bir konu hakkında fikir beyanında bulunmuyor hatta başlığı ve içeriğini dahi okumadan kendince bir konu bulup başlık açıyor.
Açılan başlık sayısı o kadar çok ki, gerçekten takip etmek imkansız !

Tabii Ki bunlar benim görüşüm ve beni bağlar. ancak durumun değişmesi için bende kendimce bir başlık açıyor ve insanları başlık açmaktan ziyade zaten 2 aydır açılmış binlerce başlığı okumaya ve fikir beyan etmeye davet ediyorum.

( gerçi ben daha bu başlığın içeriğini bitirmeden 10 tane daha başlık açılmış ve bu başlığın alt sıralarda kalarak kaynayacağını biliyorum )

güven sözlük'ü tanıtıyoruz kampanyası

kisiselbakim
sevgili 1. nesil yazarlar.
öncelikle belirtmek isterim ki sözlük yönetimi ile hiç bir bağım olmamakla birlikte bende adını twitter da duyup yazar olmuş birisiyim.

şuan gözlemlediğim kimse kimsenin başlığına girdi yapmıyor. burada ki bir çok yazar arkadaşımız çok heyecanlı ve herkes bir başlık açma telaşında.hak veriyorum çünkü herkes fikirleri duyulsun istiyor. ki birde bu anonim olunca insana kendini harika hissettiriyor.

yazar sayısı ne kadar çok olursa bu ilerleyişin değişeceği kanaatindeyim. bunun içinde sosyal medyada en az bir kere güven sözlüğü paylaşarak çoğalacağımıza ve sesimizi daha fazla duyuracağımıza inanıyorum. şuan ki yazar sayısını bilmiyorum ancak en 100 kişi olduğumuzu ve her birimizin de paylaşımları ile bunu çok fazla kitleye ulaştıracağına eminim.

#güvensozlukbuyuyor

bülent ecevit

kisiselbakim
ülke yönetmeyi sadece itibardan sayanları da gördüğümüz başlık !

Bugünün aksine, ülke çıkarlarını kendi çıkarlarının önüne koyarak ülkesi için çalışan gerçek bir solcu, gerçek bir vatan sever.
Baş örtüsüne karşı takındığı tavrın haklılığını bugün çok daha iyi anlıyor ve yaşayarak görüyoruz. ( bugün meclisten kovduğu o şahıs ve tüm yakınları ülkenin en önemli pozisyonlarını milyonlarla lira karşılığında işgal ediyorlar. gidip almayanlarda federal yapı hakkında fikir alıp, ülkenin bölünmez bütünlüğünü bölmek için çalışıyorlar. )

Rahmetli Ecevit başkaları gibi eyyyyy diyerek cahil halkı kandırıp arkasından işler çevirmedi. ( Israil'e eyy diyeceksin, arkadan milyarlarca dolarlık iş yapacaksın. Amerika'ya eyy diyeceksin ,arkadan milyarlarca dolarlık anlaşma yapacaksın. senin en büyük düşmanına binlerce TIR silah verecekler sen sadece eyyy diyeceksin,tüm askeri alanlarda at koşturmasına izin vereceksin.)

1974 yılında bu adam Kıbrıs harekatını yapmış yürekli ve cesur bir liderdi. 1999'da Türkiye tarihinin en büyük düşmanını İmralı'ya atanda bu liderdi !

ama bu sözlüğünde yazarları dahil bunu anlayacak kavrayacak cenah nerede ?

size sadece eyyy diyecek, itibardan tasarruf olmaz deyip binlerce odalık saraylarda milyarlaca liralık araç filosuyla fors atacak, kızını danışman,damadını hazinenin başına koyacak Büyük liderler lazım. Türkiye'nin hakkettiği lider işte böyle büyük bir lider.
Rahmetli Ecevit bu ülkeye fazlaydı.

4
archangel archangel
Demin yazdım bende sildim kararsız kaldım linç yerim diye. Kesinlikle aynı fikirdeyim. Saray yaptırmadığı için sevilmedi bence.
kisiselbakim kisiselbakim
linçten korkacak olsak burada ne işimiz var ! ama burada linç yapacak yazar kapasitesi henüz yok. şimdilik sadece eksi yapabiliyorlar.
archangel archangel
Bunlar hep tarih bilmemekten oluyor. Kulaktan duyma bilgilerle yaşıyor insanlar maalesef.
kisiselbakim kisiselbakim
İlber hocanın güzel bir sözü vardı. ''bu ülkede din dersi değil Dün dersi verilmeli''diye.

şule çet için adalet

kisiselbakim
2018 mayıs ayında Ankara'da bir plazanın 20. katından düşerek 23 yaşında hayatını kaybetmiş pırıl pırıl bir üniversite öğrencisiydi.

olayı bilmeyenimiz yoktur. bu kızcağız bir iş görüşmesinin devamı olarak davet edildiği ( gerçi niçin gittiğinin sebebinin hiç mi hiç önemi yok/olmamalı )patronunun ofisine yürüyerek girdi ama cesedi çıktı ! ilk olarak bu iki cani göz altına alındı ve hemen akabinde serbest kaldı. tekrar alındı ve yine serbest kaldı. son olarak kamu oyu baskısı nedeni ile göz altına alındı ve tutuklandılar.

Peki şimdi bakalım bu adamlar ilk göz altına alınıp serbest bırakıldığında savcının elinde ne vardı ?
-kanda uyku getiren madde
-anal bölgede zorlama, bağırsaklarda yırtılma
-tırnaklarda bu şahıslara ait DNA
-olay sonrası kamera da görünen alkollerin, polis gelmeden hemen önce kaldırılması ( delil karartma )
-Şule'nin arkadaşına attığı SMS ( çıkamıyorum bu evden ,bu adam bana takmış lütfen bana yardım edin )
-adli tıp raporuna göre atlayan birisi baş aşağı düşmez !
-bu iki caninin gözleri önünde sözde intihar ediyor ama ne 112 ne de 155'e bir ihbar söz konusu

evet yanlış okumuyorsunuz, yukarıda tüm delillere rağmen bu iki cani tam iki kez alınıp serbest bırakılıyor !!!!!!!!!!!!!!!!!!
son olarak o tarihten bu yana beklen nihai adli tıp raporu da bugün açıklandı.
-bilimsel olarak biz bir şey söyleyemeyiz. bilmiyoruz ! tahkikat yapılsın.

Kaynak

Sanırım bu Adalet sadece parası olanlar için var. güzeller güzeli bir genç kız canavarca katlediliyor ama katilleri suçlayacak delillerin hepsi bir şekilde yok oluyor/ediliyor.Gündemde kalması gereken önemli bir hadise.

1
christian rosenkreuz christian rosenkreuz
insanlar "biz milliyetçiyiz" diye geziyor ya ne diyeyim. hukukun işlemediği ülke mi olur? devleti devlet yapan hukuku değil midir? keşke siyasetçilerimiz biraz jean-jacques rousseau okusa. okumak ve siyasetçinin aynı anda geçtiği cümle kurmak da ilginç oldu gerçi.

israil filistin gerilimi

kisiselbakim
binlerce yıldır üzerinde savaşın hiç bitmediği lanetlenmiş mi,kutsanmış mı ne olduğu belli olmayan topraklar. Burada var olan savaşı anlamak için sadece 50 yıla kadar geriye bakmak ve buna göre şu haklı,bu haksız demek yanlış olur !

(Ancak, şuan o topraklarda insanlık adına bir suç işleniyor.sistemli olarak İsrail soykırım yapıp,yeni yerleşim yerleri inşa ederek Filistin halkının sonunu getirmeye çalışıyor. masum çocuklar acımadan katlediliyor.)

-adına medeni dediğimiz Avrupa'nın ve Amerika'nın ise bu konuda sesi çıkmıyor ??? Din kardeşi diye sığındıkları Arap dünyası ise sadece izlemek ve çok cılız kınamaları ile yetiniyor.

İşte size yeni dünya düzeni ! işte size Mehmet Akif'in anlattığı tek dişi kalmış canavar.

Filistin'de,Yemen'de,Suriye'de,Doğu Türkistan'da,Arakan'da,çocuklar,yaşlılar ve kadınlar acımasızca katlediliyor ve Dünya sadece izlemekle yetiniyor. Peki Dünya'nın Jandarması olan ülkeler niçin buralara ''Demokrasi'' götürmüyor'da ,İran'ı bir tehdit olarak görüp ''Irak gibi'' buraya da demokrasi götürmeye çalışıyor ?

Elbet (bkz:selehaddin eyyübi) gibi bir komutan bu topraklarda yeniden doğacak ve bu yaşananlara bir karşılık verecektir.


Edit: şu toprak satma işini de bilip bilmeden herkes diline dolamış !

''o toprak satma işi senin söylediğin kadar basit mesele değildir. 2. dünya savaşı sonrasında İngiliz mandası haline gelen ( orada ki Osmanlıya karşı olan ihanette haklıdır haksızdır. bakılan her açıdan sebepleri tartışılır )Filistinlilerin elinden zorla alınıp İsrail'e peşkeş çekilen topraklar yaşanan bu katliamın gerekçesi olmaz. lütfen tarihi az oku araştır ve ona göre yorum yap. Kulaktan duyma bilgilerle ölen çocukların kanına birde sen girme''

Filistinliler israile toprak sattı mı?

MS 70 yılında yahudi isyanı Romalı General Titus tarafından bastırılır ve yahudilerin üçüncü büyük sürgünü başlar.Yahudiler dünyanın her tarafına dağılırlar.Hz Ömer 638 de Kudüs'ü fetheder.Haçlı seferleri sırasında bir süre haçlı egemenliğine geçen Filistin Selahiddin Eyyubi tarafından yeniden ele geçirilir.Selahaddin Eyyubi yahudileri Filistin'e davet ederse de Yahudilerin büyük çoğunluğu Filistin'e geri dönmez.

1837 Yılında yapılan bir sayıma göre Filistin'de 9000 yahudi yaşamaktadır hepsi de topraksızdır.(1) 1840 yılında Britanya İmparatorluğu Küdüs'te bir elçilik kurduğunda İngiliz Lord Palmerston "Britanya İmparatorluğunun yüksek çıkarlarını korumak üzere" burada bir Avrupalı Yahudi yerleşim kolonisi kurma fikrini ortaya attı.(2) Filistin de kurulacak müslüman olmayan bir devlet ingiliz emperyalizminin ortadoğuda ileri karakolu olacak hem de Avrupa'daki yahudi nüfus azaltılmış olacaktı..Zaten tevrata göre Nil nehri ile Fırat nehri arasındaki topraklar tanrının(yahova)israil oğullarına vadettiği topraklardı..Yahudiler ikibin yıldır dini törenlerinden sonra 'gelecek baharda Kudüs'te buluşacağız' diye sayıklıyorlardı.Avrupa ve Amerika basınında kampanyalar düzenlendi :"vatansız halka, halksız vatan". Yahudiler vatansızdılar ve Filistin halksız bir vatandı..Filistin siyonistlere verilmeliydi.Halbuki Osmanlı Devletinin elindeki bu topraklarda araplar ve türkler yaşamaktaydı.1800'lü yılların başlarında Filistin'de bini aşkın köy vardı.

Kudüs, Hayfa,Gazze,Yafa, Nablus, Akre, Eriha, Ramle, Hebron ve Nasıra gelişmekte olan kentlerdi. Arazi baştan başa sulama kanalları ile örtülüydü.

Filistin'de yetişen turunçgil, zeytin ve hububatın ünü dünyayı sarmıştı.(3)

Filistin'de Yahudilerin oturduğu ilk yerleşim yeri 1860 ta kuruldu.Filistine Yahudi göçü Rus çarı II.Aleksendr'in öldürülmesi ile hızlandı.Ruslar çarlarının öldürülmesinden Yahudileri sorumlu tuttular.Rusya'da zaten güçlü olan Yahudi düşmanlığı suikasten sonra iyice arttı.Rusya'da Yahudiler kendilerine ait mahallelerde oturuyorlardı.Ruslarla karışmıyorlardı.Yahudi mahallelerine karşı 'pogrom' denilen baskın ve öldürmelerin artması yahudilerin Amerika,Avrupa ve az bir kısmının Filistin'e göçünü başlattı. Rusya'da o tarihlerde 3 milyon yahudi vardı.Çara suikast sonrası başlayan göçün ilk duraklarından biri İstanbul oldu.Abdülhamit Anadolu ve Filistin'e yerleşme isteklerini kabul etmedi.Yardım ederek göçü Amerikaya yönlendirdi.1881 ve 1891 yılları arasında 134.000 yahudi Amerika'ya 5000 yahudi de Filistin'e göç etti.1890 da Rusya ve diğer bölgelerden gelenlerle beraber Yahudi nüfüs 42.000 e ulaştı.Zor şartlar altında hayatlarını devam ettirmeye alışmış Rus yahudileri Filistin'deki şartlara kolay uyum sağladılar.Yahudi yerleşimlerinin sürekliliğini sağlayan militan ana gövdeyi oluşturdular.1882de ikinci yerleşim bölgelerini kuran yahudiler 30.000 dönüm toprak

satınaldılar.(4)

Osmanlı devletinde Yahudilerin toprak satın alması yasaktı.Ticaret,tefecilik,bankerlik,kuyumculuk ve gümrüklerle ilgili işler yapabiliyorlardı.1882 yılında, Osmanlı Devleti hacılar hariç tüm Yahudilerin Filistin'e girişini yasakladı. Fakat bu önlem Yahudi göçünü durdurmak için yeterli değildi. Kendilerini hacı gibi gösterip giriş yaptıktan sonra kolonileştirme faaliyetlerine devam ettiler ve geri dönüş yapmadılar. 1884 yılına gelindiğinde Dâhiliye Nazırı yeni bir yasa çıkardı. Yasaya göre, hacılar da dâhil olmak üzere vizelerini yetkili Osmanlı şubelerine onaylatmayan Yahudiler, Filistin'e kabul edilmeyecekti. Fakat bu önlem de soruna tam bir çare olmadı. Yahudiler sahte pasaport kullanmak suretiyle bu engeli de aşmayı başardılar.1887 yılına geldiğimizde Osmanlı Devleti daha ciddi önlemler alma yoluna gitti. Yeni kanunlara göre, Yahudiler Filistin'de sadece bir ay kalabileceklerdi ve Filistin'e girerken depozit olarak büyük bir meblağ ödemek zorundaydılar. Ödemiş oldukları depozit ise Filistin'den çıkarken kendilerine iade edilecekti. Fakat bu önlemlerle de istenen sonuç elde edilemedi. Yahudiler Almanya, Avusturya-Macaristan ve İngiltere gibi ülkelere başvurarak bu ülkelerin vatandaşları haline geliyorlardı. Daha sonra ise Osmanlı Devleti Yahudilerle değil de yabancı ülkelerin vatandaşlarıyla uğraşmak zorunda kalıyordu.Bütün bu yasak ve tedbirleri yahudiler azimle deldiler.Kudüs mutasarrıflarını,kaymakamları,tapu

müdürlerini satın aldılar.

Yahudiler satın aldıkları toprakları kendi adamları olan yerli halktan kimselerin üzerine tapu çıkararak alıyorlardı.Tıpkı bugün GAP ta ve diğer bölgelerde yaptıkları gibi.Yahudi göçmenlerin bazı engellere rağmen kolayca toprak satın almaları yahudi milyarderleri ve yahudi dünyasında ilgiyle karşılandı.Yahudi zenginler daha fazla toprak satın alınması için paralar göndermeye başladılar.Fiyatlar yükseldi.Yüksek fiyatları gören arap toprak sahipleri ve şeyhleri hızla toprak satmaya başladılar.Arap toprak sahipler aldıkları parayı yahudilerin açtıkları bar,pavyon gibi eglence yerlerinde yahudi kızları ile yediler.Yahudilerin parası böylece yeniden yahudiye dönüyordu.

Siyonist hareket yahudi sayısının ve toprağının artması ile güçlenmeye başladı.Siyonistler bölgede bir Yahudi devleti kurma planlarında Osmanlı İmparatorluğu, Britanya, İmparatorluk Almanyası gibi tüm egemen güçlerle ilişki kurdu ve destek aramaya başladı. 1896 yılında Filistin'i Siyonist harekete bağışlaması yolunda Osmanlı İmparatorluğunu ikna etmeye yönelik bir plan ortaya atıldı. 1854 te Osmanlı Devleti Kırım Harbine girerken ilk dış borcunu alıyordu.Otuz sene içinde Osmanlı Maliyesi borç ve faiz ödemelerine dayanamayarak aynen bugünkü gibi iflas etti .Duyun-Umumiye'yi yani bir çeşit bugünkü İMF yi kabul ederek maliyesini,iktisadi idaresini Avrupalılara teslim etmişti.Teodor Herzel 1896 yılında Osmanlı İstihbaratının Avrupadaki ajanlarından Newlinski ile İstanbula gelerek II.Abdülhamit'le görüştü.Yirmi milyon altın karşılığında Filstin'e yahudi göçünün serbest bırakılmasını yani Filistin'i satınalmak istedi.Abdülhamit şiddetle Teodor Herzl'in teklifini reddetti.

Newlinskiy'e Herzl'e iletmesi için şu cevabı verdi:

'Eğer Bay Herzl senin benim arkadaşım olduğu gibi arkadaşın ise, ona söyle bu meselede ikinci bir adım atmasın.Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir.Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz.Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehit düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk imparatorluğu bana ait değildir,Türk milletinindir.Ben onun hiçbir parçasını vermem. Bırakalım, Museviler milyonlarını saklasınlar, benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar, Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilirler.Fakat yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilr. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem.'(5)

Herzl zeki,idealist ve romantikti.İlk başlarda yahudi zenginler onu ciddiye almadı.O Lord Rochildi kurulacak İsrailin Başkanı,Baron de Hirch i ise başbakan yardımcısı olarak görüyordu.Rochild onunla görüşmyi reddetti.Osmanlı demiryolları müteahhidi ve finansörü Hirsch ise onu basit bir teorici,maceraperest olarak gördü.Rochild Hezl'i ancak 1902 de görüşmek üzere kabul edecektir. Buna rağmen Teodor Herzl mücadeleyi bırakmadı.

Osmanlının mali kriz içinde olmasını fırsat bilerek Filistin karşılığında mali yönden yardım etmeyi düşündü.Avrupa para piyasasasını elde tutan yahudi bankerlere ve en başta Rochild lere güveniyordu.'Yahudi Devleti' isimli kitabında şunu yazdı : 'Eğer Sayın Majesteleri bize Filistin'i verirse, biz de karşılık olarak Türkiye maliyesini düzeltiriz' Herzl daha sonra hem İngiltere'ye hem Osmanlı'ya çalışan çift yönlü ajan macar yahudisi Arminius Vambery'e beşbin altın vererek Sultan Abdülhamit'le bir kere daha görüşebildi. 19 Mayıs 1901 de yapılan bu görüşmede Herzl Türkiye ekonomisini Batının vesayetinden kurtarabileceklerini söyledi. Abdülhamit ondan Osmanlı borçlarının ödenmesi için bir plan hazırlamasını istedi. Herzl bu planı hazırladı ve mektupla Abdülhamit'e bildirdi. Tek şart Yahudilere Filistin'e yerleşme ve özerk idare hakkının tanınmasıydı. Abdülhamit planı reddetti (5)

Weizmann, Siyonist liderlerin aynı zamanda Osmanlı ve Alman İmparatorluklarından koparmaya çalıştıklarını, İngilizlerden koparmayı başarmıştı. 2 Kasım 1917'de ilan edilen Balfour Deklarasyonunda "Majestelerinin hükümeti, Filistin'de Yahudi halkı için bir vatan kurulmasına sıcak bakmakta ve bu amaca ulaşılmasını kolaylaştırmak için her türlü çabayı göstereceklerini belirtmektedir."(6) Bu deklarasyonun yayınlanmasından kısa süre önce İngiltere güvencesi altında "kendi kaderlerini tayin" vaadine karşılık İngilizlerin kumandasında Osmanlı İmparatorluğuna karşı savaşmayı kabul eden Arap liderlerini de yanına katan Britanya, Osmanlı'nın Ortadoğu'daki topraklarının büyük bölümünü ele geçirdi. 11 Aralık 1917 de de üç dinin kutsal şehri Kudüs düştü.

Bu dönemlerde Siyonist hareket ile Güney Afrika'daki sömürgeciler arasında da gelişkin bir ilişki vardı. Güney Afrika'da büyük bölümü Litvanya'dan gelen geniş bir Yahudi topluluğu vardı. Siyonist liderler siyasi ve mali destek sağlamak için sık sık Güney Afrika'ya gidiyorlardı.Siyasi Siyonizmin kurucusu olan Theodor Herzl Filistinlileri dağıtmayı başarmak için Güney Afrika'da uygulanan yöntemleri kullanmaları gerektiğini savunuyordu.1934'den önce bir grup Güney Afrikalı yatırımcı ile büyük sermaye sahibi Filistin'de toprak alımları yapacak olan Afrika-İsrail Yatırım Ortaklığını kurmuşlardı. (7)

Siyonistler toprak satın almaya devam ettiler..1918 de satın aldıkları tapusu Arapların üstündeki toprak miktarı 418.000 dönüme ulaştı..En verimli ve sulak arazileri satın alıyorlar; satışa su kaynaklarının da dahil olduğunu tapuya geçirtiyorlardı.Filistin İngilizlerin idaresine geçince Yahudilere arazi satış yasağı kaldırıldı.Toprakların tapusunu artık kendi üzerlerine alabilirlerdi.Satın aldıkları toprak miktarı 1925 te 944.000 dönüme,1927 de1.024.000 dönüme ve 1930 da1.170.000 dönüme çıktı.(8)Toprak almaya devam ettiler..1920-1936 yılları arasında İngilizler 290.000 yahudinin Filistine göçüne yardımcı oldular.1932 de Hitler'in iktdara gelmesi ile göçler hızlandı.Hitleri iktidar yolunda finanse edenlerle yahudilere toprak satın alınması ve göç için yardım edenler aynı bankerlerdi.Rotchild'ler,Rocfollerler. 1917'de Filistin'de 56.000 Yahudi, 644.000 Filistinli Arap vardı. 1922'de

83.794 Yahudi, 663.000 Arap vardı. 1931'de ise Yahudilerin sayısı 174.616, Araplarınki 750.000 idi. (9)

İngilizlerle Balfour Deklarasyonu ile yapılan ittifak Siyonistlere bölgeyi ele geçirmek için gereken zemini sağladı. Kırsal alanlarda toprakların ele geçirilmesi için büyük çaplı bir Yahudi sermayesi ayrıldı.Yahudi grupların elindeki kent ve kır alanları 1930'da 1.250.000 dönüme ulaştı. Bu tarımsal alanların yaklaşık üçte biriydi. İngiliz emperyalizmi yöredeki Filistin ekonomisinin istikrarını bozmak için gerekli yolları açtı.Manda hükümeti Yahudi sermayesine ayrıcalık tanıyarak Filistin'deki devlet imtiyazının % 90'ını onlara ayırdı. Bu Siyonistlere ekonomik altyapının (yol projeleri, Ölü Deniz'deki maden yatakları, elektrik, limanlar, vb.) denetimini ele geçirme imkanını verdi. 1935'e kadar Siyonistler Filistin'deki toplam 1212 sanayi şirketinin 872'sini ellerine geçirmişlerdi.

Siyonistlere ait sanayi ithalatı vergiden muaftı. Arap işgücü aleyhine çıkarılan ayrımcı iş yasaları sonucu Araplar arasında büyük çaplı işsizlik başgösterdi.(10)

İngiliz,Amerikan,Fransız ,Güney Amerikalı yahudi zenginler kesenin ağzını açarak toprak satın almak için özel banka ve konsorsiyumlar kurdular.Bunlardan Siyonist toprak stratejisine en yüksek mâlî destek 1919-1939 yılları arasında ABD'den geldi. Siyonist mâlî kurumlar şebekesinin öncülüğünde Anglo- Palestine Bank oluşturuldu. Siyonist örgüt, 1920'lerde bir emlak bankası, bir çok mahallî halk ve kredi bankaları kurdu.

Filistin banka sistemine açıkça Siyonistler hâkim oldular. Siyonist örgüt bir çok bankaya özel görevler verdi. Joint Distribution Committe'nin bankası esnaf ve zanaatkâra krediler açıyor, Central Bank of Cooperative Institutions (Kooperatif Kurumlar Merkez Ban-kası) Siyonist sendika sistemini teşvik ederken, Palestine Mortgage and Credit Bank (Filistin İpotek ve Kredi Bankası) orta sınıftan Yahudiler için konut ve yerleşme yerleri yapımının finansmanını sağlıyordu. Kapitalist göçmenlerin 1933 yılından itibaren bölgeye akın etmesi, banka ve finans sistemini muazzam fonlarla

besledi.1919-1929 yılları arasında en az 200 milyon dolar bölgeye akarken 1933-1939 yıllarında bu rakam, 315 milyon dolar gibi muazzam bir meblağa ulaşıyordu.(11)

1936-1939 arası Filistinliler büyük bir başkaldırı ve isyan çıkardılarsa geç kalmışlardı.Güçlenen yahudi toplumu ve organizasyonları ve İngiliz desteği ile yenildiler.Bundan sonra yahudi toplumuna silah akmaya başladı.Filistin köylerine karşı saldırı,baskın ve katliamlarla geri kalan toprağı da ele geçirdiler ve mazlum desteksiz Filistinlileri kendi topraklarından sürdüler..

Günümüze gelirsek 1960-1995 in ulu hakan abdülhamitçi çizgiden gelen sözde Abdülhamitçi-islamcı kadroları siyonist Oferler'e Karaköy-galataport'u;Telekom'u,Tüpraş'ı,Telsim'i Rochild'in torunlarına satarken acaba bir hafıza silinmesine mi uğradılar yoksa geçmişte Abdülhamitçi geçinirken maskeli birer Herzl'in ve Lord Edmond Rochild'in adamları mıydılar....

Kaynaklar

1-Prof.Dr. Fahir Armaoğlu,Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları(1948-1988)Türkiye İş Bankası Yayınları,1991,sayfa34 den alıntılayan İbrahim Okur, İkinci Binyılın Muhasebesi,cilt 3,sayfa990 2-Joy Bonds ve diğerleri,Köklerimiz Hala Yaşıyor-Filistin Halkının Tarihi,1977,s 13 den alıntılayan Ralph Schoenman,Siyonizmin Gizli Tarihi,Kardelen Yayınları,1992,s.20

3- Ralph Schoenman,Siyonizmin Gizli Tarihi,KardelenYayınları,1992,s 19

4- İbrahim Ökur,İkinci Binyılın Muhasebesi,Okursoy Yayınları,1999,s990 5-Doç.Dr.Yaşar Kutluay,Siyonizm ve Türkiye,s 108-109 6-Ralph Schoenman,Siyonizmin Gizli Tarihi,KardelenYayınları,1992,s 22 7-Ralph Schoenman,Siyonizmin Gizli Tarihi,KardelenYayınları,1992,s 24 8-Prof.Dr. Fahir Armaoğlua.g.e. sayfa 21; Enver Ziya Karal,Osmanlı Tarihi,8.

cilt,sayfa 486

9-Demir Duvar:Jabotinsky'den Şamir'e Siyonist Revizyonizm,Lonra,Zed Books,Ltd,1984,s 79 dan alıntılayan Ralph Schoenman,Siyonizmin Gizli Tarihi,KardelenYayınları,1992,s 29 10-Ralph Schoenman,Siyonizmin Gizli Tarihi,KardelenYayınları,1992,s 30 11-Said B. Hiradeh, Economic Organization of Palestine, Beyrut s. 228 dan alıntılayan Suat Parlar, Kudüs Dergisi,Eylül 2003
2
mavikaranlik mavikaranlik
Hocam kaleminize sağlık, kaynaklarla da desteklenince muhteşem bir yazı olmuş.
kisiselbakim kisiselbakim
Faydalı olduysa ne mutlu.

Yanlış bilinen doğrularla sözlüğe hizmete devam diyelim o zaman

asgari ücretin 2 bin 20 tl olması

kisiselbakim
Emekci kardeşlerimiz için çok güzel bir haberdir. Beklenenin üstünde verilmiş bir zamdır. Seçim öncesine denk gelmesi büyük şanstır. Güle güle harcasınlar.
İşveren tarafınada bakmak lazım.
İşverene yansıması 2.558 TL dir. Yemek ve yol parası ile bir işcinin minimum maliyetinin 3 bin TL olarak düşünülmesi geriyor.
10 işci çalıştıran bir işletmenin sadece 30 bin lira işci maliyeti olacak ki ! ( daha kıdemli personel atışlarını saymıyorum bile. Siz bunu 10 işci ortalama 40 bin maliyet olarak düşünün) Bunu ne satarak karşılayacaktır merak konusu. Ürünlere zam geleceğini düşünsekte bu zam aracı kurumları (yani üretmeyen sadece üretileni satan) marj anlamında etkilemeyecek o nedenle hizmet sektörünü kötü etkileyecek durum olacaktır. Bakın bu anlattığım sektörün ülkeye para olarak yansıması 200 milyar liradır. Ülke GSMH nin Yaklaşık %25'e denk gelen tutarıdır.
Bununda işciye yansıması daha fazla iş yükü demektir! İşverenler artık daha az işci maliyeti isteyecek ve norm kadro azalmasına gidecektir/zorundadır. İş bulmak eskiye göre daha da zorlaşacaktır.

Yine söylüyorum refah seviyesi ii ve işci maliyetlerini artırarak sağlanmaz. Tek yol adil bir vergi yayılımı ve üretim ekonomisidir.
2
queen queen
Vergilerin nirvana'da olduğunun hepimiz farkındayız. Ben maaşlı çalışan bir insan değilim. Tabi ki iş verenlerin işi de zorlaştı. Bende bir işveren olarak söylüyorum.Ancak 2 bin 155 tl ile kim nasıl geçinebilir.
kisiselbakim kisiselbakim
Verginin adil dağılımı için tabana değil tavana yayılması gerektiğini vurguladım.vergiler sadece taban için Nirvana da ! Asıl vergi ödemesi gereken büyük şirketlerin muhafiyetleri azaltılmalı ki adil bir dağılım yapılabilsin.

entrylere dislike veren yazarlar

kisiselbakim
Sözlükte bu konuda en şikayetçi olabilirim. Hatta bunun için çok entry girmişliğimde vardır.
Sorun dislike verilmesi değil ! Görüşümü beğenmeyebilirsin hatta kızada bilirsin bunda hiç. Bir sorun yok. Ancak burası bir fikir paylaşım ortamı ve herkes fikrini yazmakta özgür. Benim yazdığımı beğenmiyorsan farklı bir görüşün vardır. Peki ne ? Arkadaş yaz, yaz, yaz ki bizde bilelim nerede hata yaptık. Öyle korkmak gibi eksiyi basıp kaçma. Az cesur ol, fikrin olsun
1
the aquarian the aquarian
kesinlikle katılıyorum. ne o öyle zile basıp kaçan mahalle çocukları gibi. herkesin içinde büyümeyen bir çocuk mutlaka birazda olsa vardır ama o içimizdeki çocuğu lütfen böyle şeylere alet etmeyelim..

nihat hatipoğlu'nun belediye başkanı adayı olması

kisiselbakim
https://tr.sputniknews.com/turkiye/201811301036406543-nihat-hatipoglu-erdogan-aday-teklif/

Ramazan döneminde 30 günlük program için 200 bin dolar (950 bin TL ) ücret alan bir din tüccarının aylık bin 600 TL ile geçinmeye çalışan açlık sınırının altında ki insanlara şükretmeyi tembihlemesi kadar enteresan bir ülkedir Türkiye.

daha da enteresan olan ise, açıklamada ki dinin gücünden bahsedilmesi olmuş ! aynen hocam dinin gücü sayesinde 1 milyonluk bir araca biniyor,oteller açıyor, oğlunuda en az kendin kadar ünlü yaparak programlarda boy gösterip,hatipoğlu ailesi olarak dinin gücünü sonuna kadar sömürüyorsunuz.

yürüyedur Türkiye

süleyman soylu'nun amerika açıklaması

kisiselbakim
17 yaşında ki ergen zekasına sahip bir beyanat olmuş !
Geliş ve gelişmekte olan ülkelerde bu açıklamanın bir karşılığı olur. Sonuçta sen devlet büyüğü konumunda ve devlet ahlakını,gururunu temsil pozisyonunda isen sözünün arkasında durman gerekir. ancak açıklamaya muhatap devlet dünyanın jandarması pozisyonunda bir devlet olunca sana bu cümleyi hamudu ile yuttururlar. yani demem o ki yarın bunları yuttuğunda bu halkın karşına hangi yüzle çıkacaksınız ?

Süleyman Soyluyu severim, işini şevk ile yapıyor. lakin konumundan emin olmayacak ki bazen bu tarz fazla duygusal açıklamalar ile halkın sempatisini kazanmaya çalışıp reisinin gözünde uzun soluklu olma çabasında. ama bilmeli ki reisi için önemli olan şey liyakat ve riyakarlıktan ziyade çıkarlar !!!

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol