Olum senin burada ne işin var ashshaka
Tatile giden birinin hangi salaklıklarla özgürlüğünü kısıtlayabileceğini fotoğraflayan başlık.
Bir nevi lüks hapisane örneği.
Bir nevi lüks hapisane örneği.
Eğer renk körü değilsem ileride sözlükle özdeşleşmeye aday olaydır.
Not: mesajın var rengini henüz bilmiyorum.
Not: mesajın var rengini henüz bilmiyorum.
bu tarz birkaç sözlük daha var...
Bunu bilmiyordum.
Sanırım yoruma da bildirim gelmiyor.
Sanırım yoruma da bildirim gelmiyor.
Ayarlar tıkladığınızda aşağıdaki bildirim özelliklerini aktif ettiğinizde bildirimler aktif olacaktır.
açtığım başlıklara yeni entry eklenince bildir
sözlükte yokken gelen mesajları e-mail ile bildir
açtığım başlıklara yeni entry eklenince bildir
sözlükte yokken gelen mesajları e-mail ile bildir
Teşekkür ederim bilgi için.
Rica ederim (yazar:hippizibidi )
Sözlükte reklamı çıkan D&r store'de gözüme ilişen ve daha önce okuduğum bir kitap.
İlginçtir reklama konu olan kitaplardan üçünü okumuşum.
Neyse konuya dönelim.
Tanım:
80 darbesinden sonra tisk ( türkiye işveren sendikaları konfederasyonu ) başkanı halit narin'in, ekonomide işverenlerin lehine çıkarılan yasalardan sonra sarfettiği söz. ayrıca, ebru deniz ozan'ın yukarıda belirttiğim kitabı. kitaba ismini, halit narin'in bu sözü vermiştir.
60-80 arası dönemi analiz ederek doktorasını tamamlayan ebru deniz, bu tezi biraz genişleterek bu kitaba dönüştürmüştür. Tr ekonomisine merakı olanlar solcu fikirlerle yazılan bu kitaptan faydalanabilirler.
İlginçtir reklama konu olan kitaplardan üçünü okumuşum.
Neyse konuya dönelim.
Tanım:
80 darbesinden sonra tisk ( türkiye işveren sendikaları konfederasyonu ) başkanı halit narin'in, ekonomide işverenlerin lehine çıkarılan yasalardan sonra sarfettiği söz. ayrıca, ebru deniz ozan'ın yukarıda belirttiğim kitabı. kitaba ismini, halit narin'in bu sözü vermiştir.
60-80 arası dönemi analiz ederek doktorasını tamamlayan ebru deniz, bu tezi biraz genişleterek bu kitaba dönüştürmüştür. Tr ekonomisine merakı olanlar solcu fikirlerle yazılan bu kitaptan faydalanabilirler.
Bakkaldan alınacaklar listesine mutlaka "devamını oku" butonu eklenmelidir, Yarım kilo da dünya barışı.
uzun yazı yazası gelmiyor insanın. Misal, bir yazarın uzun bir yazıyı geçmek için parmağıyla çektiği bir flipten sonra 2-3 saniye geçtiğini varSayın, yazar hayli hızlı bir flip çektiği için yazıyı atladığı an parmağıyla ekrana dokunduğunda birkaç entry daha kaçıracak ve tekrar yukarı çıkacak. Tabii bu arada "amk ibnesine bak manifesto yayınlıyor sanki!" minvalinde bir küfürle kulaklarımı çınlaması işten bile değil.
uzun yazı yazası gelmiyor insanın. Misal, bir yazarın uzun bir yazıyı geçmek için parmağıyla çektiği bir flipten sonra 2-3 saniye geçtiğini varSayın, yazar hayli hızlı bir flip çektiği için yazıyı atladığı an parmağıyla ekrana dokunduğunda birkaç entry daha kaçıracak ve tekrar yukarı çıkacak. Tabii bu arada "amk ibnesine bak manifesto yayınlıyor sanki!" minvalinde bir küfürle kulaklarımı çınlaması işten bile değil.
İnsanın kibir, hırs, güç arzusu, ego, doyumsuzluk, tüketim isteği ve kötülük hissi gibi duygu durumlarından beslendiği için dünya üzerinde var olmuş en güçlü fikri akım.
Zannedersem kartikal körlük olarak da geçiyor. Bir kitapta karşılaşmıştım.
Beyin kör olduğunun farkına varamadığı için karşılaştığı durumlarla alakalı hayaller üreterek kişinin kendisini kandırmasına neden olur.
Beyin kör olduğunun farkına varamadığı için karşılaştığı durumlarla alakalı hayaller üreterek kişinin kendisini kandırmasına neden olur.
Bazı körlere renkleri anlatmanıza gerek yoktur. (bkz:anton-babinski sendromu) sen anlatırsın onlar anlar.
Bazı şeyler aşama ister. Mesela saç ektirmek için saçınızın dökülmesi gerekir. Ölmek istemek içinse yaşamanız gerekir...
"mr hippizibidi"
Pufff ne laftı ama. Ben uyusam iyi olacak.
"mr hippizibidi"
Pufff ne laftı ama. Ben uyusam iyi olacak.
popüler kültürün mezesi kavram. sarışın mavi gözlü zeki kızlardan hoşlanan erkekler mi dersin, kaslı esmer zeki erkeklerden hoşlanan kadınlar mı...
Yani demem o ki fikirlerin yakışıklı olsa da görünüşünde olacak, fikirlerin güzel olsa da görünüşünde olacak.
(bkz:ayn rand'ın bekar olması)
Edit: ayn Rand harbiden çok çirkin mk.
Yani demem o ki fikirlerin yakışıklı olsa da görünüşünde olacak, fikirlerin güzel olsa da görünüşünde olacak.
(bkz:ayn rand'ın bekar olması)
Edit: ayn Rand harbiden çok çirkin mk.
Şu an Türk edebiyatının (bkz:alper gencer) ile birlikte en yetenekli genç şairi.
Bir şiiri;
Karşımda oturuyorsun işte, bütün dünya karşımda oturuyor. Sana kimlik kazandıran şeyler, sana dahiller, senden hariçler, üzerinden açıklanabilecekler ve üzerinden açıklanabildiklerin.
Hepsi karşımda oturuyor. Yalnız yüzün yok.
Büyük kayıpların yankısı da büyük olur. Derin yaraların tedavisi uzun sürer. Ağır sözleri taşımak beden gücünü aşan olağanüstü dirayet gerektirir.
Karşımda oturuyorsun bu, güneş tutulmasından sonraki en seyirlik vaka. Hiddetin karşımda oturuyor, zafer sarhoşluğun, acizane galibiyetin, geldiğin son noktan. Yalnız şevkatin yok.
Yedi milyarda bir ihtimal gerçekleşiyor, beni sen defnediyorsun. Oysa her şey ne kadar da mümkün görünüyor, bakış açını biraz değiştirdiğin zaman. Senin hiç bilmediğin bir coğrafyada, daha önce hiç gitmediğin bir şehirde, adını bile duymadığın bir ırka mensup doğar, hayat bulur ve sona erebilirdim. Senden önceki herhangi bir yüzyıla yayılabilir veya senden sonraki herhangi bir yüzyılda bulunabilirdim. Belki de denk gelmekti kusur, aynı zamana, aynı coğrafyaya, aynı şehre ve aynı masaya.
Karşımda oturuyorsun, bir mucizenin alışılagelmiş bu hali belki sadece beni şaşırtıyor. Bir ben tanıklık ediyorum dünyanın bu akıl almaz ihtimaller döngüsüne. Silik şaşkınlığın, önemini yitirmiş esefin, hatırlanmayan hayretin de karşımda oturuyor. Yalnız itimadın yok.
Bir şey söylemek güç, göstermek imkansız. Algının hüküm sürdüğü bu evrende kimse yettiği kadar değil, dilediği kadar bilge. Her şeyin son bulacağı o makus günü düşün. Bir sabah uyandığına gövdene kıyafetlerinin yerine toprak ve nemli kili giyineceğin o geri dönüşüm haddini. Yaşamı herhangi bir şey uğruna heba etmenin uzunca bir meseleyi anlatmanın en kısa yolu olduğunu. Bazen aradaki bir masa boyu mesafenin dünyanın en uzun mesafesi olabileceğini ve onu yalnızca kelimelerin aşabileceğini.
Karşımda oturuyorsun bu adaletsiz müsabakanın galibi çoktan belli. Ölçü birimlerinin hiçbir önemi yok, istatistiklerinde. Sebebine ilişkin izlenim ve sonuna sadık değerlendirmelerinde.
Çünkü insan bedeni her nerede ikamet ederse etsin, asıl adresi beyninin içinde kendini yerleştirdiği yerde.
Karşımda oturuyorsun ve bu yalnızca bana göre öyle…
Bir şiiri;
Karşımda oturuyorsun işte, bütün dünya karşımda oturuyor. Sana kimlik kazandıran şeyler, sana dahiller, senden hariçler, üzerinden açıklanabilecekler ve üzerinden açıklanabildiklerin.
Hepsi karşımda oturuyor. Yalnız yüzün yok.
Büyük kayıpların yankısı da büyük olur. Derin yaraların tedavisi uzun sürer. Ağır sözleri taşımak beden gücünü aşan olağanüstü dirayet gerektirir.
Karşımda oturuyorsun bu, güneş tutulmasından sonraki en seyirlik vaka. Hiddetin karşımda oturuyor, zafer sarhoşluğun, acizane galibiyetin, geldiğin son noktan. Yalnız şevkatin yok.
Yedi milyarda bir ihtimal gerçekleşiyor, beni sen defnediyorsun. Oysa her şey ne kadar da mümkün görünüyor, bakış açını biraz değiştirdiğin zaman. Senin hiç bilmediğin bir coğrafyada, daha önce hiç gitmediğin bir şehirde, adını bile duymadığın bir ırka mensup doğar, hayat bulur ve sona erebilirdim. Senden önceki herhangi bir yüzyıla yayılabilir veya senden sonraki herhangi bir yüzyılda bulunabilirdim. Belki de denk gelmekti kusur, aynı zamana, aynı coğrafyaya, aynı şehre ve aynı masaya.
Karşımda oturuyorsun, bir mucizenin alışılagelmiş bu hali belki sadece beni şaşırtıyor. Bir ben tanıklık ediyorum dünyanın bu akıl almaz ihtimaller döngüsüne. Silik şaşkınlığın, önemini yitirmiş esefin, hatırlanmayan hayretin de karşımda oturuyor. Yalnız itimadın yok.
Bir şey söylemek güç, göstermek imkansız. Algının hüküm sürdüğü bu evrende kimse yettiği kadar değil, dilediği kadar bilge. Her şeyin son bulacağı o makus günü düşün. Bir sabah uyandığına gövdene kıyafetlerinin yerine toprak ve nemli kili giyineceğin o geri dönüşüm haddini. Yaşamı herhangi bir şey uğruna heba etmenin uzunca bir meseleyi anlatmanın en kısa yolu olduğunu. Bazen aradaki bir masa boyu mesafenin dünyanın en uzun mesafesi olabileceğini ve onu yalnızca kelimelerin aşabileceğini.
Karşımda oturuyorsun bu adaletsiz müsabakanın galibi çoktan belli. Ölçü birimlerinin hiçbir önemi yok, istatistiklerinde. Sebebine ilişkin izlenim ve sonuna sadık değerlendirmelerinde.
Çünkü insan bedeni her nerede ikamet ederse etsin, asıl adresi beyninin içinde kendini yerleştirdiği yerde.
Karşımda oturuyorsun ve bu yalnızca bana göre öyle…
Arada yolda yürürken durduk yere ellerimi semaya açıp "Allah'ım rus kızlarını çok güzel yeratmışsın. Onlara gereken özeni gösterdiğin için teşekkür ederim." dememe neden olan tanrıça türü.
Örnek verecek olursak;
"Kaybedenler, kendi kendini yetiştirmiş kişiler gibi, kazananlara oranla çok daha geniş bir bilgi ağına sahiptirler; kazanmak istiyorsan tek bir şey bilmen, her şeyi bilmekle zaman yitirmemen gerekir; derin bilginin hazzı kaybedenlere özgüdür."
Umberto Eco / Sıfır Sayı
En güzeli en başta durmalı. :)
"Kaybedenler, kendi kendini yetiştirmiş kişiler gibi, kazananlara oranla çok daha geniş bir bilgi ağına sahiptirler; kazanmak istiyorsan tek bir şey bilmen, her şeyi bilmekle zaman yitirmemen gerekir; derin bilginin hazzı kaybedenlere özgüdür."
Umberto Eco / Sıfır Sayı
En güzeli en başta durmalı. :)
Gidişatından endişe duyduğum had.
25 yıllık hayatımın 2 yılını müzik dinleyerek geçirdiğimi varsayarsam 1 yılını Türkçe rap kaplar. Lakin son 2 yıldır da kulaklığıma misafir olan yeni parçalar yok denecek kadar az.
Zira Amerika, almaya ve Fransa'da olduğu gibi sokakta başlayıp yine bu ülkelerdeki gibi kapitalizm için pazarlanabilir hale geldikten sonra uyuşturucu, seks, para üçgeninde sıkışmış durumda.
Düşünsene gezi olayları için bir şarkı yapıyorsun aradan birkaç yıl geçtikten sonra rapi kendi amacı dışında bir şeye hizmet ettiriyorsun.
Paranın yozlaştıramadığı çok az şey var ve Türkçe rap bunların içinde değil.
25 yıllık hayatımın 2 yılını müzik dinleyerek geçirdiğimi varsayarsam 1 yılını Türkçe rap kaplar. Lakin son 2 yıldır da kulaklığıma misafir olan yeni parçalar yok denecek kadar az.
Zira Amerika, almaya ve Fransa'da olduğu gibi sokakta başlayıp yine bu ülkelerdeki gibi kapitalizm için pazarlanabilir hale geldikten sonra uyuşturucu, seks, para üçgeninde sıkışmış durumda.
Düşünsene gezi olayları için bir şarkı yapıyorsun aradan birkaç yıl geçtikten sonra rapi kendi amacı dışında bir şeye hizmet ettiriyorsun.
Paranın yozlaştıramadığı çok az şey var ve Türkçe rap bunların içinde değil.
Tasarımı sebebiyle -android kullananlar için- google'den (bkz:yeni gizli sekme) açılmış gibi bir imaj oluşturduğundan bana güven aşılıyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?